İşte Cevaplar
Cevap : 1.3. Çalgı sınıflandırılması ile ilgili terminolojik problem
Çivi yazılı tabletlerin günümüzde yapılmış olan bazı çevirilerinde özellikle
değişik terminoloji kullanımından kaynaklanan farklılıklara rastlanmaktadır. Bu
terminolojik karışıklığın sadece çeviriler içerisindeki metinlerde değil aynı zamanda
tezin içerisinde sözü geçen arkeolojik verilerin üzerindeki sahnelerin
yorumlanmasında olduğu görülmektedir. Tezin içerisinde, çalgı terminolojisi
konusunda bir anlam bütünlüğü sağlamak amacıyla Hornbostel-Sachs çalgı
sınıflandırma sistemi kullanmıştır. Bu çalgı sınıflandırma sistemi, EK 1, EK 2,
EK 3, EK4, EK 5, EK 6, EK 7, EK 8, EK 9 ve EK 10’da verilmiştir. (Myers, 1992,
s.444-461)
Kaynaklar Antik Yunan çalgılarının isimlendirilmesinde bir terminolojik
birliğin benimsemiş olduğuna işaret ederken, özellikle Hititler ile ilgili makale ve
kitaplarda bir terminolojik birliğin olmadığı görülür. Bazı kaynaklarda, çalgı
isimlendirilmeleri için çivi yazılı metinlerde geçen belirli sözcükler önerilmiş olsa da
bu konuda tutarlılığın olmadığı anlaşılmaktadır. Arkeolojik verilerin üzerindeki
tasvirlerin çözümlenmesinde karşılaştığımız bu terminolojik karışıklığın farklı
yapıdaki çalgıların birbirleriyle karıştırılmasına sebep olduğunu düşünmekteyiz.
Özellikle “saz” kelimesinin, gerek genel olarak “çalgı”ya gerekse bir çeşit
“saplı lut”a işaret edecek şekilde kullanılmış olduğu, çalgıların genel olarak
nitelendirilmesi için “alet”, “enstrüman” gibi terimlerin tercih edildiği
anlaşılmaktadır.
Arkeolojik veriler, Anadolu medeniyetlerinde en yaygın kordofon8 olarak
lirlerin kullanılmış olduğuna işaret etmektedir. Hornbostel-Sachs çalgı sınıflandırma
sisteminde lirlerin,
3. Kordofonlar (Chordophones)
32. Kompozit kordofonlar (Composite Chordophonees)
321.Lutlar (Lutes)
321.2.Lirler (Lyres)
şeklinde ifade edilmiş olduğu görülmektedir. Lirler’in (Lyres) , Lutlar’ın (Lutes) alt
basamaklarından birinde yer aldığı görülmektedir.
8 Hornbostel-Sachs Çalgı Sınıflandırma Sisteminde Chordophones olarak geçmektedir.
8
Lirlerin de ayrıca şu şekilde gruplandırılmış oldukları görülmektedir.
321.2. Lirler (Lyres)
321.21 Kase lirler (Bowl Lyres)
321.22. Kutu lirler (Box Lyres)
Antik Yunan kaynaklarında gerek tını kutusu, gerek kolları, gerekse diğer bazı
özellikler açısından farklılık gösteren Lirler’e “barbitos, phorminks, kithara” gibi
isimler verildiği görülür. Antik Yunan kaynaklarındaki metinlerin Türkçeye
aktarılması sırasında çalgıların terminolojik ifadelendirmesinde, lirler konusunda bir
belirsizlik olduğu görülür. Hitit müzik kültürü ile ilgili olarak lirlerinin yanı sıra
diğer çalgıların terminolojik ifadelendirmesinde de büyük bir karmaşanın olduğunu
gözlemlemek mümkündür. Bu ise arkeologların ve diğer bazı bilim insanlarının
arkeolojik metinleri ya da görsel malzemeyi yorumlarken müzik terminolojisine ve
çalgı sınıflandırma sistemlerine önem vermemelerinden ya da bilmemelerinden
kaynaklanmaktadır. Ayrıca yabancı dilden çevirilerde de Türkçe terminoloji
oluşturma ya da kullanılan terminolojileri değerlendirme gibi yaklaşımların olmadığı
görülür. Bu karmaşıklığın ayrıca, bu değerlendirmeleri yapan kişilerden, yabancı
kaynaktan alıntılanarak yapılan çevirilerden ya da çeviri yapan kişilerden
kaynaklandığı görülmektedir. Alıntı yapılan yerlerdeki bilgilerin sorgulanmadan
kabul edilmesinin ise yanlış kullanımları arttırdığını söylemek mümkündür. Özellikle
aynı arkelojik veri üzerinde tasvir edilmiş olan bir çalgının farklı farklı terminolojiler
ile yorumlanıyor olması bir çeşit anlam kargaşası doğurmaktadır. Örneğin Zincirli
rölyefinde görülen bir çalgı için Alp ve Dinçol’un “lir”, Darga’nın ise “harp”
kelimesini kullanmış olması bu konudaki çelişkiye işaret eder (Alp, 1999, s.34;
Darga,1992, s.280; Dinçol, 1999, s.39) Arp kelimesinin lirler için de kullanılmış
olması, terminolojik karışıklığa sebep olan en önemli unsurdur. Zira Arp ve Lir
birbirinden farklı iki çalgıdır. Ayrıca birbirine benzer iki çalgıdan birinin “lir”
diğerinin ise “arp” olarak tanımlanması ise işi daha da karmaşık hale getirmektedir.
Alp, yukarıda bahsettiğimiz Zincirli rölyefinde yer alan lirlerden biri’nin, bir silindir
mühür üzerindeki tasvirde yer alan arp’a benzediğini öne sürmektedir.(1999, s.34)
Bu yaklaşımın ise sadece biçimsel bir benzetmeden ibaret olduğu açıktır. Alp ayrıca,
İnandık keramik vazosu üzerinde tasvir edilmiş olan lirlerden farklı olduğunu öne
sürdüğü yumruk biçimli sunu kabı üzerinde tasvir edilmiş olan lirlerin, Anadolu’da
daha yaygın olduğunu ve geç dönemlere kadar kullanılmış olan bir lir tipine işaret
9
ettiğini belirtmektedir.(1999, s.29) Bir Karatepe rölyefinde (Bkz. Şekil 2.12) yer alan
lirlerden biri için ise “altı telli lira” diğeri için ise “sekiz telli harp (arp)” ifadelerini
kullanmış olan Darga’nın yapmış olduğu bu ayrımın ise dayanak noktasının ne
olduğu anlaşılır gibi değildir.(1992, s.340) Martino’nun bir makalesinde “leier” ve
“harfe” terimlerini çalgıların farklılığına vararak kullanmış olduğu görülmektedir.
(2002a, s.120) Darga tarafından kullanmış olan “lira” kelimesinin Antik Yunan
“lir”inden geldiği, bu isimlendirme için de ilgili sınıflandırma basamağının değil
görüntüsel bir benzerliğin rol oynamış olduğunu söyleyebiliriz. Benzer bir
terminolojik çelişkinin bir Boğazköy vazo parçası üzerindeki tasvir için de geçerli
olduğu anlaşılmaktadır. Bu tasvirde kısmi olarak görülen çalgı için Alp’in “lir”,
Darga’nın “harp”, Macqueen’in ise “lute” terimlerini kullanmış oldukları görülür.
Ünal’ın Hititçe, “zinir”, “hunzinar” ve “ippizinar” kelimelerinin üçünün de karşılığı
olarak “harp (arp), lir” çalgılarına işaret etmiş olması ise bu konudaki belirsizlikleri
göstermektedir. (2003,s.143) Çalgının gerçek isminin bilinmemesi ya da kesinlik
kazanmamış olması durumunda, (özel bir sınıflandırma basamağını da ifade etmesi
açısından) “Lir” terimini kullanmak doğru olacaktır. Bazı kaynaklarda, İnandık
vazosu üzerinde tasvir edilmiş olan lirler için de “lir” ve “arp” olmak üzere genellikle
iki ayrı terimin kullanıldığı, ayrıca Antik Yunan müzik kültürüne ait kithara çalgısı
için de lir teriminin kullanılmış olduğu göze çarpar.
Arplar Hornbostel-Sachs çalgı sınıflandırma sisteminde şu şekilde sınıflandırılmıştır;
3. Kordofonlar (Chordophones)
32. Kompozit kordofonlar (Composite Chordophones)
322 Arplar (Harps)
322.1Açık arplar (Open Harps)
322.11 Kavisli açık arplar (Arched Harps)
322.12 Köşeli açık arplar (Angular Harps)
322.2 Çerçeve arplar (Frame Harps)
Antik Yunan Medeniyeti’nde farklı yapıdaki arpların “pektis, trigonos,
trigonon, sambyke, nablas,” gibi isimlerle adlandırılmış olduğu görülür. (West, 1994,
s.70–78) Bazı yazarların özellikle Hitit lirleri için “arp” terimini kullanmış olduğuna
değinmiştik. Silindir bir mühür üzerinde tasvir edilmiş olan ve Alp tarafından “harp
aleti” olarak tanımlamış olan çalgıyı köşeli-açık arp olarak tanımlamak daha doğru
olacaktır (Alp, 1999, s.4) Mezopotamya Medeniyetleri’nin etkisiyle Anadolu’da da
10
yaygın olarak kullanılmış olduğunu düşündüğümüz köşeli arp’ın Hitit çivi yazılı
metinlerde tanrıça İştar’ın çalgısı olarak geçtiği öne sürülmektedir. Asurlarla önemli
ilişkiler içerisinde bulunmuş olan Urartular’ın ise, (Urartu arkeolojik verileri
üzerindeki sahnelerde tasvir edilmiş olmasa da) özellikle köşeli arpların kullanmış
olduklarını düşünmekteyiz.
Diğer Cevaplara Gözat
Çivi yazılı tabletlerin günümüzde yapılmış olan bazı çevirilerinde özellikle
değişik terminoloji kullanımından kaynaklanan farklılıklara rastlanmaktadır. Bu
terminolojik karışıklığın sadece çeviriler içerisindeki metinlerde değil aynı zamanda
tezin içerisinde sözü geçen arkeolojik verilerin üzerindeki sahnelerin
yorumlanmasında olduğu görülmektedir. Tezin içerisinde, çalgı terminolojisi
konusunda bir anlam bütünlüğü sağlamak amacıyla Hornbostel-Sachs çalgı
sınıflandırma sistemi kullanmıştır. Bu çalgı sınıflandırma sistemi, EK 1, EK 2,
EK 3, EK4, EK 5, EK 6, EK 7, EK 8, EK 9 ve EK 10’da verilmiştir. (Myers, 1992,
s.444-461)
Kaynaklar Antik Yunan çalgılarının isimlendirilmesinde bir terminolojik
birliğin benimsemiş olduğuna işaret ederken, özellikle Hititler ile ilgili makale ve
kitaplarda bir terminolojik birliğin olmadığı görülür. Bazı kaynaklarda, çalgı
isimlendirilmeleri için çivi yazılı metinlerde geçen belirli sözcükler önerilmiş olsa da
bu konuda tutarlılığın olmadığı anlaşılmaktadır. Arkeolojik verilerin üzerindeki
tasvirlerin çözümlenmesinde karşılaştığımız bu terminolojik karışıklığın farklı
yapıdaki çalgıların birbirleriyle karıştırılmasına sebep olduğunu düşünmekteyiz.
Özellikle “saz” kelimesinin, gerek genel olarak “çalgı”ya gerekse bir çeşit
“saplı lut”a işaret edecek şekilde kullanılmış olduğu, çalgıların genel olarak
nitelendirilmesi için “alet”, “enstrüman” gibi terimlerin tercih edildiği
anlaşılmaktadır.
Arkeolojik veriler, Anadolu medeniyetlerinde en yaygın kordofon8 olarak
lirlerin kullanılmış olduğuna işaret etmektedir. Hornbostel-Sachs çalgı sınıflandırma
sisteminde lirlerin,
3. Kordofonlar (Chordophones)
32. Kompozit kordofonlar (Composite Chordophonees)
321.Lutlar (Lutes)
321.2.Lirler (Lyres)
şeklinde ifade edilmiş olduğu görülmektedir. Lirler’in (Lyres) , Lutlar’ın (Lutes) alt
basamaklarından birinde yer aldığı görülmektedir.
8 Hornbostel-Sachs Çalgı Sınıflandırma Sisteminde Chordophones olarak geçmektedir.
8
Lirlerin de ayrıca şu şekilde gruplandırılmış oldukları görülmektedir.
321.2. Lirler (Lyres)
321.21 Kase lirler (Bowl Lyres)
321.22. Kutu lirler (Box Lyres)
Antik Yunan kaynaklarında gerek tını kutusu, gerek kolları, gerekse diğer bazı
özellikler açısından farklılık gösteren Lirler’e “barbitos, phorminks, kithara” gibi
isimler verildiği görülür. Antik Yunan kaynaklarındaki metinlerin Türkçeye
aktarılması sırasında çalgıların terminolojik ifadelendirmesinde, lirler konusunda bir
belirsizlik olduğu görülür. Hitit müzik kültürü ile ilgili olarak lirlerinin yanı sıra
diğer çalgıların terminolojik ifadelendirmesinde de büyük bir karmaşanın olduğunu
gözlemlemek mümkündür. Bu ise arkeologların ve diğer bazı bilim insanlarının
arkeolojik metinleri ya da görsel malzemeyi yorumlarken müzik terminolojisine ve
çalgı sınıflandırma sistemlerine önem vermemelerinden ya da bilmemelerinden
kaynaklanmaktadır. Ayrıca yabancı dilden çevirilerde de Türkçe terminoloji
oluşturma ya da kullanılan terminolojileri değerlendirme gibi yaklaşımların olmadığı
görülür. Bu karmaşıklığın ayrıca, bu değerlendirmeleri yapan kişilerden, yabancı
kaynaktan alıntılanarak yapılan çevirilerden ya da çeviri yapan kişilerden
kaynaklandığı görülmektedir. Alıntı yapılan yerlerdeki bilgilerin sorgulanmadan
kabul edilmesinin ise yanlış kullanımları arttırdığını söylemek mümkündür. Özellikle
aynı arkelojik veri üzerinde tasvir edilmiş olan bir çalgının farklı farklı terminolojiler
ile yorumlanıyor olması bir çeşit anlam kargaşası doğurmaktadır. Örneğin Zincirli
rölyefinde görülen bir çalgı için Alp ve Dinçol’un “lir”, Darga’nın ise “harp”
kelimesini kullanmış olması bu konudaki çelişkiye işaret eder (Alp, 1999, s.34;
Darga,1992, s.280; Dinçol, 1999, s.39) Arp kelimesinin lirler için de kullanılmış
olması, terminolojik karışıklığa sebep olan en önemli unsurdur. Zira Arp ve Lir
birbirinden farklı iki çalgıdır. Ayrıca birbirine benzer iki çalgıdan birinin “lir”
diğerinin ise “arp” olarak tanımlanması ise işi daha da karmaşık hale getirmektedir.
Alp, yukarıda bahsettiğimiz Zincirli rölyefinde yer alan lirlerden biri’nin, bir silindir
mühür üzerindeki tasvirde yer alan arp’a benzediğini öne sürmektedir.(1999, s.34)
Bu yaklaşımın ise sadece biçimsel bir benzetmeden ibaret olduğu açıktır. Alp ayrıca,
İnandık keramik vazosu üzerinde tasvir edilmiş olan lirlerden farklı olduğunu öne
sürdüğü yumruk biçimli sunu kabı üzerinde tasvir edilmiş olan lirlerin, Anadolu’da
daha yaygın olduğunu ve geç dönemlere kadar kullanılmış olan bir lir tipine işaret
9
ettiğini belirtmektedir.(1999, s.29) Bir Karatepe rölyefinde (Bkz. Şekil 2.12) yer alan
lirlerden biri için ise “altı telli lira” diğeri için ise “sekiz telli harp (arp)” ifadelerini
kullanmış olan Darga’nın yapmış olduğu bu ayrımın ise dayanak noktasının ne
olduğu anlaşılır gibi değildir.(1992, s.340) Martino’nun bir makalesinde “leier” ve
“harfe” terimlerini çalgıların farklılığına vararak kullanmış olduğu görülmektedir.
(2002a, s.120) Darga tarafından kullanmış olan “lira” kelimesinin Antik Yunan
“lir”inden geldiği, bu isimlendirme için de ilgili sınıflandırma basamağının değil
görüntüsel bir benzerliğin rol oynamış olduğunu söyleyebiliriz. Benzer bir
terminolojik çelişkinin bir Boğazköy vazo parçası üzerindeki tasvir için de geçerli
olduğu anlaşılmaktadır. Bu tasvirde kısmi olarak görülen çalgı için Alp’in “lir”,
Darga’nın “harp”, Macqueen’in ise “lute” terimlerini kullanmış oldukları görülür.
Ünal’ın Hititçe, “zinir”, “hunzinar” ve “ippizinar” kelimelerinin üçünün de karşılığı
olarak “harp (arp), lir” çalgılarına işaret etmiş olması ise bu konudaki belirsizlikleri
göstermektedir. (2003,s.143) Çalgının gerçek isminin bilinmemesi ya da kesinlik
kazanmamış olması durumunda, (özel bir sınıflandırma basamağını da ifade etmesi
açısından) “Lir” terimini kullanmak doğru olacaktır. Bazı kaynaklarda, İnandık
vazosu üzerinde tasvir edilmiş olan lirler için de “lir” ve “arp” olmak üzere genellikle
iki ayrı terimin kullanıldığı, ayrıca Antik Yunan müzik kültürüne ait kithara çalgısı
için de lir teriminin kullanılmış olduğu göze çarpar.
Arplar Hornbostel-Sachs çalgı sınıflandırma sisteminde şu şekilde sınıflandırılmıştır;
3. Kordofonlar (Chordophones)
32. Kompozit kordofonlar (Composite Chordophones)
322 Arplar (Harps)
322.1Açık arplar (Open Harps)
322.11 Kavisli açık arplar (Arched Harps)
322.12 Köşeli açık arplar (Angular Harps)
322.2 Çerçeve arplar (Frame Harps)
Antik Yunan Medeniyeti’nde farklı yapıdaki arpların “pektis, trigonos,
trigonon, sambyke, nablas,” gibi isimlerle adlandırılmış olduğu görülür. (West, 1994,
s.70–78) Bazı yazarların özellikle Hitit lirleri için “arp” terimini kullanmış olduğuna
değinmiştik. Silindir bir mühür üzerinde tasvir edilmiş olan ve Alp tarafından “harp
aleti” olarak tanımlamış olan çalgıyı köşeli-açık arp olarak tanımlamak daha doğru
olacaktır (Alp, 1999, s.4) Mezopotamya Medeniyetleri’nin etkisiyle Anadolu’da da
10
yaygın olarak kullanılmış olduğunu düşündüğümüz köşeli arp’ın Hitit çivi yazılı
metinlerde tanrıça İştar’ın çalgısı olarak geçtiği öne sürülmektedir. Asurlarla önemli
ilişkiler içerisinde bulunmuş olan Urartular’ın ise, (Urartu arkeolojik verileri
üzerindeki sahnelerde tasvir edilmiş olmasa da) özellikle köşeli arpların kullanmış
olduklarını düşünmekteyiz.
Diğer Cevaplara Gözat