İşte Cevaplar
Cevap : ATASÖZLERİ; Atalardan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni belli olmayan (anonim) düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir.
Atasözlerinin özellikleri şöyle sıralanabilir:
1- Halkın düşüncesini anlatır.
2- Ulusaldırlar.
3- Kişinin ruhuna hitap ederler.
4- Kesin tavırlıdırlar.
5- İnandırıcıdırlar.
6- Geniş halk kitlelerinin yüzyıllardan beri geçirdiği denemelerden ve bu denemelerden oluşan düşüncelerden doğmuşlardır.
7- Yalın sözlerdir,anlatımları açıktır.
8- Doğa olaylarının oluşunu bildirirler.
9- Ahlak aşılarlar,ahlaklı olmayı öğretirler.
10- Bir veya iki cümleden meydana gelirler.
11- Bir çoğunda mecaz vardır.
12- Atasözlerinde söz sanatları vardır.
13- Kelimelerin yerleri değiştirilemez.Değiştirildiği zaman değişik anlamlar ortaya çıkabilir.
14- Denenmiş sözler olduğu için doğruluğu herkes tarafından kabul edilir.
Diğer Cevaplara Gözat
Atasözlerinin özellikleri şöyle sıralanabilir:
1- Halkın düşüncesini anlatır.
2- Ulusaldırlar.
3- Kişinin ruhuna hitap ederler.
4- Kesin tavırlıdırlar.
5- İnandırıcıdırlar.
6- Geniş halk kitlelerinin yüzyıllardan beri geçirdiği denemelerden ve bu denemelerden oluşan düşüncelerden doğmuşlardır.
7- Yalın sözlerdir,anlatımları açıktır.
8- Doğa olaylarının oluşunu bildirirler.
9- Ahlak aşılarlar,ahlaklı olmayı öğretirler.
10- Bir veya iki cümleden meydana gelirler.
11- Bir çoğunda mecaz vardır.
12- Atasözlerinde söz sanatları vardır.
13- Kelimelerin yerleri değiştirilemez.Değiştirildiği zaman değişik anlamlar ortaya çıkabilir.
14- Denenmiş sözler olduğu için doğruluğu herkes tarafından kabul edilir.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap Yaz Arama Yap
Cevap :
ÖRNEKLER VE AÇIKLAMALARI
Açık yaraya tuz ekilmez.
Acısı ve derdi taze olan bir kimsenin üzüntüsünü artıracak söz ve davranışlardan kaçınmak gereklidir.
Açık yerde tepecik kendini dağ sanır.
Kıymetli, yetenekli kimselerin bulunmadığı veya az bulunduğu bir yerde, kendinde az da olsa bir şey bulunan kimse böbürlenmeye, büyüklük taslamaya başlar.
Açılan solar, ağlayan güler.
Hayatta hemen her şey bir değişimin içindedir, olduğu gibi kalmayıp tersine dönebilir, güzel çirkinleşebilir; mutsuz mutlu, yoksul da zengin olabilir.
Açın gözü ekmek teknesindedir (olur).
İnsanın tek amacı, öncelikle kendisi için gerekli, yaşaması için zorunlu olan, yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir.
Açın karnı doyar, gözü doymaz.
1. Bir şeyin uzun süren yokluğu açlık ve doyumsuzluk duygusuna iter insanı; bu insan hiç doymamış, aç kalacakmış gibi davranır; gözü nesnelerde kalır, o nesneleri kaybedecek sanısına kapılır. 2. İhtiraslı kişi elindekiyle yetinmez, daha fazlasını ister.
Aç kurt bile komşusunu dalamaz.
Komşu hakkı çok yücedir. Komşuya hangi şartlarda olursa olsun, aç ya da zengin iyi davranılmalıdır. Çünkü toplumun dirlik ve düzenliği bir yönüyle buna bağlıdır.
Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
Sır özeldir ve gizli tutulmalıdır. Onun gerçekten duyulup yayılması istenmiyorsa, dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da ağzından kaçırabilir ya da yakınına anlatabilir, bunu başkaları duyabilir, saklamaya çalıştığın şey sır olmaktan çıkar, yayılır. Aç ne yemez, tok ne demez.
Yoksul kişi ihtiyaç duyduğu şeyin en kötüsüne bile razı olur; iyisini, kötüsünü arayacak durumda değildir. Oysa varlıklı kişi için durum farklıdır, o her zaman daha iyisini ister, en güzel şeylerde bile bir kusur bulur, mırın kırın eder.
Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür).
Yoksulluk çeken, varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeyle
Acısı ve derdi taze olan bir kimsenin üzüntüsünü artıracak söz ve davranışlardan kaçınmak gereklidir.
Açık yerde tepecik kendini dağ sanır.
Kıymetli, yetenekli kimselerin bulunmadığı veya az bulunduğu bir yerde, kendinde az da olsa bir şey bulunan kimse böbürlenmeye, büyüklük taslamaya başlar.
Açılan solar, ağlayan güler.
Hayatta hemen her şey bir değişimin içindedir, olduğu gibi kalmayıp tersine dönebilir, güzel çirkinleşebilir; mutsuz mutlu, yoksul da zengin olabilir.
Açın gözü ekmek teknesindedir (olur).
İnsanın tek amacı, öncelikle kendisi için gerekli, yaşaması için zorunlu olan, yokluğunu çektiği şeyi elde etmektir.
Açın karnı doyar, gözü doymaz.
1. Bir şeyin uzun süren yokluğu açlık ve doyumsuzluk duygusuna iter insanı; bu insan hiç doymamış, aç kalacakmış gibi davranır; gözü nesnelerde kalır, o nesneleri kaybedecek sanısına kapılır. 2. İhtiraslı kişi elindekiyle yetinmez, daha fazlasını ister.
Aç kurt bile komşusunu dalamaz.
Komşu hakkı çok yücedir. Komşuya hangi şartlarda olursa olsun, aç ya da zengin iyi davranılmalıdır. Çünkü toplumun dirlik ve düzenliği bir yönüyle buna bağlıdır.
Açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna.
Sır özeldir ve gizli tutulmalıdır. Onun gerçekten duyulup yayılması istenmiyorsa, dosta bile açılmamalıdır. Açılırsa o da ağzından kaçırabilir ya da yakınına anlatabilir, bunu başkaları duyabilir, saklamaya çalıştığın şey sır olmaktan çıkar, yayılır. Aç ne yemez, tok ne demez.
Yoksul kişi ihtiyaç duyduğu şeyin en kötüsüne bile razı olur; iyisini, kötüsünü arayacak durumda değildir. Oysa varlıklı kişi için durum farklıdır, o her zaman daha iyisini ister, en güzel şeylerde bile bir kusur bulur, mırın kırın eder.
Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür).
Yoksulluk çeken, varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeyle
Cevap Yaz Arama Yap