İşte Cevaplar
Cevap : Aydınlanma felsefesinin dayandığı beş temel ilke vardır. bu ilkeler şunlardır;
1) Bilim ve doğa: Aydınlanma çağında tüm bilim adamlarının tüm bilim dallarıyla uğraşması gerektiği, bilim dalları arasında sınır olmaması gerektiği anlayışı hakimdir. doğa bilimleri ve biyoloji ön plana çıkar.
2) Mutluluk: insanların bu dünyada mutlu olmaya hakkı vardır. özellikle ortak mutluluk önemlidir.
3) Erdem: erdemli kişi, kendi yurttaşlarına en fazla faydası dokunan kişidir.
4) Akıl: aydınlanma felsefesinin temelinde tüm insanlığın ilerlemesi, mutluluğa kavuşması yoluna ışık tutan evrensel akıl yatar.
5) Faydacılık: bireyin rahatlığına katkıda bulunan, onun haz duyma olanağını arttıran şeyler, bireye faydalıdır.
Diğer Cevaplara Gözat
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : 1. Akıl: Deneyden bağımsız, açık, temel düşüncelere dayanan mantıkî düşünme süreci. Bu süreçteki düşünceler, düşünebilen herhangi bir insana kanıtlanabilir nitelikte olmalıdır.
2. Deneycilik (ampirizm): Doğal ve sosyal dünyaya dair her türlü bilgi ve düşüncenin, her insanın duyu organlarıyla kavrayabileceği deneysel(ampirik) gerçekliklerden geldiği düşüncesi.
3. Bilimsellik: Deneysel metoda dayanan bilimsellik düşüncesi, bilimsel bilginin insanlığın tüm bilgi birikiminin gelişmesinin anahtarı olduğunu savunur.
4. Evrensellik: Akıl ve bilimsellik ilkesinin tüm durumlara uygulanabilir ve tüm durumlarda aynı olması. (Bir su NŞA’da 100 santigrat derecede kaynıyorsa tüm sular NŞA’da 100 santigrat derecede kaynar.)
5. İlerleme: İnsanların doğal ve sosyal durumları, aklın ve bilimselliğin uygulanmasıyla geliştirilebilir. Bu iki ilkenin uygulanması sürekli artan mutluluğu ve refahı doğurur. (afd’nin notu: aynı zamanda bu ilkelerin uygulanmasının ancak ve ancak ilerlemeye götüreceğini savunur.)
6. Bireycilik: Tüm bilgi ve hareketlerin başlama noktasının ‘birey’ olması.
7. Hoşgörü: Tüm insanların, dini ve ahlaki inançlarından bağımsız olarak, özleri itibariyle aynı olduğu ve diğer ırkların yahut medeniyetlerin inançlarının Avrupa Hıristiyanlığı’ndan aşağı seviyede olmak zorunda olmadığı düşüncesi.
8. Özgürlük: İnançlar, ticaret, iletişim, sosyal etkileşim, cinsellik ve mülkiyet hakkı üzerindeki feodal ve geleneksel kısıtlamaların kaldırılması gerektiği fikri.
9. İnsan Doğasının Aynılığı: İnsan doğasının temel karakteristiklerinin tüm zaman ve mekânlarda aynı olduğu düşüncesi.
10. Sekülerizm: Genellikle ruhban sınıfı karşıtlığı olarak ortaya çıkan ilke. Aydınlanma düşünürleri geleneksel dini otoriteye karşılık dini inanışlardan arındırılmış seküler bilginin gerekliliğini vurgulamışlardır.
2. Deneycilik (ampirizm): Doğal ve sosyal dünyaya dair her türlü bilgi ve düşüncenin, her insanın duyu organlarıyla kavrayabileceği deneysel(ampirik) gerçekliklerden geldiği düşüncesi.
3. Bilimsellik: Deneysel metoda dayanan bilimsellik düşüncesi, bilimsel bilginin insanlığın tüm bilgi birikiminin gelişmesinin anahtarı olduğunu savunur.
4. Evrensellik: Akıl ve bilimsellik ilkesinin tüm durumlara uygulanabilir ve tüm durumlarda aynı olması. (Bir su NŞA’da 100 santigrat derecede kaynıyorsa tüm sular NŞA’da 100 santigrat derecede kaynar.)
5. İlerleme: İnsanların doğal ve sosyal durumları, aklın ve bilimselliğin uygulanmasıyla geliştirilebilir. Bu iki ilkenin uygulanması sürekli artan mutluluğu ve refahı doğurur. (afd’nin notu: aynı zamanda bu ilkelerin uygulanmasının ancak ve ancak ilerlemeye götüreceğini savunur.)
6. Bireycilik: Tüm bilgi ve hareketlerin başlama noktasının ‘birey’ olması.
7. Hoşgörü: Tüm insanların, dini ve ahlaki inançlarından bağımsız olarak, özleri itibariyle aynı olduğu ve diğer ırkların yahut medeniyetlerin inançlarının Avrupa Hıristiyanlığı’ndan aşağı seviyede olmak zorunda olmadığı düşüncesi.
8. Özgürlük: İnançlar, ticaret, iletişim, sosyal etkileşim, cinsellik ve mülkiyet hakkı üzerindeki feodal ve geleneksel kısıtlamaların kaldırılması gerektiği fikri.
9. İnsan Doğasının Aynılığı: İnsan doğasının temel karakteristiklerinin tüm zaman ve mekânlarda aynı olduğu düşüncesi.
10. Sekülerizm: Genellikle ruhban sınıfı karşıtlığı olarak ortaya çıkan ilke. Aydınlanma düşünürleri geleneksel dini otoriteye karşılık dini inanışlardan arındırılmış seküler bilginin gerekliliğini vurgulamışlardır.