Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Anlama dayalı anlatım bozuklukları

Anlama dayalı anlatım bozuklukları örnekleriyle lütfen varsa sunumda istiyorum

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-11-13 07:32:52

    Cevap : Anlama Dayalı Anlatım Bozuklukları
    1. Gereksiz Sözcük Kullanımı
    2. Sözcüğün Anlam Bakımından Yanlış Kullanılması
    3. Anlamca Çelişen Sözcükler Kullanılması
    4. Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması
    5. Deyimin Yanlış Yerde Kullanılması
    6. Mantık ve Sıralama Yanlışları
    7. Virgül Kullanılmaması (Noktalama Yanlışı)

    Şimdi bunları tek tek örnekleyelim..
     
    1. GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANILMASI
    Duruluğu bozan önemli özelliklerden birisi gereksiz sözcük kullanımıdır. Gereksiz sözcüğü tespit etmenin yolu, onu cümleden çıkartmaktır. Bir cümlede, aynı anlamı taşıyan kelimelerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

    Örnekler:
    Yine o zaman da böyle sevinmiştik.
    Ne olursa olsun oraya mutlaka geleceğim.
    Burada aşağı yukarı yaklaşık bir saattir bekliyorum.
    İki ayakkabıdan en pahalısını beğendi.
    Yüksek sesle bağırma, seni duyuyorum.
    Oysa komşumuzun kedisi ise hep bize gelirdi.
    Köydeki insanları hep sağlıklı, sıhhatli insanlar sanırdım.
    İlk tanıştığımız gece de ondan pek hoşlanmamıştım.
    Sanırım bugün buluşacağımızı belki de unuttu.
    Erhan’la yıllardır karşılıklı mektuplaşıyoruz.
    Benden aldığınız kitapları geri iade edin.
    Bu gün sıcaklık sıfırın altında eksi 2 derece.
    Olay ve hadiseleri tarafsız bir gözle incelerdi.
    Konsere annemle birlikte gideceğiz.

    2. SÖZCÜĞÜN ANLAM BAKIMINDAN YANLIŞ KULLANILMASI
    Bazı sözcüklerin anlamı birbirine karıştırılır. Cümlede kullanılan sözcüklerin anlamlarına dikkat etmek, cümlenin anlamına uymayan sözcüklerin anlatım bozukluğuna sebep olduğunu unutmamak gerekir.

    Örnekler:
    Çok bencil olmasına karşılık onu yine de seviyoruz. (karşın)
    Bu, yalnız bize özel bir tutumdur. (özgü)
    Bu işte kaybetme şansımız neredeyse yüzde elli. (olasılığımız)
    Bizim takımın kendilerine on dakika bile dayanamayacağını savunuyor. (söylüyor)
    Kazandığı başarılar onun en itibarlı üye olmasına neden oldu. (sağladı)
    Laf getirip götürerek aramızın açılmasını sağladı. (neden oldu.)
    Öğretim durumu belgesi ve altı fotoğraf istiyorlarmış. (öğrenim)
    Bu sorunu çözmeye mahkumuz. (mecburuz)
    Baskı ortamına on dakika bile dayanamayacağını savunuyor. (ileri sürüyor)
    Sonunda İstanbul kıyıları da çirkin bir görüntüye kavuştu. (büründü)
    İkiz kardeşler arasında bir ayrıcalık vardı. (ayrım)
    Sokakları kapsayan çöplere baş edilemiyor. (kaplayan)
    Osmanlı imparatorluğu bir çadırda meydana geldi. (kuruldu)
    Olaylara hep kendi açısından baktığı için nesnel değerlendirmeler yapıyor. (öznel)
     
    3. ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN BİR ARADA KULLANILMASI
    Bir cümlede anlamca çelişen sözcüklerin bulunması, anlamda belirsizliğe ve karışıklığa sebep olduğundan anlatım bozukluğuna neden olur.

    Örnekler:
    O, bu konuyu kesinlikle bilmiyor olabilir.
    Onu görmeyeli aşağı yukarı tam yedi yıl oldu.
    Kuşkusuz, bu görüşmeler sonunda istediğimiz ücret artışını alacağımızı sanıyoruz.
    Onunla günaşırı buluşuyor, birlikte her gün sahilde yürüdük.
    Bu durumu ayrıntılı biçimde açıklayan kısa bir yazı yazıp getirin.
    İlker bugün yurt dışından kesinlikle dönebilir.
    Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.
    Gönderdiğim paketi eminin bu güne kadar almış olmalısınız.

    4. SÖZCÜĞÜN YANLIŞ YERDE KULLANILMASI
    Cümledeki sözcüklerin, özellikle sıfatlarla zarfların bulunmaları gereken yerde bulunmamaların anlatım belirsizliğine neden olur.

    Örnekler:
    Her türlü aradığınız mutfak eşyasını mağazamızda bulabilirsiniz.
    Aradığınız her türlü mutfak eşyasını mağazamızda bulabilirsiniz.
    Bu gece çok dişim ağrıdı. (…dişim çok ağrıdı.)
    İzinsiz inşaata girilmez. (…izinsiz girilmez.)
    Geçen hafta kaybolan komşunun arabası bulunmuş. (…geçen hafta kaybolan arabası…)
    Harman yerinde ürettiği buğdayı ortağına sattı. (…harman yerinde sattı)
    Ellerim çok suda kalmaktan şişmişti. ( …çok kalmaktan…)
    Tam yemeğimi yemiştim ki zil çaldı. (Yemeğimi tam yemiştim ki…)
    Yeni banyodan çıkmıştım ki kapı çaldı. (Banyodan yeni çıkmıştım ki…)
    Alkollü araç kullanmak tehlikelidir. ( araçları alkollü kullanmak…)
    Ağrısız kulak delinir. (kulak ağrısız delinir.)

    5. DEYİMLERİN YANLIŞ KULLANILMASI
    Deyimlerin yerinde ve anlamlarına uygun olarak kullanılmaması, yapılarında değişiklik yapılması anlatım bozukluğuna yol açar.

    Örnekler:
    Eski öğretmenimle bir saat başa baş görüştük. (baş başa görüştük)
    Çok yalancı olduğundan sözlerini göze alamıyorum. (dikkate almıyorum)
    İstediğim liseyi kazandığım gün sevinçten ağzım açık kaldı. (havalara uçtum)
    Herkesin işine karışır, etliye sütlüye dokunmazdı. (burnunu sokardı)
    Sınavı kazandığını duyunca etekleri tutuştu. (etekleri zil çaldı)

    6. MANTIK VE SIRALAMA YANLIŞLARI
    Bazı cümlelerde anlatılmak istenenle ilgili bilgi yanlışı, mantık açısından tutarsızlık, veya sıralama yanlışı görülür; bunlar da anlatım bozukluğu sayılır.

    Örnekler:
    Bırakın soğan doğramayı, yemek bile yapamıyor. (Bırakın yemek yapmayı soğan bile…)
    Bu gidişle mezun olamazsın, belki sınıfta da kalırsın.
    Dikkatli harcamazsan bu para sana bir hafta değil bir ay bile yetmez.
    Karar üye tam sayısını bir fazlasıyla alındı.
    Alınan bu karar savaşta askerin daha çok ölmesine neden oldu.
    Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.
    Tutuğumuz, bastığımız, yediğimiz yerlerin de temiz olması lazımdır.
    Bu hastalık ölüme, hatta felçlere yol açar.

    7. VİRGÜL EKSİKLİĞİ
    Özellikle adlaşmış sıfatların ve zamirlerin özne olarak kullanıldığı cümlelerde, özne olan bu sözcüklerden sonra virgül konur; virgül konulmaması anlam karışıklığına neden olur.

    Örnekler:
    Yaşlı doktora soran gözlerle baktı.
    Küçük eve doğru bağıra bağıra koşuyordu.
    O güzellikten ne anlar sanıyorsun.
    Genç işçilerin ne kadar maaş aldığını soruyor.
    Şu arabanın arka koltuğunda unutulmuştu.
    O adamı nerede gördüğünü hatırladı.

    Yaşlı, küçük, o, genç, şu özne olarak kullanılmıştır. Bunlardan sonra virgül kullanılmalıdır.

    Diğer Cevaplara Gözat

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    Anlatım Bozuklukları-1 KURAL DİKİCİ TÜRKÇE EĞİTİMİ BÖLÜMÜTÜRKÇE

    2. Sayfa
    *Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur. Bu cümlenin, ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyması gerekir.

    3. Sayfa
    *Ayrıca mümkün olduğunca gereksiz unsurlardan arındırılmış olmalıdır bu cümle. İşte bu özelliği göstermeyen cümleler, anlatım bakımından bozuktur.

    4. Sayfa
    ANLATIM BOZUKLUKLARI-1A. Anlama dayalı anlatım bozukluklarıB.Yapıya dayalı anlatım bozuklukları

    5. Sayfa
    A. Anlama dayalı anlatım bozuklukları1.Gereksiz sözcük kullanılması 2. Cümlede belirsizlik bulunması 3. Birbiriyle çelişen ifadelerin bulunması 4.Sözcüğün anlamca cümleye uymaması 5. Sözcüklerin yanlış eyleme bağlanması

    6. Sayfa
    6. Mantık hatasının olması 7. Deyimin yanlış anlamda kullanılması 8. Sözcüğün yanlış yerde kullanılması

    7. Sayfa
    1.Cümlede gereksiz sözcük kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.*Bir cümlede gereksiz sözcük bulunduğunu anlamak için, sözcük cümleden çıkarılır. Bu durumda cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma oluyorsa o sözcük gerekli, olmuyorsa gereksizdir.

    8. Sayfa
    ÖRNEKHerkesi eleştirip tenkit etmek bize hiçbir yarar sağlamaz.cümlesinde “eleştirip” sözcüğünün verdiği anlamla “tenkit etmek” sözcüğünün verdiği anlam aynıdır. Öyleyse bu cümlede “eleştirip” sözü gereksizdir. Cümleden çıkarılmalıdır.

    9. Sayfa
    ÖRNEKLERİki kardeşten en küçüğü arkadaşımdı.Bilgili insanlardan yararlanmayı, istifade etmeyi bilmeliyiz.Hava sıcaklığı sıfırın altında eksi sekiz derece imişSon yazdığı romanına isim bulmakta bir hayli zorlanmış.Araba şu anda yola çıkmak üzere.Gitmeden önce bir daha ara.

    10. Sayfa
    ÖRNEKLERBuradan kendilerine saygılarımı ve hürmetlerimi iletiyorum Hastahanede herhangi bir yangın merdiveni, yangına karşı herhangi bir önlem bulunmuyor Çünkü gördük ki, güzel bir ilgi, güzel bir alâka var.Genç Millî Takımımız Slovakya ile birlikte beraber bugün saat 11’de...”. Güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir

    11. Sayfa
    2.Bir cümlenin anlamı içinde bulunan başka bir sözü cümlede kullanmak da gereksiz sözcük kullanımına girer.“Böyle yüksek sesle bağırmana gerek yok, sağır değilim.” cümlesinde “bağırmak” zaten yüksek sesle konuşmak anlamındadır. Öyleyse bu sözün anlamı içinde bulunan “yüksek sesle” sözüne gerek yoktur.

    12. Sayfa
    ÖRNEKLERSatıcı, burnu havada, kendini beğenmiş biriymiş.Yaklaşık beş yıl kadar Edirne'de oturduk.” Dışarı çıkmak istediğini kulağıma alçak sesle fısıldadı Eve arkadaşı ile birlikte geldi.”

    13. Sayfa
    3.Cümlede belirsizlik varsa, o cümle iyi bir cümle değildir.“Geleceğini babamdan öğrendim.”cümlesinde “geleceğini” sözü belirsizdir. Çünkü kimin geleceği belli değil. “Onun geleceği” de olabilir; “senin geleceğin” de olabilir. Bu belirsizlik giderilmeli ve sözcüğün kime ait olduğu belirginleştirilmelidir.

    14. Sayfa
    4.Bazı eylemler olumlu durumlarda, bazıları olumsuz durumlarda kullanılır. Eylemin anlamca yanlış yerde kullanılması da anlatım bozukluğuna yol açar.

    15. Sayfa
    ÖRNEK“Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu..”cümlesindeki “neden olmak” eylemi daima olumsuz anlamlar verecek biçimde kullanılır. Oysa işin kısa sürede bitirilmesi olumlu bir durumdur. Öyleyse “neden oldu” sözü bu cümlede yanlış kullanılmıştır. Bunun yerine cümle “…bitirmemi sağladı.” şeklinde bitirilebilir.

    16. Sayfa
    ÖRNEKLERFutbolcu, attığı muhteşem golle takımının galip gelmesine neden oldu. (Galip gelmesini sağladı.)Davranışlarıyla arkadaşlarının üzülmesini sağladı. (üzülmesine sebep oldu)Böyle hareketler ülkede demokrasinin işlememesini sağlayacaktır.(İşlememesine sebep olacaktır.)

    17. Sayfa
    5 .Bazı cümlelerde mantık hatasının bulunması da o cümlenin anlatımını bozar.

    18. Sayfa
    “Bırakın patates doğramayı yemek bile yapamaz o.”cümlesinde “bırakın” sözcüğünün cümleye kattığı anlamdan dolayı sanki patates doğramak yemek yapmaktan daha önemliymiş gibi görülüyor. Bu yanlışın düzeltilmesi için cümle,“Bırakın yemek yapmayı, patates bile doğrayamaz o.”şeklinde söylenmelidir.

    19. Sayfa
    ÖRNEKLER*Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.*Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.*Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme;hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.*Tezgahtar müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.

    20. Sayfa
    6.Bazen sözcüklerin bağlandığı ortak eylemler de anlatımda bozukluğa yol açar.

    21. Sayfa
    “Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil.”cümlesinde “yarar” ve “zarar” sözcükleri “sağladı” eylemine bağlanmıştır. Ancak “yarar sağlamak” doğru olsa bile, “zarar sağlamak” doğru değildir. Cümle;“Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı, zarar mı verdi belli değil.”şeklinde söylenmelidir.

    22. Sayfa
    ÖRNEKLERBen ona ağabey, o da bana kardeşim derdi.Bazı yiyecekler sağlığı yerinde ve yaşlı olmayan kişilerce özellikle yenmelidir.Kitap için kendisine verilen paranın eksik ve yeterli olmadığını söyledi.Ekşiyi az, acıyı ise hiç sevmezdi.Gerekli yerlere başvuruda bulunmuş, ama bir sonuç almış değiliz.

    23. Sayfa
    7 .Bu, bazen öğelerin eyleme bağlanmasında da görülür.

    24. Sayfa
    ÖRNEKLER“Ayağına ayakkabı, omzuna şal, üzerine pardesü giyip dışarı çıktı.”cümlesinde “ayakkabı, şal ve pardesü” sözcükleri “giymek” eylemine bağlanmıştır. Oysa şal giyilmez, atılır.

    25. Sayfa
    8.Cümlede deyimin yanlış yerde kullanılması da cümlenin anlamını bozar.

    26. Sayfa
    “Öğretmenin anlattığı konu tüm öğrencilerin dikkatini çekmişti. Herkes kulak kabartmış, öğretmeni dinliyordu.”cümlesinde “kulak kabartmış” yanlış kullanılmıştır. Çünkü “kulak kabartmak” fark ettirmeden dinlemek anlamındadır. Burada “kulak kesilmek” deyiminin kullanılması gerekirdi.

    27. Sayfa
    ÖRNEKLER*Babasını görünce paçaları tutuştu.*Çok acıktım midem zil çalıyor.*O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.*Ona ayak bağı oluyor , işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.*Ona yardım et elinden geleni ardına koyma.*Alma garibin ahını çıkar aheste aheste.

    28. Sayfa
    9.Bazı sözcüklerin anlamları birbirine karıştırılabilir. Cümledeki sözcüklerin anlamına da dikkat edilmelidir.

    29. Sayfa
    ÖRNEK“Çocukların birbiriyle uygunluk içinde olmaları beni sevindirdi.”cümlesindeki “uygunluk” sözü yanlış anlamda kullanılmıştır. Çünkü burada “uyum” sözü kullanılmalıdır.

    30. Sayfa
    10.Bazen sözcük doğrudur ancak cümlede bulunduğu yer doğru değildir.

    31. Sayfa
    ÖRNEK“Yeni elbisemi giymiştim ki kapı açıldı.”Cümlesinde “yeni” sözünün yeri anlatımda bozukluğa yol açmıştır. Çünkü burada söylenmek istenen, elbisenin yeniliği değil, giymenin yeni yapıldığıdır. Öyleyse cümle;“Elbisemi yeni giymiştim ki kapı açıldı.” şeklinde olmalıdır.

    32. Sayfa
    YANLIŞEkonomik ve sosyal yönden geri kalmış ülkemizin belli bölgelerine kalkınmada öncelik tanınacak. DOĞRUÜlkemizin ekonomik ve sosyal yönden geri kalmış belli bölgelerine kalkınmada öncelik tanınacak.  YANLIŞAnkara’da Kızılay’ın yapılan yeni binası görkemli olacak. DOĞRUKızılay’ın Ankara’da yapılan yeni binası görkemli olacak.

    33. Sayfa
    11.Aynı anlama gelen ek ve sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

    34. Sayfa
    ÖRNEK“Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdandır.”cümlesinde “nedeni” sözcüğü bir olayın sebebini anlatıyor. Ayrıca “olmamdandır” sözündeki “-dan” eki de neden anlamı veren bir ektir. İkisinin bir arada bulunması cümlenin anlatımını bozmuştur. Cümle,“Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdır.”şeklinde düzeltilebilir.

    35. Sayfa
    B.Yapıya dayalı anlatım bozuklukları

    36. Sayfa
    B.Yapıya dayalı anlatım bozuklukları* Öğe eksikliğinin bulunması* Özneyle yüklem arasında olumluluk-olumsuzluk uyumsuzluğunun bulunması* Özneyle yüklem arasında tekillik-çoğulluk açısından uyumsuzluğun bulunması* Özneyle yüklem arasında şahıs yönünden

    37. Sayfa
    * Tamlama uyumsuzluğunun bulunması* Ek uyumsuzluğunun bulunması* Etken-edilgen fiillerin bir arada bulunması* İsim cümlelerinde ekfiilin ortak kullanılması

    38. Sayfa
    1.Cümlede, kullanılması gereken bir öğenin bulunmaması, anlatım bozukluğuna yol açar. Bu, daha çok ortak kullanılan öğelerde görülür. Çünkü Türkçede her fiil, öğeleri aynı eklerle kendine bağlamaz.

    39. Sayfa
    ÖRNEK“Kardeşini yanına çağırdı, bir şeyler söyledi.”cümlesindeki öğeleri inceleyelim: “Çağırdı” ve “söyledi” yüklemdir. Çağrılan ve söylenen kişi ise “kardeşi” dir. Yani “Kardeşini” öğesi her iki yüklemin ortak öğesidir. Bu ortak öğeyi yüklemlerle kullanalım. “Kardeşini çağırdı” doğrudur; ancak “kardeşini bir şeyler söyledi.” denmez, “kardeşine bir şeyler söyledi.” olmalı. “Kardeş” sözcüğünü iki kez kullanmamak için “ona” da diyebiliriz.

    40. Sayfa
    ÖRNEK“Arkadaşlarını pek sevmez, hatta çoğu zaman nefret ederdi.”cümlesinde, sevmediği kişiler ile nefret ettiği kişiler aynıdır, yani “arkadaşları” ortak öğedir. Ancak “arkadaşlarını sevmez” dense de “arkadaşlarını nefret ederdi.” denmez; “arkadaşlarından nefret ederdi.” denmeli ya da onun yerine geçen “onlardan” sözü kullanılmalıdır.

    41. Sayfa
    2.Türkçe’de bazı özneler olumlu, bazıları olumsuz anlamlar verir. Buna göre yüklemlerin de olumlu, olumsuz çekimlenmesi gerekir.

    42. Sayfa
    ÖRNEK“Hiç kimse okula gelmedi, geziye gitti.”cümlesinde gelmeyen ve gidenler aynı kişiler, ancak “hiç kimse” olumsuz bir öznedir ve yüklemi daima olumsuz çekimlenir. Oysa “gitti” olumlu bir çekimdir. Yani ikinci cümle özneyle uyum sağlamamıştır. Buna “hepsi” şeklinde bir özne getirilmelidir.

    43. Sayfa
    ÖRNEK“Öğretmenimiz hiçbirimizi azarlamaz, çok severdi.”cümlesinde, yine “hiçbirimizi” olumsuz olduğundan “hiçbirimizi severdi” şeklinde kullanılmaz; “hepimizi severdi” olmalıdır.

    44. Sayfa
    3.Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıs arasında bir uyum olmalıdır.

    45. Sayfa
    NOTÖzne birinci tekil, ikinci tekil (ben, sen); birinci tekil, üçüncü tekil (ben, o); birinci tekil, ikinci çoğul, (ben, siz); birinci tekil, üçüncü çoğul (ben, onlar) şahıslardan oluşuyorsa yüklem, daima birinci çoğul şahısa göre çekimlenir.

    46. Sayfa
    ÖRNEKLER“Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz.”“Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık.”“Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik.”“Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete dalmıştık.”

    47. Sayfa
    NOT-2Eğer özne ikinci tekil ve üçüncü tekil (sen, o); ikinci tekil ve ikinci çoğul (sen, siz); ikinci tekil ve üçüncü çoğul (sen, onlar); şahıslardan oluşuyorsa, yüklem ikinci çoğul şahısa göre çekimlenir. Ancak ikinci tekil ve birinci çoğul (sen, biz) şahıslar özne olursa yüklem birinci çoğul şahısa göre çekimlenir.

    48. Sayfa
    ÖRNEKLER“Sen ve annen burada ne yapıyordunuz?”“Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz.”“ Sen ve buradaki konukların, bize yarın gelebilirsiniz.”“Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık.”

    49. Sayfa
    NOT-3Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin tekil veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa, yüklem daima tekil olur. İnsanlar çoğul özne olduğunda ise yüklem tekil veya çoğul olabilir.

    50. Sayfa
    ÖRNEKLER“Kuşlar dallara kondular.” değil “Kuşlar dallara kondu.”“Sevgiler gizli kaldıkça güzelleşirler.” değil “güzelleşir.” olacak.“Çocuklar geldi.” şeklinde de doğrudur, “Çocuklar geldiler.” de.

    51. Sayfa
    4.Bazen özneyle yüklem arasındaki uyumsuzluk, öznenin anlamından kaynaklanır.

    52. Sayfa
    ÖRNEK“Nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış.” cümlesinde “yapıldı” yükleminin öznesi “nüfus sayımı”dır, “artmış” yükleminin öznesi ise “nüfus” olacaktır. Ancak cümlede “nüfus” diye bir özne yoktur. Sanki nüfus sayımı, “artmış” yükleminin öznesi olmuştur. Bu ise anlamca uygun değildir.

    53. Sayfa
    5.Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar.

    54. Sayfa
    ÖRNEK “Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi.”cümlesinde “araç” sözü hem “askeri” hem “polis” sözcüklerinin tamlananı durumundadır. Ancak “polis aracı” isim tamlamasıdır ve tamlanan iyelik eki almıştır. “Askeri” sözcüğü ise sıfat olabilecek bir sözcüktür ve “askeri araç” şeklinde sıfat tamlaması yapar; tamlanan da ek almaz.. Cümle;“Kaza yerine birçok askeri araçla polis aracı geldi.”şeklinde olmalıdır.

    55. Sayfa
    NOT: Türkçe’de sıfatlar çoğul anlam verirse isimler çoğul eki almaz. Bu özellik genellikle belgisiz sıfatlarda görülür.

    56. Sayfa
    ÖRNEK“Geceye birçok davetliler katıldı.” cümlesinde “birçok” sıfatı çoğul bir anlam verdiği halde davetliler sözü de çoğul eki almıştır. Cümleden çoğul eki çıkarılmalıdır.

    57. Sayfa
    ÖRNEK“Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir.”cümlesinde “gelişmesi” sözcüğündeki iyelik ekinin, sözcüğü nereye bağladığı belli değil; “kimin gelişmesi gerekir?” diye sorarsak “ülkenin” cevabı gelir. Öyleyse “ülke” sözcüğüne ilgi eki (-in) getirilmelidir.

    58. Sayfa
    NOT:Bazen de bu durumun tersi görülür.

    59. Sayfa
    ÖRNEK“Sanatçının, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir.”cümlesinde “yer veren kim?” sorusuna “sanatçı” cevap verir. Oysa cümlede “sanatçının” denmiş. Ya bu sözcükteki ilgi eki kaldırılmalı ya da yüklem “vermesi gerekir” şeklinde değiştirilmelidir.

    60. Sayfa
    NOT: Bazı cümlelerde ise sözcükleri birbirine bağlayan ekler yanlış kullanılmıştır.

    61. Sayfa
    ÖRNEK“Senin en beğendiğim yanın, derslerine düzenli çalıştığındır.” Cümlede öğeleri ortak olarak kullanan etken ve edilgen fiiller bir arada bulunmaz.

    62. Sayfa
    ÖRNEK“Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.”cümlesinde “hazırlamak” etken “koyulmalıdır” edilgen fiillerdir. Bunların aynı öğelerle kullanılması bozukluğa yol açmıştır. Cümle;“Bütün yemekler hazırlanarak, bir kenara koyulmalıdır.”şeklinde düzenlenirse bozukluk giderilir.

    63. Sayfa
    Sıralı isim cümlelerinde ekfiilin kullanılması da bazen bozukluğa yol açar.

    64. Sayfa
    ÖRNEK“O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi.” cümlesinde iki yargı vardır: Şairin geleneklere bağlı olduğu, aynı zamanda yeniliklere de kapalı olmadığı, oysa cümlede “bağlı” sözü yüklem gibi kullanılmadığından “değildi” edatına bağlanıyor ve böylece şairin geleneklere bağlı olmadığı anlamı çıkıyor. Bunu engellemek için “bağlı” sözü “bağlıydı” şekline getirilmelidir.

    65. Sayfa
    KAYNAKLARhttp://www.bilgicik.com/yazi/anlatim-bozukluklari/http://www.edebiyatogretmeni.net/anlatim_bozukluklari.htmhttp://www.turkceciler.com/Dersnotlari/anlatim_bozukluklari.htmlhttp://www.turkceciler.com/forum/forum_posts.asp?TID=223&PN=1

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.