Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

  • Tarih
  • 3 yıl önce
  • 2 Cevap

Anadoluda yazılı tarihi devrini başlatan uygarlık

Anadoluda yazılı tarihi devrini başlatan uygarlık sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz?

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2021-02-27 16:45:17

    Cevap : Anadoluda yazılı tarihi devrini başlatan uygarlık SÜMERLERdir..
    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2021-02-27 16:45:17

    Cevap :
    Sözlükte sümerler Nedir:

    Sümerler, MÖ 4000 - MÖ 2000 yılları arasında Güney Irak'ta (Mezopotamya) yerleşik olan, medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölge ve medeniyet.
     
    Mezopotamya'da ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini Sümerler atmıştır. Ayrıca yazı ve astronomi de ilk kez Mezopotamya'da Sümerlerde ortaya çıkmıştır.[1] Genel kanı Sümerlerin çağdaşı olan halklarla yakın etkileşim ve benzerliklerinin olduğu yönündedir.
     
    Sümer Devleti, Sami olmayan bir topluluk tarafından kurulmuştur.[2]

    Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik, gerekse din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a ilk kez Sümerlerde rastlanır. Sümer döneminde 21'i büyük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlar arasında Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur sayılabilir.
     

    Sümerlerin Özellikleri

    1. birbirinden bağımsız site denilen şehir devletleri halinde yaşadılar. en önemli şehirleri; ur, uruk, lagaş'tır. bu şehir devletleri ensi veya patesi denilen rahip-krallar tarafından yönetiliyordu.
    2. çok tanrılı inanca sahip sümerlerin tapınaklarına ziggurat denirdi.
    3. mezopotamya'da evler ve tapınaklar taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır.
    not: hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır
    4. günümüz uygarlığının temeli olan yazıyı (çivi yazısı) ilk kez sümerler bulmuştur. (MÖ. 3500)
    5. tarihte İlk yazılı hukuk kuralları sümerler tarafından oluşturulmuştur. bu özellikleri ile sümerlere dünyadaki ilk hukuk devleti diyebiliriz.
    not: lagaş kralı urukagine tarafından oluşturulan ilk yazılı kanunlar "fidye ve bedel" sistemine dayanıyordu.
    6. sümerlerin en önemli edebiyat eserleri; gılgamış destanı, yaradılış destanı ve tufan hikayesi'dir.
    7. sümerler matematik ve geometrinin temellerini atnışlardır. (dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır.)
    8. sümerler astronomide de gelişmişlerdir. (burçları bulmuşlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır.)
    not: dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi sümerler bulmuşlardır.
    9. son araştırmalara göre örf, adet,geleneklerine ve dil yapılarına, kullandıkları aletlere bakılarak sümerlerin mezopotamya'ya orta asya'dan geldikleri türk olabilecekleri tahmin edilmektedir.
    10. akkadlar tarafından yıkılmışlardır.
     

    Sümer Şehir Devletleri

    MÖ 4000 yılları başlarında Sümer sınırları kanallar veya sınır taşları ile belirlenmiş bir düzine şehir devletine bölünmüştü. Bütün şehirlerin merkezinde şehre ait özel bir sahip tanrı veya tanrıçaya adanmış olan ve bir rahip yöneticinin (ensi) veya kralın (lugal) idaresindeki tapınak bulunurdu.

    Hanedanlık öncesi ilk beş şehir:  
     1.Eridu (Ebu Şahreyn)
     2.Bad-tibira (El-Medain)
     3.Larsa (Es-Senkereh)
     4.Sippar (Ebu Habbah)
     5.Şuruppak (Fara)
     
    Diğer temel şehirler:
     6.Kiş (Uheymir ve İnharra)
     7.Uruk (Warka)
     8.Ur (El-Muqayyer)
     9.Nippur (Afak)
     10.Lagaş (El-Hiba)
     11.Ngirsu (Tello veya Telloh)
     12.Umma (Jokha)
     13.Hamazi 1
     14.Adab (Bismaya)
     15.Mari (Hariri) 2
     16.Akşak 1
     17.Akkad 1
     18.Isin (İşhan el-Bahriyat)
     
    Küçük şehirler (güneyden kuzeye):
     1.Kuara (El-Lahm)
     2.Zabala (Ibzeikh)
     3.Kisurra (Ebu Hatab)
     4.Marad (Wannat es-Sadum)
     5.Dilbat (Ed-Duleim)
     6.Borsippa (Birs Nimrud)
     7.Kutha (İbrahim)
     8.Der (El-Badra)
     9.Eshnuna (Asmar)
     10.Nagar (Brak) 2
     

    Sümer şehri

    Sümer şehri, Mezopotamya'nın güney ucunda, Dicle ve Fırat nehirleri arasında, sonradan Babil olmuş, günümüzde de Irak'ın Bağdat şehrinden Basra Körfezi'ne kadar olan bölgede idi.[3]
     
    Sümer şehri, Sümerlerden önce yaşamış ve Sümerce konuşmayan ve Sami olmayan bir halk tarafından, MÖ 4000 - 2350 yılları arasında kurulmuştur. Bu halka günümüzde Proto-Fıratlılar ya da Ubaidliler denmektedir. Ubaid ismi Al-Ubaid şehrindeki kazı alanından gelir. Ubaidliler Sümer şehrinde kurulmuş ilk medeniyettir. Bataklıkları tarım için kurutmuşlar, ticaret, dokumacılık, dericilik, demircilik, taş oymacılığı ve çanak-çömlekçilik gibi işlerle uğraşmışlardır. Ubaidlilerin bölgeye yerleşmesinden sonra çeşitli Sami halklar da aynı bölgeye yerleşmiş, kültürlerini Ubaidlilerinki ile karıştırarak Sümerler öncesi yüksek bir medeniyet kurmuşlardır.[3]
     

    Sümerlerin bölgeye gelişi

    Sümer medeniyetini kurmuş olan topluluğun nereden gelmiş olduğu hususu tartışmalıdır. Cevat Şakir Kabaağaçlı, eserlerinde Sümerlerin Mezopotamya bölgesine Orta Asya'dan göç ettiklerini belirtir. Sümer medeniyeti ile Orta Asyalılar arasındaki benzerlikler[kaynak belirtilmeli] ortaya atılarak bu tez ispatlanmaya çalışılmıştır.[4] Orta Asya ve Sümer kültüründe dağların doruklarının kutsal sayılması ve dağların doruklarında yaşayan çeşitli tanrılara inanılması gibi benzerlikler iki bölge arasında köken birliği ya da kültür etkileşimi olduğunun kanıtı olarak öne sürülmüştür.[5]
     
    Sümerler denen, dili bölgede uzun süre yaşayan halkın, MÖ 3300 yıllarından MÖ 3. binyıla gelindiğinde bölgede en az 12 şehir devleti vardı.[3]
     
    Bu dönemde her kent genellikle surlarla çevriliydi. Her kentin kendi tanrısı vardı ve her kentte en az bir tapınak bulunurdu. Sümerlerde tarihin belki de ilk kral listeleri ile karşılaşılır. Fakat bu listeler genellikle tarihsel gerçeklerin ötesinde mitolojik unsurlara da sahiptirler. Örneğin kral listesine göre Tufan'dan önce Sümerlerin yaşadığı bölgede efsanevi sekiz yönetici (ve dolayısıyla kent) mevcuttu. Kral listesine göre Tufan'dan sonraki ilk Sümer hanedanları Kiş, Uruk ve Ur'dur. Ünlü Gılgamış destanının kahramanı Gılgamış kral listesine göre Uruk Hanedanı'nın krallarındandır.
     
    Lagaş'ta iktidara gelen Ur-Nanşe yaptırdığı inşaatlarla öne çıkmıştır. Urukagina da ilk yazılı reformları sayesinde tanınmıştır. Erken dönemlerde Sümerlerin ana tanrısı An'dır, fakat sonraki dönemlerde bu tanrı yerine Enlil Sümerlerin baş tanrısı konumuna yükselir. Enlil'in Nippur'da Ekur adında bir tapınağı vardır. Bu nedenle Nippur Sümerlerin dini başkenti kabul edilir, burada tapınak yaptırmak veya bu tip inşaatlarda çalışmak, hizmetli olmak önemli sayılırdı.
     

    Tufandan sonra

    Tufan'dan sonra bazı şehir devletleri diğerleri üzerinde hakimiyet kurdular. Şehirleri birleştiren kralların ilki, MÖ 2800 yıllarında Kiş kralı olan Etana idi. Kiş, Erech, Ur ve Lagaş şehirleri diğerlerine hâkim olabilmek için asırlarca yarıştılar. Bu durum Sümerleri harici düşmanlara karşı zayıf durumda bıraktı. Önce Elamlılar (MÖ y. 2530-2450) ve sonra Kral Sargon yönetimindeki (MÖ 2334-2279) Akadlılar Sümerlere saldırdılar. Sargon hanedanı yaklaşık 1 asır iktidarda kaldı ve şehir devletlerini birleştirdi. Sargon hanedanının yönetim modeli tüm Orta Doğu medeniyetlerini etkilemişlerdir.[3]
     

    Sümerlerde Din ve Mitoloji

    Çok tanrılı inanca sahip Sümerlerin tapınaklarına Ziggurat denirdi. Zigguratlar yedi katlı olup toplam üç ana bölümden oluşur. İlk katlar erzak deposu, orta katlar okul ve tapınak, son katlar ise rasathane olarak kullanılmıştır. Yazının icadı serüveni bu tapınaklara dayanır. Mezopotamya'da evler ve tapınaklar, taş az olduğundan kerpiç ve tuğladan yapılmıştır. Hem bu özelliğinden hem de sık sık istilalara uğradığından bu yapılar günümüze kadar ulaşmamıştır.
     
    Sümerlerde hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi.
     
    Sümer mitolojisinin en önemlilerinden Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır:
     Anu veya An: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır.
     Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi.
     Enki: Bilgelik tanrısı
     Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça
     Nanna (Sin): Ay tanrısı
     Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.
     Ecem (Kueen) : Kraliçe Soylular tanrıçası.
     İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası
     

    Sümer mitolojisinde Evrenin yaratılışı

    Sümer inanışına göre başlangıçta gök ile yer birdi. Daha sonra gök ile yer tanrılar tarafından ayrılmıştır. Sümer inanışında evrenin kökeni şu şekilde açıklanır:
     1.Başlangıçta ilksel deniz vardı; kökeni veya doğuşu konusunda bir şey söylenmemektedir, Sümerler onu her zaman varmış gibi düşünmüş olabilirler.
     2.İlksel deniz gök ile yerin birliğinden oluşan kozmik dağı vücuda getirdi.
     3.Tanrılar insan biçiminde kişileştirildiğinde, Anu (gök) eril, Ki (yer) dişildi. Onların birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğdu.
     4.Hava tanrısı Enlil yerden göğü ayırdı ve babası Anu göğü ele geçirirken, Enlil annesi Ki'yi, yeri, ele geçirdi. Enlil ile annesi Ki'nin birleşmesi- tarihsel devirlerde Ninmah, "yüce kraliçe", Ninhursag, "kozmik dağın kraliçesi"; Nintu, "doğurgan kraliçe" gibi çeşitli adlar verilen tanrıçayla özdeşleştirilmiş olabilir- evrenin düzenlenmesini, insanın yaratılışı ve uygarlığın kuruluşunu başlattı.[6]
     
    Bu konu aşağıdaki "Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı" adlı Sümer şiirinin giriş bölümünde şöyle anlatılmaktadır:
    Gök yerden uzaklaştıktan sonra, Yer gökten ayrıldıktan sonra, İnsanın adı konduktan sonra, Anu göğü ele geçirdikten sonra, Enlil yeri ele geçirdikten sonra, Ereşkigal Kur'un ödülü olarak ele geçirilip götürüldükten sonra, O denize açıldıktan sonra, Baba Kur'a doğru denize açıldıktan sonra, Enki Kur'a doğru denize açıldıktan sonra; (Kur) krala ufak taşlar fırlattı, Enki'ye koca taşlar fırlattı; Onun küçük taşları, el kadar taşlar, Onun koca taşları,... kamışların taşları, Enki'nin gemisinin omurgası, Saldıran kasırgaya benzeyen savaşta yenildi; Krala karşı, geminin serenindeki sular, Kurt gibi yutuyordu, Enki'ye karşı, geminin ardındaki sular, Aslan gibi vuruyordu' .[7]
    Şiirden anlaşıldığı üzere başlangıçta bütün olan gök ve yer birbirlerinden ayrıldı ve böylece insanın yaratılışı buyruldu. Ardından gök tanrısı Anu göğün, yer tanrısı Enlil de yerin hâkimi oldular.
     

    İnsanın yaratılışı

    Sümer mitolojisinde insanın tanrılara hizmet etmesi için yaratıldığı anlatılır. Hava tanrısı Enlil tanrılara hizmet etmeleri maksadıyla Enki'nin tavsiyesiyle tahıl tanrıçası Aşnan ile sığır tanrı Lahar'ı yaratmıştır. Ancak bu iki tanrı bir gün öyle bir kavgaya tutuşmuşlar ki tüm işleri yapmaz olmuşlar. Kendilerine hizmet edilmeyen tanrılar, yeryüzündeki işleri yapmaktan yorulmuşlar ve bu konuyu Enki'ye götürüp şikayette bulunmuşlar. Uyuduğu için olan bitenden haberi olmayan Enki, tanrıça Nammu ve doğum tanrısı Ninmah'a insanı yaratması emrini vermiştir. Ninmah ve Nammu "derin suların üzerindeki" "balçığı" kararak şekil bakımından tanrılara benzeyen, ancak onların ölümsüzlük yeteneklerine sahip olmayan insanı yaratmışlar. İnsanın yaratılışı şerefine verilen şölende bütün tanrılar içerek sarhoş olmuşlar. Sarhoşluğun tesiriyle Ninmah'ın yarattığı altı insanın hepsi kusurlu olmuş. Ardından Enki'nin yarattığı insan da akli ve fiziksel bakımdan kusurlu olmuş. Hatasını düzeltmesi için Ninmah'tan yardım isteyen Enlil'i tanrı Ninmah yaptığı hatadan dolayı lanetlemiş.
     
    Sümerlerde insanın yaratılışına dair diğer bir hikaye günümüz Adem inancına da kaynaklık ettiği düşünülen Adapa efsanesidir. Yasak meyve, cennet ve sonsuz yaşamdan kovulma, medeniyet bilgilerine veya sanatlarına sahip olma gibi Adem'e atfedilen diğer sıfat ve fiillere benzer niteliklere sahiptir.
     

    Sümer Mitolojisinin günümüze etkileri

    Arif Tekin'e göre, Sümer mitolojisine ait birçok unsur ibranilerin babil sürgünü gibi değişik yollar ve etkileşimlerle günümüze kadar değişimler geçirerek gelmiş, kutsal kitaplara konu olmuştur. Bunların başlıcaları yaratılış ve tufan efsanelerinde karşımıza çıkar. Başlıca temalar; Gök ve yer bitişik iken sonradan ayrılması, her şeyin sudan veya su üzerinde yaratılması, insanın balçıktan ve tanrıya (tanrılara) benzer şekilde yaratılması, erkeğe ait Ti (Sümercede yaşam özü ve kaburga anlamlarına gelmektedir) kullanılarak kadının yaratılması, ilk insanların bin (veya binlerce) yıl yaşaması, insanın Gökteki bilgiye ulaşmak için çabalaması ve bunun tanrıları sinirlendirmesi, tufan, gemi yapımı ve her canlıdan bir çiftin gemiye alınması vb.[8] Bu konuda en net örneği gılgamış destanı vermektedir.
     

    Sümerlerde Bilim

    Sümerler bölgeye yerleştiklerinde, çanak-çömlek yapmayı ve madenleri işlemeyi biliyorlardı. Aşağı Mezopotamya'da Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında Uruk, Lagaş, Eridu, Ur, Kiş gibi kent devletleri kurdular. Gelişmiş bir yapı tekniği kullanıyorlardı. Yerleştikleri kesimlerde muazzam bir sulama sistemi kurup, kanallar, barajlar ve bentlerle hem seli önleyip bataklıkları kuruttular hem de düzenli sulamaya dayalı bir tarım geliştirdiler. Tekerleği de icat eden bu toplum tarlaları öküzlerin çektiği sabanlarla sürüyorlardı.
     
    60 rakamına dayanan seksajismal sayı sistemini kullanan Sümerler'in "sos" dedikleri bu 60'lık birim bütün zaman ve mekân hesaplarında kullanılmaktaydı ve onları bir uyum içerisinde birbirine bağlıyordu. Ayı 30, yılı 360 gün olarak hesapladılar. Gece ve gündüzü 12'şer saate böldüler. Bir yılı 12 ay olarak hesapladılar. Ay ve Güneş tutulmasını hesapladılar. Aritmetik ve geometrinin temellerini attılar. Çarpma ve bölme cetvellerini buldular. Daireyi 360 dereceye böldüler.
     

    Sümerlerde Dil ve Yazı

    İlk yazıyı MÖ 3200 yıllarında Sümerler buldu. İlk yazıları şekiller üzerine kurulu yani her varlık ve olay için bir şekil kullandılar. Çivi yazısı işaretleri geçmişteki bir resim yazısına dayanır. Bir kavramı ifade eden işaretlere ideogram adı verilir. Sümerce yapısal olarak Türkçe ile benzeşmektedir. Osman Nedim Tuna 20 yıllık çalışmasının ardına yayımladığı Sümer ve Türk Dillerinin Tarihi İlgisi adlı kitabında Sümerce ile Türkçe arasında 168 tane ortak sözcük bulur.[9] Sümerce ile Türkçe'nin aynı kökenden veya akraba olduğu görüşüne katılan bazı bilim adamları da vardır.[10][11][12][13][14][15] Buna rağmen Sümerce'nin izole bir dil olduğu, herhangi bir dil ailesine dahil edilemeyeceğini savunan görüşler de vardır.[kaynak belirtilmeli]
     

    Sümerler ve Tarihteki İlkler

    Sümerlerde Hukuk

    Tarihte ilk yazılı hukuk kuralları Sümerler tarafından oluşturulmuştur. Bu özellikleri ile Sümerlere dünyadaki ilk Hukuk devleti denebilir. Otoritenin korunmak istenmesi hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Lagaş Kralı Urukagine tarafından oluşturulan ilk yazılı kanunlar "fidye ve bedel" sistemine dayanıyordu.
     

    Matematik astronomi ve burçlar

    Sümerler matematik ve geometrinin temellerini atmışlardır. (Dört işlemi bulmuşlar, dairenin alanını hesaplamışlar, çarpma ve bölme cetvelleri hazırlamışlardır.) Sümerler astronomide de gelişmişlerdir. Burçları ilk Sümerler bulmuştur ve günümüze değin gelmiştir.
     
    Artıklı ve doğru bir takvim kullanmışlar, bir ayı 30, bir yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır. Ayrıca Güneş saatini icat etmişlerdir. Dünyada ilk kez ay yılı hesabına dayanan takvimi Sümerler bulmuşlardır.
     

    Sümerlerde Edebiyat

    Sümerlerin en önemli edebiyat eserleri; Gılgamış Destanı, Yaratılış Destanı ve Tufan Hikayesi'dir. Sümerler kendi ülkelerine Kengir, konuştukları dile Emegir ve kendilerine Sag-giga derlerdi.
     

    Sümerlerde Toplum Yapısı

    Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi. Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı.
     
    Başlangıçta Anaerkil bir toplum yapısına sahiptiler. İşbölümü derinleşmişti;1. sınıfı din adamları ve askerler 2. sınıfı halk 3. sınıfı ise kölelerin oluşturduğu bir toplumsal hiyerarşi vardı. Sürekli savaşlar sonucunda halktan her insan kolayca köle edinebiliyordu. MÖ 3000-2500 yıllarında yüksek ruhbanlardan oluşan egemen sınıflar, dinsel yapıya sahip kent devletlerinin yöneticileri olarak ortaya çıktılar. Bu kral-rahipler dinsel ve siyasal işleri yürütürlerdi. Bir kentin baş rahibi, aynı zamanda o kentin başkanıydı.
     

    Sümerlerin sonu

    Sümerler ilk defa Akadlar tarafından içten çökertildi ve bundan sonra bir daha eski haline gelemedi; MÖ 2000'li yıllardan sonra uygarlıkları bağımsız kimlikleriyle yaşayamadı.[kaynak belirtilmeli] Ardından gelen Akad ve Babil uygarlıkları çoğunlukla Sümerler'in izlerini taşıdılar. Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre yaşadı. Sümer inanışları ve mitolojisi ibranilerin babil sürgünü yoluyla yahudi, hıristiyan ve islam inanışlarını etkilediği gibi Fenike - Yunan - Roma bağlantısıyla da günümüze dek ulaşmıştır.
     

    Kaynakça

     1.^ MSN Encarta Ansiklopedisi. Sümerler. 30 Kasım 2008. İng. <https://encarta.msn.com/encyclopedia_761576369/Sumer.html>.
     2.^ "Sümerler." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
     3.^ a b c d "Sümerler." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
     4.^ Halikarnas Balıkçısı (Altınçı Kıta Akdeniz)
     5.^ Meydan, Sinan (Son Truvalılar, syf.96)
     6.^ Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.83
     7.^ Kramer, Samuel Noah, Sümer Mitolojisi, s.80
     8.^ [1] Arif tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler
     9.^ Sümer ve Türk Dillerinin Tarihî İlgisi ve Türk Dilinin Yaşı Meselesi
     10.^ Arminus Vambery
     11.^ Walter Porzig, Das Wunder der Sprache
     12.^ Muazzez İlmiye Çığ
     13.^ Reha Oğuz Türkkan
     14.^ Prof. Dr. Feridun Ağasıoğlu
     15.^ Atatürk ve Türklerin Saklı Tarihi, Sinan Meydan


    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.