Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Uluslararası ilişkilerde idealizm yaklaşımı nedir?

Bu sorunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz.

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-11-13 14:47:09

    Cevap : İdealizm (Liberalizm): Liberalizm veya İdealizm köklü bir siyasal ideoloji olup, temellerini John Locke, John Stuart Mill, David Hume, Adam Smith, Montesquieu, Voltaire, Immanuel Kant gibi düşünürlerden alır. Tarihsel olarak Avrupa’da yükselen burjuvazinin aristokrasinin ayrıcalıklarını kısıtlamasıyla ortaya çıkmış ve burjuva demokrasisini getirmiştir (sınırlı oy hakkı, Cumhuriyet, laiklik, parlamentarizm vs.). İdealizmin insan doğası hakkında olumlu görüşleri bulunmaktadır. Birey hak ve özgürlüklerini siyasal iradesinin temeline koymaktadır. Bu yaklaşımda bireylerin akılcı oldukları varsayılır. Bireyler gibi devletler de rasyonel-akılcı olabilirler ve barışa rahatlıkla ulaşılabilir. İdealizm, serbest piyasa ekonomisi modeline dayanır ve bu anlamda bireyciliği nedeniyle altta kalanın canı çıksın anlayışına dönüşebildiği için kimi çevrelerce eleştirilir. Bir dünya görüşü ve ideolojik olarak Liberalizm, Uluslararası İlişkiler disiplinindeki birçok teoriyi derinden etkilemiştir. Bunlardan ilki, I. Dünya Savaşı sonrasında yeni bir dünya düzeni kurma çalışmaları sırasında ortaya çıkan ve zamanın ABD Başkanı Woodrow Wilson’ın öncülüğünü yaptığı İdealizm teorisidir. I. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan bu akım büyük ölçüde Alman filozof İmmanuel Kant’ın düşüncelerinden etkilenmiştir. Kant’ın Demokratik Barış Teorisi uyarınca, dünya sisteminde demokratik ülkelerin birbirleriyle savaşmayacağı öngörülüyordu. İmmanuel Kant’a göre uluslararası kanunların hüküm süreceği özgür devletlerden oluşacak bir dünya federasyonu kurulursa sürekli barışa ulaşılabilirdi. Bu nedenle İdealizm; ulusal alanda otoriter-mutlakıyetçi rejimler yerine demokrasinin yerleştirilmesi ve uluslararası sistemde gizli diplomasi yerine açık diplomasinin geliştirilmesi, uluslararası hukukun güçlendirilmesi ve yeni uluslararası kurumların kurulması hedeflerine ulaşmak istiyordu. Bu doğrultuda ulaşmak istediği idealler vardı ve zaten tam da bu nedenle İdealizm olarak adlandırılıyordu. Bu yaklaşımda, I. Dünya Savaşı’na neden olarak demokratik olmayan ülkeler görülüyor ve bu ülkeler demokratik olduğu iddia edilen ülkeler tarafından paylaştırılarak bu ülkelere ağır koşullar empoze ediliyordu. İdealistlere göre uluslararası ilişkiler sadece güçle belirlenmiyor, uluslararası hukuk, moral değerler ve uluslararası örgütlerin de uluslararası politikanın belirlenmesinde etkili olduğu ve olması gerektiği düşünülüyordu. Yine İdealistlere göre güç politikaları ve Realist yaklaşımlar savaşlara neden oluyordu. Oysa insan Liberal öğretide belirtildiği gibi (John Locke) özünde iyi bir canlıydı ve doğru koşullar oluşursa uluslararası politika da dostça bir ortamda yürütülebilirdi. Bu nedenle I. Dünya Savaşı sonrasında ABD, İngiltere ve Fransa önderliğinde Milletler Cemiyeti kurulmuştur. ABD Başkanı Wilson, Milletler Cemiyeti’nin kurulmasına öncülük ederek, kolektif savunma yerine kolektif güvenlik ilkesine dayalı yeni bir kurumsallaşmaya gidilmesine ön ayak olmuştur. Milletler Cemiyeti’nin temel amacı yeni bir kolektif güvenlik sistemi kurarak, ulusal çıkarlarını genişletmek adına daha küçük devletlere saldıran devletleri engelleyebilmekti. Ancak bu yaklaşım daha çok I. Dünya Savaşı mağluplarına yönelik olarak gerçekleşiyor, savaşın galiplerinin imzalattırdıkları ağır ateşkes ve barış antlaşmalarının yeni sorunlara neden olacağı görmezden geliniyordu. Kolektif güvenlik sistemine göre, eğer herhangi bir devlet başka bir devletin saldırısına uğrarsa, Milletler Cemiyeti’ne üye devletler bir araya gelerek ya saldırıyı caydıracak, eğer saldırı gerçekleşmişse de güçlerini birleştirerek saldırganı püskürtmeye çalışacaklardı. Bu düşüncenin altında yatan temel felsefe siyasal şiddeti ortadan kaldırmaktı. Milletler Cemiyeti’nin başarısı, aslında ABD’nin izolasyonist (içe kapanmacı) politikalarından vazgeçerek dünya liderliğine soyunmasına bağlıydı. Ancak gerek savaş sonrası imzalattırılan haksız antlaşmaların toplumlar üzerindeki negatif etkileri, gerekse 1929 Buhranı ve sonrası ABD’nin içe kapanmacı politikalarını sürdürmesi nedeniyle Milletler Cemiyeti ve kolektif güvenlik politikaları başarılı olamadı. Türkiye Cumhuriyeti ve özellikle de Sovyetler Birliği gibi iki yeni ve güçlü devletin kurulması da Batı dünyasının planlarını altüst eden gelişmelerdi. Uluslararası İlişkiler disiplininde ilk büyük tartışma 20. yüzyılın ilk on yıllarında işte bu prensipler etrafında İdealistler ve Gerçekçiler (Realistler) arasında gerçekleşiyordu. II. Dünya Savaşı sonrası Realizm ve Kritik Teori (Marksizm) dünyaya hâkim olurken, 1970’lerde itibaren neo-liberalizm gündeme gelmeye başlamıştır. Neo-liberalizm,1970’lerde Chicago Üniversitesi’nden Friedrich Von Hayek ve Milton Friedman gibi akademisyenler tarafından geliştirilen teoriler bütünüdür (Chicago Okulu). 1973 Opec Petrol Krizi sonrasında Batı dünyasında güçlenmiş ve devletin yeniden küçültülmesini savunmuştur. Bu iki düşünüre göre devlet elini sağlık ve eğitimden bile çekmeli ve her şey piyasaya bırakılmalıdır. Neo-liberalizm güçlendikçe özelleştirme yaygınlaşmış ve devletler küçültülmüştür. Bu sayede kimilerine göre vahşi kapitalizme geri dönüş yaşanmış ve dünyada sık sık ekonomik krizler yaşanmaya başlamıştır. Neo-liberalizm, dış politikada da Soğuk Savaş’ın bitmesine rağmen barış ortamı sağlayamamış ve dünyayı birçok etnik çatışmaya ve felakete sürüklemiştir. İdealistlerin temel görüşleri ise şunlardır; 1-) İdealistler Realistlere karşı ulus devlet ve ulusal çıkarların dış politikayı belirleyen tek aktörler olduğunu reddediyor ve uluslararası ve ulusüstü yapıları (Milletler Cemiyeti vb.) ve bir devlet içerisindeki farklı grupları (etnik-mezhepsel azınlıklar, stö’ler vs.) ve bireyleri de ön plana çıkarıyorlardı. 2-) İdealistler ulus devletin her zaman kendi çıkarları doğrultusunda rasyonel (akılcı) kararlar alan aktörler olduğunu reddediyorlardı. Dahası devletlerin sabit politika tercihleri de yoktu. 3-) İdealistler sadece güvenlik meseleleriyle (yüksek politika) değil ekonomik gelişme ve siyasal özgürlükler (alçak politika) konusunda da çalışmalar yapıyorlardı. 4-) İdealistlere göre barış, kendi kaderini tayin hakkı (self-determinasyon) gibi ahlaki değerler de dış politikada var olmalıydı. 5-) Uluslararası politika sadece rekabet ve güçten ibaret değildir, devletler işbirliği de yapabilir.
    Diğer Cevaplara Gözat
    Uluslararası ilişkilerde idealizm yaklaşımı nedir?

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Beste

    • 2015-11-13 14:50:42

    Cevap : İdealizm, tartışmalı da olsa, Uluslararası İlişkilerin ilk teorisidir. I. Dünya Savaşı sonrasında, devletlerin birbirleriyle olan ilişkilerinde savaşı engelleyememeleri ve kontrol edememelerine bir tepki olarak yükselişe geçmiştir. İdealizme (Liberalizm) göre devletler sadece siyasi değil, ekonomik ilişkilerle de birbirlerine bağlıdır. Bu teoriye göre devletler karşılıklı olarak işbirliğinden faydalanırlar ve savaş yıkıcılığından ötürü tamamen faydasızdır.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Beste

    • 2015-11-13 14:53:29

    Cevap : Birinci Dünya Savaşı sonrasında savaşı engelleme ve barışı sürdürme amacını taşımaktadır. Liberal teoriyi de içinde barındıran bu teoride devletler salt siyasi değil ekonomik ilişkilerle de birbirine bağlıdır. Savaş yıkıcı olmasından dolayı zararlı olarak görülür. ABD başkanı W. Wilson ile yükselişe geçen teori İkinci Dünya Savaşı ile itibarını yitirmiştir. İdealistler uluslararası sistemde devletlerin uyacakları kuralları geliştirerek sürekli barışı tesis etme amacı güderler. Dante Alighieri’nin Monarşi üstüne yazdığı eser ilk örneğini teşkil eder. Duc de Sully Dubios, Cruce Rousseau, Bentham ve İ. Kant uluslararası örgütlenme ile geliştirilecek hukuk kuralları sayesinde uluslararası barışın sağlanacağına inanırlar. 
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.