İşte Cevaplar
Örneğin, 18. Yüzyıl İngiliz Aydınlanması'nın öncüleri arasında yer alan John Locke, insan doğasının tabii haklardan oluştuğunu ileri sürmüştür. Locke, insanların doğuştan bazı hakları olduğunu ve bu hakların korunması gerektiğini savunmuştur. Bunlar arasında, yaşama, özgürlük ve mülkiyet hakları gibi temel haklar yer almıştır.
Ancak, daha önceki doğa filozofları, insan doğasını daha farklı bir yönde ele almışlardır. Örneğin, antik Yunan filozofları, insan doğasının bireyler arasında farklılık gösterdiğini ve bu farklılıkların doğuştan kaynaklandığını savunmuşlardır. Bu filozoflar, insanların tabii eğilimlerine göre sınıflara ayrıldıklarını ve bu sınıfların kendi işlerine uygun bir şekilde eğitilmeleri gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Sonuç olarak, 18. Yüzyıl filozofları, insan doğasını daha rasyonel ve bilimsel bir yönde ele alırken, daha önceki doğa filozofları, insan doğasını daha farklı bir yönde incelemişlerdir. 18. Yüzyıl filozofları, insanların tabii haklardan oluşan bir doğaya sahip olduğunu savunurken, daha önceki doğa filozofları ise insanların doğuştan kaynaklanan farklılıklarına odaklanmışlardır.
Diğer Cevaplara Gözat