Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

  • Tarih
  • 3 yıl önce
  • 2 Cevap

Aile tarihimizi oluştururken hangi tarih yönteminden yararlanırız?

aile tarihimizi oluştururken hangi tarih yönteminden yararlanılır? 5 harfli

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-10-27 05:08:14

    Cevap : Aile tarihimizi oluştururken SÖZLÜ tarih yönteminden yararlanırız.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2020-10-27 05:08:14

    Cevap :

    Sözlü Tarih Nedir

    Sözlü tarih bir kişinin tanık olduğu olayların kaydedilmesiyle oluşur. Sözlü tarih özellikle başka türlü tarihi belgelerin yetersiz olduğu konularda çok yararlı kabul edilen bir tarih metodudur. Özellikle devletleri olmayan halkların tarihlerinin ortaya çıkarılmasında sözlü tarihin önemi yadsınamaz. Pek çok Kızılderili halkın tarihinin yazılmasında sözlü tarih metodu bu konudaki Amerikan yazılı devlet belgelerinden daha değerli ve doğru kabul edilmektedir. Sözlü tarih özellikle son yıllarda önem kazanan toplumsal tarihin ortaya çıkarılmasında da en değerli kaynaklardan biridir.

    * En önemli özelliği tarihin nesnesi olan insan unsurunu kendisine temel bilgi kaynağı olarak almasıdır.

    Sözlü tarih, tarihi yazılı belgelere ek olarak yaşayan bireylerin belleğe dayalı anlatıları aracılığıyla yazma ve sıradan insanları, gündelik yaşamı ve öznelliği tarihin araştırma alanına dahil etme dürtüsüyle şekillenen ve ses kaydetme teknolojilerinin gelişmesiyle de desteklenen disiplinlerarası bir çalışma alanı ve araştırma yöntemidir. Araştırılmakta olan bir sosyal gerçekliğin oluşumunda yer almış insanlarla görüşmeye dayanır.

    Sözlü Tarihin Amacı: Amaç var olan yazılı kaynakların yanında süreç içinde varlığıyla olaylara yön vermiş yada katkıda bulunmuş olanların ağzından sosyal bir olayın anlatımı yada anımsama yoluyla yaşanmışlığın tekrar yorumlanmasıdır.

    Sözlü tarih, ulusal ses/görüntü arşivi oluşturma ve kullanılabilirliğini artırmaya odaklı araştırma projeleri, eğitim atölyeleri, konferans, seminer, yayın vb faaliyetlere ağırlık verilerek yapılır.

    Sözlü tarihin geleneksel biçimi kişisel yaşam öykülerinin saptanmasıdır. Böyle olduğu için kişisel arşivler önem kazanmaya başlamıştır. Ancak zamanla kurum tarihi, olay tarihi, sözlü tarih çalışma konuları arasına girmiştir.

    Sözlü Tarih Aşamaları


    Sözlü tarih üç aşamadan oluşur.
    1 - Hazırlık Aşaması: Araştırılan gerçekliğin yada sorunsalın tanımlanması, kaynakların görüşmede sistematik olarak kişiler ulaşmada, sorulacak soruların tespitinde ve konuşmanın yönlendirilmesinde yarayışlı hale getirilmesi.
    2 - Görüşmenin Yapılması ve Kaydedilmesi: Görüşülecek kişilerin kendilerini rahat ve güvende hissedebilecekleri bir yer seçilmelidir. Daha sonra bilgilerin tekrar kullanılabilir olması için ses veya video kamera ile kaydedilmesi gerekmektedir.
    3 - Görüşmenin Metin Haline Dönüştürülmesi: Bir yaşamın ya da bir deneyimin kendi varlığı ile ilişkisinin yazılı hale dönüşmesidir.

    Sözlü Tarih Kaynakları


    Sözlü tarih kaynakları tarihî şiirler, hikâyeler, efsaneler, mitoslar, destanlar, menkıbeler, fıkralar ve atasözleri olmak üzere çeşitlendirilebilir
    Fuat Köprülü; tarihi, sadece kronoloji ve biyografiye indirgeyen yaklaşımların tutarsız ve eski olduğunu belirtir Edebiyat eserlerinin zaman zaman aslî kaynakları aşabileceği kanaatindedir.

    Sözlü Tarih Yöntemi Kullnarak Aile Tarihi Oluşturmak


    Ailedeki yaşı ilerlemiş kişilerle nereden gelindiği, akrabalık ilişkileri, evlilikler, doğumlar ve ölümlerle ilgili görüşmeler tam olmasa bile tahmini tarihlerin elde edilmesi ve kronoloji bilgisinin daha sonradan olaylarla tutarlı bir biçimde oluşturularak sosyolojik değişimlerin öğrenilmesini amaçlamaktadır.

    Toplumda çok az kişi kendi başına, toplumdan ayrı olarak yaşar. Çoğu zaman insanların hayatları ve davranışları bir arada yaşadıkları insanlarla bağlantılı olarak gelişir. Böylece yalnızca kişilerin bir anlamda kişiye özgü olabilecek hayat hikâyeleri değil aynı zamanda toplumdaki kadın-erkek ilişkileri ile çocuk dünyaya gelir.Dünyamızda örneğin:25 milyon erkek ve 25 milyon kadın vardır.Yarıları evli yarıları dul yarıları bekar yarıları sözlü yarıları nişanlı olabilirler.Örneğin:1999 yılında annem ile babam evlendi.Örneğin:2005 yılında ben doğmuşum.Atamız'ın yıllarından başlar.Bu yıla kadar dolu insan evlenmiştir.Dolu insan dul kalmıştır.Dolu insan boşanmıştır. Dolu insan nişanlanmıştır.Ve evlilerden çocuklar oluşur.


    Sözlü Tarih Yöntemi Kullanarak Aile Tarihi Oluşturma Örneği


    Öğretmenimiz hepimizden ailelerimizi tanıtmamızı istemişti. Bu tanıtımı yaparken ailemizin hayatındaki önemli olaylara yer vermemizi istedi. Bunu yaparken aile büyüklerimizle görüşme yapıp onlardan yardım alabileceğimizi söyledi. Ben de sınıftaki arkadaşlarıma ve öğretmenime ailemi tanıtabilmek için babaannem ile görüştüm. Bu görüşmeden önce babaanneme soracağım soruları da hazırlamıştım.


    Mert:
    -Babaanneciğim sen ne zaman doğdun?
    Babaanne:
    -1945 yılında doğdum, yavrucuğum.
    Mert:
    -Dedemle kaç yaşında evlendin?
    Babaanne:
    -On yedi yaşında evlendim. Bizim zamanımızda kızlar erkenden evlenirdi. Şimdi öyle değil tabi.
    Mert:
    -Babam ne zaman doğdu?
    Babaanne:
    -Baban otuz yedi yaşında. Şu an 2005 yılındayız. Hadi bakalım babanın doğum yılını sen hesapla.
    Mert:
    -2005’ten 37’yi çıkarırsak 1968 kalır. Babam 1968 yılında doğmuş. Peki Emine halam hangi yıl doğdu?
    Babaanne:
    -Yavrum, halan 1963 yılında doğdu.
    Mert:
    -Dedem o zamanlar ailesini geçindirmek için neler yapıyordu?
    Babaanne:
    -Yavrum, deden yıllarca köyümüzdeki tarlaları ekip biçti. Hayvanlarımıza baktı. Ben de ona yardımcı oldum. 1971 yılına kadar hep bu işlerle uğraştık.
    Mert:
    -1971 yılında ne oldu?
    Babaanne:
    -Yavrum, 1971 yılında köyümüzden ayrılıp Ankara’ya taşındık.
    Mert:
    -Dedem Ankara’da da köydeki gibi bir işte mi çalıştı?
    Babaanne:
    -Hayır yavrum. Dedem Ankara’ya taşınmamızdan bir süre sonra 1972 yılının Ocak ayında işçi olarak gurbete, Almanya’ya gitti.
    Mert:
    -Babaanne, gurbet ne demek, Almanya’ya gitmek mi demek?
    Babaanne:
    -Gurbet, doğup yaşadığımız yerden uzak olan yere denir.
    Mert:
    -Dedem niçin gurbete gitti?
    Babaanne:
    -Daha çok para kazanıp çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için.
    Mert:
    -Babam ne zaman okula başladı?
    Babaanne:
    -Babanı 1974 yılında Cumhuriyet İlkokuluna yazdırdık. O yıl deden de Almanya’dan döndü yavrum.
    Mert:
    -Babam İlkokuldan sonra hangi okulda okudu?
    Babaanne:
    -Baban ilkokulundan sonra Atatürk Ortaokulunda okudu. Daha sonra Ankara Lisesini bitirdi. Öğretmen olmayı çok istediği için Gazi Eğitim Fakültesinde okudu. Annenle de o yıllarda tanıştı.
    Mert:
    -Babaanne, babamla annem ne zaman evlendi?
    Babaanne:
    -Yavrum, babanla anneni 1991 yılının ayında evlendirdik.
    Mert:
    -Babaanne, ablam ne zaman dünyaya geldi?
    Babaanne:
    -Yavrum, 1992 yılında ablan dünyaya geldi.
    Mert:
    -Babaanne, öyleyse ablamdan iki yıl sonra da ben dünyaya gelmişim.


    Sonuç olarak ailemin bir kronolijisin çıkarmış oldum.

    Aile Tarihimin Kronolojisi


    1945 – Babaannem doğmuş.
    1962 – Babaannem dedemle evlenmiş.
    1963 – Emine halam doğmuş.
    1968 – Babam doğmuş.
    1971 – Ankara’ya taşınmışız.
    1972 - Dedem Almanya’ya gurbete gitmiş.
    1974 – Babam ilkokula başlamış.
    1991 – Babamla annem evlenmiş.
    1992 – Ablam dünyaya gelmiş.
    1994 – Ben dünyaya gelmişim.


    Sözlü Tarih Görüşme Teknikleri


    Sözlü kaynakları derlemenin yolu görüşmeler yapmaktır. Sözlü tarih çalışmalarında görüşmeler genellikle hayat hikayesi şeklinde olur. Ancak görüşme yöntemi sözlü tarihe özgü bir yöntem değildir ve günümüzde pek çok farklı disiplin bu yönteme başvurmaktadır. Bununla beraber ilgi alanı ister tarih ister politika olsun, ister sosyoloji ister folklor olsun araştırmacıların görüşmelere dair soruları, sorunları ve kaygıları hemen hemen ortaktır. Görüşmelerin nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğine; görüşme öncesinde, sırasında ve sonrasında nelerin yapılıp nelerin yapılmamasın daha iyi olacağına; görüşme soruların nasıl hazırlanıp sorulacağına dair görüşme ile ilgili bunlara benzer pek çok soru araştırmacıları kaygılandırır ve herkes buna bir çözüm veya formül bulmaya çalışır. Bu konuda son yıllarda araştırmacılar için el kitabı niteliğinde pek çok kitap yazıldı.[21] Görüşmelere dair önemli bilgiler içeren bu kitaplarda görüşmenin aşamalarına ve kurallarına dair detaylı bilgilerin yanısıra örnek soru listeleri bulunmaktadır. Dolayısıyla sözlü tarih alanında ve/veya başka alanlarda çalışmaya başlamış ve görüşme yöntemini kullanmak isteyen yeni araştırmacılar için bu kitaplar iyi birer rehberdir. Birazdan bu kitaplardan derlediğim görüşme tekniklerini sıralamadan önce bir noktayı tekrar hatırlatmakta fayda var. Bu teknikler, soru listeleri ve/veya kurallar mutlak matematik formülleri değildir ve görüşmede kullanıldıklarında her zaman aynı sonucu doğurmazlar. Çünük görüşmelere dair iki şeyi akılda tutmak gerekir: birincisi her çalışmanın amacı farklı olduğu için yapılacak görüşmeler ve dolayısıyla izlenecek yöntem ve sorulacak sorular buna göre yeni baştan şekillendirilmelidir. İkincisi ve daha önemlisi ise daha önce de belirttiğim insan faktörüdür. Bir görüşmenin iki kişi arasındaki ilişkinin ve diyaloğun ürünü olduğu dolayısıyla kesin kurallarla belirlenemeyeceği unutulmamalıdır.

    Bir görüşmeyi nasıl şekillendirmemiz gerektiğini anlamak için aslında tersten gitmek daha iyi bir yöntem olabilir. Dolayısıyla öncelikle bir görüşme sırasında yapılabilecek hataları sıralayalım ki ne yapmamız gerektiğini daha iyi anlayalım:

    Görüşmeden Yapılabilcek Hatalar:


    - görüşme yapmak için hakkında hiçbir şey bilmediği insanların evine haber vermeden gitmek.
    - kullanmasını bilmediği veya önceden kontrol etmediği cihazları görüşmeye götürmek.
    - konuşmasını beklediği insanı rahatlatmadan veya ne yapmak istediği hakkında hiçbir bilgi vermeden görüşmeye başlamak.
    - kötü tasarlanmış sorular sormak.
    - görüşmenin, önceden tasarlanmış biçiminden uzaklaşılmasına veya tersi bu biçime zorlanmasına izin vermek.
    - soruların cevaplarını dinlememek.
    - görüşülen kişinin sözünü kesip konuşmayı kendi yapmak.
    - ses kirliliği varken iki üç kişiyle aynı anda görüşme yapmak.
    - görüşülen kişi yorgunluktan bitap düşene kadar veya ilgisini kaybedene kadar görüşmeyi sürdürmek.
    - görüşme sırasında, tarih ad – özellikle nasıl yazıldıkları – ve daha sonra açıklanması gereken diğer bilgileri kaydetmeyip not almayı ihmal etmek.
    - görüşme sırasında elde edilen bilginin kullanımı için görüşme yapılan kişiden izin almamak.
    - görüşme yapılan kişi, görüşmeyi yapan kişi ve görüşmenin konusunu bant üzerine kaydetmemek
    - elde edilen bilginin doğruluğunu kontrol etmeden kullanmak.

    Sözlü tarih konusunda çalışmış herkes bu listeye eklemeler yapabilir. Başka hataların yapılması mümkündür. Bunlar sıklıkla yapılan hatalardır. Dolayısıyla bu hatalardan yola çıkılarak kaynak kitaplarda ‘görüşme kuralları' sıralanmıştır:

    Sözlü Tarih Görüşme Kuralları


    Görüşmeden Önce
    Görüşmeyi önceden ayarlayın. Planlarınızı ve amacınızı açıklayıp projeye katılmasını rica edin. Notlar alınan bir ön görüşme faydalı olabilir. Belli ana konular aktarılırsa düşünmek için zamanı olur.
    Görüşülecek kişi hakkında mümkün olduğunca bilgi toplayın. Kişi ile proje arasındaki bağlantıyı ayrıntılı şekilde tanımlamaya çalışın.
    Görüşmedeki temel ilgi alanlarınızı belirleyin. Soruları hazırlamak katı bir çerçeve oluşturabilir, onun yerine çabucak soru oluşturabileceğiniz kısa ifadeler not edin. Soru yazmayı tercih ediyorsanız da görüşme beklenmedik ancak verimli olacak yönlere kaydığında o sorulardan vazgeçmeye hazır olun.
    Kullanacağınız cihazlar hakkında bilgi edinin, önceden deneyin. Görüşme öncesinde bantta biraz boşluk bırakırsanız daha sonra bu bölüme görüşmeyle ilgili bilgileri kaydedebilirsiniz.

    Görüşmeyi Başlatmak İçin:
    Rahat bir yer seçin. Teyp kontrolünüz altında fakat görüşmecinin dikkatini fazla çekmeyecek şekilde konmalı. Dikkat dağıtıcı şeylerden -radyo, tv, trafik- uzak durun.
    Görüşme ile ilgisiz konularda birkaç dakika sohbet edin ve bu arada kayıt cihazını çalıştırıp kontrol edin.
    Görüşmeciyi germeyecekse, görüşme yapanın ve görüşülenin adlarını, görüşmenin yeri ve tarihini kaydederek başlayın.
    Saatinize bakarak bandın süresini ayarlayın, böylelikle ne kadar kayıt süresi kaldığını devamlı kontrol etmek zorunda kalmazsınız. Görüşmelerin normalde bir veya bir buçuk saatten fazla olmaması gerekir.

    Görüşme Sırasında:
    Görüşmenin bilginizi göstermek için değil, görüşülen kişiden açık cevaplar almak amacı taşıdığını hatırlatın. Ancak bilgi sahibi olduğunuz izlenimini de yaratmalısınız. Aşinalık önemli.
    Evet-hayır soruları yerine "Buna ne yol açtı?, Bundan söz eder misiniz?, Bu olduğunda ne hisstetiniz? Şunu dinlemek isterim?" gibi sorular daha faydalı olur.
    Soruları tek tek sorun. Kafasını karıştırmayın.
    Sorularınız kısa ve yerinde olmalı.
    Sorun yaratmayacak sorularla başlayın, daha hassas konular için rahat bir ilişkinin oluşmasını bekleyin.
    Dinleyin.
    Sessizlik durumunda telaşlanmayın, düşünmesine vakit tanıyın.
    Aklınıza başka bir soru geldiği veya görüştüğünüz kişi planladığınız soru çerçevesinden uzaklaştığı için iyi bir öyküyü kesmeyin. Değerli anılar elden gidebilir. Konuya dönmek için nazik bir şekilde ve uygun zamanlamayla hareket edin.
    Görüştüğünüz kişinin insanları daha iyi tasvir edebilmesi için önce fiziksel özelliklerini, sonra kişilik, karakter ve aktivitelerini sorun.
    Tasdik beklediğiniz ifadeler veya sorulardansa belirsizlik içeren sorulara daha ilginç ve istekli cevaplar gelebilir. "Anladığımdan emin değilim" veya "orada olmayan birine bu karmaşık gelebilir" gibi ifadeler ön açıcı olabilir.
    Görüştüğünüz kişinin tanımlanan olaylar sırasında nerede olduğunu ve olayda nasıl bir rol oynadığını anlayın. Olaya katılmış mı yoksa pasif tanık mı ortaya çıkarın.
    Görüşmeyi diğer kaynaklardan edinilen bilginin doğrulanması için kullanın. Başka bir öykünün daha doğru olduğuna inansanız da itiraz etmeyin. "Bazıları diyor ki.." veya "Duydum ki.." gibi alternatif ifadelerle daha çok bilgi almaya çalışın. Hangi hikayenin daha doğru olduğuna daha sonra karar verin.
    Kayıt dışı ifadelerden kaçınmaya ve görüştüklerinizin kayıt edilebilir olmasına çalışın. Hassasiyet taşınan noktalar için üzerinde anlaşılan bir süre için kayıt kesilebilir. Böylece o ifadelerin kayıt dışı kalması ve kaybolup gitmesi engellenebilir.
    Konu çok sapmadıkça sözünü kesmeyin. Gerektiğinde "şimdi şuna geri dönelim" veya "biraz önce şundan bahsediyordunuz" gibi ifadeleri kullanmanız iyi olur.
    Konuştuğunuz kişi çok heyecanlanmadıkça veya ilişki kurmaz bir duruma gelmediği sürece kayıt cihazını açıp kapatmaktan kaçının. Gereksiz malzeme, konuşmanın akışını bozmaktan iyidir.
    Görüşmede özel, gerçeklere ait bilgilere ulaşıldığında dikkat edin. Bilgiyi yazarak not alın. İsimlerin nasıl yazıldığını sormak uygunsuz kaçmaz. Doğruluk kesintisiz görüşmeden daha iyidir.
    Görüşmeciye ilgilendiğiniz kişiler veya olaylar hakkında konuşmasını teşvik etmek ve hafızasını canlandırmak için fotoğraf, gazete küpürü gibi belgeler gösterilebilir. Hatta bunların bir kopyası bantla birlikte saklanabilir.
    Görüşmenin sonunda görüşmenin künyesini tekrarlayın.

    Görüşmeden Sonra:
    Görüşmecinin bant ve onun yazıya dökülmüş biçiminin kullanımı için verdiği izni saklayın.
    Görüşmeciyi tanımlayan bilgileri bir kartın üzerine yazarak görüşme dosyasında saklayın. Burada tartışılan ana konular ile bunların anları da belirtilmeli.
    Bandı düşük nem seviyesinde ve çok sıcak veya çok soğuk olmayan şartlarda saklayın.

    › Bantların yazıya dökülmesi ne derece önemlidir?
    Yazıya dökme, bantların içeriğinin araştırmacıların işine yarar hale gelmesi için en iyi araçtır ama zahmetlidir. Bir saatlik bir görüşme yaklaşık beş saatte deşifre edilir. Genel görüş, yazıya dökme işleminin mümkünse yapılması ama zamanın çoğunu görüşmeye devam etmek için kullanmanın daha iyi olacağı yönündedir. Ama işe yeni başlayanlar için yazıya dökme iyi bir eğitimdir. Onlara kaçırdıkları şeyleri ve bunların nedenlerini daha iyi gösterir.

    › Yazıya dökme işlemi eksiksiz mi olmalıdır, yoksa düzeltme yapılabilir mi?
    Genel görüş, "şey", "hı hıh" gibi sahte başlangıçlar ve görüşmeyi yapanın yalnızca konuşan kişinin sözüne devam etmesi için kullandığı dilsel tepkiler gibi laf kalabalığını çıkarmanın iyi olacağı yönündedir. Pratik bir konu olan düzeltmelerin kapsamını, görüşülen kişinin konuşmasının niteliği ve kalitesi belirler.

    › Görüşmenin yazıya dökülmüş biçimi anlatıcıya gösterilip banda kaydedilmiş şeyleri düzeltebilmesi için bir fırsat verilmeli mi?
    Çoğu sözlü tarihçi, eğer görüşmelerin basılma veya sıkça alıntılanma olasılığı varsa, görüşülen kişiye görüşmeyi gözden geçirme hatta değiştirme olanağının sağlanması gerektiğini düşünüyor. Çünkü görüşmelerde daha önce de söylediğim gibi insanların ne dediklerinden ziyade ne söylemek istedikleri önemlidir.

    › Kullanımla ilgili ahlaki ve kanuni konularda alınacak tavır ne olmalıdır?
    Sözlü tarih yapanlar mahremiyetle ilgili olan, ahlaki ve kanuni sorunlar yaratabilecek bir araştırma yöntemi kullandıklarını unutmamalılar. Yalnızca konuşulan kişilerin değil, üçüncü şahısların da hakları tehlikede olabilir. Bu konuda asli sorumluluk araştırmacıya aittir.

    Sözlü Tarihin Türkiye'de Gelişimi


    Sözlü tarihin bize ne anlattığınından ve farklı alanlarda nasıl kullanılabileceğinden bahsetmeden önce sözlü tarihin Türkiye'deki gelişimine de kısaca değinmekte fayda var. S özlü tarih çalışmalarının bizdeki kökleri Cumhuriyet döneminin ilk ve önemli kültür kurumlarından olan Halkevleri bünyesindeki folklor ürünlerinin derlenmesi çalışmalarına dayanır. Aslında Türkiye'de sözlü tarihe ait kaynak olabilecek ilk çalışmalar Osmanlı göçmen bürolarının ve uluslar arası araştırma komisyonlarının mağdur insanlarla yaptıkları bire bir görüşmelerin raporlarıdır. Ancak gerek Osmanlı Devletinin dağılmasını bizzat yaşayan son dönem tarihçiler gerek Cumhuriyet dönemi tarihçileri yazdıkları eserlerde ne yazık ki yaşayan tanıklara ve tanıklıklara başvurma gereğini duymamışlardır; ancak kendi tanıklıklarını zaman zaman çalışmalarına yansıtmışlardır. Benzer biçimde Halkevlerinin derleme çalışmaları daha sonraki dönemlerde sürdürülememiş ve tarihçilerin ilgileri daha çok eski ve yeni çağlarla sınırlı kalmıştır. Örneğin 1924'te yaşanan mübadeleye dair herhangi bir sözlü tarih çalışması günümüze kadar yapılmadı. Son döönemde mübadele ile ilgili çalışmalarıyla dikkat çeken Lozan Mübadilleri Vakfı bu konu üzerine bir sözlü tarih çalışması başlattı ve bunu hzılı bir şekilde sürdürmeye çalışıyor çünkü bu olayı yaşayanların pek çoğu artık öldü veya ölmek üzere. Oysa Yunanistan'da, mübadelenin Türkiye'ye göre daha büyük bir sosyal ve kültürel değişime neden olmasının da etkisiyle, Küçük Asya Araştırmalar Merkezi adlı kuruluş 145 bin Rum mübadille sözlü tarih çalışması yapmış ve bu görüşmeleri deşifre ederek arşivlemiştir.

    1942'de Behice Boran'ın Manisa'nın ova ve dağ köylerindeki karşılıklı toplum değişmelerini gözlemlediği Sosyoloji Araştırmaları'ndan başlayarak günümüze kadar ülkemizde sosyolojik ve antropolojik saha araştırmalarında sözlü kaynak kullanımı bir çok çalışmada yer almıştır.Ancak sözlü kaynakların tarih içinde kullanımı için gösterebileceğimiz örnek çalışmalar yok gibidir.Sözlü tarih formatına uymasa da bazı yakın döneme odaklanmış ve yazanların bizzat olayların içinde olduğu tarih çalışmaları vardır.

    "Vitrinde Yaşamak" kitabında Nurdan Gürbilek, 1980'lerin bastırılmış konuların ve deneyimlerin patlamasına şahit olduğunu söyler. Bu yıllarda çok okunan Nokta ve Aktüel dergileri de sayfalarında bu tarz popüler ve/veya marjinal haberlere ve söyleşilere yer vermeye başlar. Daha sonra 1989'da İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Merkezi, 1990'da Kadın Eserleri Kütüphanesi ve 1991'de Tarih Vakfının kurulması ve bu kuruluşların çalışmalarıyla sözlü tarihin bir araştırma yöntemi olarak Türkiye'de ancak 1990'ların başında kurumsallaştığını ve arşivlerin oluşturulmaya başlandığını söyleyebiliriz.

    Kurum tarihi


    Atamız'ın yıllarından başlar.2009'a kadar biten Tarihe Kurum Tarihi denir.

    Olay tarihi


    Kişinin anısı arasında bir yeniden üretim süreci vardır. Sözlü tarih çalışmaları, bireysel değerlerin ve eylemlerin geçmişi nasıl biçimlendirdiğini ve geçmişin bugünkü değerleri ve eylemleri nasıl biçimlendirdiğini de ortaya çıkartan bir araç olmaktadır.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.