Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Namık KEMAL Hırrename şiirinin incelenmesi nedir

Bu soruya açıklama yazılmamış..

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-01-30 10:46:41

    Cevap : Vatan şairi Namık Kemal ‘Hırrenáme’ yani ‘Dişi Kedi Destánı’ başlıklı hicvinde zamanın sadrazamı Mahmud Nedim Paşa’yı açgözlü bir kediye benzeterek yerin dibine geçirir, sonra hızını alamaz ve Paşa’ya hitaben bir de ‘Köpek Mersiyesi’ yazar.

    HIRRENÂME
    ( DİŞİ KEDİ DESTANI )
    "Meraklı bir Bey’in, sevgili pamuk kedisinin bir savaşta
    farelerin vücuduna açtığı yaralar yüzünden ölüp gözlerden
    kaybolması üzerine üzgün bir vaziyette söylediği mersiyedir"

    Kedimin her gece böbrekle dolardı sepeti
    Yok idi ni'metinin râhatının hiç adedi
    Çeşmi şehlâ nigehi fârik iken nik ü bedi
    Sardı etrafını bin dürlü adûlar
    Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
    Buna yandı yüreğim âh kedi, vâh kedi.

    Keyfi gelse bıyığın oynatarak mırlar iken
    Kızdırırsan yüzüne atlayarak hırlar iken
    Kuyruğu geçse ele dırlanarak hırlar iken
    Sofrada her kedinin def'ini hazırlar iken
    Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
    Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi.

    Keseyi kapsa dökerdi yere hep pâreleri
    Ciğere işler idi tırnağının yâreleri
    Koşturur oynar idi kukla gibi fareleri
    Deliğe sokmaz idi bir gün o âvâreleri
    Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
    Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi.

    Ürperip tüyleri bir kerre deyince mırnav
    Korkudan başlar idi lerzişe bakkal ile manav
    Saldırırdı âdeme bulmaz ise başka bir av
    Yüzünü görse köpekler diyemezken hav hav
    Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
    Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi.

    Sokulunca yatağa kovmak ile gitmez idi
    Okşamakla tokadı tekmeyi farketmez idi
    Yiyecek görse gözü, mırlaması bitmez idi
    Kedimi gaflet ile fare-i idbâr yedi
    Buna yandı yüreğim âh kedi vâh kedi...
    Namık Kemal
    ( 1840 - 1888 )

    - Çeşmi şehlâ nigehi: Şehlâ gözünün bakışı
    - Fârik iken: ayırdederken
    - Nik ü bed: iyi ve kötü
    - Adûlar: düşmanlar
    - Fare-i idbâr: talihsizlik faresi
    - Pâreler: paralar
    - Lerziş: titreme
    - Âdem: insan

    Not: Rüşvet, komisyon ve yolsuzluk söylentileri yüzünden Sultan Abdülaziz tarafından görevden alınan Sadrazam Mahmud Nedim Paşa için yazılmıştır. (Diyojen dergisi, sayı 133, 1872)

    Diyojen adlı mizah dergisinde yayınlanan Nâmık Kemâl‟in Hırrenâme’sinin hicviye özelliği taşıdığı görülmektedir.

    Nâmık Kemâl, hicviye türündeki eserini altışar dizelik bendlerden oluşan “müseddes” adı verilen nazım şekli ile yazmıştır. Kafiye örgüsü aaaaAA-bbbbAA- ccccAA… şeklindedir. 
    Hırrenâme’sinde ilk bendin son iki dizesi her bendin sonunda aynen tekrar edilmiştir. Bu nedenle mütekerrir müseddestir. Aruzun feilâtün/ feilâtün/ feilâtün/ feilün kalıbı ile yazılmıştır.

    Rüşvete düşkünlüğü bilinen Mahmûd Nedîm Paşa şiirde sepeti böbrekle dolan dişi bir kediye (Sadrazamın dişi bir kediye benzetilmesi ağır bir tahkirdir) benzetilmiştir. Sadrazam, rüşvet ve yolsuzluklarını dile getiren birileri olduğunda adeta kedi gibi etrafındakilere saldırmaktadır. Kemâl, Mahmûd Nedîm Paşa‟nın rüşvet aldığına dair imalarda bulunmuştur. Kendisinden başkasına tahammül edemeyen
    sadrazam etrafındaki yüksek dereceli idareciden en düşük memuriyete kadar kim varsa hepsi ile kukla gibi oynamaktadır ve hiç birine dirlik vermemektedir.

    Şair sadrazamın vücuduna ait kusurlarını alaya almıştır. Gözleri şaşı olan paşa iyiyi kötüyü bilen biridir. Ancak etrafında nedense düşmanları vardır! Birçok defa görevden alınmasına yani kovulmasına rağmen yeniden göreve gelen sadrazamın bu durumu rüşvetçi, haris, çıkarcı kişiliğine bağlanmaktadır.

    Kükrediği zaman dünyayı inleten, arslana kaplana aman vermeyen bir kedi vardır karşımızda. Öyle ki Ebu Ali (İbn Sina) onun zekâsını görse şaşırır. Kedi, gökte uçan kuşu avlar; tavuğu, kazı serçe tutar gibi tutar. Oyun arkadaşı arslandır. Yiğittir, güçlüdür ve çok gençtir. Aynı zamanda iyi huylu, soylu bir sevgilidir kedi. Çünkü şair geceleri kedisini koynuna alarak uyumaktadır. Arslanla kaplanla cenk etmektedir. Yılanı kertenkeleyi pençesi ile avlamaktadır. Öyle güzel bir sesi vardır ki Zühre yıldızı onun sesini işitse elindeki sazı bırakır. Ancak diz-dar ağayı, sufiyi ve gammazı hiç sevmez. Kimseyi incitmeyen kedi tenindeki bite kulağındaki keneye bile dokunmaz. Uzun boylu, kara kaşlı, ela gözlüdür. Süpürge gibi kuyruğu ile evi temizler. Yılanın ağzına düşen kurbağayı kurtarır. Görüldüğü üzere şair ölen kedisinin arkasından yazılan mersiyeleri alaya alarak bir manzûme yazmıştır. Burada amaç, özellikle döneminin şairlerince konu edinilen mersiyeleri tehzil etmektir. Hicivdeki gibi zemmetme, tahkir etme veyahut aşağılama amacı güdülmemektedir. Ayrıca manzûmede kedinin sufileri, gammazları ve dizdar ağayı sevmemesi şairin mizacı hakkında bize ipuçları sunmaktadır.


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    abdul

    • 2019-04-10 15:04:35

    Cevap : Nâmık Kemal'in edebiyat ve düşünce dünyamıza yaptığı hizmetlerden biri, tıpkı çağdaşı Şinasi gibi, bazı yeni veya anlamı geliştirilmiş politik, hukukî, ideoloji, kültürel ve edebî kavramı ("millet, hürriyet, vatan, menfaat, uhuvvet, tasarruf, ecdâda hürmet, aileye muhabbet, hükümet, matbuat, vicdan, hamiyet vs.) kullan masıdır.

    Ancak, onun eserlerinde en çok üzerinde durulan kavramlar, "vatan" ve "hürriyet"tir. Zaten, daha sonraları Nâmık Kemal, "vatan ve hürriyet şairi" olarak anılmıştır. Tabiî ki, "vatan" kelimesini, "bir insanın doğum yeri" veya "üzerinde insan bulunan yer" anlamının dışmda, modem anlamda ("uğruna ölünecek kadar çok sevilen yer, bir karış toprağı için milletçe ölünebilecek gerçek bir sevgili" anlammda) edebiyatımızda ilk defa kullanan o değildir. Nâmık Kemal'den önce Tercümân-ı Ahvâlde yazı yazan Mehmet Şerif Efendi, vatan kavramını, Nâmık Kemal'in kullandığı anlamda kullanmıştır. Ancak, Türkçe'de "vatan edebiyatı" meydana getiren ilk kişi, Nâmık Kemal'dir.

    1 Ayrıca o, ilk "Vatan" makalesini kaleme alan, ilk "Vatan Şarkısı"nı söyleyen ve ilk "Vatan" piyesini yazandır. O her edebî türde ve kalem oynattığı her alanda bu kavram üzerinde durmasıyla bir ilktir. Onu gelecek nesillere tanıtan, onun bu kavramın edebiyatım yapmasıdır. Ondaki vatan sevgisi ve vatan edebiyatı, Nihat Sami Banarlı'nın deyişiyle, "tam bir feveran halindedir".

    2 Nâmık Kemal'in vatanseverliği, onun edebiyatının ve düşünce dünyasının güçlü yönlerinden biri olduğu gibi onu bu hususlarda keskinleştirdiği için sanatının zaafını da teşkil eder. Eserlerindeki insan değerlendirmelerinde onu keskinleştirir, acımasızlaştırır. Tanpınar, ondaki bu vatanperverliğin onun hem zaafı hem de kuvveti olduğu düşüncesindedir.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.