Nedir.Org*
Soru Sor

Rönesans Sunumları

  • 17
    8 yıl önce
    İlgili Yazı: Rönesans

    Dosya Adı: Rönesansta Bilim (Dünya bilim tarihi) Sunusu

    (Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
    1. Sayfa
    1BİLİM TARİHİVII.BÖLÜM:RÖNESANS’DA BİLİM

    2. Sayfa
    ♣♣Doğu ile Batı arasında adeta zikzak çizen bilimsel gelişme Rönesans ile birlikteDoğu Dünyasından tekrar Batı Dünyasınaaktarılmıştır. Rönesans'ı, Ortaçağ ile Yeniçağ arasındageçen bir yeniden canlanma dönemi olarak tanımlayabiliriz. Ancak Ortaçağ ansızınsona ermemiş ve Yeniçağ da ansızınbaşlamamıştır. Bu dönem, yaklaşık olarak1350'lerden, 1600’lere kadaruzanmaktadır.2

    3. Sayfa
    ♣ Rönesans, diğer bütün özellikleri bir yana, Ortaçağ'ın kavramlarına ve yöntemlerine karşı bir başkaldırıydı. Herkes bilir ki her nesil bir öncekine karşı şu veya bu ölçüde tepki gösterir. Her dönem bir öncekinekarşı yapılmış bir başkaldırıdır ve bu böyle devam eder. Ancak, Rönesans'da yapılan başkaldırı, diğerlerine göre daha sertolmuştur.3

    4. Sayfa
    ♣ Ortaçağ'ın karakteristik özelliklerinden birisi yeniliklere karşı duyulan korkudur. Rönesans ise bu konuda daha hoşgörülüolmuştur. Her yenilik başlangıçta sorunlaryaratmış, ancak yenilikler insanlarınkarşısına giderek artan bir sıklıkla çıkmayabaşlayınca, bunlara alışılmış yeniliklerekarşı daha az güvensizlik duyulur olmuştur.Sonunda insanlar yeniliklerdenhoşlanmışlardır.4

    5. Sayfa
    ♣ Bilim alanında, yapılan yenilikler devrim niteliğindedir. Bu durum ürkek insanlarınneden bilimden korktuklarını açıkça ortaya koymaktadır. Çünkü HİÇBİR ŞEYBİLGİNİN GELİŞİMİ KADAR ÇAĞAÇICI OLAMAZ.♣ Her türlü toplumsal gelişimin kökenindebilim bulunmaktadır. Rönesans döneminin bilim adamı yeni bir bakış değil, yeni biroluşum ortaya koymuştur.5

    6. Sayfa
    RÖNESANSLA GELEN YENİLİKLER NELERDİR?Bu yeniliklerin başındaCOĞRAFÎ KEŞİFLERgelmektedir. Deniz yollarıkullanılarak, dünya yenidenkeşfediliyordu. MACELLAN,VASKO DE GAMA, KRİSTOFKOLOMB gibi kaşifler, denizyoluyla, çeşitli yönlere doğruyelken açarak, yeni topraklarkeşfediyorlardı.6

    7. Sayfa
    Örneğin, 1492 yılında Kristof Kolombilk seferinde Küba ve Haititopraklarına ayak basıyordu. Ancakburaların yeni bir anakara olduğunuanlayamamştı. Daha sonra bunu anlayanAMERİCA DE VESPUCCİ adlı birPortekizli denizci oldu. Böylece buanakaraya onun adı verildi: AMERİKA...AMERİCA DE VESPUCCİRönesans, coğrafî keşiflerin gerçekanlamda altın çağı olmuş, 1600 yılınavarıldığında bilinen dünya yüzeyi ikikatına çıkmıştır. 7

    8. Sayfa
    Eskiçağ ve Ortaçağ deniz seferlerigenellikle sahili izleyen seferlerdi.Denizcilerin karayı görmedengünlerce seyahat etmeleri çokzordu.Rönesans döneminde ise Portekizve İspanyol denizcileri açıkdenizlere çıkıyor ve hattaokyanusların fethine girişiyorlardı.8

    9. Sayfa
    ␛JOHANN GUTENBERG Rönesans‘a damgasını vuran en büyükbuluşlardan biri kuşkusuz MATBAANINİCADI’dır. 1436 yılında JOHANNGUTENBERG tarafından icat edilen veyaşama geçirilen matbaa, başlangıçta nekadar ilkel olursa olsun, artık yazılı basımolayını gerçekleştiren bir araçtır. Bununbilime katkısıysa, sayılamayacak kadarçok olacaktır.9

    10. Sayfa
    ␂␔␆Baskı sanatının geliştirilmiş olması, kültürünyayılmasında ve standartlaşmasında çokbüyük önem taşır.Elyazması eserler özgündür; ama yanlışlara,eklemelere ve çıkarmalara çok açıktır. Baskı teknolojisi ise tek seferde, birbirinin aynı olan yüzlerce kopyanın yayınlanmasınaimkan tanımıştır. Artık, belli bir kitabın belli bir sayfasına atıfta bulunmak mümkün halegelmiştir.10

    11. Sayfa
    Gravür sanatının da bulunması ilesanat ürünleri yaygınlaşmaya vestandartlaşmaya başlamıştır.Bu iki buluş yani, baskı ve gravür,bilginin gelişiminde çok büyük önemtaşımaktadır. Baskı, temelalınabilecek matematiksel veastronomik tabloların, gravür isebitkilerin, hayvanların, anatomik yada cerrahî detayların, kimyasalaraçların kitaplara illüstrasyonlarolarak girmesine olanak sağlamıştır.11

    12. Sayfa
    Rönesans buluşlar açısından olduğu kadar, bilgi stoklama ve ansiklopedi oluşturma açısından da gösterişli birçağ olmuştur. Her bir bilgi kırıntısını, artık sonsuza dek saklamak olanaklıolmuştur.“KELİMELER VE GÖRÜNTÜLER ÖLÜMSÜZLEŞTİRİLMİŞTİR.”12

    13. Sayfa
    Bu dönemde Eski Yunan ve Roma metinleriaraştırılmaya başlanmıştır. El yazmalarınıbulmak ve kopya etmek veya zamanla bozulmuş metinleri bütünlemek görevi ile yüklenenlereHÜMANİST adı verilmiştir. Hümanizm döneminde eski yazarları kavramak ve klasikleri okumak konusunda yeni bir tutum belirmiştir. Klasiklerin okunması, hümanistlerinyeni bir ilgiyle toplum eğitim ve aile sorunlarına eğilmelerine yol açmıştır. İnsana güven duyan hümanistler insanın toplumsal niteliklerineyeniden önem kazandırmışlardır.13

    14. Sayfa
    Eski Yunan Dünyasının keşfedilmesinde ikiolay önemli rol oynamıştır.Birincisi, İstanbul'un, Fatih Sultan Mehmettarafından fethedilerek Osmanlıİmparatorluğunun başkenti yapılması ve buolayın sonucu olarak, Doğu Romaİmparatorluğunun ortadan kalkmasıdır (tarih:29 Mayıs 1453). Bu olayda birçok Bizanslıkeşiş büyük önem taşıyan elyazmalarıylabirlikte Batı’ya kaçmışlardır.İkincisi ise, Ortodoks ve Katolik kiliselerinibirbirine yaklaştırmak için toplanan FERRARAKONSİLİ’nin bilginler arasında bilgialışverişinin yapılmasına neden olmasıdır.14

    15. Sayfa
    Rönesans’ta başlayan bir diğerönemli gelişme bireyin kendibireysel özgürlüklerini kısıtlayanama aynı zamanda ona daha büyükbir güvenlik veren bir toplumsalörgütün varlığına ihtiyaç duymasıdır.İtalya’da DEREBEYLİKLER yenidevlet ilkelerinden esinlenilerekküçük bölgesel devletler halinegetirilmiştir.15

    16. Sayfa
    ♣ Rönesans, hümanist görüşün önemkazandığı bir dönemdir. İnsan, insanolarak bütün gücü, bedeninin bütüngüzelliği, sevinci ve kederi, bütünduyguları, yanılgıları tutkuları ileele alınıp incelenmeliydi. Bütünbunlar insanın kendi üzerineeğilmesine, başka deyişle,“İNSANIN KENDİNİKEŞFETMESİNE NEDEN OLDU”.16

    17. Sayfa
    Bu oluşumların etkileri, elbetteki bilimdünyasında da görüldü. Bütün Doğu'nun bilimdeki birikiminin Avrupa'ya geçmeye başlaması vetoplum dengelerinin yerine oturması, artık bazı kimselerin bilime yönelmelerini mümkün hale getirdiği için, her yerden bilim adına sesleryükselmeye başladı. Bunlar içinden yürekli bir ses, o güne kadar bilinen bazı yasaları ters-yüz eden tezler ilerisürüyordu. Bu kişi NİCOLAUS COPERNİCUS’du ve "Dünya yuvarlaktır ve kendi ekseni etrafındadönmektedir.“ diyordu.17

    18. Sayfa
    BİLİMLER VE BİLİM ADAMLARIMATEMATİKBu dönem matematik alanında da yeniliklerinortaya çıktığı bir dönemdir. 15. ve 16.yüzyıllarda özellikle trigonometri ve cebir alanlarında önemli çalışmalar yapılmıştır. Artı ve eksi diye adlandırılan + ve - sembollerinin, ilk kez JEAN VİDMAN adında bir matematikçi tarafından 1489yılında yayımlanan "PRATİK MATEMATİK"adlı eserde kullanılarak, ortaya atıldığıgörülmektedir.18

    19. Sayfa
    ∉ Rönesans matematiğinin en üstnoktasına, İtalyan Raffaello Bombelli (1526-1572), Fransız François Viete (1540-1603) ve Felemenk Simon Stevin (1548-1620) ile ulaşılmıştır.1585 yılında, Stevin, ondalık kesirlerikullanmıştır.19

    20. Sayfa
    ASTRONOMİBu alandaki gelişme, daha önce Aristarkos tarafındansavunulmuş olan Güneş-merkezli Sistemin bu dönemdeCOPERNİCUS tarafından yeniden ileri sürülmüş olmasıdır.Güneş, yeniden evrenin merkezine konmuş ve Dünya birgezegen konumuna indirgenmiştir.Copernicus tarafından önü açılan bu kuram, bütünzamanların en iyi gözlemcilerinden biri olan TYCHOBRAHE'nin ilgisini çekmiştir. Ancak Tycho, yaptığıgözlemler sonucunda Güneş-merkezli varsayımdan ayrılmışve Batlamyus'un Yer-merkezli Sistemi ile Copernicus'unGüneş-merkezli Sistemini orta yerde buluşturan vekaynaştıran yeni bir kuramı benimsemiştir.20

    21. Sayfa
    NİCOLAUS COPERNİCUS(1473-1543)Son dört yüz yılda yani Modern Çağ’da tanıkolduğumuz bilimsel gelişmenin astronomide yeralan bu devrimle başladığı söylenebilir.Ortaçağ düşünce geleneğini kıran ilk bilimselatılımın astronomide ortaya çıkması bir bakımaçok normaldi. Çünkü, astronomide hiç bir alandaolmayan bir bilgi birikimi vardı. Babillileringöksel nesnelerin hareketlerine ilişkingözlemlerini, kuramsal düzeyde işleyen eskiYunanlıların astronomide büyük ilerlemekaydettiler. Bu birikimin ürünü olan BatlamyusSistemi 17. yüzyıla dek egemenliğinisürdürmüştür.21

    22. Sayfa
    Rönesans'la birlikte, astronomide acilçözüm gerektiren pratik sorunlarbaşlamıştı. Bu sorunlardan biri denizdeboylam hesaplanmasıyla ilgiliydi. Bu ise,öncelikle, güneşin izlediği yolun doğrubelirlenmesini gerektiriyordu.Çözümü aranan bir diğer soruntakvimle ilgiliydi. M.Ö.46'daoluşturulan yürürlükteki takvimyetersizdi.22

    23. Sayfa
    Ptolemy sisteminin göksel olguları açıklamaya yönelik salt bir teori olmaktan ileri bir niteliği,dinsel ya da ideolojik bir bağışıklığı vardı. Sistem ortaçağ skolastik felsefesiyle bütünleşmişti. Eleştirilerin, ne denli yerinde ve tutarlı olursa olsun, önemli bir etki yaratması beklenemezdi.Copernicus'un şansı, üstün zekâ ve güçlü öğrenme tutkusunun yanı sıra, her alanda yeni arayışlarınbaşladığı öyle bir dönemde dünyaya gelmişolmasıydı.23

    24. Sayfa
    Nicolaus Copernicus Polonya'nın Torunkentinde dünyaya geldi. On yaşında iken babasını yitirdi. Bir bilgin papaz olan amcasının himayesinde büyüdü. Aldığı eğitim daha çok teolojiye yönelikti. Ancak, Copernicus'un ilgi alanı belli bir konuyla sınırlanamayacak kadargenişti. Bologna, Padua ve Ferrara gibi döneminseçkin üniversitelerinde astronomi, matematik, hukuk ve tıp dallarında altı yıl süren öğretimgördü. Bir süre Roma'da matematikprofesörlüğü yaptıktan sonra ülkesine döndü.Ancak, onun asıl ilgi alanı astronomi idi.24

    25. Sayfa
    O'nun inancına göre, doğadaki olaylar basitkurallarla ifade edilecek düzeydedir. Kendikendine şu soruyu sormuştur :"Buradan bakılınca belirlediğimiz gökcisimlerinin olayları ve ilişkileri, acabaonlardan birinde olduğumuz varsayılıncaoradan yapılacak gözlemde belirlenecekilişkilere benzeyecek mi yoksa farklı mıgörülecektir?"25

    26. Sayfa
    26Bu düşünce şekli sezgisel de olsa buaraştırma için bir çıkış noktası olmuştur.Copernicus, aralıksız otuz yıl süren birçalışmasının ürünü olan baş yapıtı“GÖKSEL KÜRELERİN DÖNÜŞLERİÜZERİNE” arkadaşlarının ısrarı üzerineyayıma girer.Kitabının ilk nüshası Copernicus'ayaşamının son günlerinde hasta yatağındaulaşır. Ne var ki Copernicus, ünlü kitabıyayımlandığı yıl ölmüştür.

    27. Sayfa
    VenüsCopernicus teorisi iki temel varsayımiçermektedir:(1) Gezegenleri taşıyan gökselküreler dünyanın değil, güneşinçevresinde dönmektedir;(2) Dünya merkezde sabit değil,kendi ekseni çevresinde günlük,güneşin çevresinde yıllık dönüşleriçindedir.Sabit Yıldızlar Küresi Satürn Jüpiter Mars YER AY Merkür GÜNEŞ27

    28. Sayfa
    Copernicus'un ortaya attığı tez yaklaşıkelli yıl süreyle sadece tartışılmıştır.Ancak giderek benimsenmeye başlanmıştır. Bazı çevreler, Copernicus'un ileri sürdüğü hipotezi, hesaplara kolaylık getiren bir yöntem olarak görüyorlar ve üzerinde fazlaca durmuyorlardı. Buna karşın bazı bilimçevreleri de, bunu titizlikle inceleyerek,tezin gelişmesini sağlamışlardı.28

    29. Sayfa
    “Kopernik'le birlikte insanoğlunun kendini evrenin merkezinde saymaiddiası yıkılmış, doğanın bir uzantısı,bir parçası olduğu düşüncesidoğmuştur.“29

    30. Sayfa
    TYCHO BRAHE☼Danimarkalı bir astronom olanTYCHO BRAHE, 1546-1601 yıllarıarasında yaşamış ve şanslı olduğu içiniki önemli olayının tanığı olmuştur.Bunlardan biri 1572 yılında ortayaçıkan ve Onun tarafından gözlenenbir NOVA'dır. Diğeri ise 1577 yılındabir KUYRUKLU YILDIZ olayınıngerçekleşmesidir.30

    31. Sayfa
    ☼☼SÜPER NOVABrahe, yaptığı gözlemlerle önem taşır. Onunyaptığı gözlemler sayesinde Aristoteles fiziğive kozmolojisi büyük darbeler almıştır.1572 yılında, Cassiopea takımyıldızında yenibir yıldız belirmişti. Yaptığı hesaplamalarlaBrahe, bu gökcisminin sabit yıldızlarbölgesinde bulunduğunu ve yeni bir yıldızolduğunu ortaya çıkardı. Aristoteles fiziğinegöre eserden yapılmış olan bu bölgemükemmeldi ve burada yeni hiçbir şey varolamayacağı gibi, var olan bir şey de yokolamazdı. Oysa bu 1572 yıldızı (bugünküdeyimi ile nova) Aristoteles'in temelprensiplerine aykırı bir oluşumdu.31

    32. Sayfa
    ☼ Brahe, 1577'de ise, bir kuyruklu yıldızgözlemlemişti. Bu yıldızın Ay küresinin dışında, bu kürenin çok uzağında olduğunu saptadı. Bu da Aristoteles kozmolojisine aykırıydı. Çünkü Aristoteles'e göre, kuyruklu yıldızlar Ayküresinin altındadır. Böylece onun yaptığı bugözlemler sayesinde Aristoteles kozmolojisibüyük darbeler almıştır.32

    33. Sayfa
    ☼Brahe, Copernicus'un çalışmasını incelemişti, ancak Evren'inmerkezine Güneş'i koyan bu sistemekarşıydı. Brahe'ye göre Copernicussistemi, hem fizik yönden hatalı,hem de KUTSAL KİTAP'a aykırıydı.Yer merkezde ve hareketsizolmalıydı. Ancak Batlamyussisteminin yetersizliğinin defarkında olan Brahe, Copernicus veBatlamyus sistemini içine alan yenibir sistem önerdi. 33

    34. Sayfa
    ☼Brahe’nin Sisteminde, "Güneş veAy ile sabit yıldızların dizildiğigök kubbesi, sabit olan dünyaetrafında dönmektedirler; diğergezegenler ise güneş etrafında☼dolanmaktadırlar.“Böylece Brahe, hem Copernicus'a,hem Batlamyus'a, hem deAristoteles'e sadık kalmaktaydı.Sabit Yıldızlar Küresi Jüpiter Mars Venüs Merkür Güneş AY YER Satürn34

    35. Sayfa
    FİZİKFizikteki değişiklikler, diğer alanlardakideğişikliklerden daha az radikal olmuştur.17.yüzyıldan önce, WİLLİAM GİLBERT'in mıknatısüzerindeki çalışması dışında fizikte önemli birgelişme göze çarpmaz.16.yüzyılda zanaat ile kitaba bağlı öğrenim arasındakiuçurum kapanmaya başlar. Örneğin, emekli birdenizci ve pusula yapımcısı olan Robert Norman adlıbir ingilizin 1581'de yayımlanan THE NEWATTRACTİVE adlı kitapçığında bulmaktayız.Norman'ın kaydettiği ilginç gözlemlerinden biri şu:“Ortasında asılı mıknatıslı bir iğnenin kuzeyigöstermekle kalmadığı, fakat aynı zamanda, "DalmaAçısı" denilen yerküreye dikey bir meyil yaptığı.”35

    36. Sayfa
    Norman bir deneyinde mantar üzerine yerleştirdiği bir mıknatısı suda yüzdürür. Mıknatısın yalnızca kuzey-güney yönünedöndüğünü, ama bu yönlerden ne birine ne ötekine hareket etmediğini görür vebundan şu sonucu çıkarır: Mıknatıs bir döndürücü kuvvet değil, sadece biryönlendirme kuvvetidir.36

    37. Sayfa
    Norman bu sonuçlara bilimin temelleri saydığı"deneyim ve akıl yürütme” ile ulaştığınısöylemekle yetinir. Mıknatıs teorisi ile ilgilikonularda kendisini çok aşan mantıkçılarlatartışmaya giremeyeceğini kaydeder.Norman'ın kaçındığı teoriyi, teknik bilgilere ilgiduyan bilim adamı WİLLİAM GİLBERT (1540-1603) sağlar. Gilbert, DE MAGNET (MıknatısÜzerine) adlı ünlü yapıtında, mıknatıs ile ilgilikendi gözlemleriyle o zamana dek birikmiş tümbilgileri toplar. “Mıknatıslar arasıdaki kuvvetleriinceleyen Gilbert, yerkürenin de dev birmıknatıs olduğunu, kutuplarının bilinen coğrafikutuplara yaklaşık düştüğünü, ayrıca türdeş birmıknatıs taşında, mıknatıs kuvvetinin taşınkütlesiyle (ağırlığıyla değil) orantılı olduğunuileri sürer.”37

    38. Sayfa
    Gilbert, sürtünmeyle amber taşının çekme kuvveti kazandığını göstererek, asılı bir iğneyle bu kuvveti ölçer. Bu tür gözlem sonuçlarını birkelime altında toplamak için "amber" kelimesininYunanca karşılığından yararlanarak ilk kez"elektrik" kelimesini kullanır.Ona göre, mıknatıslı veya elektrikli bir madde, etrafındakini "kucaklayan" ve kendine çeken maddesel olmayan, neredeyse "ruhsal"diyebileceğimiz türden bir etkiye sahiptir.Güneş'in ve gezegenlerin hareketini açıklamada da, onun bu tür mistik kavramlar kullandığınıgörmekteyiz.38

    39. Sayfa
    BİYOLOJİ VE TIP 12., 13. ve 14. yüzyıllarda Arapça'dan Latince'ye çevrilen biyoloji ve tıp eserleri, bu dallardaki mevcutbilginin Batı'ya aktarılmasını sağlarken, 15. yüzyıldakikeşif seyahatleri yeni bitki ve hayvan örtüsüylekarşılaşılmasına sebep olmuştur. Bu yüzyıldaki biyoloji eserleri genellikle resimlidir. Sanattaki hakim görüş doğayı mümkün olduğu kadardeğişiklik yapmadan aksettirmektir (NATURALİZM). Bunu yapabilmek için de genellikle sanatkârlar canlıüzerinde araştırmalar yapmışlardır.39

    40. Sayfa
    1577'de Brüksel'de doğan Van Helmont deneyciydi. Van Helmont, suyun biricik element olduğuna inanıyordu.Bunu ispatlamak için;Belli ağırlıkta bir miktar kuru toprağa bir söğüt diker.Yalnız su verir.Beş yıl geçtikten sonra söğüt 74.5 kg ağırlıkkazanmıştır.Ancak, topraktaki eksilme sadece 100 gram kadar olur.40

    41. Sayfa
    Van Helmont bundan, ağacınmaddesinin sudan meydana geldiğisonucunu çıkarır. Aslında bu sonuç ozaman için mantık dışı da sayılmaz:Yeşil bitkilerin havadakikarbondioksitten karbon aldıkları çoksonraki bir keşiftir.İnsan vücudunun sıcaklığını ölçentermometre de bu dönemdebulunmuştur.41

    42. Sayfa
    LEONARDO DA VİNCİ(1452-1519)Eşsiz ressam, büyük bir heykeltıraş, büyükbir mimardı... Fakat aynı zamanda büyük birbilgin, büyük bir mühendis ve büyük birfilozoftu. Yazmayı tasarladığı kitapları yazmafırsatı bulsaydı, bilimin sonraki dönemlerdeuğradığı zorlukların çoğu ortaya çıkmaz,birçok hatalara düşülmezdi. İnsanlığı sanata,bilgiye ve doğaya açan Rönesans'ın simgesiLEONARDO DA VİNCİ!Rönesans'ın bir katkısı, insan kafasını evreneaçmak ise, bir başka katkısı da Leonardo daVinci’yi insanlığa armağan etmiş olmasıdır.42

    43. Sayfa
    Leonardo, yaşam boyu biriken gözlemselbulgularını; botanik, jeoloji, coğrafya, anatomive fizyoloji alanlarındaki inceleme sonuçlarını; mimarlık, şehir planlama, su ve kanalizasyonprojelerini; savaş teknolojisine ilişkin buluş veicatlarını tersten yazılmış notlarda saklıtutmuştu.Notlarının yüzyılımızın başında gün ışığınaçıkarılmasıyla dev sanatçının aynı zamanda, ilgi alanı son derece geniş büyük bir bilim adamı olduğu kesinlik kazanmıştır. Notları, sonraki yüzyıllarda ortaya çıkan bilimsel buluş veatılımların pek çoğunun ipuçlarını içermekteydi.43

    44. Sayfa
    Leonardo hukukçu bir baba ile köylü birhizmetçi kızın çocuğu olarak dünyaya gelmişti.Okul yıllarında en çok matematik problemleriniçözmede gösterdiği üstün yetenekle dikkatleriçeken Leonardo, bir yandan da yaptığı güzelresimlerle çevresinden hayranlık topluyordu.Olağanüstü yeteneklerini gören usta çırağınınLatin ve Grek klasikleri, felsefe, matematik veanatomi üzerinde öğrenimini sürdürmesineyardımcı olur. Çıraklık dönemini 26 yaşındanoktalayan Leonardo başvurusu üzerineARTİSTLER LONCASI'na kabul edilir.Yaşamını sırasıyla Floransa, Milano, RomaSaraylarında sürdürme olanağı bulur. Son üçyılını ise Fransa'da Kral Francois I’inkoruyuculuğunda geçirir.44

    45. Sayfa
    Leonardo coşkuyla üstlendiği birçalışmayı bitirmeden, daha çekicibulduğu başka bir işe yönelmektedir.Asıl tutkusu kuşkusuz sanattı. Ancak,sanat dışı çalışmalarında ise çokdağınıktı.Projelerinin pek çoğu kağıt üzerindekalmış, ya da, tam sonuçlandırılmadanbir kenara itilmişti. Projeleri arasındaçok önemsediği, deneysel olarakgerçekleştirmeye çalıştığı uçak,helikopter, paraşüt türünden araçlar,çeşitli silah modelleri vardı. Anatomikonusundaki incelemeleri hiç kuşkusuzdönemin en değerli bilimsel çalışmasıdiye nitelenebilir.45

    46. Sayfa
    Fizyolojinin gelişmesine yaptığıkatkıları arasında en başta kanınişlev ve dolaşımına ilişkin çalışmasıgelir. Kalbin kaslarını ayrıntılarıylaincelediği özellikle kapakçıklarınişlevini iyi kavradığı çizimlerindenanlaşılmaktadır. Kanın tümorganizmaya yayılarak doku veorganları nasıl beslediğini,çökeltileri nasıl temizlediğiniaçıklamaya çalışır. Organizmadakikan dolaşımını suyun doğadakiçevrimine benzetir. Bu tarifte,Harvey’in 100 yıl sonra olgusalolarak doğruladığı "kan dolaşımı"hipotezini bulabiliriz.46

    47. Sayfa
    Anatomi üzerindekiincelemeleri başlı başına birdeğer taşır. Sayısı 750’yibulan çizgi ve 10 insan cesediüzerinde yaptığı diseksiyonçalışması ona anatomitarihinde büyük bir yersağlamıştır.47

    48. Sayfa
    Leonardo'nun fizikte, özellikle mekanikdalında, ulaştığı bazı sonuçlarla Galileo veNewton'u da öncelediği bilinmektedir."Canlılar dışında algıladığımız hiç birnesne kendiliğinden harekete geçmez."diyen Leonardo, "her nesnenin hareketettiği yönde ağırlığı olduğunu, serbestdüşen bir cismin düşmede geçen zamanlaorantılı olarak ivme kazandığını" ilerisürmekle de kalmaz, daha ileri giderek,egemen Aristoteles öğretisinin tamtersine, kuvveti hareketin değil, hız veyayön değiştirmenin nedeni olarak gösterir.Bu tezin daha sonra mekaniğin hareketyasalarından biri olarak dile getirildiğinibiliyoruz.48

    49. Sayfa
    Aristoteles'in öğretilerine uzak duran Leonardo'nun Arşimet'e çok yakın ilgi göstermesi ilginçtir. Leonardo'nunArşimet’e ait okunaklı iyi nüsha eldeetmek için başvurmadığı kimse, çalmadığı kapı kalmaz. Amacı: klasik çağın bu öncü bilim adamının kaldıraç ve hidrostatik konularındaki buluşlarını bilim dünyasına tanıtmak, "Arşimet" adını layık olduğuyere yükseltmektir.49

    50. Sayfa
    50Teknoloji ile ilgili olarak bazı projelergeliştiren Leonardo, kuşların kanat vekas yapısından hareketle, insanların dabelli bir düzenek sayesinde uçabileceğianlayışını geliştirmiş ve bu yolda bazıaraştırmalar yapmıştır. Aynı şekildebalıklar gibi, insanların da denizinaltında yaşayabileceğini varsayanLeonardo'nun ilk denizaltı projelerinigeliştirdiği görülmektedir.

    51. Sayfa
    Leonardo, ışığın dalgasal nitelikteolma olasılığından söz etmiştir.Ayrıca Leonardo'ya jeolojininöncüsü gözüyle de bakılabilir. Dağyamaçlarında topladığı fosillerinbir bölümünün deniz yaratıklarınaait olduğunu söylemiştir. Yerkürekabuğunun zamanla değişikliklereuğradığı, yeni tepe ve vadilerinoluştuğu gibi noktalaradeğinmiştir.Simya, astroloji ve büyü türündenuygulamaları aldatmaca bulduğunuaçıkça söyleyen Leonardo, doğayıneden-sonuç ilişkisi içinde düzenli,nesnel bir gerçeklik olarakalgılıyordu.51

    52. Sayfa
    Tüm ilgi alanlarında evrensel bir deha, yetkin bir örnek sergileyen Leonardo, songünlerinde, zengin yaşam öyküsünü basit bir cümlede dile getirmişti: "nasıl yaşamamgerektiğini anlamaya başladığımda, nasılölmekte olduğumu gördüm."Öldüğünde 67 yaşındaydı, ama bedenselolarak tükenmişti.52

    53. Sayfa
    இPARACELSUS (1493-1541)Paraelsus, eski gelenek ve otoritelere ilk yüzçeviren İsviçreli hekim THEOPHRAST VONHOHENHEİM’dır. Doktor olan babasından ilktemel bilgileri aldıktan sonra üniversiteyegitmiş, ancak burada edinmiş olduğu bilgilerkendisini tatmin etmediği için çeşitli bilimmerkezlerine seyahatler etmiştir. Hekimliğebaşlamadan Avrupa'yı dolaşıp çeşitliülkelerdeki mineral, araç, hastalık ve tedaviyöntemlerini inceleyen Hohenheim, sonundaBasel'da yerleşmiştir. Orada sağladığı şöhretisayesinde halk ona eski Roma'nın büyükhekimi Celsus'a izafeten 'PARACELSUS'adını verir.53

    54. Sayfa
    இParacelsus, günün bilim adamlarını,geleneğin katı fikir ve yöntemlerinebağlılıkları yüzünden küçümser. Kendisitıp alanında Galen ve İbn Sina'nınöğretilerini bir yana iterek gözlem vedeney yolundan doğrudan incelemeleregirişir. Bir kimyacı olarak da bazı başarılıçalışmalar yapar, örneğin, eter ve diğerbazı kimyasal maddeleri hazırlar, tavuklarüzerinde yürüttüğü deneylerle eterinanestezik özelliklerini keşfeder, ilerdeinsanlığa sağlayacağı büyük yararıbilmeksizin.54

    55. Sayfa
    இ Paracelsus, bütün varlıkların ortak bir temeli olduğunu ileri sürmüştür. Bu temel, daha önceileri sürülen 4 elementin yanı sıra, tuz, civa ve kükürtten ibaretti. Bu yedi temel element,canlı veya cansız bütün varlığın temelmaddesini teşkil ediyordu. Dolayısıyla aslındacanlılar ve cansızlar özde farklılık göstermezler, temel yapı olarak aynıdırlar.Öyleyse, onların fonksiyonları arasında da birparalellik olmalıdır.55

    56. Sayfa
    இ İşte bu ilkeden hareket eden Paracelsus, kimyada kabul ettiğimiz yasa ve ilkelerin, aslında canlılar için de geçerli olduğunu savunmuştur. Eğer bir canlı, belli bir kimyasal yapıya sahipse, o taktirde, bunabağlı olarak o yapıda meydana gelecek olan bozukluklar aslında kimyasal kökenli olacaktır ve kimyasal ilkelerle açıklanabilecektir. Bu durumda yapının düzeltilebilmesi de, ancak kimyasal maddelerle mümkündür. İşte bu anlayışa İATROKİMYA denmiştir.56

    57. Sayfa
    இ Bu anlayışa dayanarak, Paracelsus, vücutfonksiyonlarının, örneğin midenin işleyişinin kimyasal bir süreç oluşturduğunu ileri sürmüştür. Mide sindirim görevini besin maddelerini ısıtıp, ıslatarak veya onları bazı hareketlerle parçalayarak yapmaz. Mideninsalgıladığı bazı sıvılar vasıtasıyla onu kimyasal bazı değişimlere tabi tutar. Bu anlayışı temel alan sonraki yüzyıllarda, bazı bilim adamları,dikkatlerini salgı bezleri üzerindeyoğunlaştırmışlardır.57

    58. Sayfa
    இParacelsus modern farmakolojinin dekurucusu olarak nitelendirilmektedir. Çeşitli kimyasal maddeler üzerinde araştırmalar yapmıştır. Bunların sonucu olmak üzereAntimonu bulmuştur ki daha sonra 17. ve 18. yüzyıllarda antimon sık sık iatrokimyagörüşlerini destekleyenler tarafından ilaçolarak veya ilaç terkipleri içindekullanılmıştır.58

    59. Sayfa
    VESALİUS (1514-1563)Andreas Vesalius, Belçika'datemel eğitimini tamamladıktansonra, Paris Tıp Fakültesi'ndetıp eğitimi görmüş ve dahasonra İtalya'da PaduaÜniversitesi'nde anatomikürsüsünde ders vermeyebaşlamıştır.59

    60. Sayfa
    Bu sırada Galenos'un eserleriniinceleyen Vesalius onun insanınanatomik yapısı konusunda verdiğiaçıklamaların birçok hata içerdiğinive bu hataların sebebinin anatomiincelemelerini hayvanlar üzerindeyapmasından ve bu incelemelerdenelde ettiği bilgileri insana maletmesinden kaynaklandığını ilerisürmüştür. O halde insan anatomisibilgisi, sadece sağlıklı insan yapısıincelenerek elde edilebilir.60

    61. Sayfa
    61Modern anlamda anatomi AndreasVesalius tarafından kurulmuştur.Araştırma gayesiyle anatomidedisseksiyon uygulamasını başlatanVesalius olmuştur.Vesalius anatomi konusundakiçalışmalarını FABRİCA adlı resimlianatomi kitabında vermiştir. Her nekadar Vesalius, Galenos otoritesine karşıçıkıyor ve onun verdiği anatomi bilgisinieleştiriyorsa da, eseri incelendiğinde,açıklamalarının pek çoğunun Galenos'laaynı olduğu görülür.

    62. Sayfa
    Rönesans ve Reform HareketlerininAydınlanma Çağı Üzerine Etkileri İncelemekte olduğumuz çağın sonundaki en çarpıcı olgulardan biri de Rönesans hareketinin içinde yer alan Reform olgusudur. Rönesans yeniden doğuşanlamına gelmektedir. Reform ise yeniden biçimlenişanlamında kullanılmaktadır ve dinsel anlayıştayenilenmenin simgesidir.MARTİN LUTHERBu dinsel akımın lideri ise bir Alman Papazı olanMARTİN LUTHER'dir. 1483-1576 yılları arasındayaşayan bu devrimci din adamı, aynı zamanda ünlü birfilozof ve düşünürdür. Reform hareketinin halkayönlenmesinde ve olumlu sonuçlar bırakmasındaönemli olan şey kuşkusuz bu hareketin başında, aydınve olumlu bir din adamının bulunmasıdır. 62

    63. Sayfa
    Yeni Çağın başlangıcında oluşan buhareketlerin, Yeni Çağı nasılyönlendirdiği önemlidir. Bundan sonrameydana gelen gelişmeler, önceki çağıngelişmelerinden çok farklıdır.Giderek kişilerden çok ekoller, gruplarve birlikte çalışmalar öne çıkacaktır.Rönesans döneminin insanı, artık dinselkişiliğinden sıyrılıp, ekonomik kişiliğinebürünerek yeni bir insan tipioluşturmaya başlamıştır.63

    64. Sayfa
    Baskı rejimlerinin ezdiği ve sindirdiği insanlar,Avrupa'nın hemen hemen her yerindekimliklerinin arayışı içine girmişlerdir.Bu hızla yayılan yepyeni anlayışlar, hayatı dahafarklı görme ve yaşamı anlamlandırma yolundakiarayışlar, bu akımı daha da güçlü kılmış; böyleceRönesans hareketi halk tarafından benimsendiğiiçin kalıcılığı sağlanmıştır.64

    65. Sayfa
    Rönesans hareketinin, insanlarcabenimsenmesinde temel öğelerden biri,onları insancıl olma (hümanist oluşum)fikrine yönlendirmesidir. Bu fikirberaberinde, toplumu oluşturan kişilerinbirbirine olan güvenlerini pekiştirerek,daha sağlam yapılı toplum kesitlerioluşmasına da katkıda bulunacaktır. Böyleceinsanlar birbirine daha yakın olacak,birlikte hareket edecek ve birlikten kuvvetdoğacaktır.65

    66. Sayfa
    Bütün bu nitelikli yaklaşımlar, bir çok düşünür veyazar tarafından, verdikleri eserler vemesajlarla yönlendirilir. Matbaanın yaygın olarakkullanılır olması yoluyla fikirler, basılı eserleryardımıyla insanlara çok daha acil çok daha kalıcıbir biçimde ulaşabilmektedir.Francesco Petrarca(1304-1374); yaşamak sanatıüzerine; Dante(1265-1321) ve Bocaccio(1313-1365); yaşamak sanatının ürünlerini sergileyerek;Niccolo Macchawelli de (1497-1527); insana özgünitelikleri öne çıkararak, Didier Erasmus(1467-1536) ile Michel de Montaigne(1533-1592) ise,insana özgü hümanist yapıyı bulup çıkararak veonu şekillendirerek Rönesans hareketlerineçeşitli boyutlar katmışlardır.66

    67. Sayfa
    Farklı akımlar kol gezmeye başladı. Örneğin,Septisizm olarak adlandırılan "şüphecilik "akımı, Pierre Charron'un(1541-1603)liderliğinde, bu çağda doruğuna tırmandı.Hemen herkes, bilimden bile kuşkulanır halegelmeye başladı. Rönesans şüpheciliğiberaberinde, insanların bilgileriniyenilemeleri fikrini oluşturmuştur.Ancak bu şüphecilik akımı, daha sonra hızlabireyciliğe dönüşecek, bu ise özellikleAvrupa'da yeni yeni akımların ardışık olarakortaya çıkmasına neden olacaktır.67

    68. Sayfa
    Bireyciliğin giderek öne çıkması, toprakağalarının feodal düzenini sarsacak; bunakarşın bu çağın yeni insanının burjuvazihniyeti, toplum düzenine egemen olmayabaşlayacaktır.Bu sırada insanları etkileyen çok önemli birslogan dillerde dolaşmaya başlayacaktır :- İçinden dilediğin gibi; dışından herkesgibi davran...(intus ut libert, foris ut moris est)Bu öğüdün babası, Cremonini(1552-1631)dir.68

    69. Sayfa
    Bilimdeki gelişmelerle insanlık adına yapılan buçalışmalardan elde edilen ürünlerin, insanlarınyaşamında güzellikler ve rahatlıklar yaratması,hem bilimsel çalışmaların insanlar tarafındanilgiyle izlenilmesine neden oluyor, hem de, onlarıbilimin yararı ve gerekliliği üzerindedüşündürmeye yöneltiyordu. Böylece bilimdurmadan taraftar topluyor, toplumun tartışmasızkabul ettiği bir olgu haline geliyor ve beraberindebilim yapılan kurumların ve doğal olarakÜniversitelerin kurulması ve çoğaltılması fikritoplumlara egemen olmaya başlıyordu.69

    70. Sayfa
    Artık bu kurumlarda görev alabilmek, bilimadamı olmak, toplumda bir ayrıcalık ifadeediyor ve o oranda saygı gören bir meslekhaline geliyordu. Bu düşünce ve oluşum halkarasında, çocuğunun eğitim sürecininplanlanmasında, göz önünde bulunduruluyor vedaha alt eğitim kurumlarının da güçlenmesibilinci oluşuyordu. Böylece eğitimde birbütünlük duygusu ve buna göre kurumlaşma,toplumlarda bir ortak politika olmayabaşlıyordu.70

    71. Sayfa
    İnsanlık adına olağanüstü bir dönembaşlamıştı ve onu yaşamanın tadıçıkarılıyordu. Burjuva yaşam biçimitopluma egemen oldukça, toplumkuralları buna göre oluşuyor, halk bukuralları daha çabuk benimsiyor veyaşama geçiriyordu. Bu hareketler vegelişimler, aynı zamanda bir birlikruhu oluşmasına ve toplumda ortakhareketlerin daha kolayyönlendirilmesine öncülük ediyordu.71

    İndir / Download : 36_rönesansta_bilim.pptx


    Yorumlar

    Sil