Cevap : İlk Sorunun Cevabı:
Gelenek ve toplumsal birikimin toplumların ilerlemesinde önemi nedir:
Geleneksel ve toplumsal birikim olmazsa toplum ilerlemez ve toplum olmaz. Çünkü toplum insanların yüzlerce, binlerce yıldan beri oluşturduğu ortak amaçların, beklentilerin, değerlerin, inançların, duygu ve düşüncelerin, özetle ortak davranış kalıplarının depolandığı (saklandığı) ve gelecek nesillere aktardığı bir ilerleme aracıdır. Eğer toplumun bu işlevi olmasa dünyaya gelen her yeni birey insanlığın bütün geçmişinden mahrum bir şekilde tekrar sıfırdan başlamak zorunda kalacaktı. İnsan deneyimleri sonucu üreten bir varlıktır. Beyni birşeyleri yaşayıp deneyerek, tecrübe ederek doğru bilgiye ulaşıp her yeni bilgiyi bir önceki bilginin üzerine ekleyerek ilerler. Bilimde bu şekilde ilerler. Yani bir bilim adamı önceki bilim adamlarının o güne kadar getirdiği bilgileri toplum ve eğitim sayesinde alır ve üzerine yenilerini katar yani ilerletir. Eğer geçmişten bilgi gelmeseydi sıfırdan başlayacak ve ömrü yetmeyeceği için sadece kendi yaşamı kadar öğrendikleriye kalacaktı yani bilim asla ilerlemeyecekti mesela. Bu anlamda toplumsal birikim çok önemlidir.

İkinci Sorunun Cevabı:
Gelenek ve toplumsal birikim toplumlarin buyuk bir engeldir ? Doğru mu ?
Şöyle bir örnekle; içinde bulunulan toplum bilime sanata önem veriyorsa o toplumdaki yeni bireylerden bilim adamı ve sanatçı çıkma olasılığı çok yüksek ve çok başarılı eserler vermeleri mümkün çünkü bilgi birikimi ilerleme için en büyük şeydir.
Fakat içinde bulunulan toplum bilime, bilgiye, sanata, insana, fikire önem vermiyorsa elbette o toplumun o düşünce yapısı o toplumun gelişmesinde engel olur yeniliği engeller, yeni fikirleri engeller, tek tek ilerlemek isteyen bireyler çıkar onlarıda yokeder. 
Demek ki; içinde bulunulan toplumun yapısı çok önemliymiş ilerleme için.

---

---

Diğer Cevaplara Gözat

Cevap : Örneklerle Geleneklerin İlerlemeye Etkisi
Şöyle bir örnekle; içinde bulunulan toplum bilime sanata önem veriyorsa o toplumdaki yeni bireylerden bilim adamı ve sanatçı çıkma olasılığı çok yüksek ve çok başarılı eserler vermeleri mümkün çünkü bilgi birikimi ilerleme için en büyük şeydir.
Fakat içinde bulunulan toplum bilime, bilgiye, sanata, insana, fikire önem vermiyorsa elbette o toplumun o düşünce yapısı o toplumun gelişmesinde engel olur yeniliği engeller, yeni fikirleri engeller, tek tek ilerlemek isteyen bireyler çıkar onlarıda yokeder. 
Demek ki; içinde bulunulan toplumun yapısı çok önemliymiş ilerleme için.

Cevap : İlerlemeyi Engeller mi ? Engellemez mi ?
Her gelenek ve toplumsal birikim ilerlemeyi engellemez. Sadece gerici, baskıcı, açık fikirli olmayan toplumların gelenekleri ve birikimleri engeller. şöyle örnek vereyim kitap okuma alışkanlığı olan bir toplumun gelenekleride fikirleride açııktır ilericidir baskıcı değildir. Böyle bir toplum elbette ilerler çünkü bu tip toplumlarda insana saygı vardır. 

Fakat insana bireye saygı göstermeyen gerici toplumlar birey üzerinde baskıcıdır ve yenilikleri kapalıdırlar bu tip toplumlar ilerleyemez. Çünkü sen küçüksün bilmezsin, bu sorgulamaz, şunu düşünrüsen günah herşeyi karırışırlar yani özgür fikir yoktur toplum bu fikirleri ezip yoketmeye çalışır.

Somut bir örnekle açıklayım: bir toplumda deprem olur ilerici bilime kitap okumaya önem veren bir toplum depmrenin nedenlerini inceler ve önlem alır bi sonrakinde daha az can kaynı yaşamak için. Fakat gerici olan toplumda siz bu günahları işlediniz diye deprem oldu işde allahtan cezanızı aldınız derler ne incelerler ne mütahayit hatalarına bakarlar ne insan hatalarına ne de düzeltirler. Sonunda kader deyip geçerler işde bu kadar basit.

Cevap : İkinci soruna ikinci yanıt:
Gelenek ve toplumsal birikim toplumlarin buyuk bir engeldir ? Doğru mu ?
Her gelenek ve toplumsal birikim ilerlemeyi engellemez. Sadece gerici, baskıcı, açık fikirli olmayan toplumların gelenekleri ve birikimleri engeller. şöyle örnek vereyim kitap okuma alışkanlığı olan bir toplumun gelenekleride fikirleride açııktır ilericidir baskıcı değildir. Böyle bir toplum elbette ilerler çünkü bu tip toplumlarda insana saygı vardır.
 
Fakat insana bireye saygı göstermeyen gerici toplumlar birey üzerinde baskıcıdır ve yenilikleri kapalıdırlar bu tip toplumlar ilerleyemez. Çünkü sen küçüksün bilmezsin, bu sorgulamaz, şunu düşünrüsen günah herşeyi karırışırlar yani özgür fikir yoktur toplum bu fikirleri ezip yoketmeye çalışır.

Somut bir örnekle açıklayım: bir toplumda deprem olur ilerici bilime kitap okumaya önem veren bir toplum depmrenin nedenlerini inceler ve önlem alır bi sonrakinde daha az can kaynı yaşamak için. Fakat gerici olan toplumda siz bu günahları işlediniz diye deprem oldu işde allahtan cezanızı aldınız derler ne incelerler ne mütahayit hatalarına bakarlar ne insan hatalarına ne de düzeltirler. Sonunda kader deyip geçerler işde bu kadar basit.

Cevap : Geleneklerin Olumsuz Yanları
Bir de toplumun açık fikirli olmasının, gelişmelere açık olmasının önüne geçen gelenekler var.
Geleneklere bağlı kalarak çağdaşlaşmak mümkün değildir. Bunu sizde takdir edersiniz ki bu yüzyıllardır böyledir. Toplumlar geleneklerini sürdürerek çağdaşlaşmaya çalışsalar bile ilerleme kaydedemezler. Ya gelenekler yada çağdaş olmak buna karar vermelidirler hangisini daha çok istiyorsa diğerini bırakıp ona yönelmelidirler. 
Geri kalmış ülkelere bir bakıldığında gelenekleriyle ön plandadırlar. Bu gelenekler çağdaşlaşmaya engel teşkil eder. Örneğin: Afrika’da ısrarla uygulanan bazı akıl almaz gelenekler olduğu biliniyor. İşte mali geleneklerinin körü körüne uyguladığı dünyanın en fakir şehirlerinden biridir. Fransa’yla olan samimi ilişkileri sayesinde bu fakir ülkenin yoksul insanları akın akın Fransa’ya geliyorlar ve bunu yanında geleneklerini de getiriyorlar. 
Bu geleneklerden biride (kadın sünnetleri) uzmanlar kız çocuklarını bütün ömürleri boyu düzeltilmesine imkan olmayan acılar içinde bırakacak olan bu insanlık dışı olan duruma son verilmesi için bütün dünya kamuoyunu yardıma çağırıyorlar ama bu çağrılar birçok insan gibi 3 aylık kızı bobo’yu bizzat sünnet etmeye kalkan 25 yaşındaki malili baba tarafından duyulmadı küçük bobo ise kan kaybına dayanamayıp babası tarafından getirildiği dünyayı yine babası yüzünden terketti. Y a arkadaşlar siz de duydunuz bu nasıl bir gelenek? insan dışı insanlığa sığmayan böyle geleneklerle çağdaş olunabilir mi? Bu sekilde çağdaş olunursa bu ülke niçin çağdaşlaşamamış? Böyle saçma sapan gelenekler yüzünden. Arkadaşlar bizler yeni nesil olarak böyle yanlışları düzeltmeliyiz. Bizden sonraki nesilleri böyle acımasız saçma sapan geleneklerden kurtarmalıyız. Sizlerde onlar gibi olursanız nasıl çağdaşlaşırız sorarım size? 
Yine Afrika’da Masai gelinleri damadın evine giderken arkasına bakmamalıdır. Çünkü bakarsa geleneğe göre taş olacağı söylenir. Size de komik gelmedi mi? Batıl inançlar gelenek olarak benimsenmiş bunlarla çağdaş olunurmuş. Siz bile inanmıyorsunuz aslında. Böyle saçma gelenekleri hiçbir çağdaş bilinçli insan kabul edemez. 
Böyle örneklere sizde fark ettiyseniz geri kalmış ülkelerde rastlıyoruz. Gelenek toplumda büyüsel ve dinsel bir çok törenin sürüp gitmesini sağlar bu bakımdan gelişme engelleyicidir ve yeniniliklere karşıdır gelenekler coğunlukla inanç ürünüdür ve tartışmasız benimsenir.vede tartışmasız benimsemek hiçbir çağdaş ülkenin işi değildir birazda kendi ülkemize baktığımızda süre gelen gelenekler yaygındır.”biz babaımızdan böyle gördük cümlesi oldukça yaygındır”cümlesi anne ve babalar kendileri nasıl yaşamışsa çocuklarınıda öyle yetiştirirler. Kendi zamanlarda olmayan imkanları şimdi olduğu halde geleneklerine aykırı olduğu için yoktan sayarlar.onlar için çocuklarına sosyal hayattan mahrum ederler. büyüklerinden öyle görmüşlerdi ve çocuklarınada kendileri gibi yetiştireceklerdi böyle düşünen anne ve babalar kız çocuklarının özgürlüklerini daha da fazla kısıtlarlar.doğu Anadolu ve güney Anadolu bölgelerinde yani kendi topraklarımn içide kız çocuklarının okumasına izin verilmez neymiş kız çocuğu okuyupda ne olacak ? Evlensin evinin kadını olsun düşüncesiyle onların okunması engellenir. 
Belki onlarda okusalardı ileride ülkeleri için çalışacak belki mühendis belki doktor olacaklardı ama bu gelenekleri yüzünden buna engel oldular kız çocuklarını daha çocuk yaşta 13, 14 yaşlarında evlendirirler. Hatta daha kundakdayken bebeklerine söylemesi bile utançverici olan BEŞİK KERTMESİ yaparlar. Ve büyüklerinden isteselerde istemeselerde beşik kertmelriyle evleneceklerdir çünkü bu onların gelenekleri ve ayıbıydı . Böyle saçmalıklar içinde bir ülke çağdaş olabilirmi ? Çağdaş olabilmek için önce böyle geleneklerden kurtulmaları gerekmez mi?

Cevap : Geleneklerin Olumlu Yanları
Bir ülkenin ayakta kalmasını sağlayan, toplumun çekirdeği olan aile kurumunun ayakta kalmasını sağlayan ve toplumu birbirine sıkı sıkıya bağlayan gelenekler var. 
Yine teknoloji ilerledikçe toplumsal hayat değişmekte. Ve teknolojinin o baş döndürücü yenilikleri eğer gelenekler olmasaydı insanı doğasına aykırı bir yıkıma da götürebilirdi.
Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlardır.
Gerçek ya da hayali bir geçmişle olan sürekliliğin önemini ima ederken, belirli eylem normlarını kutsa­yan ve öğreten pratik veya uygulamalar bütünü. Bir topluluğun, mevcut toplumsal yapısı­nı ve değer sistemini çok büyük sarsıntılar yaşamadan koruyup devam ettirmek amacıy­la, kendinden önceki kuşaklardan devraldığı, belli bir dönüşüme uğratarak sonraki nesille­re aktardığı, başta inançlar, düşünüşler ve kurumlar olmak üzere, her tür sosyal pratik.
Çok yönlü bir konu olduğu için yine başka bir bakş açısıyla bakarsak yenilikler geneleklerin üzerine konmasıylada ilerleyebilir. Bu anlamda gelenek yön verici olabilir. Veya geleneklerin toplumda yaratmış olduğu etki toplumu o kadar etkilerki artık güncel yaşam bu gelenekleri kaldırmaz ve yeniliğe ihtiyaç zaruriyetleri doğurabilir yine burda geleneklerin yenilik için itici bir güç olduğunu düşünebiliriz.

Cevap : Gelenekler Toplumun Gelişmesinde Engeldir Tezi
Engeldir çünkü gelenekler eskiye bağlılıktır oysa herşey değişim içerisindedir. Hergün her an herşey değişiyor ve gelenekler bu yeniliklere uyum sağlayamıyor şu an teknoloji çok gelişti herşey çok hızlı dğeişiyor ama biz yüz yıl öncesi koşulları yansıtan gelenekleri uygulamaya çalışıyoruz ama uymuyor çünkü yüz yıl önceki şartlara göreydi o gelenekler mesela o zaman cep telefonu yoktu. Gelenekler yeni olanı kabul etmek istemez, geleneğimize aylırı diye reddeder. Bize uygun değil der oysa her canlı içinde bulunduğu ortama adapte olabildiğinde başarılı oluyor ve gelenekler yüzünden biz içinde bulnduğumuz çağa adapte olamıyor gerisinde kalıyoruz. Bu nedenle batılı ülkeler çok daha ilerideylen biz kadının saçına başına kıyafetine bakıyoruz. Gelenekler yeni fikirleri kısırlaştırıyor, yasaklıyor mesela büyüklerin yanınd akonuşulmaz. Konuşulmadan fikir üretemezsiniz ama. Büyüğüne karşı gelme derler fikrimizi söylemezsek fikirlerimiz nasıl gelişir. Sen çocuksun anlamazsın gibi belki yüz yıl öncesinin yaşam tarzı günümüz modern insanalra uygulanmaya başlıyor buna da artık gelenek değil gericilik haline dönüşüyor çünkü güzel hoş insanların gelişmesine engel olmayan unsurları güzellikleri alsak sadece tamam ama biz bizi geriletecek her unsuurunu gelenek diye yaşatmaya çalışıyoruz. Yani büyüklerin yanında konuşamazsak, fikirlerimzi paylaşamazsak, büyüklere cevap verilmezse nasıl bir adım daha ileri gideriz. O büyüklerimiz dünyada artık neler oluyor marsa nasıl iniliyor biliyor mu? Bu nednelerle bence gelenekler engeldir.

Cevap : Gelenek ve toplumsal birikim toplumlarin ilerlemesinde etkendir tezini curutecek sorular nelerdir ?
1. O halde neden gelenekleri güçlü toplumlarda gelişme yavaş oluyor.
2. Gelenekler ilerlemeye etkense neden eskiden olan ve artık günümüzde artık hiç kullanılmayan hatta çok kötü diyebileceğimiz gelenekler bugün devam etmiyor. Kız kaçırma, kan davası gibi.

Cevap : munazara konumuz  gelenek ve toplumsal birimin yoplumların ilerlemesine engeldir bu konuyla ilgili bize yardımcı olabailirmisiniz

Cevap : Yine bir başka soru geldi: "Gelenek ve toplumsal birikim toplumların ilerlemesinde önemli bir faktördür ve buna örnek olarakda Osmanlının geleneklerine bağlı kalarak gelişim göstermesi hakkında bi yazı yazarmısınız". (Hemen cevaplayalım)

Osmanlı gelenekleri:
1. Osmanlı devletinin gelenekleri politikalarınıda etkilemiş fethettikleri yerlerdeki insanlara; hoşgörülü ve inançlarına saygılı olmuşlardır. Bu osmanlının gelişmesinden en büyük etkenlerden biridir.
2. Yine büyüklere saygı ve diğer boylarlar güzel ilişkiler kuran bir geleneği vardır bu sayede anadoludaki diğer türklerle iyi ilişkiler kurmuşlardır.  
3. Mesleklere önem verip ustalara ve el emeğine saygılı bir anlayış göstermiş olmaları teşkilatları kuvvetlendirmiştir.
4. Mesela aç olanı doyurma ve sadaka taşları gibi ihtiyacı olanın gelip ordan para alması için oluşturulmuş gelenekler yine toplumun ilerleten geleneklerdendir.

Not: Şimdilik bu kadar yeterli fakat bu gelenekler bir süre sonra çağı yakalamayadığı için gücünü kaybetmiş ve osmanlı yeniliklere uyum sağlayamadığı için dağılmıştır.

Cevap : Bir soruda den miş ki: Gelenekler görenekler toplumum gelişmesinde etken değildir tezini çürütecek sorular nelerdir ? (Hemen cevaplayalım)

Gelenekler madem etken değil:
1. O zaman neden mesela köyden şehre inen insanlar yada toplum değiştiren insanlar kültürel şok yaşıyor. Geleneklerimiz olmasaydı teknolojinin baş döndürücü gelişimi karşısında biz de aynı şoka girip kendimizi kaybetmezmiydik geleneklerimiz olmasaydı?
2. Sizce gelenekler yeniliğe daha iyi uyum sağlamaya bir araç değil mi çünkü ne hızlı ne yavaş belkide toplumları yeniliklere uyum sağlamaya yarayan bir araç böylece yeniliğin olumsuz etkilerinden kurtarmıyor mu bizi?
3. Neden bilimde ve sanatta gelenekler var. Benim bildiğim kadarıyla bilim ve sanattaki gelenekler belli bir tavırı geliştirmek ilerlemek için insanların biraraya geldiği düşünce birlikleridir sence öyle değil mi?

Cevap : Bir soru daha geldi arkadaşımızın konusu: yazı ve alfabe toplumsal ilerlemeye nasıl engel olur? Yani bu soruyu savunmak zorundalarmış. Açıkcası çok zor bir soru vermişler çünkü mantıken yazı ve alfabe ilerlemeye engel olamaz bilakis ilerlemenin en büyük nedenidir. Ama madem savunmak zorundayız o halde savunalım: 

Cevap:
"Eğer yazı olmasaydı teknoloji bu kadar hızlı gelişmeyecek dolayısıyla dünyanın kaynakları bu kadar hızlı insana ve doğaya zarar verecek şekilde tüketilmeyecek ti. Yani yazı olmasaydı hala konuşarak kendi ürettiklerimiz tüketerek doğayla iç içe doğayla barışık bir şekilde yaşayabilirdik." diyebilirsin :)

Cevap :  Öncelikle Geleneğin kelime anlamı üzerinde duralım biraz."Bir toplumda,bir toplulukta çok eskilerden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen,yaptırım gücü olan kültürel kalıntılardır".Gelenek ve göreneklerine bağlı insan; genellikle yeniliği reddeden,bu yenilenmenin atalarına saygısızlık olacağını düşünen,bilimsel adıyla muhafazakar insanlardır."Atalarının kemikleri sızlayacak","Biz babamızdan böyle mi gördük" ikilemlerini herhalde hepiniz duymuşsunuzdur.Bu kişiler örf adetlerini herşeyden üstün tutarlar.Muhafazakar(gelenkeleri ve göreneklerine bağlı olan ) insanlar çocuklarını da gelenek ve göreneklerine bağlı olarak yetiştirmeyi isterler.Atalarının bin yıl önce yaptığı davranışları bin yıl sonra uzay çağında kendi çocuklarına yaparlar.Bin yıl önce okur yazarlık,eğitim oranı %0,... küsürdü.Bin yıl önce kız çocukları okutulmazdı.Onun yeri yurdu kocasının yanıydı.Onun kocası döverdi de severdi de,hep kocasının ağzına bakardı.Kocasının yanında lafa karışmaz konuşma hakkı hatta düşünme hakkı bile yoktu.Belki de düşünememekten düşünmeyi bile unutmuştu.Onun yetenekleri,yapacakları bir makina gibi işlevleri daha beşikteyken kısıtlanmıştı.Söylemesi utanç verici olan daha ilk adımını bile atmadan onu hiç tanımadığı biriyle BEŞİKKERTMESİ yapmışlardı.Daha 15'inde 16'sında sosyal hakları temizlik,çamaşır,yemekle kısıtlanmış;daha sonra da kocaya verilmişti.Kocaya verildikten sonra hayatına bir yenilik eklenmişti.Çocuk yapmak...Belki okusaydı bir doktor,bir mühendis,bir öğretmen olacaktı.Sevdiğiyle kaçtığı için töre yüzünden öldürülmeseydi belki o da bir Halide Edip olacaktı.Onunda idealleri,amaçları,hedefleri olacaktı gelenek ve göreneklerine bağlı bir babası olmasaydı.O da kullanacaktı evrende Allah'ın sadece insana verdiği düşünme yeteneğini.İnsanlığa bir yararı olacaktı.Öbür dünya da insanlık için ne yaptın diye sorduklarında "bol bol çocuk yaptım" demeyecekti belki de...İşte bu örnek gelenek ve göreneklerin kız çocuklarından aldığı haklar.Diğer tarafta ise eline kalem yerine silah tutuşturan,okul sıralarına otturması yerine atın üzerine ottuturan,daha zar zor kendi parasının hesabını yaparken omuzlarına bir ailenin yükünü yükleyen,ağaç yaşken eğilir misali o daha küçükken,beynine farklı şeyler aşılanarak ileri de evliliğinde saygıyı bitirip,daha ilkbaharındayken karısını dövmesine neden olan anne babalar... Bu insanlar medeniyet önünde kara duvardır.Bunlar daha medeniyetleşememişlerdir.Onlar için gelenek ve görenekler zamanla hukuk kurallarının yerini almıştır.Hukuk kuralları 18'inden sonra insanların reşit olduğunu,kız çocuklarının istediği kişiyle evlenebileceğini ya da zorla evlendirilemeyeceğini söylüyor.Töre kuralları ise gelenek ve göreneklerine karşı gelenin ölümle cezalandırılacağını söylüyor. Hukuk kuralları adam öldürmenin hapis cezası olduğunu ,Töre kuralları ise adam öldürenin kız kardeşini,öldürülen kişinin abisine,kardeşine veya bir yakınına verileceğini,yâni berdel olacağını söylüyor... Bu zihniyetler geçmişte yeniliği redede ede şimdi gelenek ve göreneklerimizin yerini almıştır. Oysa "medeniyet yolunda başarı,yenileşmeye bağlıdır" demiş Mustafa Kemal Atatürk. Bu gelenek ve görenekler yenileşmeyi redde eder.Dolayısıyla yenileşmenin olmadığı bir ülke de gelişme de beklenemez.Hiç dikkat ettiniz mi?Gelenek ve göreneklerine bağlı olan Afrika ülkeleri dünyanın en az gelişmiş ülkeleridir.Bunların saçma sapan gelenekleri çağdaşlaşmaya engel teşkil eder ki ediyor da.Bir Afrika geleneği,Mali'de kadın sünnetleri...Uzmanlar kız çocuklarını bütün ömürleri boyu düzeltilmesine imkan olmayan acılar içinde bırakacak olan bu insanlık dışı olan duruma son verilmesi için bütün dünya kamuoyunu yardıma çağırıyorlar ama bu çağrılar birçok insan gibi 3 aylık kızı bobo’yu bizzat sünnet etmeye kalkan 25 yaşındaki malili baba tarafından duyulmuyor.Küçük bobo ise kan kaybına dayanamayıp babası tarafından getirildiği dünyayı yine babası yüzünden terkediyor...Başka bir örnek Yine Afrika’da Masai gelinleri damadın evine giderken arkasına bakmamalıdır. Çünkü bakarsa geleneğe göre taş olacağı söylenir. Size de komik gelmedi mi? Batıl inançlar gelenek olarak benimsenmiş bunlarla da çağdaş olunurmuş. Siz bile inanmıyorsunuz aslında. Böyle saçma gelenekleri hiçbir çağdaş bilinçli insan kabul edemez.Gelenekler ve görenekler genellikle inanç ürünüdür ve tartışmasız benimsenir.Tartışmasız kabul edilen bir konu da çağdaş bir ülkenin yapacağı birşey değildir.Sizi bilmem ama ben bir konu da taraf olmak için ilk başta tez ve anti tezleri münazara usulü önce araştırıp sonra taraf olurum...Böylece her zaman seçtiğim bir şıkın doğru olduğuna inanırım...

Cevap : Töreler yazısız toplum kurallarıdır hatta bazı toplumlardaki etkilerine bakarak yazısız anasaya bil diyebiliriz. Töreler eskiden toplumların çok gelişmediği dönemlerde toplum içindeki yaşayan insanları bir şekilde kontrol etmiştir. Fakat sağlıklı bir yöntem değildir çünkü bu kurallar daha çok parası olanın gücünü yansıtan kurallardır. İnsanları, bireyleri veya onların haklarını yansıtan kurallar değillerdir. Zaten insanoğlu zamanla düşünce yapısı gelişmiş, bilim gelişmiş ve toplumlar gelişmiş ve törelerin artık işe yaramadığını hatta topluma daha büyük zararlar verdiğini görerek terketmş ve yerine yazılı anasyasalar çıkarmışlardır. Bu anayasalar zamanla daha çok bireyi savunan hale dönüşmüşlerdir. Töreler az gelişmiş toplumlarda hala görülen kurallardır. Geri kalmışlık göstergesidir. Modern dünya ve modern toplumlar toplumdan gerçekten adaleti sağlayan kurallara ihtiyacı vardır suçsuz yer sadece bir aileye mensup diye öldürülen 13 yaşındaki erkek çocuklarına ve 12 yaşında zorla evlendirilen kız çocuklarına değil.

Karşı tarafa sourlacak sorular:
1. Töreler 12 yaşındaki kız çocuklarını evlendirebiliyor bu sizce insanca birşey mi bir çocuğun yaşama, yaşamını seçme, büyüme ve eşini seçme hakkı sizce yok mu?
2. Töreler kan davası sürdürür. Vicdanınız hiç bir suçu yok ve hiçbir olaya karışmamış sadece şehirde okuyup doktor olan bir gencin sırf kan davası yüzünden köyüne döndüğünde öldürülmesi vicdanınıza sığıyor mu?
3. Öldürülen bu doktor genci düşünürsek böylesine yetişmiş bir beyni yok yere öldüren bu zihniyetle toplum ne kadar ileri gidebilir o köye bir daha bir doktorun yetişip gelmesi kaç yıl alır?
4. vs vs vs

Cevap : Cevap ektedir,

Cevap : Soruyu çözerdim ama galiba cevap aşırı şekilde verilmiş...........................

Cevap : Mrblaar

Cevap : Gelenesel ve toplumsal birikim olmassa tıo ilerlemez böylece olmaz