Cevap :

Konuşma ayrı, yazma ayrı bir şeydir. Konuşma ustalarının üslubu yazıya geçince çoğu kez basit kalıyor. Bugün Hamdullah Suphi'nin renkli konuşmalarından ne kalmıştır yazılı belgelerde? Onun salonlarda yankılanan o coşkulu, insanı heyecanlandıran konuşmaları yazıda yok olup gitmiştir.

Konu: Konuşma ve Yazma Arasındaki Fark

Ana Düşünce: Konuşma ve yazma, farklı ifade araçları ve beceriler gerektiren iki farklı iletişim biçimidir. Konuşma, daha doğal ve spontane bir süreçken, yazma daha planlı ve özenli bir süreçtir. Bu nedenle, konuşma ustalarının üslubu yazıya geçince çoğu kez basit kalıyor.

Açıklama:

Konuşma ve yazma, insan iletişiminin iki temel biçimidir. Konuşma, ses yoluyla, yazma ise yazı yoluyla iletişim kurmak anlamına gelir. Her iki iletişim biçiminin de kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır.

Konuşma, daha doğal ve spontane bir süreçtir. Konuşurken, düşünceleri ve duyguları anlık olarak aktarmak mümkündür. Bu nedenle, konuşma, duygusal ve heyecan verici bir iletişim biçimidir. Ancak, konuşmada, söylenenleri geri almak veya düzeltmek mümkün olmayabilir. Ayrıca, konuşmada, beden dili ve tonlama gibi unsurlar da önemli rol oynar. Bu unsurlar, yazıya aktarılamadıklarında, konuşmanın etkisi azalabilir.

Yazmak ise daha planlı ve özenli bir süreçtir. Yazarken, düşünceleri ve duyguları daha dikkatli bir şekilde ifade etmek mümkündür. Ayrıca, yazılanları geri almak veya düzeltmek mümkündür. Ancak, yazmada, konuşmanın doğallığı ve spontaneliği kaybolabilir. Ayrıca, yazmada, beden dili ve tonlama gibi unsurlar kullanılmadığından, konuşmaya kıyasla daha az etkileyici olabilir.

Hamdullah Suphi Bey'in örneği:

Hamdullah Suphi Bey, Türk edebiyatında önemli bir yeri olan bir şair ve yazardır. Aynı zamanda, etkili bir konuşmacı olarak da tanınırdı. Suphi Bey'in konuşmaları, coşkulu ve heyecan vericiydi. Salonlarda yankılanan bu konuşmalar, dinleyicileri etkisi altına alırdı. Ancak, Suphi Bey'in konuşmaları, yazıya geçince çoğu kez basit kalırdı. Bunun nedeni, konuşmanın doğallığını ve spontaneliğini yazıya aktarmanın zor olmasıdır.

Sonuç:

Konuşma ve yazma, farklı ifade araçları ve beceriler gerektiren iki farklı iletişim biçimidir. Konuşma ustalarının üslubu yazıya geçince çoğu kez basit kalıyor. Bunun nedeni, konuşmanın doğallığını ve spontaneliğini yazıya aktarmanın zor olmasıdır.

---

---

Diğer Cevaplara Gözat

Cevap : "Yoksul ve kör iki kişi, ortaklaşa yarım kilo üzüm alır. Açgözlü olanı, üzüm tanelerini hızlı hızlı ve çifter çifter atar ağzına. Bir yandan da arkadaşına söylenir: Üzümleri ikişer ikişer yeme! Arkadaşı dayanamaz ve kızar: Göremediğin halde beni nasıl suçlarsın! Cevap verir açgözlü olanı: Ben öyle yiyorum da ondan."

Konu: Yoksul ve kör iki kişinin ortaklaşa yarım kilo üzüm alması ve açgözlü kişinin üzüm tanelerini hızlı hızlı yemesi üzerine bir hikaye anlatılmaktadır.

Ana Düşünce: Açgözlü olan kişi, diğer kişinin göremediği halde onu suçlamaktadır. Hikaye, açgözlülük ve adaletsizlik gibi konuları ele alarak, insanoğlunun bazen kendi çıkarları için başkalarını suçlama eğilimini vurgulamaktadır.

Cevap :

İnsanlar arasında iyilik ve sevgiden başka hiçbir üstünlük kabul edilemez. Sevginin olmadığı yerde ne büyük insan ne de büyük sanatçı ne de büyük devlet adamı vardır.

Konu: İnsanlar arasında iyilik ve sevgiden başka hiçbir üstünlük kabul edilemez.

Ana Düşünce: Sevgi ve iyilik, insanlar arasında en değerli ve önemli olan şeylerdir. Sevginin olmadığı bir ortamda büyük insanlar, büyük sanatçılar veya büyük devlet adamları olamaz. İnsanlar arasındaki ilişkilerde sevgi ve iyilik, üstün tutulması gereken değerlerdir.