Adını mıh gibi aklımda tutuyorum söz sanatı
adını mıh gibi aklımda tutuyorum söz sanatı sorusunun cevabı nedir?
Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap :
adını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski İstanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatih’te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
ne vakit bir yaşamak düşünsem
bir kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin
Attilâ İLHAN
Teşhis (kişileştirme): yoksul bir gramofon (gramofona insan özelliği verilmiş.)
Teşbih (benzetme): adını mıh gibi aklımda tutuyorum (Benzeyen: sevgilinin adı, benzetilen, mıh, gibi: benzetme edatı)
Teşbihibeliğ (güzel benzetme):"yoksul bir gramofon" ifadesini teşbihibeliğ sayabiliriz. "yoksul bir insan gibi eski, tozlu, dağınık bir gramofon" dediğimizde teşbihin dört ögesini de kullanmış oluruz. Sadece benzeyen ve benzetileni kullanırsak "yoksul gramofon" teşbihibeliğ yapmış oluruz.
Diğer Cevaplara Gözat
Ben sana mecburum
ben sana mecburum bilemezsinadını mıh gibi aklımda tutuyorum
büyüdükçe büyüyor gözlerin
ben sana mecburum bilemezsin
içimi seninle ısıtıyorum
ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
bu şehir o eski İstanbul mudur
karanlıkta bulutlar parçalanıyor
sokak lambaları birden yanıyor
kaldırımlarda yağmur kokusu
ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
insan bir akşamüstü ansızın yorulur
tutsak ustura ağzında yaşamaktan
kimi zaman ellerini kırar tutkusu
birkaç hayat çıkarır yaşamasından
hangi kapıyı çalsa kimi zaman
arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
fatih’te yoksul bir gramofon çalıyor
eski zamanlardan bir cuma çalıyor
durup köşe başında deliksiz dinlesem
sana kullanılmamış bir gök getirsem
haftalar ellerimde ufalanıyor
ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
ben sana mecburum sen yoksun
belki haziranda mavi benekli çocuksun
ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun
bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
kötü rüzgâr saçlarını götürüyor
ne vakit bir yaşamak düşünsem
bir kurtlar sofrasında belki zor
ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
ne vakit bir yaşamak düşünsem
sus deyip adınla başlıyorum
içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin
hayır başka türlü olmayacak
ben sana mecburum bilemezsin
Attilâ İLHAN
Teşhis (kişileştirme): yoksul bir gramofon (gramofona insan özelliği verilmiş.)
Teşbih (benzetme): adını mıh gibi aklımda tutuyorum (Benzeyen: sevgilinin adı, benzetilen, mıh, gibi: benzetme edatı)
Teşbihibeliğ (güzel benzetme):"yoksul bir gramofon" ifadesini teşbihibeliğ sayabiliriz. "yoksul bir insan gibi eski, tozlu, dağınık bir gramofon" dediğimizde teşbihin dört ögesini de kullanmış oluruz. Sadece benzeyen ve benzetileni kullanırsak "yoksul gramofon" teşbihibeliğ yapmış oluruz.
Diğer Cevaplara Gözat