Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Birçok şeyden aşırı korkma

Birçok şeyden aşırı korkma

Bu soruya 4 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-11-10 08:27:46

    Cevap :
    Bulmacada 'Birçok şeyden aşırı korkma' nedir sorusunun cevabı:
    Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Birçok şeyden aşırı korkma' sorusunun yanıtı birden fazladır. Bu nedenle bulmacanızdaki boşluk sayısına ve harf dizilişine göre aşağıdaki cevaplarımızdan birini seçmelisiniz.


    İşte cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba FOBİ yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 9 harfli ise cevaba PANİK ATAK yazabilirsiniz.

    Diğer Cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Yılgı yazabilirsiniz.

    FOBİ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Yılgı (5 harfli)
    İlgili bulmaca soruları:
    1. birçok şeyden aşırı korkma
    2. bir çok şeyden aşırı korkma bulmaca


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2020-11-10 08:27:46

    Cevap :
    Bulmacada 'Birçok şeyden aşırı korkma' sorusunun cevabı olan 'FOBİ - PANİK ATAK' kelimesinin sözlükte eş anlamı nedir:
    FOBİ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Yılgı (5 harfli)
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2020-11-10 08:27:46

    Cevap :
    Sözlükte FOBİ Nedir:
    Korku Nedir : Bilinçli olarak tanınan dış tehlike kaynak­larına karşı gösterilen emosyonel tepkiye korku denir.
    Fobi Nedir (Özet) : Fobi, bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali. Fobi kelimesi, Yunanca Phobos kelimesinden gelir. Phobos, Yunan mitolojisinde dehşet tanrısıdır.

    Fobi Nedir (Detay) :


    Gerçekte korku yaratmayacak bir objeye, aktiviteye veya duruma karsi asiri korku duyma ve kaçinma davranisinda bulunmaya fobi denir. Fobik kisiler belli bir durum, nesne veya aktivite ile karsilastiginda asiri anksiyete duyar. Kisiler korkularinin saçma oldugunun farkindadir, ancak korkularini mantiksal düsünerek engelleyemezler. Bu korkular fobik kisilerin günlük islevlerinde bozulmaya neden olur.
    Fobiler toplumda sik görülür. Arastirmalarda toplumda %10 oraninda fobik oldugu söylenmekle birlikte tahminen bu deger %25 dolayindadir. Arastirmalarda fobi sikliginin beklenenden düsük çikmasinin en önemli nedeni bu kisilerin hastaliklarinin farkinda olmamasi ve tedaviye basvurularin az olmasidir. Kadinlarda erkeklere göre daha sik görülür. Sosyal fobi genelde gençlik yillarinda özellikle karsi cinse ilginin arttigi dönemlerde ortaya çikar.

    FOBİ NEDENLERI NELERDIR ?


    Fobilerin gerçek nedenleri bilinememektedir. Öne sürülen fobi nedenleri türlerine göre degismekle birlikte ayni fobi türünde de hastadan hastaya degisiklik gösterir.Ruhsal rahatsizliklarin çogunda oldugu gibi fobilerde de neden biyolojik, genetik ve çevreseldir. Genetik yatkinlik: bazi özgül fobilerde genetik yatkinlik fazladir. Örnegin kan aldirma veya enjeksiyon yaptirma fobisi olan kisilerde ailede benzer hastalik normal topluma göre daha siktir. Ancak bu yatkinligin genetik veya çevresel etkenlere bagli olarak gelisip gelismedigini aydinlatacak arastirmalar henüz yetersizdir.

    Nörokimyasal nedenler: bazi insanlarda adrenalin ve noradrenalin saliniminin fazla olmasinin veya etkilenen organlarin bu maddelere normal insanlara göre daha duyarli olmasinin bu hastaliga yol açtigi ileri sürülmektedir. Verilen ilaç tedavileri de bu maddelerin salinimini veya bedensel duyarliligi azaltmaya yöneliktir. Psikiyatride fobilerin geçmis yasantilara baglantili olarak gelistigi yolunda ispatlanmamis çesitli teorileri mevcuttur.

    Watsonun ögrenme teorisinde fobilerin sartlandirilmis refleks davranislar sonucu olustugu ileri sürülür. Bu teoriye göre daha önce kaygi uyandirmayan bir uyaran kaygili bir uyaran ile bir araya geldiginde ögrenme yolu ile kaygi uyandiran bir uyaran haline gelmektedir. Örnegin asansör korkusu olmayan bir kisi elektrik kesintisi ile asansörde mahsur kalma sonucunda asansör korkusu gelistirebilir. Bu olay öncesinde rahatlikla asansöre binebilirken asansöre binemez hale gelebilir veya asansöre bindiginde asiri kaygi duyma görülebilir.

    Freuda göre fobiler bilinç disi çatismalarla ilgilidir ve ödipal kompleks ile iliskisi vardir. Bastirilmis, bilinç disina itilmis bazi korkular yer degistirerek normalde kaygi yaratmayacak bir nesne veya duruma yöneltilir ve bu sekilde fobiler gelisir. Yapilan arastirmalarda sürekli strese maruz kalan çocuklarda yasamin ileri dönemlerinde yaygin fobik davranislar görülebilmektedir. Sürekli stres yaratan nedenler arasinda erken yasta anne veya babanin kaybi, anne veya babadan ayrilma, ev içinde siddete maruz kalma sayilabilir. Bazi bedensel hastaliklar , nörolojik ve psikiyatrik hastaliklarda fobik semptomlar görülebilir. Bu rahatsizliklarin ayirici tani yapilirken dikkate alinmasi gerekir.

    FOBİ BELİRTİLERİ NELERDİR ?


    Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karsilasildiginda anksiyete belirtileri ortaya çikar. Panik atakta görülen belirtilerin hemen hepsi fobik durumla karsilasildiginda ortaya çikabilir. Bu belirtilerden bazilari sunlardir:
    • Çarpıntı
    • Yüz kizarmasi
    • Titreme
    • Terleme
    • Bulanık görme
    • Nefes darligi
    • Agiz kurulugu
    • Yutkunma güçlügü v.b.

    Sosyal fobinin panik bozukluktan tek farki belirtilerin belli durumlarda ortayaçikmasidir. Panik bozuklugu olan kisiler ne zaman panik atak geçireceklerini bilirler ve panik atak geçirmemek için fobik durumlardan kaçinirlar. Örnegin asansör korkusu olan kisiler asansöre bindiklerinde panik atak geçirebilirler
    ve bundan korunmak için üst katlara merdivenlerden çikip inmeyi tercih ederler bu sekilde panik atak gelmesini önlerler. Yine uçak korkusu olan kisiler uçaga binmek yerine baska vasitalari kullanarak yolculuk etmeyi tercih ederler. Fobisi olan kisiler bu kaçinma davranisini kullanarak panik atak gelismesini önlerler.
    Panik bozuklugu olan kisilerde fobilerden farkli olarak panik ataklarinin ne zaman, nerede gelecegi belli degildir ve atagin gelmesi genelde önlenemez.

    Korku'dan fobi'ye


    Her canlı, birey olarak varlığını tehdit eden ya da tehdit riski taşıyan varlık ve durumlardan içgüdüsel olarak kaçınır. İnsan bilincinde bu kaçınma, korku olarak algılanmaktadır. Korku bu haliyle, kişinin varlığını, yaşamını sürdürmesine hizmet eden savunma sistemlerinin bir ön-uyarı mekanizmasıdır ve yaşamın sürdürülebilmesi için gereklidir. Örneğin, her insan şu ya da bu ölçüde köpekten korkar. Hafif ya da ağır, hatta ölüme neden olabilecek bir tehlike kaynağı olabilecek köpekten korkmak, olağandır ve gereklidir. Bir köpekten gelebilecek tehlike için gereken önlemleri alarak bu korkunun üstesinden gelebilmek, böylece bir köpekle fiziksel ya da duygusal temas kurabilmek düzeyinde tutulabilen köpek korkusu, hastalıklı bir durum olarak kabul edilemez. Çünkü bu haliyle, kişinin kontrolünden çıkmış, onun istencine hükmeden, sonuçta günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyen bir duygu-durum değildir. Korkunun, "kontrolden çıkması", yaşamın sürdürülmesi için gerekli olan bir ön-uyarı sistemiyle uyum sağlanamaması anlamındadır. Kişi, o korkunun, onu kaçınmaya zorladığı durumlardan kaçınmayı sağlayamaz ya da bu kaçınma, onu duygusal olarak rahatlatmaz. Yine endişe ve korku içindedir ve bu anksiyete onun günlük yaşamını istediği tarzda sürdürmesine olanak vermez. Onun, sanki kendi dışında işleyen bir mekanizma gibi, kendi istencine hükmeden bir dış güç gibi işlev görür. Bu haliyle, yaşama hizmet eden korku, yaşama karşı olan fobiye dönüşür.

    Korku olmayandan fobi'ye


    Belirli bir varlığa ve duruma bağlanamayan fobiler de vardır. Her şeyden önce, bireyin varlığını tehdit eden pek çok dış unsur olduğuna göre, pek çok korku ve fobi de vardır. Ancak kişinin varlığını tehdit eden dış unsurlar bazen, belirli bir varlık ya da duruma bağlı olmazlar. Kişinin, genel anlamda kendi varlığını tehdit altında algılaması durumunda, onun bilinç altına yansıyan, bu tanımlanmamış, bir nesne ya da durumla ilişkilendirilememiş, belirsiz anksiyete, kişinin bilinç altında işleyen bir mekanizmayla tanımlanabilir bir korku haline dönüştürülür. Korku haline dönüştüğü anda da, genel bir anksiyete olması sonucu, fobiye dönüşür.

    Fobilerin genel özellikleri


    Fobi toplumda sık görülen bir anksiyete bozukluğudur. Fobisi olan insanlar “fobik” diye adlandırılırlar. Yapılan araştırmalar toplumda %10 oranında fobi tespit etse de tahminen bu değer %25 dolaylarındadır. Fobiler halk arasında hastalıktan ziyade huy ya da kişilik özelliği olarak düşünüldüğünden tedaviye başvuranların sayısı azdır. Araştırmalarda fobi sıklığının beklenenden düşük çıkmasının en önemli nedeni budur. Kadınlarda erkeklere oranla iki buçuk kat daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Fobinin nedenleri konusunda farklı ekollerin farklı açıklamaları vardır. Freud, fobiyi bilinçaltı çatışmaları olarak tanımlar. Watson'a göre ise fobi, şartlı reflekse dayanır.

    Fobi belirtileri


    Korku yaratan obje, durum ya da aktivite ile karşılaşıldığında anksiyete belirtileri ortaya çıkar. Panik atakta görülen belirtilerin hemen hepsi fobik durumla karşılaşıldığında ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden bazıları şunlardır: Çarpıntı Yüz kızarması Yüzde kaşınma ve yanma hissi Titreme Terleme Bulanık görme Nefes darlığı Ağız kuruluğu Yutkunma güçlüğü Mide bulantısı Bilinç kaybı Ani tansiyon düşüşü Bayılma vb.

    Fobilerin Tedavisi


    Fobilerin tedavisinde ilaç ve psikoterapi birlikte uygulanır. İlaç tedavisi çoğu kez yeterli değildir ve antidepresan ilaçlar kullanılır. Fobilerin tedavisinde en sık başvurulan yöntem, kişinin korkusuyla yüzleşmesinin sağlanmasıdır. Kişinin, anksiyete yaratan varlık ya da durumun üstüne giderek anksiyeteyi nasıl yaşadığını ve onunla nasıl başa çıkabileceğini öğrenmesi istenir.

    Sosyal fobi:

    Sik görülen türlerden birisi sosyal fobidir. Sosyal anksiyete duyan kisiler baska insanlarin kendilerini yargiladigi ve negatif degerlendirdigi düsüncesi ile yetersizlik, asagilanmislik hisseder ve hayal kirikligina ugrarlar. Bu kisiler yalniz baslarina kaldiginda sikinti duymazlar ve anksiyete belirtilerinin sosyal aktivitelerle direk ilgisi vardir. Sosyal fobikler yabancilarla tanismaktan,tanimadiklarinin yaninda konusmaktan veya hareket etmekten rahatsizlik duyar.

    Yanlis bir sey yapacak, söyleyecek ve sanki insanlar onunla alay edecek, onu yadirgayacak, asagilayacak, herkesin içinde rezil olacak gibi hisseder. Konusurken herkes ona bakiyormus gibi gelir. Yaptiklari en ufak hatalar gözlerinde çok büyür, rezil olduklarini düsünürler. Özgül sosyal fobide topluluk önünde konusamama gibi belirli bir duruma özgül olarak anksiyete gelismesi gözlenirken yaygin sosyal fobide hemen hemen bütün sosyal aktivitelerde anksiyete olusur.

    Sosyal fobi su durumlarda ortaya çikabilir:

    • Topluluk içinde konusma
    • Partiye katilma, yabancilarla tanisma gibi sosyal aktiviteler
    • Bir is yaparken baskalari tarafindan izlenme
    • Patron veya amir gibi üstleri ile konusma
    • Karsi cinsten birileri ile tanisma veya bulusma
    • Umumi tuvaletleri kullanma
    • Telefonda konusma
    • Baskalarinin yaninda yazi yazma
    • Herkesin içinde yüz kizarmasi veya kontrolünü kaybetme korkusu v.b.

    Bu hastalar korktuklari durumlarla karsilastiklarinda anksiyeteleri artar. Örnegin sosyal fobisi olan bir ögrenci ders anlatmaya kalktiginda dili tutulur, yüzü kizarir, söyleyeceklerini unutur, herkes ona bakiyormus gibi gelir ve bu nedenle performansi düser. Bu hastalar korkularinin anlamsiz oldugunun farkindadir ancak korkularina engel olamazlar. Sosyal fobinin utangaçliktan ayrilmasi gerekir. Yeni bir ortama giren veya yeni insanlarla tanisan hemen herkes az da olsa anksiyete yasayabilir, ancak bu her zaman rahatsizlik olarak tanimlanamaz. Bu anksiyetenin sosyal fobi olarak tanimlanabilmesi için sikinti duyan kisilerin sosyal ortamlardan kaçinmasi gerekir. Sosyal fobiklerin en önemli özelligide sikintiyi duymamak için yaptiklari bu kaçinma davranislaridir.

    Utangaç insanlar yeni bir ortama girdiginde sikinti duyabilirler fakat sikintiya girmemek için sosyal aktivitelerini kisitladiklari pek görülmez. Ayirici tanida buna dikkat etmek gerekir. Hastalarin hissettikleri anksiyete çok siddetli olmakta ve bu duygulari yasamamak için basvurduklari kaçinma davranislari bu kisilerin evde, iste, okulda ve diger sosyal ortamlarda performansini düsürmekte ve iliskilerin bozulmasina yol açmaktadir. Okul basarisi düsmekte, iste verim azalmakta veya esler arasinda sorunlar ortaya
    çikmaktadir. Ortaya çikan sosyal izolasyon kisiyi çogu zaman depresyona sürüklemektedir.Bir baska yaklasimda ise kisiler bu sikintilarindan kurtulabilmek için alkol kullanimina yönelmektedir. Yapilan arastirmalarda bu hastalarda alkol ve madde bagimliligi normal topluma göre daha siktir. Bunun en önemli nedeni alkolün hastalar tarafindan anksiyete giderici olarak kullanilmasidir.
    Agorafobi:
    Agorafobi kisinin kolayca kaçamayacagi ortamlara girdiginde ortaya çikan yaygin anksiyete duygusudur. Yalniz basina sokaga çikmak, kalabalik bir alanda bulunmak veya araba, otobüs ve uçak gibi araçlarla seyahat etmek bu yerler arasinda sayilabilir.

    Sik görülen fobilerdendir. Sokakta rahatsizlanacagini düsünen bu kisiler evden disari çikamaz hale gelir. Panik atak geçirenlerde agorafobi siktir.
    Özgül fobiler:
    Özgül fobiler belli obje ve durumlara karsi asiri korku duymak olarak tanimlanabilir.Korku duyulan obje ve durumla gerçek hayatta karsilasma veya televizyon ve gazete gibi basin yolu ile karsilasma ayni sekilde korku yaratabilir. Özgül fobiler genelde çocukluk çaglarinda baslar, ancak yirmi yaslarinda rahatsizlananlar
    da sıktır.

    Sik görülen özgül fobiler sunlardir:
    • Hayvanlar (yilan, köpek, kus v.b.)
    • Böcekler (örümcek, ari v.b.)
    • Yükseklik korkusu
    • Asansör korkusu
    • Uçaga binmek yada araba kullanmak
    • Kan görmek veya enjeksiyon yaptirmak v.b.
    • Fobi türleri burada tek tek anlatilamayacak kadar çoktur. Hepsi ayri ayri tanimlanmistir ve yeni fobiler de tanimlanmaya devam etmektedir.

    FOBİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?


    Fobiler tedavi edilmedigi taktirde çok uzun zaman devam edebilir, aslinda tedavi olmaksizin düzelen hasta sayisi azdir. Fobi tedavisinde amaç kisinin kaçinma davranisini önlemek ve belli durumlarda ortaya çikan anksiyeteyi azaltmaktir. Tek basina ilaç tedavisi genelde yeterli degildir. Bunun için antidepresan ilaçlarla birlikte degisik psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. Fobilerde en sik kullanilan terapi yöntemi yüzlestirme (exposure) tedavisidir. Bu yöntemde hastanin korku yaratan durum veya nesnenin üzerine giderek ortaya çikan anksiyete ile basa çikmasi ögretilir. Anksiyete ile basa çikma tedavisinde gevseme teknikleri ve bilissel davranisçi tedavilerden yararlanilir.

    Terapi gruplari, aile tedavisi ve bireysel psikoterapiler kullanilan diger terapi yöntemleridir. Tedavi süresi hastaligin siddeti, yayginligi ve hastanin özelliklerine göre degisir. Ilaç tedavisine yanit ilk birkaç haftada alinir. Ancak tam düzelme daha uzun zamanda gerçeklesir. Tedavi ile tam düzelme saglansa da ilaçlara bir yil devam etmek gerekir. Ilaçlari doktor kontrolünde kullanmak ve kontrollü kesmek önemlidir. Bazi hastalarda daha uzun süre tedaviye devam etmek gerekebilir. Fobiye bagli olarak alkol bagimliligi gelismis ise fobinin tedavi edilmesi ile bagimliligin tedavisi kolaylasir. Altta yatan fobi belirtilerini ortadan kaldirmadan bagimliliktan kurtulmak zordur.

    Fobi Çeşitleri


    Ablütofobi: Yıkanmaktan korkma Agirofobi: Caddelerden ya da caddelerde karşıdan karşıya geçmekten korkma Agorafobi: Açık yer ya da kalabalık korkusu Ailurofobi: Kedilerden korkma Akluofobi: Karanlıktan korkma Akrofobi: Yüksek yerlerden korkma Akustikofobi: Belirli seslerden korkma Algofobi: Acı çekmekten korkma Amatofobi: Toz korkusu Amnezifobi: Hafızasını kaybetmekten korkma Androfobi: Adamlardan korkma Anemofobi: Fırtına korkusu Antlofobi: Sel korkusu Antropofobi: Insanlardan korkma Apifobi: Arılardan korkma Arakibutirofobi: Yerfıstığı ezmesinin, yerken, damağa yapışmasından duyulan korku Araknofobi: Örümceklerden korkma Aritmofobi: Sayılardan korkma Asimetrifobi: Simetrik olmayan şeylerden korkma Astenofobi: Güçsüz olmaktan korkma Astrafobi: Şimşek korkusu Ataksofobi: Düzensizlikten korkma Atelofobi: Mükemmel ol(a)mamaktan korkma Aviofobi: Uçuş korkusu Ballistofobi: Silahtan ya da mermilerden korkma Batofobi: Derinlik ya da yüksek binaların yanından geçme korkusu Batrakofobi: Kurbağa, semender gibi çiftyaşayışlı (amfibyen) hayvanlardan korkma Belonefobi: Iğnelerden korkma Bibliyofobi: Kitaplardan korkma Bromidrosifobi: Vücut kokusundan korkma Brontofobi: Gökgürültüsünden korkma Dentofobi: Dişçiden korkma Dermatopatofobi: Deri hastalıklarından korkma Eisoptrofobi: Aynalardan korkma Elektrofobi: Elektrikten korkma Emetofobi: Kusmaktan korkma Entomofobi: Böceklerden korkma Epistaksiyofobi: Burun kanamasından korkma Eritrofobi: Yüz kızarmasından duyulan korku Erotofobi: Cinsellik korkusu Farmakofobi: Ilaçlardan korkma Fazmofobi: Hayaletlerden korkma Febrifobi: Yüksek ateşten korkma Filemafobi: Öpmekten ya da öpüşmekten korkma Filofobi: Sevmekten, âşık olmaktan korkma Fobofobi: Korkmaktan korkma Fotofobi: Işıktan korkma Gametofobi: Evlenmekten korkma Gefirofobi: Köprülerden geçmekten korkma Gerontofobi: Yaşlı insanlardan ya da yaşlanmaktan korkma Glossofobi: Topluluk önünde konuşmaktan korkma Haptofobi: Dokunulmaktan korkma Harpaksofobi: Hırsızlardan ya da bir suçun kurbanı olmaktan korkma Helyofobi: Güneşten korkma Hematofobi: Kan korkusu Herpetofobi: Sürüngenlerden korkma Hidrofobi: Sudan, yüzmekten ya da boğulmaktan korkma Higrofobi: Nemden ya da yağmurdan korkma Hipegiyafobi: Sorumluluktan korkma Hipnofobi: Uyumaktan korkma Hipofobi: Atlardan korkma Homiklofobi: Sisten korkma Homofobi: Eşcinsellerden korkma Ihtiyofobi: Balıklardan korkma Jinefobi: Kadınlardan korkma Kakofobi: Çirkinlikten, çirkin şeylerden korkma Kakorafiyafobi: Başarısız olma korkusu Kanserofobi: Kanser olmaktan korkma Kardiyofobi: Kalp hastalığından korkma Karnofobi: Etten korkma Katagelofobi: Dalga geçilmekten korkma Kemofobi: Kimyasal madde korkusu Keymafobi: Kıştan ve soğuktan korkma Kimofobi: Dalgalardan korkma Kinofobi: Köpeklerden korkma Klimakofobi: Merdivenden düşmekten ya da merdivenlerden korkma Klostrofobi: Kapalı yer korkusu Koprofobi: Dışkı korkusu Koulrofobi: Palyaçolardan korkma Kremnofobi: Yüksek yamaçlardan ya da uçurumlardan korkma Kriyofobi: Buzdan ya da donmaktan korkma Kronomentrofobi: Saatlerden korkma Ksantofobi: Sarı renten korkma Ksenofobi: Yabancılardan korkma Ksilofobi: Tahta şeylerden ya da ormanlardan korkma Limnofobi: Göllerden korkma Litikafobi: Davalardan ve mahkemelerden korkma Logofobi: Belirli sözcüklerden korkma Lökofobi: Beyaz renkten korkma Manyofobi: Delirmekten korkma Mastigofobi: Cezalandırılmaktan korkma Mekanofobi: Makinelerden korkma Melanofobi: Siyah renkten korkma Mikrobiyofobi: Mikroplardan korkma Mizofobi: Kirlilikten korkma Monofobi: Yalnızlıktan korkma Musofobi: Farelerden korkma Nekrofobi: Cesetten korkma Nelofobi: Camdan korkma Niktofobi: Geceden korkma Nozokomefobi: Hastanelerden korkma Nüdofobi: Çıplaklıktan korkma Obesofobi: Şişmanlamaktan korkma Ofidiyofobi: Yılanlardan korkma Okofobi: Taşıt araçlarından korkma Osmofobi: Belirli kokulardan korkma Pantofobi: Herşeyden korkma Papirofobi: Kağıttan korkma Paraskavedekatriafobi: Ayın onüçü ve cuma olan günden korkma Patofobi: Hasta olmaktan korkma Pedofobi: Çocuklardan korkma Peladofobi: Kel insanlardan ya da kelleşmekten korkma Penyafobi: Fakirlikten korkma Pirofobi: Ateşten korkma Plakofobi: Mezar taşlarından korkma Pogonofobi: Sakaldan ya da sakallı kişilerden korkma Politikofobi: Politikacılardan korkma Porfirofobi: Mor renkten korkma Potamofobi: Irmaklardan ya da su akıntılarından korkma Potofobi: Alkollü içeceklerden korkma Pteronofobi: Kuş tüyünden korkma Pupafobi: Kuklalardan korkma Radyofobi: Radyasyondan, X ışınlarından korkma. Ranidafobi: Kurbağalardan korkma Selenofobi: Aydan korkma Siderofobi: Yıldızlardan korkma Simetrofobi: Simetriden korkma Skiofobi: Gölgelerden korkma Sosyofobi: Toplumdan, genel olarak insanlardan korkma Soteriofobi: Başkalarına muhtaç olmaktan korkma Tafefobi: Diri diri gömülmekten korkma Takofobi: Yüksek hızdan korkma Talassofobi: Deniz ya da okyanus korkusu Tanatofobi: Ölümden korkma Teknofobi: Teknolojiden korkma Teratofobi: Gebe kadının, biçimsiz, çirkin bir çocuk doğurmaktan korkması Termofobi: Isıdan korkma Testofobi: Testlerden ya da sınavlardan korkma Tokofobi: Gebe kalmaktan ya da çocuk doğurmaktan korkma Tomofobi: Ameliyat olmaktan korkma Toksifobi: Zehir korkusu Topofobi: Belirli yerlerden korkma Travmatofobi: Yaralanmaktan korkma Trikinofobi: Gıda zehirlenmesinden korkma Triskaidekafobi: 13 sayısından korkma Tripanofobi: Aşı ya da iğne olmaktan korkma Trikopatofobi: Saç hastalıklarından korkma Ürofobi: Sidikten korkma Venereofobi: Zührevi hastalıklardan korkma Venüstrafobi: Güzel kadınlardan korkma Vermifobi: Solucanlardan korkma Zelofobi: Kıskançlıktan korkma Zoofobi: Hayvanlardan korkma
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2020-11-10 08:27:46

    Cevap :
    Sözlükte PANİK ATAK Nedir:
    Panik atak, Depresyon Panik atak bir tür anksiyete (kaygı, korku, endişe karışımı bir duygu durumu)bozukluğudur. Yaşam sürecinde yaşanan kayıplar, travmatik yaşantılar, hatalı bilişsel kodlamalar sonucunda gelişir. Panik-Atak hastaları ilerleyen süreçte mutlaka fizyolojik bir hastalıkları olduğuna inanırlar ve doktor doktor dolaşırlar. Yapılan tahlillere ve çekilen filmlere de inanmayarak fizyolojik bir rahatsızlıkları olduğu ancak bunu hiç bir doktorun tespit edemediği düşüncesini sürdürürler. Bir kaç kez acil servise taşınırlar. Yaşadıkları fizyolojik belirtiler (semptomlar) o kadar yoğundur ki kimseye dertlerini anlatamamaktan yakınırlar. O anda bayılacakmış ya da ölecekmiş hissine kapılırlar. Yakınlarından birisine bir zarar gelecek endişesi yaşarlar. Bu his fiziksel semptomları ve atağı harekete geçirir. Hasta bir süre sonra atak geçireceği korkusuyla açık alanlarda bulunmaktan korkmaya başlar ve agorafobi (açık alan korkusu) geliştirebilir. Tüm bunların altında yatan hatalı bilişsel kodlamalardır ki biz bunlara olumsuz otomatik düşünceler ve disfonksiyonel sayıltılar deriz. Bunların çözümlenebilmesi için en etkili yol BİLİŞSEL-DAVRANIŞÇI TERAPİdir. İlaç tedavisi sadece hastanın rahatsızlık düzeyini hafifletir. Hastalığın kaynağını kurutmaz. Yani bataklığın üzerine örtü örtmek gibidir. Bataklığı görmezsiniz ancak örtünün altında sizi rahatsız etmeye devam eder. Bu rahatsızlık ömür boyu ilaç kullanmayı asla gerektirmez. Panik Atak Nedir ? Panik atak en kısa ve öz tabiri ile ani olarak ortaya çıkan endişe - kaygı nöbetidir. Bu endişe ve kaygı nöbeti kişinin vücudunda bazı fiziksel belirtilerle kendini gösterir, bu yüzden de çoğu zaman kişide yoğun bir korku ve rahatsızlık duygusu yaratır. Bu yoğun korku duygusu içinde kişi, çok kötü birşey olacağını, onun için sonun geldiğini, öleceğini veya kalp krizi geçireceğini düşünür. Bu şekilde yoğun bir korku içinde olan kişi doğal olarak o ortamdan kaçmak, uzaklaşmak ister, yardım alabileceği bir sağlık kuruluşuna gitmek ister. Çoğu zaman gidilen bir hastanede veya acil serviste herhangi bir girişimde bulunmaksızın bu belirtiler geçer ve kişi kendini iyi hisseder. Panik nöbeti sırasında aşağıdaki belirtiler görülebilir. Bu belirtilerden dört tanesinin görülmesi çoğu zaman yeterli olur. Genel olarak kişiler nöbetler sırasında bu belirtilerde 7-10 arası belirti yaşamaktadırlar. 1 - Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama 2 - Terleme 3 - Titreme ya da sarsılma 4 - Nefes darlığı ya da boğuluyor gibi olma 5 - Soluğun kesilmesi 6 - Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkıntı duyma 7 - Bulantı ya da karın ağrısı 8 - Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş ya da bayılacakmış gibi olma 9 - Derealizasyon ya da Depersonalizasyon (Dış dünya yada kendisi gerçekliğini kaybetmiş gibi hissetme). 10- Kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu 11- Ölüm korkusu 12- Uyuşma ve karıncalanma duygusu 13- �şüme ürperme ve ateş basması Panik Atak Türleri Atağın başlaması ile tetikleyici durumların olup olmadığı arasındaki değişik ilişkilere göre panik atağının üç özgül türü tanımlanır: 1) Beklenmedik Panik Ataklar: Panik atağının başlamasını tetikleyen bir durum yoktur ( birden, kendiliğinden ortaya çıkar) . 2) Duruma Bağlı Panik Ataklar: Panik atağın başlamasını tetikleyen bir durum vardır ya da tetikleyen böyle bir durum olacağı beklentisiyle panik atak ortaya çıkar ( örn. Bir köpek görmek her zaman panik atağının ortaya çıkmasına neden olur ). 3) Durumsal Yatkınlık Gösteren Panik Ataklar: Daha çok tetikleyen bir durum olmasıyla ortaya çıkar, ancak her zaman böyle tetikleyen bir durumun olması gerekmediği gibi bu panik ataklarının bu atakları tetikleyen durumla karşılaşmadan hemen sonra ortaya çıkması da gerekmez ( örn. Ataklar daha çok araba sürerken ortaya çıkmaktadır, ancak kişinin araba sürdüğü ve bir panik atağının olmadığı zamanlar da vardır, panik atağının yarım saat araba kullandıktan sonra ortaya çıktığı zamanlar da vardır.) Panik Atak ve İlaç Tedavisi Tedavide ilk yaptığımız şey panik atağın ne olduğunu hastamıza anlatmaktır. Panik atak tedavisi iki bacak üzerine oturur. Bunlardan biri ilaç tedavisi ikincisi psikoterapidir. Psikoterapide kişi panik atağı kendi kendisine durdurmayı öğrenir. Bunun için de mekanizmasını anlaması gerekir. Psikiyatrist panik atağı nasıl durduracağıyla ilgili tetkikleri öğretir, bunları uygulamaya koyar, sonra da denemeler yapmasını ister ve bunların sonunda hastanın sonuca ulaşması sağlanır. Yani kişi kendi kendine yardım etmesini öğrenir. Bunun yanında da ilaçla tedavi yapılır. Burada kullanılan ilaçlar antidepresanlardır. Çok uzun olmamak kaydıyla da tedaviye yeşil reçeteyle satılan bazı ilaçlar daha eklenebilir. Halk arasında çok yanlış bir inanış vardır. "Panik atak tedavi edilmez" diye düşünülür. Oysa panik atağın tedavisi vardır. Tedavide başarı yüzde 90'ın üzerindedir. Ancak bunun için psikoterapi ve ilaç tedavisinin doğru olarak uygulanması gerekir. Sadece ilaç tedavisi uygulandığında panik atağın tekrarladığı görülür. O zaman hastalar "İlaca rağmen panik atak yine başladı ve ben başa dönüyorum" diye daha büyük bir paniğe kapılırlar. Hastalar psikoterapi seanslarında panik atağı durdurmayı öğrenmedikleri, nasıl baş edebileceklerini bilmedikleri için panik atağın tekrarlama riski vardır. Bu nedenle ilaç tedavisi ve terapi birlikte yürütülmelidir. İlaç nasıl bir mekanizmada işliyor? Beyinde iletiyi sağlayan bazı maddeler vardır. Bunlar bizim sağlıklı düşünmemizi, duygu durumumuzu düzenleyen maddelerdir. Bu maddelerin sinirler arasındaki geçiş yerlerindeki seviyeleri çok önemlidir. Bunlar halk arasında tanınan seratonin gibi maddelerdir. Stresle birlikte seratonin seviyesi olması gerektiğinden daha düşük bir düzeye iner. Bu ilaçlar o seviyeyi olması gereken yere çıkarır. Olayı bir maratoncu örneğiyle açıklayabiliriz. Bir maratoncu koşar, koşu sonrasında su ve tuz kaybeder, yorulur. O maratoncunun tekrar gücüne ulaşması dinlenerek de mümkündür ama su ve tuzu da yerine koyduğunda daha kolay olur. Panik atak hastasında da durum aynıdır. Hem panik atak öncesinde gündelik hayatında yaşadığı bir stres vardır. Hem de panik atağın getirdiği bir stres vardır. Dolayısıyla seratonin seviyesinde azalma olmuştur. İlaçlar bu seviyeyi olması gereken yere çıkarır. İlaç ne kadar kullanılmalıdır? İlaçların çoğu iki-üç hafta sonra gerçek etkilerini gösterir. Bu süreden erken dönemde de etkisini gösterebilir, ama üç haftanın sonunda gerçek etki ortaya çıkar. "Bu ilaç etkili ya da etkili değil, başka bir ilaca geçilmesi gerek" kararı için ilacın bir ay kullanılması şarttır. Kişi uzun süre aynı ilacı kullanıyor ve panik atağı geçmiyorsa ilacı değiştirmek ya da dozunu ayarlamak gerekir. İlaç tedavisi başarılı olduğunda da hemen bırakılmamalıdır. "Ben iyileştim panik atak artık olmuyor" diye ilacı bırakmak büyük bir hata olur. Hasta ilaç etki ediyor diye düzelmiştir ve ilacı bıraktığında panik atak yine ortaya çıkar. Yan etkileri var mı? İlaçların gruplarına göre birtakım yan etkileri vardır. Mesela seratonin mekanizmasına etki eden antidepresanlarda hafif bulantı olabilir. Akşam alındığında uykusuzluk, kasılmalar olabilir. Ama yeni ilaçların yan etkileri çok daha azdır. Bunlar bağımlılık yapmazlar ama kesilmesi sırasında bazı belirtiler gösterebilirler. Birden kesildiği zaman çeşitli oranlarda huzursuzluk ve endişe görülür. Bunlar hekim tavsiyesi üzerine kademeli olarak azaltılarak kesilmelidir. Bir de yeşil reçeteyle alınan ilaçlar vardır ki bunlar bağımlılık yapar. Bu nedenle bu tür ilaçları belirli bir süreden fazla kullanmamak lazım. Birçok kişi panik atağı geçtiğinde bu kez de ilaçları bırakmak için başka bir tedavi görmek zorunda kalır. Panik Atak Hastaların Düşünce ve Davranış Özellikleri Panik bozukluğu; sosyal ve mesleksel işlevsellikte ciddi sorunlara yol açan, panik atakları, beklenti gerginliği, fobik kaçınma, yeti yitimi ve sağlık konusunda endişe gibi bileşenleri olan gerileme ve yinelemelerle giden bir hastalıktır. Bu bozukluğun temel özelliği ani korku dönemleri şeklinde ortaya çıkan, bedensel belirtilerle karakterize, yineleyici ve beklenmeyen panik ataklarıdır. Panik bozukluğu tanısı konulabilmesi için hastanın en az iki "beklenmedik panik atağı" bulunması gerekir. Kendiliğinden panik atağı, tanı için olmazsa olmaz ön koşuldur. Panik atağında sempatik ve parasempatik uyarılmaya ait bedensel belirtiler birkaç dakika içinde hızla ortaya çıkarak kişiye şiddetli bir korku, genellikle de ölüm korkusu yaşatmaktadır. Diğer özellikleri agorafobi (kapalı alan korkusu) ve beklenti anksiyetesidir. Agorafobi: Panik atağının ya da panik benzeri belirtilerin çıkması halinde kişinin yardım alamayacağı ya da kaçıp kurtulmanın zor olacağı yer ve durumlarda bulunmaktan anksiyete duyma şeklinde tanımlanır. Agorafobi çoğu kez panik bozukluğuna ikincil olarak gelişir. Ancak panik bozukluk öyküsü olmadan da agorafobi görülebilir. Kişi bu durum ve yerlerden mümkün olduğunca kaçınmaktadır. Agorafobik kaçınma çok sayıda yer ve durumu içerir. Bunlar içinde toplu taşım araçları (otobüs, metro, uçak, tren, gemi vb), kalabalık ortamlar (süpermarket, sinema, pazar yeri, stadyum vb), kuyrukta beklemek, kapalı yerler (asansör vb), sokakta yürümek, evden uzağa gitmek, evde tek başına kalmak, alanlar (tarla, geniş cadde), yüksek yerler, köprüler yer alır. Agorafobi işe gitmede, ev işlerini yapmada, sosyal ilişkilerini sürdürmede zorluklar yaratarak toplumsal ve mesleki işlevsellikte bozulmaya yol açar. Ağır agorafobikler tek başına evden çıkamadığı için giderek başkasına bağımlı hale gelirler. Beklenti Anksiyetesi: Panik atağı geçiren kişiler o ürkütücü anı yeniden yaşamak istemezler. Birkaç atak sonrası ile beklenti anksiyetesi yani yeni bir atak geçirme beklentisi ve korkusu gelişir. Beklenti anksiyetesinin üç öğesi vardır: 1. Bir panik atağı geçirmekle ilgili olan huzursuz edici ve endişeli, yoğun düşünce uğraşları, 2. Yine atak olacak ve bu tehlike yaratacak inancı ve beklentisi, 3. Korkuyla oluşan bedensel duyumlardan korkmak. Hastalar bir süre sonra ataklara ve ataklar sırasında gerçekleşeceğine inandıkları felaketlere karşı önlemler almaya ve kimi davranışları değiştirmeye başlarlar. Panik bozukluğunda ataklara karşı alınan önlemler: 1- İşe gitmemek, evden çıkmamak 2- Ev işi, spor, gezi, yürüyüş, cinsel ilişki gibi efor gerektiren etkinliklerden vazgeçmek 3- Atak sırasında bayılma, ölme ve fenalaşma halinde olacakları için önlem almak: etek yerine pantolon giyme (bacakları görünmesin diye), yanında fazla para bulundurmama, takı takmama (çalınmasın diye) 4- Ataklara neden olduğuna inandıkları şeyleri yiyip içmemek (çay, kahve, kola, sigara, bazı yemekler) 5- Atakları önlemek için gereğinden fazla yemek yemek 6- Evden çıkarken alkol, madde, ilaç kullanmak 7- Atakları önleyeceğini düşündükleri şeyleri yanında taşımak (su, alkol, ilaç, bisküvi, şeker, kolonya) 8- Atak sırasında gerekli olabileceğini düşündükleri şeyleri yanında taşımak (kendi evinin, eşinin adres ve telefonları, doktorunun adres ve telefonu) 9- Atak sırasında yardım alabilmek için; bütün günü hastane bahçesinde geçirmek, güzergahını hekim, acil servis, eczane bulunan yerlerden seçmek 10- Kontrol kaybı ve çıldırmaya karşı; evdeki bıçakları kilit altında tutmak, çocuklarından uzak durmak, balkon kapısını, dış kapıyı kilitli tutmak, olası intihar kaynağı olabilecek ilaç, çamaşır suyu vb malzemeyi kilit altında tutmak
    Cevap Yaz Arama Yap

    Kolay Bulmaca Cevabı Bulma Robotu

    Cevap Yaz

    Bilgilendirme: Bulmaca sözlüğümüzde Haberturk, Hürriyet, Sözcü ve Posta gazetesinin günlük kare ve çengel bulmacalarının cevapları ve Bulmacahane, CodyCross, Words Of Wonders Guru, WOW Guru gibi bulmaca oyunlarının cevapları yayınlanmaktadır. Ayrıca diğer gazete bulmaca cevapları, bulmaca kitabı, çapraz, karışık bulmaca cevaplarınıda sözlüğümüzde bulabilirsiniz. Bulmaca sözlüğümüzden arama yaparak bulmaca sorunuzdaki cevabı kolayca bulabilirsiniz. Eğer cevap henüz sitemize eklenmemiş ise soru sor butonuna tıklayarak hemen cevap verilmesini sağlayabilirsiniz.

    Yakın zamanda para ödüllü online bulmaca çözebileceğiniz bulmaca servisimiz yayına alınacaktır. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak en iyi bulmaca çözenler listelerimiz olacak.

    Sözlüğümüzde cevabını bulabileceğiniz bulmaca çeşitleri: CodyCross bulmaca soruları, çengel bulmaca, kare bulmaca, sudoku bulmaca, rakam bulmaca, kelime şifre bulmaca, altıgen çengel bulmaca, halka bulmaca, sözcük avı, yapboz bulmaca, labirent bulmaca, mozaik bulmaca, resimli kelime bulmaca, 7 farkı bulun, lekare bulmaca ve kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları.

    Ayrıca bulmaca cevapları sözlüğümüzde aradığınız kelimenin eş anlamı, mecazen ve mecaz anlamları, eski dildeki karşılıkları, osmanlıca karşılıklarıi, zıt anlamlarını bulabilirsiniz.

    Unutmayın bulmaca çözmek zekanızı geliştirdiği gibi çağımızın en kötü hastalıklarından biri olan alzheimer içinde doktorlar tarafından en önerilen çözümlerden biridir. Şimdiden güzel, sağlıklı günler dileriz..



    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.