Nedir.Org*
Soru Sor

Tanburi Cemil Bey Slaytı Sunumları

  • 6
    5 yıl önce
    İlgili Yazı: Tanburi Cemil Bey Slaytı

    Dosya Adı: Tanburi Cemil Bey Slayt Sunum Powerpoint (PPTX) İndir

    (Göster / Gizle) Sunum İçeriği: Düz metin (text) olarak..
    1. Sayfa


    2. Sayfa
    İlke Yayıncılık: 143B İY O G R A F İÖ zgün AdıTürkiye'nin Birikimleri-3 "M üzisyenler"Dizi EditörüHüseyin TürkanYayına Hazırlayanilke YayıncılıkKapakilke YayıncılıkYayına Sertifika No:18579ISBN9 7 8 -6 0 5 -5 9 6 1 -3 4 -3Baskıİstanbul, 2 0 1 4Ba*kt-Q(tRavza Yayıncılık ve M atbaacılık D avutpaşa Cd. Kale İş Merkezi No. 51 T o p k a p ı- İS T A N B U LTel: 0 2 1 2 481 9 4 11İlke YayıncılıkP.K. 117 Üsküdar 3 4 6 7 2 İstanbulTel.&Faks: 0 2 1 6 341 15 8 8 - 4 9 5 2 9 63www.ilkeyayincilik.com [email protected]© T ü m yayın haklan İlke Yayıncılık'a aittir. K aynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

    3. Sayfa
    TÜRKİYE'NİN BİRİKİMLERİ-3MÜZİSYENLER

    4. Sayfa


    5. Sayfa
    İÇİNDEKİLERTAKDİM... 9MUALLİM İSMAİL HAKKI BEY (1866-1937)Mehmet Öncel...................................................................................... 11LEMİ ATLI (1869-1945)Mehmet Öncel...................................................................................... 19ALİ RİFAT ÇAĞATAY (1869-1935)Mehmet Öncel........................................................................ 27AHMED IRSOY (1869-1943)Mehmet Öncel........................................................................ 35RAUF YEKTÂ BEY (1871-1935)Mehmet Öncel........................................................................ 45TANBÛRÎ CEMİL BEY (1873-1916)Mehmet Önce!........................................................... ........... 55HÂFIZ SÂMİ ÜNOKUR (1874-1943)Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan.............................................................. 63HÜSEYİN SÂDEDDİN AREL (1880-1955)Yrd. Doç. Dr. NuriÖzcan.............................................................. 71

    6. Sayfa
    ŞERİF MUHİDDİN TARGAN (1892-1967)Mehmet Güntekin.................................................................................. 81REFİK FERSAN (1893-1965)Mehmet Güntekin.................................................................... 93ÂŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU (1894-1973)Melih Duygulu........................................................................... 99SADEDDİN KAYNAK (1896-1961)Yrd. Doç. Dr. NuriÖzcan........................................................................... 115ZEKİ ARİFATAERGİN (1896-1964)Mehmet Öncel........................................................................ 127YESÂRÎ MUSTAFA ÂSİM ARSOY (1896-1992)Yrd. Doç. Dr. NuriÖzcan...................................... ........................ 133HALİL BEDÎ YÖNETKEN (1899-1968)Melih Duygulu.......................................................................... 141MUZAFFER SARISÖZEN (1899-1963)Yrd. Doç. Dr. İrfan Karaduman........................................................ 155MÜNİR NUREDDİN SELÇUK (1900-1981)Yrd. Doç. Dr. NuriÖzcan............................................ .................. 167MAHMUT RAGIP GAZİMİHAL (1900-1961)Melih Duygulu.......................................................................... 179SELÂHADDİN PINAR (1902-1960)Yrd. Doç. Dr. NuriÖzcan.............................................................. 195SADİ YAVER ATAMAN (1906-1994)Yrd. Doç. Dr. İrfan Karaduman........................................................ 203NEVZAD ATUĞ (1925)Mehmet Güntekin.................................................................................. 213ALÂEDDİN YAVAŞÇA (1926)Mehmet Güntekin.................................................................................. 219NİDA TÜFEKÇİ (1929-1993)Melih Duygulu.......................................................................... 227KÂNÎ KARACA (1930-2004)Mehmet Güntekin..................................................................... 241

    7. Sayfa
    VYÜCEL PAŞMAKÇI (1935)Sıla Erol............................................................................... 247BEKİR SIDKI SEZGİN (1936-1996)Yrd. Doç. Dr. Nuri Özcan.............................................................. 259NEŞET ERTAŞ (1938-2012)Nihan Tahtaişleyen................................................................... 269YAZARLAR HAKKINDA... 283DİZİN... 287

    8. Sayfa
    KAYNAKÇA• Ak, Ahmet Şahin; T ürk Mûsikîsi Tarihi; Akçağ Yayınları; Ankara; 2004.• Bardakçı, Murat; “R au f Yektâ Bey’in Hayatı ve Eserleri”; T ürk Mûsikîsi, Rauf Yekta; Çev. Orhan Nasuhioğlu; Pan Yayıncılık; İstanbul; 1986.• Barkçin, Ş. Savaş; Ahmet Avni Konuk Görünmeyen Umman; Klasik Yayınlan; İstanbul; 2009.• Çergel, Mehmet Ali; R auf Yektâ Bey’in İkdâm Gazetesinde Neşredilen Türk Mûsikîsi Konulu Makaleleri (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; İstanbul; 2007.• Dağlı, Yücel & Üçer, Cumhure; Tarih Çevirme Klavuzu; V.Cilt; Ankara; 1997.• Develioğlu, Ferit; Osmanhca-Türkçe Ansiklopedik Lügat; Aydın Kitabevi Ya­ yınlan; Ankara; 2000.• Duman, Haşan; Osmanlı T ürk Süreli Yayınları ve Gazeteleri; Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı; Ankara; 2000.• Erguner, Süleyman; R auf Yektâ Bey N eyzen-Müzikolog-Bestekar; Kitabevi Yayınlan; İstanbul; 2003.• Öncel, Mehmet; R auf Yektâ Bey’in Âti, Yeni Mecmûa, Resimli Kitap ve Şehbal Adlı Mecmûalarda M ûsikî ile İlgili Makalelerinin İncelenmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi); Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; İstanbul; 2010.• Özalp, M . Nazmi; T ürk Mûsikîsi Tarihi I-II; M.E.B.Yayınlan; İstanbul;2000.• Özdemir, Hüseyin; R auf Yektâ Bey’in Resimli Gazete, Yeni Ses ve Vakit Gaze­ telerinde M ûsikî ile İlgili Makalelerinin İncelenmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi); M . Ü . Sosyal Bilimler Enstitüsü; İstanbul; 2010.• Özcan, N uri; “Rauf Yektâ”; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi; Cilt: 34; Sayfa: 468-469; Türkiye Diyanet Vakfı; İstanbul; 2007.• Özkan, İsmail H akkı; Türk Mûsikîsi Nazariyatı ve Usûlleri; Ötüken Neşriyat; İstanbul; 2006.• Öztuna, Yılmaz; T ürk Mûsikîsi Ansiklopedik Sözlüğü; Orient Yayınlan; İstan­ bul; 2006.• R auf Yekta & Akbayar, N uri; Esâtîz-i Elhân; Pan Yayıncılık; İstanbul; 2000.• Rona, Mustafâ; 50 Yıllık T ürk Mûsikîsi; Türkiye Yayınevi; İstanbul; 1960.• Şemsettin Sami; Kamûs-i Türkî; Enderun Kitabevi; İstanbul; 1989.• Ustaoğlu, Rasim; Resimli Kitap (1324/ 1908-1329/ 1913) ve Resimli Gazete (1339/ 1923-1929)’nin Dil, Edebiyat ve Kültür Yazılannm Sistematik İndeksi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi); İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; İstanbul; 2000.54

    9. Sayfa
    rTANBÛRÎ CEMİL BEY( 18 72 - 1916)"Saz çalmakta erişilmez bir mertebeye yükselmiş olan Cemil Bey, aynı zamanda gayet hassas kuvvetli bir bestekârdı. Bilhassa saz eserlerinde gösterdiği hudutsuz incelik ve kıvraklık dinleyicileri başka âlemlere sürük­ leyecek kadar daima değişen bir tazelik arz eder."(Mustafa Rona)

    10. Sayfa


    11. Sayfa
    Doğumuİstanbul’un Molla Gürâni semtinde dünyaya gelen Cemil Bey’in doğum tarihi ile ilgili olarak oğlu Mesud Cemil 1873 yılını, İbnülemin M. Kemal İnal ve Rauf Yekta Bey 9 Mayıs 1871 tarihini verirken, Başbakanlık Sicil Defteri’nde ise 17 Eylül 1872 tarihinde doğduğu belirtilir. Tanbûri Cemil Bey’in doğum tarihi hakkında daha birçok kaynaklarda farklı zamanlar göste­ rilmektedir.AilesiCemil Bey’in büyükbabası Mustafa Reşit Efendi, Vezir Giridîzâde BalI­ kesirli Mehmet Paşa’nın evlatlığı olup, Sadrazam Hüsrev Paşa’nın sadaret müsteşarlığını yapmış, daha sonra ölen Mehmet Paşa’mn eşi ile evlenir. Bu evlilikten üç evlat dünyaya gelir ve Mustafa Reşit Efendi’nin Tevfik ve Refik adında iki oğlu, bir de kızı olur. Mustafa Reşit Efendi’nin en küçük oğlu Mehmet Tevfik Bey, Cemil Bey’in babası olup, Arapça, Farsça, Fransızca, Almanca, İngilizce ve İtalyanca bilen, İşkodra vali muavinliği, Tahran müste­ şarlığı, maslahatgüzarı ve daha sonra ceza hakimliği görevlerinde bulunmuş bir şahsiyettir.Tevfik Bey, Adile Sultan’ın sarayında yetişmiş Zihniyâr Hanım ile evle­ nir. Adile Sultan, Zihniyâr Hanım’a Taşkasap’ta bir ev, çeşidi çeyiz eşyaları ve cariyeler verir. Zihniyâr Hanım, kaderin cilvesiyle satıldığı eve bu sefer gelin olarak döner, zira daha gelin olmadan evvel Mustafa Reşit Efendi’nin yanın­ da 3-4 sene kadar kalmış ve orada hizmetçi olarak çalışmıştır. Evdeki işlerin kendisine ağır geldiğini gören Mustafa Reşit’in; “Bu işleri yapacak daha m ü- nasib k imse kalmadı mıi”’ demesiyle, evin hanımı tarafından gizli bir emirle esir pazarına gönderilerek II. Mahmud’un kızı Adile Sultan’ın sarayına satıl­ mıştır.

    12. Sayfa
    Bu evlilikten Reşad, Beyhan, Ahmed ve Cemil adında dört çocuk dünya­ya gelir. Reşad Bey, Tanbûri Cemil’in en büyük ağabeyi olup Bektaşi veyaMelâmî tarikatine intisab etmiş bir derviş, bir saz şairidir. Kendisinin bir meczup gibi aylarca sazıyla Anadolu ve Rumeli’yi dolaştığım ve en son gidi­ şiyle beraber bir daha dönmediğini Mesud Cemil’in eserinden öğrenmekteyiz. Ablası Beyhan Hanım kendisinden 10 yaş büyük olup çok zeki ve yaratılıştan sanatkâr bir kadındır. Diğer ağabeyi Ahmed Bey ise kendisinden 5 yaş büyük olup klasik tavırda çok güzel tanbur, lavta, ud ve keman çalmıştır.EğitimiCemil Bey 3 yaşlarında iken babasının vefatının ardından amcası Refik Bey’in himayesi altında ilköğrenimini mahalle mektebinde sürdürür. İ882’de ilkokulun ardından rüşdiyeye başlar, amcasının Horhor’daki 32 odalı konağı­ na yerleşir. Konağın iki odası Cemil’e tahsis edilmiş olup cuma geceleri anne­ sinin evine gitmesine müsaade edilir. Tanbûri Cemil, ortaokul sürecinde kal­ dığı evin kendisine sunmuş olduğu imkânlardan oldukça yararlanır. Amcası­ nın çocuklarına lisan derslerine gelen yabancı hocalardan Fransızca öğrenir. Ortaokulun ardından birer yıl Hamidiye Ticaret Mektebi ile Mekteb-i Mül- kiye-i Şahâne’ye devam eden Cemil Bey sinirsel rahatsızlığı yüzünden okulu­ nu tamamlayamaz. Bu dönemden sonra kendisini tamamen mûsikîye verir Kemanı Aleksan’dan Hamparsum ve Batı notasını öğrenir. 13 yaşındayken amcasının vefatıyla ikinci defa hamisiz kalan Cemil Bey, ailesiyle birlikte önce Bakırköy, sonra Kartal kaymakamlığı yapmış olan amcaoğlu Mahmud Bey’in evine taşınır. Mahmud Bey, Cemil için sadece bir koruyucu değil, aym za­ manda ona mûsikî konusunda yardımcı ve rehber olur. Yaklaşık 4 yıl burada yaşadıktan sonra Mahmud Bey’in tayininin Suriye’ye çıkmasıyla, Cemil Bey, annesi Zihniyar Hanım’ın Taşkasap’taki evine döner.Mûsikî ÖğrenimiCemil Bey’in ailesinde hemen hemen herkes mûsikî ile az çok uğraşmış­ tır. Başta annesi Zihniyar Hanım, Adile Sultan Sarayı’nda lavta çalmış, ağabe­ yi Ahmed Bey ise klasik tanbûr icrasında ustalaşmış, bunun yanında ud, lavta ve keman çalmıştır. Diğer ağabeyi Reşad Bey de bir halk şairidir.58

    13. Sayfa
    Küçük Cemil, 10-12 yaşlarında iken gelecekte önemli bir mûsikîşinasolacağının alametlerim gösterir. Bardaklara değişik oranlarda su doldurup ince bir değnekle bardaklara vurarak sesler çıkarır. Bununla beraber eve gelen misafirlerin pabuçlarından birer ikişer lastik iplik çekerek bunları bir tahtaparçasına çakdığı çivilere gerip dikkatle akort etmesi, bu acayip çalgı üzerindelastik tellerin hepsini kopanncaya kadar çalması, onun gelecekte ne kadar önemli bir mûsikîşinas olacağının belirtileridir. Küçük yaşlarda ağabeyi Ah- med Bey’in tanburunu gizli gizli kullanması ve bir yıl sonra durumu farkeden ağabeyinin tanbûru kendisine hediye etmesiyle Tanbûrî Cemil’in hayatında yeni bir dönem başlar.İlk müzik bilgilerini ağabeyinden aldıktan sonra, diğer yandan büyük amcasmın oğlu Mahmud Bey’e keman dersleri vermeye gelen Kemanı Alek- san’dan da istifade eder. Tanbura olan ülfetinin giderek artması ve çalışmala­ rını bu yönde büyük bir iştiyakla devam ettirmesi, Cemil Bey’in kısa zamanda tanınmasını sağlar ve bir gün bir mecliste devrin ünlü bestekâr ve icracısı Tanbûrî Ali Efendi’ye takdim olunur. Cemil Bey’in bu mecliste yapmış oldu­ ğu taksim Ali Efendi’nin büyük takdir ve iltifatına mazhar olur. Hatta Tanbûrî Ali, Cemil Bey’in icrasını o kadar beğenir ki: “E vlâdım, bunca sen e­ dir bu sazı çaldım. Eh şö y le b öyle biraz yandık d e sanırdım. Şimdi sen i dinle­ dikten sonra, bir daha tanburu elim e almayacağım. ” gibi bir cümle sarf ede­ rek mecliste bulunan herkesi çok şaşırtır. Bu sözler Cemil Bey’in sanat camia­ sında bir efsane olarak görülmesine ve ortaya koyduğu yeni çahş tekniğine karşı çıkanların susmasına da neden olur. Cemil Bey bundan sonra, çoğu zaman Ah Efendi’nin bulunduğu meclislerde bulunur. Bizzat Ah Efendi’den ders almamakla birlikte bu meclislerde genel mûsikî bilgisini ve klasik okulun inceliklerini ondan öğrenir. Cemil Bey genellikle Hamparsum notasmı kul­ lanmış, Türk mûsikîsi nağmelerinin tesbit ve muhafazasının Hamparsum notasıyla yazılmasının Batı notasına göre daha değerli olduğunu söylemiştir.MemuriyetiTanbûrî Cemil Bey, 19 Ekim 1892’de Babıâli Tercüme Kalemi’nde mü­ lazım olarak olarak göreve başlarsa da bu görevi çok kısa sürer. 2 Kasım’da59

    14. Sayfa
    Hariciye Nezareti Umûr-ı Şehbenderî Kalemi katipliğine geçen Cemil Bey,daha sonra bu görevde başkatipliğe yükseltilir ve kendisine II. Abdülhamid tarafından ikinci rütbe Mecîdî Nişanı verilmiştir. Ancak memuriyetine mun­ tazam olarak devam ettiği görülmeyen ve dairesine çok sık gitmeyen CemilBey, vaktinin çoğunu mûsiki ile geçirmiştir. Cinuçen Tannkorur bu durumu şöyle izah eder:“Saraya yakın ricali olmak üzere k endisinden tanbur/ kemençe dersi alan şehzadeler, hanım sultanlar ve padişah damatlarından oluşan yük sek düz eyde dostlara sahip oldu ğu için, g ö r e v e gitm ek yerin e evinde veya d ost m eclislerin­ d e aralıksız çahyor, ünlü Fransız müzik ologlarının (Fetiş, L avignac, D eco- udre, M arm ontel) kitapları üzerinde çahşıyor, Türk v e Batı müzikleri arasın­ daki sistem farklarım açıklayan nazariyat kitabıyla tamamlayamadığı müzik sözlüğü v e k em ençe m etodunu yazıyordu. Bu yüz den d e işine gitm iyor, maaşı evine gön d eriliyord u .”Cemil Bey, II. Meşrutiyet’in ardmdan Hariciye’deki görevinden kendi isteği ile ayrılır, daha sonra 1912’de açılan Darülbedayi’nin mûsikî bölümün­ de bir müddet hocalık vazifesinde bulunur. II. Meşrutiyet’ten sonra Sultan Mehmed Reşad tarafından Muzıka-i Hümayun’a çağrılan Cemil Bey, bu teklifi münasib bir şekilde reddetmiştir. Aynı dönemlerde Mısır Hidivi Ab- bas Hilmi Paşa, özel yatını İstanbul’a göndererek Cemil Bey’i Kahire’ye davet etmiş, fakat Cemil Bey’in bu teklife cevabı da menfi olmuştur.Evliliği1901 yılında Şerife Saide Hanım’la evlenen Cemil Bey’in, bu evlilikten tek evladı Mesud Cemil Bey, 1902 yılında dünyaya gelmiştir.SanatkârlığıTürk mûsikîsinin gelmiş geçmiş en önemli icracıları arasında bulunan, klasik fasıl mûsikîsini çok iyi bilen ve icra eden Tanbûrî Cemil Bey, bu sahada yüksek bir zevkin temsilcisi olmuştur. Mustafa Rona bu konuda şunları nak­ leder:“Saz çalmakta erişilmez bir m erteb eye yük selm iş olan Cemil Bey, aynı60

    15. Sayfa
    zamanda g a y et hassas k uvvetli bir bestekârdı. Bilhassa saz eserlerinde g ö ster ­d iği hudutsuz incelik v e kıvraklık dinleyicileri başka âlem lere sürük leyecek kadar daima değişen bir tazelik arz e d e r ”Tanburî Cemil Bey, Türk mûsikîsinin özellikle saz eserlerinden peşrev, saz semaîsi, longa, oyun havası ve şarkı formunda yaklaşık 40 eser bestelemiş­ tir. Bunlar arasında en ünlüleri şedd-i araban, ferahfeza, muhayyer saz semâîleri, hüseynî oyun havası ( Ç eçen Kızı) gösterilebilir.Yılmaz Oztuna, Cemil Bey’in icracıhğımn bestekârhğının önünde olduğu kanaatindedir. Oztuna bu kanaatini şu cümlelerle dile getirir:“Cem il’i, bestek ârhğından daha m ühim olmak üzere Türk M ûsik isi’nin yetiştirm iş olduğu en büyük virtüöz hüviyetinde incelem ek lazımdır. Tanbur, yayh tanbur, k em ençe, lavta, hatta viyolensel ve rebabda g er çek virtüöz olan Cemil, târ, bağlama, cura, divan sazı, bozuk, tanbura, zuma g ib i halk sazlarını da çok iyi çalmıştır. ”Cemil Bey’in bir diğer önemli özelliği ise bilinen en büyük ‘taksim beste­ cisi’ olmasıdır. Cemil Bey, II. Meşrutiyet döneminin ardından İstanbul Te- pebaşı Tiyatrosu’nda, Selanik, Resne ve Edirne’de mızraplı/yaylı tanbur ve kemençe ile resitaller vermiş, devrin ünlü sazende ve hâfız-gazelhanlanyla beraber çeşitli konserler icra etmiştir. Cinuçen Tannkorur, ona ait kayıtlarla ilgili olarak şu bilgileri verir:“1910-13 yıllan arasında dostu ziraat m ühendisi Ş. Dikmemşık’m ısrarıy­ la, A lman yahudisi Blum enthal kardeşlerin O r-Feon firmasına tanbur, k e­ m ençe, lavta, yayh tanbur ve viyolensel g ib i sazlarla 84’ü taksim, 41’i eşliksiz saz eseri, 20’si ga z el eşliği türünde olmak üzere, 78 devirli plak yaptı. Sonra­ dan Columbia’nm da m üm essili olan Blum enthal’le r ‘R egen t’ etik etiyle yen i­ den birkaç Cemil plağı çıkardılar ve İstanbul K onservatuvan arşivine özel plaklar yaptılar. ”Kemençevî Vasil, Kanûnî Hacı Arif Bey, Giriftzen Asım Bey, Rahmi Bey, Musa Süreyya Bey, Udî Nevres Bey, Hanende Kaşıyank Hüsameddin Bey, Hâfiz Osman Efendi, Hâfız Mustafa Efendi, Udî Fethi Bey kendisinin beraber çalıştığı müzisyen arkadaşlarından bazdandır. Tanbûri Cemil’in en yakın dostu ise koruyucusu Ferik Yanyalı Mustafa Paşa olmuştur.61

    16. Sayfa


    17. Sayfa
    TalebeleriPek çok kıymetli sanatçının yetişmesinde emeği olan Tanburi Cemil’in öğrencilerinden bazıları; Tanbûrî Refik Fersan, Fahire Fersan, Ressam Tah­ sin Bey, Atıf Esenbel, Şemseddin Ziya Bey, Ziya Hüzni Bey, Tanbûrî ve Kemençeci Kadı Fuad Efendi, Tanbûrî Hükmet Bey, Tanbûrî Kadıköylü Fuat Sorguç, Rahmi Bey’in eşi Nahide Hanım ve Murat Oztorun’dur.VefatıBulunduğu çevre tarafından çok sevilen Cemil Bey’in hayatı, üzüntü ve keder içinde sürmüş ve hayata küskün olarak veremden 29 Temmuz 1916 tarihinde vefat ettiği ifade edilmişse de Mehmet Güntekin, Mûsikî Mecmua- sı’nın 467. sayısındaki “Tanburi Cemil Bey ve Ailesi Hakkında Birkaç Yeni Bilgi” başlıklı yazısmda emekli hakim Erdoğan Gökçe tarafından kendilerine verilen bir vesikaya göre vefatının 17 Temmuz 1916 olduğunu göstermiştir.KAYNAKÇA• Ak, Ahmet Şahin; Türk Mûsikisi Tarihi; Akçağ Yayınlan; Ankara; 2009.• Aksüt, Sadün; Türk Mûsikisinin 100 Bestekârı; İnkılâp Kitabevi; İstanbul; 1993.• Cemil, Mesut; Tanbûrî Cemil’in Hayatı; Kubbealtı Neşriyat; İstanbul; 2002.• Atar, Cevad Memduh; “1908 Meşrûtiyetinde Chopince Tanbûrî Cemil Bey”; M u­ siki Mecmuası; Sayı: 185 (Temmuz 1963); Sayfa: 101.• Güntekin, Mehmet; “Tanburi Cemil Bey ve Ailesi Hakkında Birkaç Yeni Bilgi”; Mûsikî Mecmuası; Sayı: 467; Sayfa: 61.• İnal, İbnülemin Mahmut Kemal; Hoş Sadâ; Maarif Basımevi; İstanbul; 1958.• Ökten, Sadettin; Yahya Kemal’in Rüzgârıyla Duyuşlar Düşünceler; Ötüken Neşri­ yat; İstanbul; 2008• Özalp, Nazmi; Türk Mûsikisi Tarihi-II; Milli Eğitim Bakanlığı Yayınlan; İstanbul;2000.• Özcan, Nuri; “Cemil Bey (Tanbûrî)”; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi; Cilt: 8; Sayfa: 326-327; Türkiye Diyanet Vakfı; İstanbul; 1993.• Öztuna, Yılmaz; Türk Musikisi Ansiklopedik Sözlüğü; Orient Yayınlan; İstanbul; 2006.• Rona, Mustafa; 50 Yıllık Türk Mûsikisi; Türkiye Yayınevi; İstanbul; 1960.• Salgar, M . Fatih; 50 Türk Müziği Bestekân; Ötüken Neşriyat İstanbul; 2005.• Tannkorur, Cinuçen; Türk Müziği Kimliği; Dergâh Yayınlan; İstanbul; 2004.62

    İndir / Download : 8_tanburi-cemil-bey.pptx


    Yorumlar

    Sil