Nedir.Org*
Soru Sor

Fecr-i Ati Sunumları

  • 3
    4 yıl önce
    İlgili Yazı: Fecr-i Ati

    Dosya Adı: Fecr-i Âtî (1909-1912) Slayt Ödev Sunum PPTX

    (Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
    1. Sayfa
    II. Meşrutiyet Devri EdebiyatıFATİH UYSAL

    2. Sayfa
    II. Meşrutiyet döneminde edebî manzara iki büyük öbekleşmehalinde oluşmuştur: Fecr-i Âtî ve Millî Edebiyat Hareketi.Bunlar ayrıştırılacak olursa:1.Ferdiyetçi sanat anlayışını temsil eden Fecr-i Âtî,2.Toplumcu sanat anlayışına yönelen Millî Edebiyat Hareketi,3.Fecr-i Âtî’nin eskisi kadar ilgi görmediği ve bazı üyelerinin Millî Edebiyat Hareketine destek verdiği sıralarda, Fecr-i Âtî gibi ferdiyetçi sanat anlayışına bağlı olmakla birlikte “millîlik” vasfına da önem veren Nesl-i Âtî (Nâyîler),4.“Millî Edebiyat” anlayışını birtakım kurallara bağlamak niyetiyle kurulan Şairler Derneği.FATİH UYSAL

    3. Sayfa
    FATİH UYSALFecr-i Âtî (1909-1912)

    4. Sayfa
    FATİH UYSALFECR-İ ÂTÎ’NİN KURULUŞ SÜRECİFecr-i Âtî topluluğunda Ahmet Hâşim, Celâl Sâhir (Erozan), Aka Gündüz, Refik Halit, Emin Bülent (Serdaroğlu), Fâik Âli (Ozansoy), Köprülüzâde Mehmet Fuat (Köprülü), Refik Halit (Karay), Şahabettin Süleyman, Tahsin Nahit, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Hamdullah Suphi gibi edebiyat tarihimiz için önemli isimler yer almıştır.Daha önceden aralarında devam eden beraberlik,Batılı edebî mektepler ve Edebiyat-ı Cedide örneği,Halis edebiyat arayışları,Devrin her şeye politik bir gözlükle bakma alışkanlığına tepki Fecr-iAti’nin ortaya çıkışını etkileyen faktörlerdir.Fecr-i Ati’nin temelleri 20 Mart 1909’da Hilal Matbaasındaki ilk toplantıda atılır. (Sînâ-yı Emel)24 Şubat 1910’da da Servet-i Fünun dergisinde Fecri Ati adıyla birbeyanname yayımladılar:

    5. Sayfa
    FATİH UYSAL

    6. Sayfa
    FATİH UYSAL

    7. Sayfa
    FATİH UYSAL

    8. Sayfa
    FATİH UYSALFecr-i Ati BeyannamesiFecr-i Âtî bir beyanname ile ortaya çıkan ilk topluluktur.Fecr-i Âtî topluluğunun edebî beyannamesini, üç başlık altındadeğerlendirmek mümkündür:1. Kendilerinden önceki sanat ve edebiyat anlayışı2. Gayelerinin ifadesi ve3. Bu gayeyi gerçekleştirmek için yapacakları şeyler.Onlar kendilerinden öncekileri “sanat ve edebiyatı daima boş vakitlerin bir arkadaşı” olarak gördükleri için eleştirmekle işe başlamışlardır.Namık Kemal’e ayrı bir parantez açarak istediğini tam olarakgerçekleştiremediğini belirtirler.Edebiyat-ı Cedide (rehber)’ye hakkını teslim ettikten sonra II. Meşrutiyetdevrinde tekrar toplanmadıkları için eleştirirler. Amaçları Avrupa’daki muadilleri gibi olup ilim ve edebiyat çölü halindeki memleketi ilim ve edebiyat için bir vaha haline getirmek emelindedir.

    9. Sayfa
    görülmeyecektir.FATİH UYSALBunu gerçekleştirmek için yapmak istedikleri şeyler:Mensuplarının eserlerini ihtiva eden bir Fecr-i Âtî Kütüphanesi kurmak, bir yayın serisi oluşturmak.Mensuplarına veya açacağı yarışmalarla başkalarına, Batı’nın önemlieserlerini tercüme ettirmek.Herkese açık konferanslarla halkın edebî zevkinin yükselmesine, bilgisınırının genişlemesine çalışmak.Batı’daki benzer müesseselerle ilişki kurup memleketimizin edebî eserlerini onlara, onlarınkini de bizim aydınlarımıza tanıtmak.Yayın organı olarak seçilen Servet-i Fünûn dergisi etrafında toplanmak.Fecr-i Âtî’nin sanat ve edebiyattaki temel düsturu “sanat şahsî vemuhteremdir.” cümlesiyle özetlenebilir.Edebiyat ciddiye alınacak ve günlük vakit geçirme aracı olarak

    10. Sayfa
    devam etmiştir.FATİH UYSALBeyannamede belirtilen Fecr-i Âtî Kütüphanesi adlı bir yayın serisi, niyet safhasından uygulamaya geçirebildikleri bir teşebbüstür.Bu seriden beş kitap yayımlanmıştır: Timsal-i Aşk (Cemil Süleyman), Hayat-i Fikriye (Köprülüzâde Mehmet Fuat), İnhizam (Cemil Süleyman), Ruh-ı Bî-kayt (Tahsin Nahit), Fırtına (Şahabettin Süleyman).Fecr-i Ati tam bir bütünlük sağlayamadan dağılmış beyannamenin altında Arap harfli alfabe sırasıyla verilen yirmi bir isimden bazıları zamanla topluluktan ayrılmış, tekrar dönmüşlerdir. Ekip dağıldıktan sonra çoğu Milli edebiyata katılmış bir kısmı da kendi sanat görüşleriyle

    11. Sayfa
    •Hayalleri bir şair hassasiyetinde nezihtir ve zariftir.FATİH UYSALFecr-i Ati ŞiiriFecr-i Âtîciler, şiir’de Edebiyat-ı Sembolizm’i tercih etmişlerdir.Aruzdan uzaklaşmazlar.Önceki dönemlerde gelen tüm nazım biçimlerini kullanmakla beraber,özellikle serbest müstezat (nazm-ı serbest) ve soneyi tercih etmişlerdir.Şiir hacim itibarıyla genellikle kısadır.Aşk ve tabiat ana temalarıdır. Marazi, melankolik ve platonik, maddeden uzak bir aşk…Şiirlerinde mevsim (kış, sonbahar) ve vakit (yarı aydınlık yarı karanlık vakitler) çok önemli yer tutar.Fecr-i Âtî tabiatı altın renkli denizinden gümüş renkli böceklerinevarıncaya kadar her ayrıntısıyla şiire sokar.Daima bireysel konuları işler.

    12. Sayfa
    •“Ah!”, “of!”, “ey!”, “heyhât” gibi ünlemleri sık kullanırlar.FATİH UYSALMüzikal değeri yüksek şiiri yakalayabilmek için kelime kadrosundaseçicidirler:Mesa (akşam), şeb (gece), melâl (hüzün), matem, miyah (sular), lahn (nağme), mîna (şarap şişesi, cam, billur, gümüş üzerine nakşedilen lacivert veya yeşil renkli sırça), cevf (boşluk), nücûm (yıldızlar), erganun, erguvanî, neftî (neft renkli), zehebî (altun renginde), zulmet, mehtâp, rüya, rûh, ervâh, riyâh (rüzgâr), elmas, çiçek, ye’s, nûr, akşam, ilâhe, mülhime (ilham perisi: kamer)…Böylelikle konuşma dilinden epey uzaklaşmışlardır: Süslü ve ağır bir dil…Onlara göre şiirde her şey apaçık söylenmemeli, yarı kapalı bir atmosfer bulunmalıdır.Şiiri öncelikle kelimelerle yapılmış bir musiki parçası olarak görüpsözcükleri bu değerlerine göre kullanırlar.Sıfatlar yoğunluktadır, fiiller azdır, çoğu zaman bu boşluk fiilimsilerledoldurulmuştur.

    13. Sayfa
    (Ahmet Haşim, “Bir Günün Sonunda Arzu”)FATİH UYSALAltın kulelerden yine kuşlar Tekrarını ömrün eder ilânKuşlar mıdır onlar ki her akşam Âlemlerimizden sefer eylerAkşam, yine akşam, yine akşam, Bir sırma kemerdir suya baksam; Akşam, yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kamış olsam!

    14. Sayfa
    Ahmet Haşim (1885-1933)Galatasaray, Reji İdaresi, Güzel Sanatlar, Osmanlı Bankası…Fecr-i Ati’nin en tanınmış sanatçısı, Türk edebiyatının en büyüksembolistlerindendir.İlk şiiri Mecmua-i Edebiye (nu. 19, 7 Mart 1901)’deki “Hayâl-i Aşkım”dır.Şi’r-i Kamer serisinde tüm etkileşimleri (Cenap-Fikret, Müftüoğlu…) aşıp kendiçizgisini bulmuştur.Fecr-i Âtî mensubu olarak yazdığı şiirleri Göl Saatleri (1921)’nde toplar.O Belde ve Yollar Fecr-i Âtî’nin diğer üyelerinin isteyip ulaşamadığı şiir tarzıdır.Şiirler genellikle günün belli vakitleri, kuşlar ve kamer etrafındadır. Akşam ve grub manzaraları vazgeçemediği ögeler; şafak, gece, ay ışığı, yıldız vazgeçemediği sözcüklerdir. (Çocukluk anıları, aşk, doğa…)“Öz şiirin” peşinde koşmuş ve Türk edebiyatında en büyük üstadlarından olmuştur. Öz şiire örnek gösterilebilecek sanat şaheserlerine Piyale (1926)’de ulaşmıştır:“Merdiven”, “Bir Günün Sonunda Arzu”, “Havuz”, “Parıltı”, “Karanfil”, “Bülbül”ve “Mukaddeme”…FATİH UYSAL

    15. Sayfa
    FATİH UYSAL“Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” (Şiirde Mana ve Vuzuh) adıyla Piyale’nin başına konulan metin, aynı kitaptaki “Bir Günün Sonunda Arzu” şiirinin çok muğlak olduğu yolundaki tenkitlere cevap niteliğindedir ve edebiyatımız için orijinal bir poetikadır.Haşim bu yazısında şiiri, “resullerin sözleri gibi türlü tefsirâta (yorumlara) müsait, sözle musikî arasında, sözden ziyade musikiye yakın” bir metin olarak açıklayacaktır.Ona göreşiirin asıl gayesi “anlatmak” değil “duyurmak”, kaynağı ise“şuuraltı”dır.Haşim heceye “köylü vezni” diye karşı çıkar ve hiç kullanmaz.Yaşamı sanatını derinden etkiler...Sembolizmle beraber empresyonist özellikler gösterir.Ahenge çok önem verir, müzikaliteye çok önem verir; dili ağırdır.En çok serbest müstezadı kullanır. Şiir: Piyale ve Göl SaatleriNesir: Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan (sohbet, fıkra, deneme)Gezi: Frankfurt Seyahatnamesi

    16. Sayfa
    FATİH UYSAL

    17. Sayfa
    2013/ÖABT-TÜRFATİH UYSAL

    18. Sayfa
    FATİH UYSAL

    19. Sayfa
    FATİH UYSALEmin Bülent (Serdaroğlu) (1886-1942)Galatasaray’ın ilk Türk kaptanıdır ve önemli bir futbolcudur.Diğerlerinden farklı olarak, ferdi konular yanında devrinin sosyal meselelerine ve millî ıstıraplara da açık bir sanatkârdır.••Fuzuli hayranıdır ama Fikret etkisi büyüktür.Şiire daha Galatasaray Sultanîsi yıllarında başlar.Victor Hugo’nun “Mavi Gözlü Yunan” şiirine karşılık yazdığı “Kin”(1910) şiiri meşhurdur. Atatürk tarafından da çok sevilir:«Garbın cebin-i zâlimi affetmedim seni,«Türk’üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi.»“Hisarlara Karşı”, “Hâtip Diyor ki” gibi şiirleri Namık Kemâl tarzında gür bir seslesöylenmiştir ve destan havasındadırlar.Sağlığında şiirlerini kitaplaştıramayan Emin Bülend’in manzumeleri, Salih Zeki Aktay tarafından Emin Bülend’in Şiirleri (İstanbul, 1945) adıyla bir kitapta toplanmıştır.

    20. Sayfa
    FATİH UYSAL

    21. Sayfa
    FATİH UYSALTahsin Nahit (1887-1919)Ahmet Haşim’den sonra, bu topluluğun şiirde en başarılı ve en üretken temsilcisi odur.Galatasaray’da öğrenciyken Selanik’teki Çocuk Bahçesi dergisinde “T. Nahide” imzasıyla şiirler yayımlar.II. Meşrutiyet’in akabinde Demet, Aşiyan, Kadın (Selanik) ve Musavver Muhitmecmualarında şiirleri çıkar.İsmail Hami (Danişmend) ile birlikte “Kanat” adlı bir dergi de çıkarmıştır.1910’a kadar yazdığı şiirleri, Rûh-ı Bî-kayd (1910-Benlik, Aşk, Serab-ı Müstakbel, Raks-ı Elhan, Tabiat.) adıyla kitaplaştırmıştır.Şiir adlarından da anlaşılacağı gibi bireyci bir edebiyatçıdır ve aşk (platonik veya marazi) ana temasıdır. Tabiat hemen ardından gelir. Saf şiir peşindedir.Müzikaliteye dikkat eder, ağırlıklı olarak serbest müztezadı kullanır ve aruz- tema ilişkisini önemser.Hicranlar (1908), Jöntürk (1909), Kösem Sultan, Ben.. Başka gibi oyunları davardır.

    22. Sayfa
    FATİH UYSAL

    23. Sayfa
    Mehmet Behçet Yazar (1890-1980)Fecr-i Âtî şiirini temsil edebilecek olan üçüncü isimdir.İlk kitabı Erganun (1911)’da birkaç şiirde sosyal temalara rastlansa da şiirlerinin geneli ferdiyetçidir.Sembolizm, musiki ve duygu yoğunluğunun lirizmi şiirlerine hakimdir.1938’de Yumak adlı şiir kitabını yayımlar, burada dili biraz daha sadedir.Buhurdan adlı eserine mensur şiirlerini toplamıştır.Orhan’ın Deniz Eğlenceleri (1926), Orhan ile Gümüş (1927), Orhan’ın Hayvanlar Bahçesi (1927), Orhan’ın Tayyareciliği (1931) adlarıyla çocuk hikayeleri yazmıştır.Şairliği yanında, edebiyat tarihçisi ve eleştirmen olarak ilimadamlığı da önemlidir.FATİH UYSAL

    24. Sayfa
    FATİH UYSAL

    25. Sayfa
    FATİH UYSAL

    26. Sayfa
    FATİH UYSALAli Canip Yöntem (1887-1967)İlk edebi zevkini Naci’den almasına rağmen Bahçe, Kadın, Hüsün ve Şiir, İstanbul’daki Aşiyan dergilerindeki şiirlerinde Fikret - Cenap çizgisinden geçerek Fecr-i Âtî ile beraber yerine oturan bir zevk değişikliği yaşar.Yeni Lisan hareketini başlatma teklifi alması, onu Fecr-i Âtî’den erken koparmıştır.1913’e kadar aruzu tercih ederken sonrasında heceye geçer.Türkçülük etkisiyle yazdıkları hariç, saf şiiri arayan bireysel bir şairdir veHaşim’e benzer.1918’e kadar yazdıklarından yaptığı seçme şiirleri Geçtiğim Yol adıylakitaplaştırdı.“Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münakaşalarım, Ömer Seyfettin-Hayatı ve Eserleri, Türk Edebiyatı Antolojisi” fikir alanındaki önemli çalışmalarıdır.

    27. Sayfa
    FATİH UYSAL

    28. Sayfa
    FATİH UYSALFazıl Ahmet (Aykaç, 1884-1967)Bir süre Fecr-i Âtî reisliği yapmıştır.İlk kitabı, gazetelerde (Seyyare, S.F., Hilal, Akşam, Tanin…) yazdığı felsefe, siyaset, terbiye ve estetik içerikli yazılarından oluşturduğu Terbiyeye Dair (1910)’dir.“Hiciv ve Mizah” ı etkili kullanmıştır.Divançe-i Fazıl der Medh-i Efâzıl -Teşâur-ı Nef’îyâne-Sonu (1335/1919-Hiciv), Hitabeler,Saire... (1934) adlı şiir kitapları(1329/1913),Harman Şiirler, Hicivler ve mevcuttur.Şeytan Diyor ki (1927-hiciv), Kırpıntı (1924),GelecekAsırlarda Tarih Dersi (1928) mensur fikir eserleridir.

    29. Sayfa
    FATİH UYSALMehmet Ali Tevfik (Yükselen) (1889 -1941){2D5ABB26-0587-4C30-8999-92F81FD0307C}ÖnceleriVerlaine’danmanzumçevirilerletanınmışancak dahasonra GençKalemlerçizgisine kayarak tarzını değiştirmiştir.Rumeli, Tanin ve Fransızca Hilâl gazetelerindesosyal konulara dair makaleleriyle de tanınır.Trablusgarp Savaşı’nın yansımalarını taşıyanİntikam Şiirleri’ni yazdı. Turanlının Defteri (1912) adlı bir şiir kitabı vardır.

    30. Sayfa
    FATİH UYSALHamdullah Suphi (Tanrıöver) (1886-1966)Fecr-i Ati reisliği yapmıştır. İlk şiirlerinde dış âleme bakış tarzı topluluğun renk ve ışık duygusuyla aynıdır.Ahmet Haşim kadar başarılı olamayacağı düşüncesiyle şiiri bırakmıştır.Millî Edebiyat Hareketine katıldıktan sonra şiirleriyle değil, daha ziyade hitabetiyle tanındı: Dağ Yolu (1928,1931), Günebakan (1929)Farklı takma adlarla (Ama, Münekkit, Toplu İğne, Keçi Boynuzu…) yazdığı mizahi yazıları da önemlidir ancak bunlar kitaplaşmamıştır.

    31. Sayfa
    Ah MesaFATİH UYSAL

    32. Sayfa
    FATİH UYSALFecr-i Âtî’de yer alan Yakup Kadri ve Refik Halit, Ali Canip, Mehmet Ali Tevfik, Fuat Köprülü, Celal Sahir, Hamdullah Suphi gibi isimleri daha sonra Millî Edebiyat hareketi içinde görece¤iz. Buna karşın Fecr-i Âtî dışında herhangi bir edebî zümreye katılmamış olan Ahmet Haşim, Tahsin Nahit ve Mehmet Behçet, Şahabettin Süleyman gibi isimler de vardır.Edebiyat-ı Cedide’de ünlenen Fâik Âli (Ozansoy) ve Celâl Sahir (Erozan) da Fecr-i Ati reisliği yapmış akabinde Milli edebiyat içinde boy göstermişlerdir.

    33. Sayfa
    Köprülü’den…FATİH UYSAL

    34. Sayfa
    FATİH UYSALHİKÂYE VE ROMAN Tekellümî hikâye: Fecr-i Âtî yazarlarının Batı dillerindeki “novel dialog” karşılığında kullandığı, daha çok iki şahsın karşılıklı konuşması biçiminde yazılan, tiyatroya benzer hikâyeleri ifade eder.Türde hareket unsuru zayıftır ve sahnelenmeye pek uygun değildir.Bu türe ilgi gösteren Şehabettin Süleyman’dır.Bu dönemde Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Bir Serencam), Refik Halit Karay, Şahabettin Süleyman, Cemil Süleyman Alyanakoğlu, Ali Süha Delilbaşı ve İzzet Melih Devrim hikaye ve romana yönelen isimlerdir.

    35. Sayfa
    FATİH UYSALŞehabettin Süleyman (1885-1921)1903-1913 arasında Bir Tecrübe, Dayak, ve Fedakâr gibi aşk ve sefahat hayatını anlatan hikâyeler yazmıştır.1913’te Sabah gazetesinde Evvel Zaman İçinde başlığıyla yayımlanan hikâyeleri hem Abdülhamit ve çevresini hem de Jöntürkler’i hicveder mahiyettedir.Mükafat, muallim olgunluk devresinin öyküleridir.Hikâyelerinden ziyade edebiyat tarihi, tiyatro, eleştiri, estetik ve fikir yazıları ile tanınmıştır.Rehber-i Erib Kâmil Bir Muallimin Şakirtlerine Dersleri, Meşrutiyette Terbiye-i Etfâl: EğitimFırtına (1910), Çıkmaz Sokak (1911): TiyatroSanat-i Tahrir ve Edebiyat (1911), Malumat-ı Edebiye: Estetik

    36. Sayfa
    FATİH UYSALTarih-i Edebiyat-ı Osmaniye (1910), Yeni Osmanlı Tarihi Edebiyatı: Edb. TarihiOsmanlılıkta Vâhime-i Mesuliyet (1913): FikirNâmık Kemal “Karabela” Münasebetiyle (1911), Abdülhak Hâmit Hayatı ve Sanatkâr (1911): Eleştiri Gölgeler ve Hakikat: (“fantaziye” de dedikleri mensur şiir örnekleri.)“Sanat şahsi ve muhteremdir” sözünün onun olduğu söylenir.

    37. Sayfa
    Cemil Süleyman (Alyanakoğlu, 1886-1940)Fecr-i Ati çizgisi değişmemiştir. Ekibin hikâye ve roman türünde en başarılı ismidir (Ekibin Halit Ziya’sı).Fecr-i Âtî Kütüphanesi serisinin ilk yayını, onun Timsâl-i Aşk ( 1909) adlı hikâye kitabıdır.Sonraki hikâyelerini Ukde (1912) adlı eserinde toplar.İnhizam (1909), Siyah Gözler (1911-en güzel romanı-dul kadın psikolojisi) ve Kadın Ruhu ise romanlarıdır.Özellikle aşk ve kadın konusunda yoğunlaşan roman ve hikâyelerinde aşırı hassas, veremli kadın kahramanlar, kadın erkek arasında mesut bir neticeye ulaşamamış ilişkiler, ihmal edilen sevgililer vardır (H.Ziya ve M. Raufçizgisi).FATİH UYSAL

    38. Sayfa
    FATİH UYSALAli Süha Delibaşı (1887-1960)Küçük hikâye, tiyatro tenkitleri, Batı edebiyatından yaptığıtiyatro tercüme ve aktarma oyunları ile tanınır.Roman: İkinci Gençlik (1923)Piyes: Kaybolan Ses (1946)Aktarma oyunlar: Arlezien (1937, Alphonse Daudet’ten), Alev (1940, H. Kistemackers’ten), Bir Günün Beyliği (1941, Yvan Noèden), Okumuş Adam (1942, Eugene Labiche’den). Tercümeleri: Kibarlık Budalası (1937, Molièrè’den), Adamcıl (1941, Molèirè’den)- Tarihte Halk Tiyatrosu (1947, Andrè Boll’dan).

    39. Sayfa
    FATİH UYSALİzzet Melih Devrim (1887-1966)Çok iyi bir eğitime ve geniş bir kültüre sahiptir. Birçok dil bilir önemli memuriyetlerde bulunmuştur.Edebi yaşamı 15 yaşında Çocuklara Mahsus Gazete’de ve Mecmua-i Edebiye’deki mensur şiirleriyle başlar.“L’ennui” başlıklı hikayesi Paris’te bir gazetede ödül alır: yaş 17.Tezad (Milli edb. Eğiliminde)adlı romanını 1913’te bastırmış veH. Ziya’ya ithaf etmiştir.Sermet (1918) adlı romanı Fecr-i Ati eğilimlerine yakındır.Hikayelerini Hüzün ve Tebessüm (1921) adlı kitabında bir araya getirir. Küçük hikâyelerinden bir kısmını da bazı deneme ve gezi notlarıyla birlikte Her Güzelliğe Âşık (1938) kitabında toplamıştır.

    40. Sayfa
    FATİH UYSALSON BİR NOTİlk örnekleri Edebiyat-ı Cedide’de görülen mensur şiir, asıl başarılı örneklerini Fecr-i Âti ile vermiştir.Mensur şiirin en güzel örnekleri Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kaleminden çıkmıştır.Refik Halit Karay, Şahabettin Süleyman ve Mehmet Behçet Yazar da bu türe itibar kazandıran yazarlardandır.

    41. Sayfa
    FATİH UYSALNESL-İ ÂTÎ (NÂYÎLER)1912’nin ilk yarısından itibaren Milli edebiyat cereyanı kendini iyideniyiye hissettirmeye başlamıştır. Dolayısıyla Fecr-i Ati etkisi azalmıştır.Şahabettin Süleyman, 1912’de Servet-i Fünun’un yaptıklarını ortaya koymak için “Bir Bilanço” akabinde de “Bataklıkta” adlı iki yazı kaleme almıştır.Bu yazılarda karamsar bir tablo çizmiş ve Fecr-i Ati’nin bekleneniyapamadığını onun yerini alacak kişilerin de olmadığını dillendirir.Bunun üzerine Hakkı Tahsin, “Şahabettin Süleyman Bey’e: ‘Bataklıkta’ Münasebetiyle” başlıklı yazısında, Edebiyat-ı Cedide ve Fecr-i Âtî’nin artık yok olduğunu fakat yeni bir neslin yetiştiğini iddia eder.Ardından Şahabettin Süleyman’ın cevabı ve bildik munakaşalar…Bunların ardından Fecr-i Ati’nin yıprandığına inanan bu gençler “Nesl-i Âtî Cemiyet-i Edebiyesi” (1912) kendilerini tanıtan bir beyannameyleortaya çıkarlar:

    42. Sayfa
    FATİH UYSAL

    43. Sayfa
    FATİH UYSAL

    44. Sayfa
    FATİH UYSALBu bildiride dil ve edebiyatımızın Doğu ve Batı’yı yenileşme adına taklit ettiği, Nesl-i Âtî’nin de, taklidi kökünden yıkıp, lisanın ahengiyle uyumlu millî ve yeni bir yol açabilmek maksadıyla kurulduğu vurgulanmaktadır.Yeni Nesil gençleri, Rübap, Kehkeşan, Nihâl, Safahat-ı Şiir ve Fikir mecmularında, kendi eserlerinin Fecr-i Âtî eserlerinden üstün olduğunu ileri sürerler.Nâyîler edebiyatımıza millî bir ruh ve canlılık kazandırmak isteyen Şahabettin Süleyman’ın gayretleriyle birkaç nefeslik suni hayat yaşamış edebiyat meraklısı gençler grubudur.Enis Behiç (Koryürek), Hakkı Tahsin, Halit Fahri (Ozansoy), Hasan Sait Mevlevî, Hemedanîzâde Ali Naci (Karacan), Hıfzı Tevfik (Gönensoy), İsmail Zühtü, Orhan Seyfi (Orhon), Safi Necip, Selahattin Enis (Atabeyoğlu), Tahsin Nihat, Yahya Saim (Ozanoğlu), Yakup Salih gibi şahsiyetler bu toplulukta bulunanlardır.Nâyîlerin edebiyatımıza en önemli hizmetleri öncelikle kamuoyunda sanat meselelerinin tartışılmasına vesile olmaktır. Bunun yanında şiirde iç musikiye önem vermeleri sanat hassasiyetinin gelişmesine hizmet etmiştir. Millîlik üzerine vurgu yapmaları Millî Edebiyat cereyanının genç nesillerce benimsenmesinde etkili olmuştur.

    İndir / Download : 68_fecr-i-ati-edebiyati.pptx


    Yorumlar

    Sil