İşte Cevaplar
Cevap :
Diğer Cevaplara Gözat
Şems-i Tebrizi Sözleri
- İnsanoğlunun edepten nasîbi yoksa, insan değildir. İnsan ile hayvanı ayıran edeptir.
- Gamzelendi gönül yine devası ah’tır. Gönlü mahzun olanın dostu Allah’tır. .
- Sağlığı korumak, sağlık aramaktan; günahtan korunmak da tövbe istemekten daha kolaydır.
- Şaşarım seven insan nasıl uyur? Âşıka her türlü uyku haramdır.
- Sen ki doğrusun, doğru kal! Doğruluk göster. Eğriye ne kadar doğru desem doğrulmaz. (M/33-34)
- Benim meclisime yol bulan kimsede görülecek ilk etki, başkalarının sohbetinden soğuması, hoşlanmamasıdır. (M/37)
- Aşk, gönül işidir, akıl işi değil. (M/38)
- Bir yerde yer yer sızmış kanlar görürsen, Bil k! benim gözümden damlamıştır.
- Ben insanı ilk görüşte tanırım» diyen kimse büyük hata içindedir.
- Akıl, kişilerin bağıdır, aşk bu bağları çözer. Akıl der ki, taşkınlık etme! Aşk da teklifsiz davran, der!
- Esrar hazinesinin düğümünü çözmek için, Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) elinden ve gönlünden başka bir anahtar yoktur.
- Susmak, mana eksikliğinden değildir, (belki de) mânanın derinliğindendir.
- Derneğin bozulması, dostların dağılması, hep birbirlerini gözetmemelerinden ileri gelir.
- Mana aleminden, bir elif dışarı fırladı. O, elifi anlayanlar her şeyi anladılar. Onu anlamayanlar da hiç bir şey anlayamadılar.
- Ruh alemine mensup erenlerin sözleri canlara işler; heva ve hevesle dolu olan sen nasıl anlayabilirsin.
- Bana Mecnun’un gözüyle bak; sevgiliye, seven gözlerle bakmalı.
- Sabrın manası işin sonunu görebilmek, sabırsızlığın manası da işin sonunu göremeyecek kadar kısa görüşlü olmaktır.
- Halka, kapıya asılır ama o kapı da evin içini göremez ve anlayamaz. Halka kapının dışındadır, evin iç özelliği ise başkadır.
- Kuran okumak gönüle sefa verir.
- Halka, kurtuluş ve müjde sözleri boş geliyor; onlara cehennemliklerin sözü daha tatlı geliyor.
- Sen gerçi Müslümansın fakat bu kadarcıkla yetinme, daha da Müslüman ol!
- Mürit, yani hak yolunun yolcusu olgunlaşmadıkça hevasına uymaktan kurtulamaz.
- Gam çekme, tasalanma, umutsuzluğa düşme karanlığın uzamasından! Uzun gecelerden sonra aydınlık günler başlar.
- Sağlığı korumak, sağlık aramaktan; günahtan korunmak da tövbe istemekten daha kolaydır.
- Ayrılık insanı pişirir, düzeltir. Bu gün düzelmiş ve pişmiş olarak kavuşmak mı daha iyidir, yoksa hep ayrılıktan pişmek mi?
- Öyle diri yaşayın ve öyle diri ölün ki, bir daha ölmeyesiniz!
- Hangi nimet vardır ki, zamane onu bulandırmasın?
- Heva ve heveslerine kapılmış kimselerle düşüp kalkma ki seni karartmasınlar.
- Güneş, hiç yarasanın gözü incinir diye ışığını terk eder mi?
- Yarasadan yahut zayıf gözlülerden güneşe gam yoktur. O hep nur saçar. Ondan ancak güneşe tapanlar için korku vardır.
- İnanç ve aşk insanları kahraman yapar, bütün korkuları giderir.
- Eşeğe yükletilen bir çuval kitabın hayvana ne faydası olur?
- İnsanlar içinde yaşa ama tenhada daima Allah ile halvette ol, hep tek başına kal.
- Eğer susarsan konuşman da daha aydınlık olur. Çünkü sükutta, hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.
- Allah’ı arayanlardan hiç bir talip yoktur ki, aradığı yolda olgunlaşmış olmasın.
- Dervişte, Allah erlerinde, öyle bir inanç var ki, sanki bu saat kıyamet saatidir, son günüdür.
- Başkalarına baktığın gözle, Leylâ’yı nasıl görebilirsin? Onu göz yaşlarınla tertemiz yıkamadıkça!
- Şikayet edeceksen şikayeti, kendi nefsine et.
- Sen gerçi Müslümansın fakat bu kadarcıkla yetinme, daha da Müslüman ol!
- İç âlemimizdeki kirliliğin bir zerresi bile, dıştaki kirden yüz bin kat daha kötü ve çirkindir. İçteki o kiri, hangi su temizler? Ancak bir kaç damla gözyaşı. Ama her gözyaşı da değil ha! Belki bir şey görebilen gerçek bir gözün akıttığı saf ve temiz gözyaşı.
- Hizmet bedenle olur. Cehennemden kurtulmak istersen hizmet et!
- Marifet, gönlün yüce Mevlâ ile diri olmasıdır.
- Cennet istersen Hakk’a uy.
- İbadet ile şefaat istersen, iyiliğe niyet eyle!
- Mevlâ’yı istiyorsan, O’na yönel ki bulasın.
- Ârif olan kişinin belirtisi, Dost’u (Allah’ı) aramaktan geri kalmamak ve O’nun dostluğuna doymamaktır.
- Âriflerin alâmeti üçtür: Gönlün fikriyle; beden hizmetiyle, gözün hakikati görmekle meşgul bulunmasıdır.
- İlim üç şeyden ibarettir: Zikreden dil, şükreden gönül; sabreden beden.
- İlimsiz bir beden, susuz bir şehir gibidir.
- Dört şey azidir: Fakirlerin yüküne tahammül eden zengin, kanaat edip haline razı olan fakir, yaptıklarının ayıbından korkan günahkar, günahlardan sakınan âlim.
- Dünyayı isteyen kimse için, kazanç ve ticaretten; ahireti isteyen için, hizmet ve taâtten; Mevlâ’yı isteyenler için ise belâ ve mihnetten; ilim isteyen için de gurbet ve zahmetten başka çare yoktur.
- İlmi, kolaylık ve rahat içinde arayan, sıkıntı içinde kalır.
- Sıkıntılara sabreden, kolaylığa ve huzura kavuşur.
- Her şeyin en büyüğü iki şeydir: İlim ve hoşgörü.
- Söz hikmeti âlimlerin; ibadet hikmeti abidlerin; didar hikmeti de âriflerindir.
- Bayezid’e (k.s), “Sen su üzerinde yürür, havada uçar mısın?” diye sordular da, o şu cevabı verdi: “Çöp parçası da su üzerinde yürür; kuşlar da havada uçar. Büyücüler de gecede Kaaf’dab Kaaf’a giderler. Ama erlerin yapacağı iş; Allah Teâla’dan başka hiçbir şeye gönül bağlamamaktır.
- Cömertlik dört türlüdür: Mal ile cömertlik, zahitlere; beden ile cömertlik, cihat edenlere; can ile cömertlik, gazilere; gönül cömertliği ise ariflere mahsustur.
- Zahitler mallarından vererek karşılığında ma’arifet alırlar. Mücahitler, bedenlerini eriterek, hidayete kavuşurlar. Gaziler canlarını fedâ ederek, ebedi hayata ererler. Ârifler, gönüllerini vererek Hakk’ın sevgisine ererler.
- Mümin kişi inkarcı olmadığından dolayı; İnkarcı kişi ise münafık olmadığı için şükretmesi gerekir. Çünkü münafıklık, inkarcılıktan beterdir. Kurân-ı Kerim’de; “Şüphe yok ki münafıklar, cehennemin en alt tabakasındadırlar” buyurulmuştur.
- Hazreti Peygamber’e (s.a.v) uymak odur ki, O miraca gitti, sen de onun izinden gitmelisin.
Diğer Cevaplara Gözat