Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Felsefe metinlerine örnek

felsefe metinlerine örnek

Bu soruya 4 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-10-03 06:16:32

    Cevap : Ffelsefe konularını ele alan, felsefi problemler üzerinde duran metinlere felsefi metin denir. Aşağıda felsefi metinlere kısa örnekler veriyorum başarılar.   

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Admin

    • 2015-10-03 06:15:32

    Cevap : İlkçağda yaşayan biri, yalan söylemenin Tann'yı küçümsemenin ve aynı zamanda insanlardan korkmanın bir kanıtı olduğunu söylerken utanç verici olarak nitelediği yalan, iğrenç bir kötülüktür. İğrençliği, bozukluğu yalandan daha zengin bir biçimde temsil etmek mümkün değildir. Çünkü insanlar bölgesinde ödlek olmaktan ve Tanrı'nm bölgesinde yürekli olmaktan daha iğrenç neyi hayal edebiliriz? Zekamız sadece sözün yoluyla hareket ettiğine göre, bu sözü bozan topluma ihanet etmiştir. Bu, istençlerimizin ve düşüncelerimizin birbiriyle bağlantı kurmasını sağlayan tek araçtır, ruhumuzun tercümanıdır; eğer eksik olursa, artık tutunamayız, birbirimizi tanıyanlayız. Eğer bizi aldatırsa, tüm alışverişimizi bozar ve toplumsal yapımızın tüm bağlantılarını yokeder.
    Montaigne
    Cevap Yaz Arama Yap

    Admin

    • 2015-10-03 06:17:33

    Cevap : Eğer gerçekten varoluş, özü önceliyorsa, insan, olduğu şeyden sorumludur. Bu şekilde, varoluşçuluğun ilk girişimi, her insanı olduğu şeyin sahibi olma haline getirmektir ve varoluşunun tüm sorumluluğunu kendine dayandırtmaktır. Ve,insan kendinden sorumludur dediğimiz zaman, insanın yalnızca kendinden değil, tüm insanlardan sorumlu olduğunu söylemek istiyoruz.... Aslında, olmak istediğimiz insanı yaratırken aynı zamanda insanın olması gerektiğini umduğumuz şekildeki bir imgesini de yaratmayan hiçbir eylemimiz yoktur. Şunu veya bunu olmayı seçmek, aynı zamanda seçtiğimizin değerini de doğrulamak demektir, çünkü hiçbir zaman kötülüğü seçemeyiz; seçtiğimiz her zaman iyiliktir ve hiçbir şey herkes için iyi olmadan bizim için iyi olamaz. Diğer taraftan eğer varoluş özü önceliyorsa ve imgemizi biçimlendirdiğimiz anda varolmak istiyorsak, bu imge hem herkes için, hem de tüm dönemimiz için geçerlidir. Böylece sorumluluğumuz, onu var-sayabileceğimizden çok daha büyüktür, çünkü tüm insanlığı kapsamaktadır. Eğer işçiysem ve komünist olmak yerine hıristiyan bir sendikaya katılmak istiyorsam, bu katılımla boyuneğmenin temelde insana uygun gelen bir çözüm olduğunu, insanın krallığının yeryüzünde olmadığını belirtmek istiyorsam yalnızca kendi durumumu ortaya koymuyorum: herkes için boyuneğmiş olmak istiyorum, böylece tutumum insanlığın tümünü bağlamıştır.
    J.P. Sartre
    Cevap Yaz Arama Yap

    Admin

    • 2015-10-03 06:20:19

    Cevap : Bilgelik
    Bana öyle geliyor ki, yüce mutluluk, genelde serveti en çok olanlann sahip olmadıklan ve bilgelerin servetsiz sahip oldukları içsel bir tatmin ve tam bir zihin hoşnutluğudur. Böylece vivere beate, yüce mutluluk içinde yaşamak, tamamen hoşnut ve tatmin olmuş bir zihne sahip olmaktan başka birşey değildir.

    Bundan sonra, bu yüce hoşnutluğu bize verebilecek şeylerin neler olduğunu düşündüğümde iki tür hoşnutluğun olduğunu saptıyorum: erdem ve bilgelik gibi bizden kaynaklananlar ve onur, zenginlik ve sağlık gibi bizden kaynaklanmayanlar. Çünkü, hiç hasta olmayan, hiç eksiği olmayan ve bununla yoksul, sağlıksız, eciş bücüş olan biri kadar bilge ve erdemli olan soylu birinin, diğerinden daha tam bir hoşnutluktan yararlanabileceği doğrudur. Bununla birlikte, küçük bir çanağın daha az likör ta-şısa da, daha büyük olanı kadar dolu olabilmesi gibi, her bireyin akla göre düzenlenmiş isteklerinin gerçekleşmesinden doğan hoşnutluğunu ele alırsak, en yoksulların ve servetin veya doğa-nın en şanssızlarının, mülklerinden o kadar yararlanmasalar da servet sahipleri kadar hoşnut ve doymuş olamayacaklanndan hiç kuşku duymuyorum. Ve burada sözkonusu olan bu tür bir hoşnutluk değildir; çünkü diğeri hiçbir şekilde kendi gücümüze bağlı olmadığına göre bunu aramak faydasız olacaktır.

    Oysa, her birey, yalnızca "Yöntem üzerine konuşma" adlı yapıtımda belirttiğim üç ahlak kuralına dayanan üç şeyi gözlemlemesi koşuluyla, başka hiçbir şey beklemeden kendi kendinden hoşnut hale gelebilir düşüncesindeyim.

    Birincisi, yaşamın tüm beklenmedik olaylan içinde yapması veya yapmaması gerekeni bilmek için, mümkün olan en iyi biçimde, her zaman kafasından yararlanmaya çalışmasıdır.

    İkincisi, tulkulannın veya özlemlerinin onu yolundan çevirmesine izin vermeyerek, aklın ona öğütlediği herşeyi gerçekleştirmek için kesin ve değişmez bir kararlılığının olmasıdır; ve kimsenin' bunu böyle açıklamış olup olmadığını bilmememe rağmen, erdem olarak ele almamın gerektiğine inandığım bu kararlılığın kesinliğidir,...

    Üçüncüsü, akla göre sahip olmadığı tüm mülkleri elde etmenin kendi gücünü aşan bir şey olduğunu gözönüne alması ve bu şekilde onlan hiç istememeye kendini alıştırmasıdır; çünkü hoşnut olmamızı, istek, özlem veya pişmanlığın dışında hiçbir şey önleyemez, ama, her zaman aklın bize emrettiği şeyi yaparsak, pişmanlık duyacak hiçbir konumuz olmayacaktır. Daha sonra olaylar hataya düştüğümüzü gösterse bile durum değişmeyecektir, çünkü bu, hiçbir şekilde bizim hatamızdan kaynaklanmamıştır.
    Descartes
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.