Nedir.Org*
Soru Sor

Devlet Sunumları

  • 2
    5 yıl önce
    İlgili Yazı: Devlet

    Dosya Adı: Devlet Nedir Slayt Sunum Powerpoint PPTX

    (Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
    1. Sayfa
    DEVLET TEŞKİLATI

    2. Sayfa
    1) Temel Kavramlar2) Devletin Genel Tanımı3) T.C. Devleti’nin Temel Organları4) İdare (Yönetim)5) Bakanlıkların Örgütlenme Esas ve Usulleri6) Merkezi Yönetimin Taşra Kuruluşlar7) Yerinden Yönetim Kuruluşları8) Fonlar9) Kamuya Yararlı Dernekler10) Uluslararası Kuruluşların Türkiye’deki Büro ve Kuruluşları11)Vakıflar

    3. Sayfa
    ANAYASAANAYASA MAHKEMESİANAYASANIN ÜSTÜNLÜĞÜBAĞLI KURULUŞİLGİLİ KURULUŞYERİNDEN YÖNETİMYETKİ GENİŞLİĞİBÜTÇEBAŞBAKAN YARDIMCISIBAKANBÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİDIŞ TEMSİLCİLİKİHTİSAS BİRİMLERİ1)TEMEL KAVRAMLAR

    4. Sayfa
    Anayasa, bir devletin yönetim biçimini belirtir. Toplumların ülke üzerindeki egemenlik haklarının, bireylerin temel haklarının hangi koşullar altında devlet tarafından kullanılabileceğini belirleyen temel kanunlardır. Devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirler. Genel olarak genel hükümler, temel hak ve özgürlükler bireylerin topluma karşı görev ve sorumlulukları ile yasama, yürütme, yargı gibi anayasal devlet organlarını tanımlayan bölümlere sahiptir.ANAYASA

    5. Sayfa
    Anayasa mahkemesi birincil olarak anayasal hukukla uğraşan yüksek mahkemedir. Temel yetkisi, işleme sokulması düşünülen veya işleme sokulan yasaların, veya bazı temel yasama uygulamalarının ilgili ülkenin anayasasıyla bağdaşıp bağdaşmadığının tespitidir. Bazı ülkelerde bu şekilde adlandırılmayan; fakat yine aynı görevi yürüten çeşitli mahkemeler de mevcuttur.Anayasa Mahkemeleri asıl görev olarak yasaların, Anayasaya uygunluğunu denetler. Anayasa Mahkemeleri genel olarak üç tür denetim yaparlar.1.Şekil: Dilbilim, imla, noktalama, yazım kuralları…2.Usül: Yasalaştırma süreci, toplantı ve karar yeter sayılarına doğru uyulup uyulmadığı vs…3.Esas: İçerik ve amaç, maddenin özü…ANAYASA MAHKEMESİ

    6. Sayfa
    Anayasanın devletin hukuk kuralları içinde en yüksek kural sayılmasına anayasanın üstünlüğü denilir. Anayasanın üstünlüğü ilkesi, yasaların anayasaya uygun olmasını gerektirir. Anayasanın üstünlüğü ilkesi, Anayasamızın 11. maddesinde şu şekilde ifade edilmektedir: “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. ”ANAYASANIN ÜSTÜNLÜĞÜ

    7. Sayfa
    Bakanlığın ana hizmet ve görev alanına giren ana hizmetleri yürütmek üzere bakanlığa bağlı olarak özel kanunla kurulan, genel bütçe içinde ayrı bütçeli veya katma bütçeli veya özel bütçeli kuruluşlardır. BAĞLI KURULUŞ

    8. Sayfa
    Özel kanun veya statü ile kurulan, iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müessese ortaklık ve iştirakleri veya özel hukuki, mali ve idari statüye tabi, hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşlarıdır.İLGİLİ KURULUŞ

    9. Sayfa
    İdari yerinden yönetim, yerel nitelikteki kamu hizmetleriyle iktisadi, ticari, kültürel ve teknik bazı fonksiyonların merkezi idarenin hiyerarşi yapısı dışındaki kamu tüzel kişiliklerince yürütülmesidir. Bu kamu tüzel kişileri, ya belli bir coğrafi bölgede yaşayan halkı, ya da eğitim, ticaret, sanayi, kültür gibi belirli bazı hizmetleri (fonksiyonları) temsil ederler. Bu kurumlara, federalizmde ol­duğu gibi anayasayla egemenliğe ilişkin bir statü tanınmamıştır. YERİNDEN YÖNETİM

    10. Sayfa
    Yetki genişliği, merkezdeki toplanmış yetkilerin bir bölümünün, yine merkezin denetimi altında, merkezdeki ve taşradaki bazı yüksek görevlilere aktarılmasıdır. Anayasaya göre Türkiye'de illerin idaresi "yetki genişliği" esasına dayanır. Bu esasın örgütü 'il genel yönetimi'nden sorumlu taşra idaresidir; valilik - kaymakamlık kurumudur. YETKİ GENİŞLİĞİ

    11. Sayfa
    Bütçe ,devletin, bir kuruluşun, bir aile veya bir kimsenin gelecekteki belirli bir süre için tasarladığı gelir ve giderlerinin tümüdür. Devlet, satış, gider, üretim, genel yönetim gibi bütçe türleri vardır.Devlet bütçesi, devlet ve öteki kuruluş veya toplulukların belirli bir dönem içindeki gelir ve giderlerinin oranlama niceliklerini önceden belirleyen, onaylayan ve bu işlemlerin yapılmasına izin veren kanun veya karar ,bu kanun veya karar yasama organının yürütme organına verdiği bir yetki şeklindedir.BÜTÇE

    12. Sayfa
    Başbakan Yardımcısı, bu görevinin yanı sıra bakanlık görevi de üstlenir. Başbakan Yardımcısı aynı zamanda Milli Güvenlik Kurulu üyesidir. Koalisyon hükümetlerinde koalisyon ortağı partilerin genel başkanları eğer isterse başbakan yardımcısı olur. Eğer bir parti tek başına iktidar olmuşsa milletvekillerinden birisini seçerek Başbakan Yardımcısı olarak görevlendirir. (Bakan görevlendirmesi gibi). Başbakan Yardımcılarının kendisine bağlı kuruluşları da bulunmaktadır.BAŞBAKAN YARDIMCISI

    13. Sayfa
    BAKAN, hükümet (Bakanlar Kurulu) üyesidir. Devletin yürütme görevini yapmak üzere, çok kez milletvekilleri arasından başbakanca seçilir. Cumhurbaşkanı onayladıktan sonra göreve başlar. Her bakan, bakanlıklardan birinin başında bulunur. Bakanlığı olmayan bakanlar da olabilir (Devlet bakanı).Osmanlı imparatorluğunda bakanlık görevini yapanlara «nazır» denirdi. Cumhuriyet döneminde, önceleri «vekil» denildi.BAKAN

    14. Sayfa
    Büyükşehir belediyesi, il merkezi birden fazla belediyeye bölünmüş ve kalabalık nüfuslu illerde belediye hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi ve belediyeler arasında eşgüdüm sağlanması amacıyla ve kanunla oluşturulan belediye.Türkiye Cumhuriyeti 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'na göre, belediye sınırları içerisindeki ve bu sınırlara en fazla 10.000 metre uzaklıkta yer alan yerleşim yerlerindeki toplam nüfusu son nüfus sayımına göre 750.000'den fazla olan il belediyeleri, kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir.Organları büyükşehir belediye başkanı, büyükşehir belediye meclisi ve büyükşehir belediye encümenidir.BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

    15. Sayfa
    Dış temsilcilik; diplomatik temsilciliklerle konsolosluklardır.DIŞ TEMSİLCİLİK

    16. Sayfa
    İhtisas birimleri; dış temsilciliklerin bünyesinde çalışan ve Dışişleri Bakanlığı dışındaki kamu kurum ve kuruluşlarına mensup memur ve diğer görevlilerden meydana gelen birimlerdir.İHTİSAS BİRİMLERİ

    17. Sayfa
    Sınırları belli bir toprak parçası üzerinde yaşayan ve üstün bir otoriteye bağlı insan topluluklarının oluşturduğu siyasal ve hukuksal bütünlüğe devlet denir.2)DEVLET

    18. Sayfa
    DEVLETİ OLUŞTURAN UNSURLARÜlke(Toprak)Devletin üzerinde egemenlik kurduğu kara parçasıdır.İktidar (Egemenlik)Halk ve ülke üzerinde egemenlik hakkını kullanan otoritedir..Halk(Millet)Devlet otoritesinin yönettiği insanlar topluluğudur.

    19. Sayfa
    Toplumda otorite ve düzeni sağlayan tek ve en büyük kurumdur.Bireyler açısından devlete üyelik zorunludur.Toplum düzenini sağlamak ve ülkeyi dış tehlikelere karşı korumak için zor dayalı kuvvet kullanabilme yetkisine sahiptir.Toplumda sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamı düzenlemekle yükümlüdür.Egemenliğini yasama, yürütme, yargı organları aracılığı gerçekleştirir.Devletin Özellikleri:

    20. Sayfa
    3) İDARE(YÖNETİM)

    21. Sayfa
    T.C. İDARİ YAPISIGENEL İDAREYERİNDE YÖN.KURULUŞLARIMerkez TeşkilatıBakanlar KuruluCumhurbaşkanıBakanlıklarYrd.KuruluşlarDanıştaySayıştayDev.Planlama TeşkilatıMilli Güvenlik KuruluDevlet Denetleme KuruluTaşra TeşkilatıBölge KuruluşlarıBucaklarİlçelerİllerDiğerleriDiyanet İşleri BaşkanlığıHizmet KuruluşlarıÜniversitelerT.R.TK.İ.TSSKYÖKEmekli SandığıDiğerleriMahalli İdarelerİl Özel İdarelerBelediyelerKöylerMeslek KuruluşlarıBarolarTicaret San. OdalarıTabip OdalarıBorsalarTMMOB

    22. Sayfa
    İdari Teşkilat, Genel (merkezi idare) ve mahalli idare olmak üzere ikiye ayrılır.Genel idare, bütün ülkeyi kapsayan idare olup, «merkez teşkilatı» ve «taşra teşkilatından» meydana gelmektedir.İDARİ TEŞKİLAT

    23. Sayfa
    Hiyerarşi Amirler(Makamlar)Merkezi İdarenin Başkent TeşkilatıBakanİl Özel (Yerel)İdaresiBelediye İdaresininKöy İdaresiValiBelediye BaşkanıMuhtar

    24. Sayfa
    Genel idarenin merkez teşkilatında;MERKEZ TEŞKİLATICumhurbaşkanıBaşbakanBakanlar KurluBakanlıklaryer almaktadır.

    25. Sayfa
    SeçimiMADDE 102- Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır.Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder.Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esaslar kanunla düzenlenir.CUMHURBAŞKANI

    26. Sayfa
    Başbakanın görevlerini kısaca hatırlarsak:Bakanlıklar arasında işbirliği sağlamakHükümetin genel siyasetini ve politikasını izlemekBakanlar kuruluna başkanlık etmektir.BAŞBAKAN

    27. Sayfa
    Diyanet İşleri BaşkanlığıTapu ve Kadastro Genel MüdürlüğüMilli İstihbarat Teşkilat MüsteşarlığıDevlet Personel Daire BaşkanlığıDevlet Planlama Teşkilatı BaşkanlığıDevlet İstatistik EnstitüsüAtom Enerji KomisyonuHazine MüsteşarlığıDış Ticaret MüsteşarlığıKöy Hizmetleri Genel MüdürlüğüBAŞBAKANLIĞA BAĞLI KURULUŞLAR

    28. Sayfa
    Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur.Başbakan, Cumhurbaşkanınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır.Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.BAKANLAR KURULU

    29. Sayfa
    Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatları kanunla düzenlenir. Bakanlar başında bulunduğu bakanlığın en üst amiridir. Bakanlar, hukuki ve mali bakımdan sorumlu oldukları gibi siyasi bakımdan da sorumludur. Buna karşılık, bakanlığın en yüksek idari memuru olan müsteşarların siyasi sorumluluğu yoktur.BAKANLIKLAR

    30. Sayfa
    TeşkilatMADDE 3 –Bakanlık merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşur.BAKANLIKLAR

    31. Sayfa
    MADDE 4 – (1) Bakanlık teşkilatının en üst amiri olan Bakan, Bakanlık icraatından ve emri altındakilerin faaliyet ve işlemlerinden Başbakana karşı sorumlu olup aşağıdaki görev, yetki ve sorumluluklara sahiptir:a) Bakanlığı, Anayasaya, kanunlara, hükümet programına ve Bakanlar Kurulunca belirlenen politika ve stratejilere uygun olarak yönetmek.b) Bakanlığın görev alanına giren konularda politika ve stratejiler geliştirmek, bunlara uygun olarak yıllık amaç ve hedefler oluşturmak, performans ölçütleri belirlemek, Bakanlık bütçesini hazırlamak, gerekli kanunî ve idarî düzenleme çalışmalarını yapmak, belirlenen stratejiler, amaçlar ve performans ölçütleri doğrultusunda uygulamayı koordine etmek, izlemek ve değerlendirmek.c) Bakanlık faaliyetlerini ve işlemlerini denetlemek, yönetim sistemlerini gözden geçirmek, teşkilat yapısı ve yönetim süreçlerinin etkililiğini gözetmek ve yönetimin geliştirilmesini sağlamak.ç) Faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak.Müsteşara yardımcı olmak üzere beş Müsteşar Yardımcısı görevlendirilebilir.BAKANLIKLAR

    32. Sayfa
    Türkiye’nin yönetim yapısı içinde her bakanlıktan siyasi olarak başbakana sorumlu olan bir bakan bulunmaktadır. Her bakan, Başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden de sorumludur.1946 yılında Türkiye’nin yönetim yapısına getirilen “Devlet Bakanlığı” uygulaması 2011 yılında kaldırılmıştır. Yine 2011 yılında hayata geçirilen yeni bir uygulama ise “Bakan Yardımcılığı” olmuştur. Bakan yardımcıları üzerlerine düşen görevin yerine getirilmesinde Bakana karşı sorumludurlar ve hükümetin görev süresiyle sınırlı olarak görev yaparlar.Bakan ve Bakanlıklar

    33. Sayfa
    Bakanlıklar ise Türkiye’de merkezi yönetimin en önemli yapısıdır. Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı 1984 tarihli 3046 sayılı Kanunla düzenlenmiştir. Bu anayasal bir ilkedir. Bununla birlikte 2011 tarihinde peş peşe çıkan pek çok Kanun Hükmünde Kararnameyle 3046 sayılı kanun değiştirilmiş ve Türkiye’deki bakanlıklarda önemli değişiklikler yapılmıştır. 2013 yılı itibariyle Türkiye’de 21 bakanlık bulunmaktadır.Bakan ve Bakanlıklar

    34. Sayfa
    Türkiye’de bakanlıkların tüzel kişiliği yoktur, devlet tüzel kişiliği içindedirler. Bakanlık merkez örgütü ana hizmet birimleri danışma ve denetim birimleri ile yardımcı birimlerden meydana gelmektedir. Görev alanlarıyla ilgili olarak bazı bakanlıkların yurtdışı ve taşra teşkilatı bulunmaktadır. Bakanlıkların bünyesinde “bağlı”, “ilgili” ve “ilişkili” kuruluşlar da yer almaktadır.Bakan ve Bakanlıklar

    35. Sayfa
    1982 Anayasasına göre, Türkiye’de merkezi idare coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere, iller de diğer kademeli bölümlere ayrılır. (Diğer kademeli bölümden kastedilen ilçe ve bucaktır) Anayasaya göre ” il” merkezi yönetimin temel örgütlenme birimidir. Türkiye’de 2013 yılı itibariyle toplam 81 il bulunmaktadır. Bununla birlikte Anayasaya göre, merkezi yönetim kuruluşlarının örneğin bakanlıkların “bölge kuruluşları” da oluşturabilmesi de mümkündür.Taşra Teşkilatı

    36. Sayfa
    Türkiye’nin yönetim sistemi içersin de il hem merkezi yönetimin taşra örgütüdür hem de yerel yönetim birimidir. Bu bölümde anlatılacak olan “il yönetimi” merkezi yönetimin taşra örgütü olandır. Alan 1949 tarihli 5442 sayılı “İl İdaresi Kanunu” ile yönetilmektedir.Anayasaya göre illerin idaresi “yetki genişliği” esasına dayanır. “Yetki genişliği, merkeze ait karar ve yürütme yetkisinin bir bölümünün bu yönetimin bir alt kademesindeki memurlara devri demektir. Yetkinin devredildiği kademe, ilin genel yönetiminden sorumlu olacaktır. İllerde bu görevi “vali” üstlenmektedir. Vali ilde, adli ve askeri kuruluşlar dışında, bakanlıklarda ve kamu kuruluşlarında çalışan tüm personelin en büyük amiridir. İlde hem devleti hem de hükümeti temsil eder. İlin yönetiminden her Bakana karşı ayrı ayrı sorumludur. Bakanlar, Bakanlıklarına ait işler için valilere emir ve talimatlar veririler.İl Yönetimi

    37. Sayfa
    Vali “istisnai memur” dur. Yani atanması, özlük hakları vs. bakımından diğer devlet memurlarının tabi olduğu mevzuata dâhil değildir. Farklı mesleklerden vali atanabildiği gibi, kanunlarda vali olabilmek için özel nitelikler öngörülmemiştir.İçişleri Bakanlığına bağlı olan vali Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle, yani İçişleri Bakanlığının önerisi, Bakanlar Kurulu kararı ve Cumhurbaşkanı onayı ile atanmaktadır.İl Yönetimi

    38. Sayfa
    İlde bakanlıklar görevlerini yerine getirebilmek için çeşitli örgütler kurarlar ve bunların başında “il müdürleri” bulunur. İl müdürleri ve bunların örgütleri tamamen valinin emri altındadır ve il müdürleri işlerin yürütülmesinden valiye karşı sorumludurlar.Bunun dışında il idare kurulu ilde valiye il yönetiminde yardımcı olan bir organdır. 5442 sayılı Kanuna göre il idare kurulu, valinin başkanlığı altında hukuk işleri müdürü, defterdar, milli eğitim, bayındırlık, sağlık ve sosyal yardım, tarım ve veteriner müdürlerinden oluşmaktadır. 1980’den sonra yapılan mevzuat değişikliğiyle il idare kurulunun görev alanı daraltılmış, görevlerinin bir bölümü yargıya bir bölümü de yerel yönetimlere aktarılarak “sembolik” bir kurul haline dönüştürülmüştürİl Yönetimi

    39. Sayfa
    İl yönetiminin bir alt kademesi ilçedir. İlçe genel idaresinin başı kaymakamdır. Kaymakam ilçede vali gibi hem devletin hem hükümetin temsilcisi değil, yalnızca hükümetin temsilcisidir. Kaymakam, valinin hiyerarşik yönetimi ve denetimi altındadır. Bununla birlikte kaymakam da vali gibi adli ve askeri örgütler hariç olmak üzere bakanlık örgütleri eliyle çalışır.Kaymakam yine validen farklı olarak kariyer mesleğinden gelir. Seçilmesi, yetiştirilmesi, atanması ve yer değiştirilmesi belli kurallara bağlanmıştır. Bu anlamda meslek memurudur ve vali gibi siyasal bir kişiliği yoktur. Atanması da validen farklıdır. “Ortak kararnameyle”, yani İçişleri Müdürler Encümeninin seçimi, İçişleri Bakanı oluru üzerine Cumhurbaşkanınca atanır.İlde olduğu gibi ilçede de kaymakamın başkanlığında idare kurulu görev yapmaktadır. İl İdaresi Kanununa göre bu kurul kaymakamın başkanlığında yazı işleri müdürü, mal müdürü, hükümet hekimi, milli eğitim müdürü, tarım ve köy işleri müdüründen oluşmaktadır.İlçe Yönetimi

    40. Sayfa
    5442 sayılı İl İdaresi Kanununa göre bucak, coğrafya, ekonomi, güvenlik ve mahalli hizmet bakımlarından aralarında ilişki bulunan kasaba ve köylerden meydana gelen bir idare bölümüdür. Bucak müdürü, bucakta en büyük hükümet memuru ve temsilcisidir. Ancak bu yönetim makamı kaldırılmıştır. Bucak Yönetimi

    41. Sayfa
    1982 Anayasasındaki mevcut düzenlemeye göre kamu hizmetlerinin görülmesinde verim ve uyumu sağlamak amacıyla birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatı kurulabilir. Bu teşkilatın görev ve yetkileri kanunla düzenlenir. Bu ifadeden anlamamız gereken, merkezi yönetimin bölgesel düzeyde örgütlenmesine imkân tanındığıdır. Yani uygulamada bakanlıkların bölge kuruluşları oluşturabilir. Ancak bölge, il gibi bir yönetim kademesi değildir. Bölge düzeyinde örgütlenebilmek için, kuruluş kanununda bu durumun belirtilmesi gerekmektedir. Bölge kuruluşlarının kurulması, kaldırılması, merkezleri ile bölge müdürlüklerine dâhil olacak iller Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.D-Bölge Kuruluşları

    42. Sayfa
    Türkiye’de bölge düzeyinde örgütlenen Bakanlık, Ulaştırma Bakanlığıdır. Bunun dışındaki bakanlıkların bağlı ve ilgili kuruluşlarının bölge müdürlükleri mevcuttur. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü gibi kuruluşların hem aynı hem de değişik şehirlerde bölge müdürlükleri vardırD-Bölge Kuruluşları

    43. Sayfa
    Bir ülkenin coğrafi parçalarından birinde, merkezi yönetimin merkez ve taşra birimleri dışında, doğrudan o yörede yaşayanlarca oluşturulup yönetilen birimlere yerel yönetim denir.Yerel yönetimler 1982 Anayasasının 127. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yerel yönetimler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere, kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları yine kanunda gösterilen seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.6)YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI

    44. Sayfa
    Yerel yönetim seçimleri Anayasaya göre beş yılda bir yapılır. Ancak, milletvekili genel veya ara seçiminden önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken, yerel yönetim organlarına veya bu organların üyelerine ilişkin genel veya ara seçimler milletvekili genel veya ara seçimleriyle birlikte yapılır. Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir. Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim yargı yolu ile olur. Ancak, görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan yerel yönetim organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir.6)YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI

    45. Sayfa
    Merkezî idare, yerel yönetimler üzerinde, yerel hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve yerel ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde “idarî vesayet” yetkisine sahiptir. İdari vesayet, “kanunla öngörülmüş durumlarda merkezi idarenin yerinden yönetim kuruluşlarının eylem ve işlemleri üzerinde sahip olduğu sınırlı bir denetim yetkisidir.”6)YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI

    46. Sayfa
    1)Yerinden yönetim ilkesine dayanan özerk kuruluşlardır.2) Kamu tüzel kişilikleri vardır.3) Karar organları seçimle işbaşına gelir.4) Görevleri yasa ile belirlenir ve görevleri ile orantılı gelir kaynağı sağlanır.5) Seçimle işbaşına gelen karar organları ancak yargı kararı ile bu sıfatları kaybederler.6) Genel yönetimin, yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisi vardır.7)Büyükşehirler için yasa ile «Büyükşehir Belediyesi» statüsü verilebilir.Yerel Yönetim Kuruluşlarının Özellikleri:

    47. Sayfa
    6)YERİNDEN YÖNETİM KURULUŞLARI

    48. Sayfa
    İl özel idaresi 2005 tarihli 5302 sayılı Kanunda, il halkının mahalli ve müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olarak tanımlanmaktadır. İl özel idaresinin görev alanı tüm il sınırıdır. Bu anlamda alansal bir yönetim olup, belediyelerden daha geniş alanlara kamu hizmeti götürmek amacıyla oluşturulmuşlardır. Kanunla bir yerleşim biriminin il olmasıyla birlikte, otomatik olarak il özel idaresi de kurulur. Aslında merkezi yönetimin taşra örgütü olan il ile yerel yönetim birimi olan il özel idaresi aynı alanda hizmet yürütür. Vali hem il genel yönetiminin başı hem de il özel idaresinin yürütme organıdır. Ancak bu iki birimin birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Çünkü il genel yönetimi merkezi yönetimin taşra uzantısıdır. İl özel idareleri ise kendi kamu tüzel kişilikleri, bütçeleri, karar organları olan yerel yönetim birimleridir.İL ÖZEL İDARESİ

    49. Sayfa
    İl özel idaresi teşkilatı; genel sekreterlik, malî işler, sağlık, tarım, imar, insan kaynakları, hukuk işleri birimlerinden oluşur. İlin nüfusu, fiziki ve coğrafi yapısı, ekonomik, sosyal, kültürel özellikleri ile gelişme potansiyeli dikkate alınarak norm kadro sistemine ve ihtiyaca göre oluşturulacak diğer birimlerin kurulması, kaldırılması veya birleştirilmesi il genel meclisinin kararıyla olur. Bu birimler büyükşehir belediyesi olan illerde daire başkanlığı ve müdürlük, diğer illerde müdürlük şeklinde kurulur.İl özel idarelerinde iç ve dış denetim yapılmaktadır. Denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluk, mali ve performans denetimini kapsamaktadır. İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununa göre yapılmaktadır. Ayrıca il özel idaresinin mali işlemler dışında kalan diğer işlemleri, idarenin bütünlüğüne, kalkınma plan ve stratejilerine uygunluğu açısından İçişleri Bakanlığı, vali veya görevlendireceği elemanlar tarafından da denetlenir.Yukarıda da belirtildiği üzere il özel idaresinin vali, il genel meclisi ve il encümeni olmak üzere üç organı vardır.İl Özel İdaresi

    50. Sayfa
    A. ValiVali il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir. İl özel idaresi teşkilatını sevk ve idare eder. İl özel idaresinin yönetiminde stratejik planı temel alır ve faaliyetleri, personelin performans ölçütlerini hazırlar, uygular, izler, değerlendirir ve bunlarla ilgili raporları meclise sunar. 2005’ten önce il genel meclisine vali başkanlık ederken 2005 yılındaki düzenlemeyle meclis başkanı, üyelerce meclisin içinden seçilmeye başlanmıştır. Böylece vali, meclisin gündemini belirleme yetkisiyle doğrudan yönettiği meclis üzerindeki gücünü yitirmiştir (Güler, 2009: 287). İl encümeni başkanlığı ise devam etmektedir.2005 öncesi dönemde valilik makamı vali yardımcılığı ile desteklenirken, il özel idaresi müdürü yerine “genel sekreter” makamının kurulmasıyla bu durum değişmiştir. Genel sekreter, il özel idaresi hizmetlerini vali adına ve onun emirleri yönünde, mevzuat hükümlerine, il genel meclisi ve il encümeni kararlarına, il özel idaresinin amaç ve politikalarına, stratejik plan ve yıllık çalışma programına göre düzenler ve yürütür. Bu amaçla il özel idaresi kuruluşlarına gereken emirleri verir ve bunların uygulanmasını gözetir ve sağlar. Genel sekreter yukarıda belirtilen hizmetlerin yürütülmesinden valiye karşı sorumludur. Böylece vali, il özel idaresini genel sekreter eliyle yönetmeye başlamış, valinin olmadığı zamanlarda yerine genel sekreter bakmaya başlamıştır. Böylece genel sekreterlik makamı güçlendirilmiştir (Güler, 2009: 287).

    51. Sayfa
    B. İl Genel Meclisiİl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşmaktadır. Bu üyeler ilçeler adına seçilmektedir. Üye sayısı ildeki ilçelerin sayısına ve ilçe nüfuslarına göre değişmektedir. Doğrudan halkın seçtiği tek organdır.İl genel meclisi bir aylık tatil hariç her ayın ilk haftası meclis tarafından önceden belirlenen günde toplanır. Önceleri meclise vali başkanlık ederken 2005 yılında yapılan değişikle birlikte meclis başkanı üyelerce meclisin içinden seçilmektedir. Valinin önerdiği hususlar dikkate alınmakla birlikte meclis gündemi meclis başkanı tarafından belirlenmektedir. Böylece organlar arasındaki denge değişmiş, yukarda da belirtildiği üzere vali görece geri planda kalmıştır.İl genel meclisinin, stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını, il özel idaresi faaliyetlerini, personelin performans ölçütlerini görüşmek ve karara bağlamak; bütçe ve kesin hesabı kabul etmek; belediye sınırları il sınırı olan Büyükşehir Belediyeleri hariç il çevre düzeni planı ile belediye sınırları dışındaki alanların imar planlarını görüşmek ve karara bağlamak; borçlanmaya karar vermek; taşınmaz mal alımına, satımına, üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi yirmi beş yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesisinse karar vermek; il özel idaresi adına imtiyaz verilmesine ve il özel idaresi yatırımlarının yap-işlet veya yap-işlet-devret modeli ile yapılanmasına, il özel idaresine ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar vermek gibi görevleri bulunmaktadır. Ancak yeni Büyükşehir Kanunu ile kapatılan illerdeki il özel idarelerinin bu görevleri de devredilmiş olmaktadır.

    52. Sayfa
    C. İl Encümeniİl encümeni, il genel meclisinde karara bağlanacak konuların ön incelemesini yapan ve daha çok yürütmeye ilişkin görevleri olan bir organdır.6360 sayılı Kanunla İl Encümeninin yapısı değiştirilmiştir. Encümen yeni durumda valinin başkanlığında, genel sekreter ile il genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından seçeceği üç üye ile valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği iki üyeden oluşur. 2012 yılındaki bu değişiklikten önce il encümeni beş bürokrat ve beş meclis üyesi olmak üzere on kişiden oluşmaktaydı. Encümen haftada en az bir defa olmak üzere önceden belirlenen gün ve saatte toplanmaktadır.Encümenin görevlerinden bazıları şunlardır: Stratejik plan ve yıllık çalışma programı ile bütçe ve kesin hesabı inceleyip il genel meclisine görüş bildirmek, yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararı almak ve uygulamak, kanunda öngörülen cezaları vermek, belediye sınırları dışındaki halka açık yerlerin açılış ve kapanış saatlerini belirlemekVali kanun, tüzük, yönetmelik ve il genel meclisi kararlarına aykırı gördüğü encümen kararının bir sonraki toplantıda tekrar görüşülmesini isteyebilir. Encümen kararında ısrar ederse karar kesinleşir.

    53. Sayfa
    5393 sayılı Kanunda belediye, belde sakinlerinin mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. 5393 sayılı Kanun bir önceki kanuna kıyasla belediye sistemine önemli değişikler getirmiştir: Öncelikle bir yerleşim yerinde belediye kurulabilmesi için gerekli nüfus ölçütü iki binden beş bine çıkarılmıştır. Bunun dışında belediyelerin yerel hizmet konusundaki yetki ve görevleri arttırılmıştır. Belediyeler ağırlıklı olarak alt yapıya ilişkin görev ve sorumlukları olan kuruluşlarken eğitim, sağlık, sosyal yardım, kültür, ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi gibi alanlarda da yetkilendirilmişlerdir.BELEDİYE YÖNETİMİA. BELEDİYELER

    54. Sayfa
    5393 sayılı Kanun göre belediyeler; imar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel altyapı, coğrafi ve kent bilgi sistemleri, çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık, zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans, şehir içi trafik, defin ve mezarlıklar, ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar, konut, kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor, sosyal hizmet ve yardım, nikah, mesleki beceri kazandırma, ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır. Yani belediyeler bu hizmetlerin hepsini kendi yapmaz, ihale yoluyla dışarıya da gördürebilir.Belediyelerin bu verilen hizmetleri yerine getirebilmesi elbette ki gelir kaynaklarına bağlıdır. 1982 Anayasasına göre yerel yönetimlere görevleriyle orantılı gelir kaynakları sağlanır. Ancak bu ilkenin Türkiye’de tam olarak uygulandığını söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Belediyelerin gelir kaynakları “genel bütçe vergi gelirinden ayrılan paylar”, “öz gelirler” ve “denkleştirme ödeneği”dir.Belediyenin organları; belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanıdır.

    55. Sayfa
    a.Belediye BaşkanıBelediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Belediye başkanı doğrudan halk tarafından seçilmektedir. Bu durum belediye organları içinde başkanın konumunu güçlendirmektedir. Görev süresi beş yıldır.Belediye başkanının görev ve yetkilerinden bazıları şunlardır: Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilatını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak, belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak ve bunlara uygun olarak bütçeyi, performans ölçütlerini hazırlamak ve uygulamak, izlemek, değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak, belediyeyi devlet dairelerinde vetörenlerde, davacı veya davalı olarak yargı yerlerinde temsil etmek, meclise ve encümene başkanlık etmek, kararlarını uygulamak, belediye personelini atamak, belediye ve bağlı kuruluşları ile işletmelerini denetlemek, şartsız bağışları kabul etmek.

    56. Sayfa
    Belediye başkanının seçilme yeterliliğini kaybetmesi, görevine mazeretsiz ve kesintisiz yirmi günden fazla terk etmesi ve bu durumun mülki idare amiri tarafından belirlenmesi, görevini sürdürmeye engel bir hastalık, sakatlık durumunu yetkili sağlık kuruluşu raporuyla belgelemesi, belediye meclisinin feshedilmesini gerektiren eylem ve işlemlere katılması halinde, İçişleri Bakanlığının başvurusu üzerine Danıştayın kararıyla başkanlık sıfatı sona erer.

    57. Sayfa
    b.Belediye MeclisiBelediye yönetiminin karar organıdır. Meclis üyelerinin sayısı, belde, kasabaya da kentin nüfus durumuna göre değişiklik göstermektedir. Belediye meclisi üyeleri seçiminde nispi temsil sistemi uygulanır. Meclis bir aylık tatil hariç, her ayın ilk haftası kararlaştırılan günde toplanır.Belediye meclisinin görevlerinden bazıları şunlardır: Stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını, belediye faaliyetlerini, personelin performans ölçütlerini görüşmek ve kabul etmek, bütçe ve kesin hesabı kabul etmek, imar planlarını ve programlarını görüşmek ve onaylamak, borçlanmaya karar vermek, belediye ücret tarifelerini düzenlemek, belediyeye ait şirket, işletme ve iştiraklerin özelleştirilmesine karar vermek.

    58. Sayfa
    c. Belediye EncümeniBelediyenin yürütme ve danışma organıdır. Belediye başkanının başkanlığında; il belediyelerinde ve nüfusu yüz binin üzerindeki belediyelerde yedi, diğer belediyelerde beş kişiden oluşur. Haftada birden az olmamak üzere, önceden belirlenen gün ve saatte toplanır.Belediye encümeninin görevlerinden bazıları şunlardır: Stratejik plan ile yatırım ve çalışma programlarını, bütçe ve kesin hesabı inceleyip belediye meclisine görüş bildirmek, yıllık çalışma programına alınan işlerle ilgili kamulaştırma kararı almak ve uygulamak, kamularda öngörülen cezaları vermek.

    59. Sayfa
    Köylerin yönetimi 1924 tarihli 442 sayılı Köy Kanununa göre olmaktadır. Kanun köyü üç değişik açıdan tanımlamıştır. Bunlardan ilkine göre, nüfusu iki binden aşağı olan yerleşme birimi köydür. Ayrıca cami, okul, yaylak, baltalık gibi orta malları bulunan toplu ve dağınık evlerde oturan insanlar bağ, bahçe ve tarlaları ile birlikte bir köy oluşturur. Üçüncü olarak köy, bir yerden bir yere götürülebilen veya götürülmeyen mallara sahip olan ve kanunla kendisine verilen işleri yapan başlı başına bir varlık, yani bir tüzel kişidir. Köyün kurulabilmesi için o yerleşim yerinin, nüfusu yüz elliden çok ve iki binden az olması gerekir. Türkiye’de köylerden şehirlere yoğun bir göç söz konusudur.III-Köyler

    60. Sayfa
    Köye ait işler iki grupta toplanmıştır: Zorunlu işler ve isteğe bağlı işler. Zorunlu işler sağlık, temizlik, bayındırlık, tarım ve eğitim konularıyla ilgiliyken isteğe bağlı işler daha çok köyün, ekonomik ve sosyal yönden gelişmesi ve güzelleşmesi ile ilgili hizmetlerden oluşmaktadır.Köy yönetimi, muhtar, köy derneği ve köy ihtiyar meclisi olmak üzere üç organdan oluşur.

    61. Sayfa
    a.MuhtarMuhtarlık tipi örgütlenme hem illerin mahallelerinde hem de köylerde bulunmaktadır. Muhtar, hem köy idaresinin başı hem de köyde devletin görevlisidir. Görev süresi beş yıldır. Siyasi partiler aday gösteremez. Muhtarların bütün işlemleri kaymakam ve valinin vesayet denetimine tabidir.Köy muhtarlıklarının görevleri, başlıca hizmetlerin ilçede kaymakamlık yönetiminde kurulan Köylere Hizmet Götürme Birliklerine devredilmesiyle oldukça azalmış durumdadır b.Köy DerneğiKöyde bulunan bütün kadın, erkek seçmenlerden meydana gelmektedir. Köy derneği köy muhtarı ve ihtiyar meclisi üyelerini seçer, yapılması isteğe bağlı işlerin zorunlu hale getirilmesine karar verir, köyün bir başka köyle birleşmesine veya ayrılmasına, gerekli şartlar oluştuğunda köyde belediye kurulmasına karar verir.Köy derneğinin kapatılması yönünde ya da derneğin yerine üyelerin sayısı köylerin büyüklüğüne göre değişen bir köy meclisi kurulması yönünde görüşler bulunmaktadır

    62. Sayfa
    c.Köy İhtiyar MeclisiKöyün yürütme, denetleme ve karar organıdır. İki tür üyesi vardır: Seçimle gelenler ve doğal üyeler. Seçimle gelenler, köy derneği tarafından tek dereceli ve çoğunluk usulüyle seçilirler. İhtiyar meclisinin doğal üyeleri ise köy okulunun müdürü ve köy imamıdır.Köy ihtiyar meclisi köye ait işleri görüşür ve önem sırasına koyar; hangi işlerin nasıl görüleceğine karar verir; köy hizmetleri için kamulaştırma kararı alır; zorunlu işleri yapmayan köylüye para cezası verir; köy hizmetleri için köylüden alınan paranın miktarını köy halkının durumuna göre saptar.

    63. Sayfa
    2012 tarihli 6360 sayılı Kanun köyleri de etkilemiştir. Büyükşehir Belediyesi bulunan otuz ilde köylerin tüzel kişiliği ilk yerel seçimlerde kaldırılacak, bunlar bağlı bulundukları ilçenin mahallesi hâline dönüştürülecektir. Burada herhangi bir ile yakın ya da uzak değerlendirmesi de yapılmamıştır. 2012 yılı itibariyle Türkiye’de otuz beş binin üzerinde köy olduğu kabul edildiğinde bunlardan on altı bin seksen ikisi kapatılacak, böylece köylerin sayısında yüzde kırk yedilik bir azalma meydana gelecektir (http//www.bianet.org., e.t.18.04.2013) Bununla birlikte kanuna göre tüzel kişiliği kaldırılan köyler, artık Büyükşehir Belediyelerinin yönetim alanına girdikleri için emlak vergisi verecek ve vergi, harç ve katılım payı ödeyecektir. Ancak kanunda bunların beş yıl süreyle alınmayacağı ve bu yerlerde içme ve kullanma suları için alınacak ücretin beş yıl süreyle en düşük tarifenin yüzde yirmi beşini geçmeyecek şekilde belirleneceği hükmü getirilmiştir. Bununla birlikte Türkiye İstatistik Kurumu tarafından tespit edilen 2011 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayım sonuçlarına göre nüfusu iki binin altında olan belediyelerin tüzel kişilikleri, ilk yerel yönetimler genel seçiminden geçerli olmak üzere kaldırılarak köye dönüştürülmüştür.c. Köy İhtiyar Meclisi

    64. Sayfa
    Kavram:Belirli bir hizmetin merkez teşkilatından ayrı ve hukuki bir varlığa sahip kuruluşlar eliyle görülmesi, yönetilmesi anlamına gelir. Mahalli (yer yönünden) yerinden yönetimde özerklik, bir bölgede oturanlara tanındığı halde; hizmet yerinden yönetiminde özerklik, hizmetin kendisine tanınır.b) Hizmet Yönünden Yerinden Yönetim Kuruluşları

    65. Sayfa
    Özellikleri:Her biri ayrı bir kamu hizmetinde uzmanlaşmış bu kurumların başlıca özellikleri şunlardır:Merkezi yönetimin hiyerarşik yapısı dışında örgütlenmişlerdir.Tüzel kişilikleri, kendilerine ait mal varlıkları, gelir kaynakları ve bütçeleri vardır.Belirli ölçüde özerkliğe sahiptirler. Kendi organlarınca yönetilirlerb)Hizmet Yönünden Yerinden Yönetim Kuruluşları

    66. Sayfa
    Özellikleri:Kanunla veya kanunun verdiği yetkiye dayanarak kurulular.Kamu yönetiminin bütünlüğü içerisinde faaliyet yürütürler. Bu bütünlüğü sağlamak açısından üst kurullar hariç olmak üzere vesayet denetimine tabidirler.Hizmet konuları belirli işlevlerle sınırlıdır. Kamu yararına yönelik çalışırlar.b)Hizmet Yönünden Yerinden Yönetim Kuruluşları

    67. Sayfa
    Hizmet KuruluşlarıÜniversitelerT.R.TK.İ.TSSKYÖKEmekli SandığıDiğerleriHizmet Yönünden Yerinden Yönetim Kuruluşları

    68. Sayfa
    Anayasanın 135 inci maddesiyle düzenlenmiş olup belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kanunla kurulan, organları kendi üyeleri tarafından, kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir. Devletin idari ve mali denetimine tabidir. c) Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları

    69. Sayfa
    Türk Diş Hekimleri Birliği Türk Eczacıları Birliği Türk Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Türk Tabipleri Birliği Türk Veteriner Hekimleri Birliği Türkiye Tohumcular Birliği Türkiye Bankalar Birliği Türkiye Barolar Birliği Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği Türkiye Katılım Bankaları Birliği Türkiye Noterler Birliği Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müş. Odaları Birliği Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Türkiye Ziraat Odaları Birliği c) Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları

    70. Sayfa
    Siyasetin alanını daraltmaya ve bu alanları teknokratlara bırakmaya yönelik bir yaklaşımın sonucu olarak ortaya çıkan bu kurumlar; «piyasa sisteminin kurallarına uygun olarak yetkili oldukları konularda serbest karar verebilen, böylece siyasi otoritenin popülist politikalarının önüne geçerek piyasaların işleyişine rasyonellik kazandıran» yapıları ifade etmektedir. d) Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar:

    71. Sayfa
    Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, faaliyet alanları itibariyle genellikle «piyasa ekonomisinin düzenlenmesi (sermaye piyasası, bankacılık, enerji gibi)»; «temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması (RTÜK gibi)» ve «idarenin keyfiliğinin önlenmesi» gibi faaliyet alanlarına işlev üstlenirler. d) Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar:

    72. Sayfa
    SPK (1981)RTÜK (1994)Rekabet Kurumu (1994)BDDK (1999)Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (2000)EPDK (2002)Kamu İhale Kurumu (2002)d) Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar:

    73. Sayfa
    ÖzellikleriFonksiyonel veya hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşlarıdır.Kanunla kurulmuşlardır. Tüzel kişiliğe, idari ve mali özerkliğe sahiptirler. Görev ve yetkileri; izin verme, kural koyma, izleme-denetleme, yaptırım uygulama, kamuoyunu bilgilendirme, görüş bildirme, anlaşmazlıkları çözme, Ar-Ge ve eğitim ile ilgili kişi ve kuruluşlardan bilgi isteme şeklindedir. Yetki alanı içerisinde yönetmelik çıkararak ilgili piyasayı düzenlerler.d) Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar:

    74. Sayfa
    ÖzellikleriKararlarını kurul biçiminde alırlar. RTÜK dışındaki kurum üyeleri BK tarafından atanır. RTÜK üyeleri ise, iktidar ve muhalefet partilerinin gösterdikleri adaylar arasından TBMM tarafından seçilir.Üyeler, görevleri süresince, -olağanüstü haller hariç- görevden alınamazlar. Bütçeleri, merkezi yönetim bütçesi kapsamındadır.Gelirleri büyük ölçüde, ilgili oldukları sektörlerden karşılanmakta ve harcamalarını da kendi gelirlerinden yapmaktadırlar. d) Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar:

    75. Sayfa
    ÖzellikleriÖrgütsel yapıları; karar organı olarak «kurul»; yürütme organı olarak «başkanlık» ve «hizmet birimlerinden» meydana gelmektedir. Merkezleri Ankara’da olup taşrada da örgütlenebilirler.Kararlarının hukuka uygunluk denetimi, idari yargı makamlarınca yapılmaktadır. Devlet Denetleme Kurumu tarafından denetlenebilmekle birlikte, hiyerarşi veya vesayet denetimi gibi bir dış idari denetime tabi değillerdir.d) Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar:

    76. Sayfa
    Belirli bir amacın gerçekleştirilmesi için ayrılmış bulunan ve gerektiği zaman kullanılmak üzere belli bir hesapta toplanan ve harcanabilen paralar olarak fonu tanımlayabiliriz. Fonların genel özellikleri:-Belirli bir amaca yönelik olmaları,-Kamu harcamalarına ilişkin bütçe esaslarına tabi olmamaları,-Özel kanun ve kararlarla kurulmaları,-Kaynaklarının mutlaka belirtilmiş olması,-Kullanımlarının kolay olması, genelde geri dönüşünün olması ve kar amacının güdülmemesi şeklinde sayılabilir. 7)FONLAR

    77. Sayfa
    Bu amaç belirli mal veya hizmetlerin satın alınması, belirli faaliyetleri destekleyici kredilerin verilmesi olabilir. Fon uygulamalarının özelliği fondan çıkan nakitlerin genellikle belli bir süre sonra ve belirli koşullar altında kaynağa dönmeleridir. Bütçe ilkelerinden sapmalar ve bütçe uygulamalarının kamu maliyesine esas olan genel kurallarında çıkarılarak yaratılan fonlara çeşitli nedenlerle gerek görülmektedir.7)FONLAR

    78. Sayfa
    Bütçe uygulamalarının genel kuralları dışında bir fon uygulamasına gerek duyulmasının çeşitli nedenleri vardır. Bunların başında bazı olağandışı kamu hizmetlerinin gerektirdiği hızlı karar verme ve uygulama zorunluluğuna bütçe kurallarının engel olmasıdır. Ülkenin bir afetle karşı karşıya kalması durumunda hızla sonuçlandırılması gereken kamu hizmetleri buna örnektir. Afetin zararını en aza indirebilmek için bir takım önlemlerin hızla alınması ve bunun içinde harcamalar yapılması gerekebilir. . Bu durumda , bütçeden ödenek ayrılması için gerekli formalitelerin tamamlanması çok zaman alabilir; bu formaliteden kaynaklanan gecikmeler zararları büsbütün artırabilir. Oysa harcama yöntemleri basitleştirilmiş bir afetler fonunun varlığı önlemlerin etkinliğini büyük ölçüde artırır.7)FONLAR

    79. Sayfa
    Kamu kesiminde fon uygulamalarında kar amacı güdülmez. Yapılan ödemeler ya çoğunlukla alt yapı yatırımları gibi dönüşü olmayan harcamalardır. Ya da düşük faizli ve uzun vadeli kredi uygulamalarıdır. Ve geri dönüş çoğu kez sembolik nitelik taşır. Birincisine afet yörelerinde gerçekleştirilen alt yapı yatırımları, ikincisine ise gecekondulaşmayı önleme , çiftçiyi topraklandırma , turizmi özendirme için verilen krediler örnek gösterilebilir. 7)FONLAR

    80. Sayfa
    Fon Sınıflandırılması ve Özellikleri:Fonların büyük kısmı özel yasalarla , bazı fonlar ise yasaların verdiği yetkiye dayanılarak kararnamelerle veya yönetmeliklerle kurulmaktadır*. Bu fonların bir kısmı devletin üstlendiği sosyal hizmetlerin ve yardımların yerine getirilmesi ile ilgilidir. (Afetler Fonu, Gecekondu Önleme Fonu gibi). Diğer bir kısmı ise ekonomik kalkınma amaçlarına uygun sahalarda, gelişme ve kalkınmaya katkı sağlayacak faaliyetleri destekler (Selektif Kredi Fonu, Turizm Endüstrisini Teşvik Fonu gibi) Bazı fonların kuruluş nedeni ise hizmetin gösterdiği özelliklerden kaynaklanmaktadır. (Sivil Savunma Fonu gibi).Fonları sosyal kültürel veya ekonomik amaçlı fonlar olarak sınıflandırılmasının yanı sıra mali yapısıyla ilgili olarak bütçe-içi ve bütçe dışı fonlar olmak üzere ikiye ayrılabilir.7)FONLAR

    81. Sayfa
    Bütçe-içi FonlarBütçe-dışı Fonlar:a) Savunma Sanayii Destekleme Fonu:b) Kamu Ortaklığı Fonu:c) Toplu Konut Fonu7)FONLAR

    82. Sayfa
    (5253 sayılı DK) Kamu yararına çalışan dernekler, ilgili bakanlıkların ve Maliye Bakanlığı'nın görüşü üzerine, İçişleri Bakanlığı'nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir. Bir derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılabilmesi için, en az bir yıldan beri faaliyette bulunması ve derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek üzere giriştiği faaliyetlerin topluma yararlı sonuçlar verecek nitelikte ve ölçüde olması şarttır. Kamu yararına çalışan dernek statüsünün kazanılması, kaybedilmesi ve gerekli belgeler ile diğer esas ve usuller yönetmelikte düzenlenir.Kamu yararına çalışan dernekler en az iki yılda bir denetlenir. Yapılan denetimler sonucunda düzenlenen raporlar üzerine, kamu yararına çalışan derneklerin organlarında görev alan üyeler veya ilgili personel, ağır hapis veya ağır para cezası verilmesini gerektiren suçların işlendiğinin tespit edilmesi halinde, geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanınca görevden uzaklaştırılabilir.8) Kamuya Yararlı Dernekler

    83. Sayfa
    Kamu yararına çalışan dernekler, Maliye Bakanlığının ve varsa ilgili bakanlıkların görüşü üzerine, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edilir.8) Kamuya Yararlı Dernekler

    84. Sayfa
    Kamu yararına çalışan derneklerden sayılmak için derneğin;a) En az bir yıldan beri faaliyette bulunması,b) Son bir yıl içindeki, 2005 yılı için belirlenen tutar olan 50.000.-YTL'sını geçen alım ve satım işlemlerinin rekabet koşullarına uygun yapılması,c) Amacı ve gerçekleştirdiği faaliyetlerin, üyelerinin dışında yerel veya ulusal düzeyde toplumun ihtiyaç ve sorunlarına yönelik çözümler üretecek ve toplumsal gelişmeye katkı sağlayacak nitelikte olması,d) Yıl içinde elde ettiği gelirin en az yarısının bu amaçla harcanması,e) Sahip olduğu mal varlığının ve yıllık gelirinin tüzüğünde belirtilen amacı gerçekleştirecek düzeyde olması gerekir.Bu durum, Bakanlık dernekler denetçileri tarafından düzenlenen rapor ile tespit ettirilebilir. Bu nitelikleri taşımadığı tespit edilen dernekler, kamu yararı kararı için, bu tespitin yapıldığı tarihten itibaren üç yıl geçmeden önce yeniden başvuramaz8) Kamuya Yararlı Dernekler

    85. Sayfa
    Arap Birliği TemsilciliğiAvrupa İmar ve Kalkınma BankasıAvrupa Yatırım BankasıBM (Mukim Koordinatörlük)BM Çocuk Fonu (UNICEF)BM Dünya Gıda Programı (UNWFP)BM Enformasyon Merkezi (UNIC)BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)BM Kalkınma Programı (UNDP)BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR)BM Nüfus Fonu (UNFPA)BM Nüfus Fonu Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesel Ofisi (UNFPA)9)Uluslararası Kuruluşların Türkiye’deki Büro ve Temsilcilikleri

    86. Sayfa
    BM Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO)D-8 SekrateryasıDünya Bankası Ülke Ofisi (WB)Dünya Sağlık Örgütü (WHO)İslam İşbirliği Teşkilatı İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırmaları Merkezi (IRCICA)İslam Konferansı Gençlik Formuİslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik, Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC)9)Uluslararası Kuruluşların Türkiye’deki Büro ve Temsilcilikleri

    87. Sayfa
    Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Uluslararası Daimi Sekreteryası (BSEC)Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA)Karadeniz Komisyonu (Karadeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Daimi Sekreteryası)Karadeniz Liman Devleti Kontrolü SekretaryasıTürk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi SekretaryasıUluslararası Çalışma Örgütü (ILO)9)Uluslararası Kuruluşların Türkiye’deki Büro ve Temsilcilikleri

    88. Sayfa
    Uluslararası Finans Kurumu (IFC)Uluslararası Göç Örgütü (IOM)Uluslararası Para Fonu (IMF)Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Genel Sekreterliği9)Uluslararası Kuruluşların Türkiye’deki Büro ve Temsilcilikleri

    89. Sayfa
    Vakıf : Bir kimsenin malının bir kısmını veya tamamını hayır işine, dini veya sosyal bir hizmete ebediyen tahsis etmesidir.Osmanlı Devleti’nde toplumun bazı ihtiyaçlarının karşılanması zenginlerin kurdukları vakıflara bırakılmıştır. Tarihin seyri içinde vakıflar sosyal, ekonomik, eğitim, sağlık, sanat, mimari, ulaşım ve bayındırlık alanlarında önemli roller oynamıştır.10)Vakıflar

    90. Sayfa
    Vakıflar yoluyla şu konularda önemli başarılar elde edilmiştir:Devletin kuruluş yıllarında fethedilen topraklara Türklerin yerleşmesini sağlamış ve buraların Türkleşmesini sağlamıştır.Şehir, kasaba ve köylerin büyümesinde, bayındır hale getirilmesinde büyük rol oynamıştır.Bütün eğitim ve sağlık kurumlarının finansmanını sağlamıştır. Şehirlerin ticaret faaliyetlerinin kolaylaşmasında en büyük rolü oynamıştır.Bundan dolayıdır ki Osmanlı medeniyeti, "vakıf medeniyeti" olarak nitelendirilmiştir.10)Vakıflar

    91. Sayfa
    II. Bayezid devri (1481-1512) müelliflerinden Cantacasin, klasik eserlerinde o devir için şöyle der ( s. 207-8) : "Küçüğü ve büyüğü ile Türk ileri gelenleri (seigneurs Turcaz), cami ve hastane yaptırmaktan başka bir şey düşünmezler. Onları zengin vakıflarla techiz ederler. Yolcuların konaklaması için kervansaraylar inşa ettirirler. Yollar, köprüler, imaretler yaptırırlar. Türk büyükleri, bizim senyörlerimizden çok daha hayır sahibidirler, son derece misafir severler. Türk, hristiyan ve yahudileri memnuniyetle misafir ederler. Onlara yiyecek, içecek ve et verirler. Bir Türk, karşısında yemek yemeyen bir adamla Hristiyan ve Yahudi bile olsa yemeğini paylaşmamayı çok ayıp sayar.10)Vakıflar

    92. Sayfa
    Selçuklu ve Osmanlı döneminde kurulmuş olan ve bugün yöneticileri hayatta kalmayan vakıflar ise, Türkiye'nin en köklü ve büyük kurumlarından biri olan Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temsil ve idare edilmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü bu vakıflar adına hizmetlerini sürdürürken, diğer taraftan da yeni kurulan vakıfların kuruluş, dağılış ve denetim işlemlerini gerçekleştirmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre; Osmanlı ve Selçuklu Döneminden günümüze intikal etmiş ancak yöneticisi kalmamış vakıf sayısı 41.750 adettir. 10)Vakıflar

    93. Sayfa
    Bu tarihî vakıfların tüzel kişiliklerini günümüzde de sürdüren Vakıflar Genel Müdürlüğü, kurucularının belirledikleri amaçlar doğrultusunda öğrencilere burs vermekte, muhtaç vatandaşlara aylık maaş ve gıda yardımı yapmakta, ayrıca, binlerce yıllık vakıf eserlerin onarımını gerçekleştirmektedir.10)Vakıflar

    94. Sayfa
    TEŞEKKÜRLERAhmet Hakan YAMAK

    İndir / Download : 59_devlet-nedir.pptx


    Yorumlar

    Sil