İşte Cevaplar
Cevap : BÖRKLÜCE MUSTAFA ( ? - 1419)
Osmanlı ayaklanmacı. Şeyh Bedreddin adına bir ayaklanmaya önderlik etmiştir.
Doğum yeri ve tarihi bilinmemektedir. Dede Sultan adıyla da anılır. I. Bayezid’in 1403’te ölümünün ardından oğulları arasında başlayan taht kavgaları sırasında Şehzade Musa Çelebi Edirne’de hükümdarlığını ilan etmiş ve Şeyh Bedreddin’i de kazasker atamıştı. Bu dönemde Şeyh Bedreddin’in kethüdalığını yapan Börklüce Mustafa, Çelebi Mehmed’in 1413’te tahta geçmesi üzerine İznik’e sürgüne gönderilen Şeyh Bedreddin’in düşüncelerini yaymaya başladı. İzmir ve Aydın çevresinde büyük bir kitleyi kendisine bağlayan Börklüce, Sakız Adası’ndaki Hıristiyanlar arasında da pek çok yandaş topladı. Bu sırada Şeyh Bedreddin’in müritlerinden Torlak Kemal de Manisa çevresinde ayaklanma hazırlıkları yapıyordu
Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal, Çelebi Mehmed’in Tesalya ve Selanik yöresinde hükümdarlığım ilan etmeye kalkışan kardeşi Mustafa Çelebi üzerine yürümesinden yararlanıp ayaklanmayı Karaburun’da başlattılar, Börklüce’nin yandaşları yaklaşık beş bin kişiydi. Önce üzerine gönderilen İzmir Sancakbeyi Aleksandr’ı yenerek öldürdü. Ardından Saruhan Sancakbeyi Timurtaş Paşazade Ali Bey’i de bozguna uğratınca Çelebi Mehmed, Sadrazam ve Beylerbeyi Bayezid Paşa ile oğlu Şehzade Murad’ı (II. Murad) büyük bir güçle Börklüce üzerine gönderdi.
Bayezid Paşa, önemli kayıplara uğramasına karşın Börklüce’yi ele geçirdi. Ayasuluğ’a (Selçuk) götürerek yandaşlarıyla birlikte işkenceyle öldürttü (1419). Ölümünden sonra Dede Sultan’ın yaşadığı söylencesi yörede yaygınlık kazandı ve birçok halk şiirine konu oldu.
Bayezid Paşa ile Şehzade Murad Börklüce ayaklanmasını bastırdıktan sonra Manisa’ya Torlak Kemal’ in üzerine yürüdüler. Üç bin kişiyi bulan yandaşlarıyla Torlak Kemal’i de ele geçirip astılar.
Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : Börklüce Mustafa, Şeyh Bedreddin'in başlıca müridi, Türkmen Alevi halk önderi. 14. yüzyılın ikinci yarısı ile 15.yüzyıl başında yaşadı. Günümüzün komünist sistemini andıran bir sistem vazederek, 1415-1416 yıllarında Karaburun Yarımadasında etrafına topladığı Türkmen köylüler,Rum denizciler ve Yahudi tüccarlar ile toplanan fahiş vergilere ve yapılan haksızlıklara isyan etti. Nazım Hikmet, Şeyh Bedrettin Destanı'nda "yarin yanağından gayri paylaşmak her şeyi"dizeleri ile Börklüce Mustafa'nın yaydığı öğretiyi anlatmış, Bedreddin'i ve Börklüce'yi günümüzde de popüler hale getirmiştir.
Ege'de isyana zemin hazırlayan ortamın oluşması
Aydınoğulları'nda deniz cephesinde gaza herzaman ilk planda olmuş idarelerindeki Hıristiyanlara karşıda hoşgörüsüz olmuşlardır. İmparatorluk olma yolunda ilerleyen Osmanlılar ise Türk birliğini sağlamak adına bunun tam tersini yapıyorlardı. Yıldırım Bayezid ele geçirdiği Aydın ve Menteşe donanmalarıyla başta Karaburun karşısındaki sakız adası olmak üzere Ege adalarına egemen olma peşindeydi. Bu hedefi gerçekleştirmek için atılan adımlardan biride Anadolu'dan adalara buğday ihracının yasaklanmasıydı. Bu durum yöredeki her kesiminden halkı zor durumda bırakmıştı. Fakat bölge asıl felaketi Timur'un istilasıyla yaşadı. Tatarlar Aydın yöresini harabeye çevirdi. Ankaradan gelen Timur'un İzmiri zaptetmesi bölgeyi sıkıntıdan kurtarmadı fakat Timur'un, Yıldırım Bayezid'in koyduğu ticari kısıtlamaları kaldırması bölge ekonomisinin biraz canlanmasına sebep oldu. Bu durum yıllarca Osmanlıların gereksiz tedbirleriyle yokluk çeken halkın bilinçaltına yerleşmişti.
Osmanlı Devleti'nin 1402 yılında Ankara Savaşı'ndan mağlup çıkması ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesinin ardından Aydınoğulları yeniden bölgeye hakim olmuş yeni fethedilen İzmir ile birlikte genişlemişti. 1405'te yeniden Osmanlı idaresine giren bölge, Yıldırım Bayezid'in oğulları arasında süren taht kavgası ile birlikte ülkenin içinde bulunduğu iç savaş ortamınında ekonomik yükünü sırtında taşıyordu. Hem Anadolu hem de Rumeli ayaklanmalara oldukça müsait şartlara sahipti ve Osmanlı iktidarının zayıf düşmesi ile kargaşalık hüküm sürmekteydi.
Börklüce Mustafa'nın Karaburun'daki faaliyetleri
Börklüce Mustafa 14. yüzyılın sonlarında Aydın yakınlarındaki köyünü ziyaret eden Şeyh Bedreddin'in müridi oldu. Bir dönem Sisam Adasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Fetret Devrinde 1411-1413 yılları arasında Edirne'de Musa Çelebi'nin kazasker'i olan Bedreddin, Börklüce Mustafa'yı yanına kethüda olarak aldı. Fetret Devri sona erince Bedreddin İznik'e sürgüne gönderildi, Börklüce ise Aydın'a döndü. Burada Osmanlı idaresinden memnun olmayan köylüleri ve yoksul dervişleri etrafına toplayarak din ayrımı gözetmeyen bir anlayışla, paylaşımcı ve ciddi bir köylü hareketi örgütleyerek isyan etti.
Günümüzde Börklüce Mustafa'yı komünist fikirler uğruna isyan eden ilk kişi olarak görenler de vardır. Türkmenlere vaaz ve öğretilerinde; kadınlar müstesna, erzak, giyim kuşam, hayvan ve arazi gibi şeylerin hepsi herkesin müşterek malıdır diyen Börklüce etrafına topladığı köylülere "Ben senin emlakine tasarruf edebildiğim gibi sen de benim emlakime aynı suretle tasarruf edebilirsin" diyerek bireysel mülkiyet karşıtı bir öğreti yaydığı bilinmektedir. Börklüce'ye göre Hıristiyanların Allah'a inandığını inkar eden bir Türkmen, dinsiz demekti. Bu fikirlerin kendisine mi, Bedreddin'e mi ait olduğu net değildir.
İsyan
Börklüce, çeşitli kaynaklara göre etrafına 4.000 ila 10.000 kişi toplamıştı.Müslümanların İslam ayaklanması olarak da bilinir. Karaburun Yarımadası merkezli isyanın başlangıcında I. Mehmed'in Saruhan valisi İskender Paşa, Börklüce'ye karşı hareket ettiyse de Karaburun dar geçitlerinden ileriye geçemedi. Karaburunlular İskender Paşa'nının ordusunu yenilgiye uğrattılar. Bunun üzerine peygamberin ismini taşıyan Börklüce'ye, onun manevi gücüne inanan büyük kalabalıklar da katıldı. Bu topluluk müslüman türklerden ziyade hıristiyanlara meylettiler.
I. Mehmed bu ilk yenilginin ardından, Saruhan Beyi olan Timurtaş Paşazade Ali Beyi bütün Saruhan, Aydın kuvvetleriyle Karaburuna sevketti. Bu ordu da köylüler tarafından yenilgiye uğratıldı. Ali bey, maiyetiyle beraber Manisa'ya kaçarak hayatını kurtarabildi.
I. Mehmed durumdan haberdar olunca oğlu Murat ve veziriazam Bayezid paşayı, Rumeli ordusuyla Börklücê'nin üzerine gönderdi. Anadolu'dan da takviye kuvvetler toplayan Bayezid paşa dervişler tarafından tahkim edilen dağa ilerlerken ihtiyar, genç, erkek, kadın kime rastladıysa hepsini katlettirdi. Cehennem Vadisi bölgesinde kanlı çatışmalar gerçekleşirken Osmanlı ordusu bir taraftandan Sakız adası tarafındaki kaçış limanlarını tutuyordu. Etrafı çevrilen ve yandaşları büyük bir kıyıma uğrayan Börklüce, geriye kalanlarla Bülmüş Boğazı'ndan Azap Yeri'ne doğru çekilip ordan Sakız Adası'na kaçmayı denedi ama oraya vardığında denizin Osmanlı gemilerince tutulduğunu gördü. Şehzade Murad'ın maiyetindekilerin de birçok şehit verdiği mücadele sonunda Börklüce ve dervişleri daha fazla dayanamayarak dilin kuzeyine dağıldı. Artık gidecek yeri kalmayan Börklüce tutsak edilip Ayasluğ'a(Selçuk) getirildi. Börklüceye yapılan işkenceler onu fikrinden döndürmedi. Kollarından ayaklarından çarmıha çivilenerek bir devenin sırtına bağlanıp büyük bir alay ile şehirde gezdirildi. Kendisine sadık dervişleri gözü önünde katledilirken "İriş Dede Sultan, iriş!" (Yetiş Dede Sultan, yetiş!) dedikleri rivayet edilmiştir. Börklüce'nin Aydın'da, Şeyh Bedreddin'in Deliormanda, Torlak Kemal'in de Manisa'da boy göstermeleri, Fetret Devri'nden ayrı düşünülemeyen bu hareketlerin birbiriyle ilintili olsun ya da olmasın olayı daha geniş bir çerçeveye yerleştirmiştir.
Mutasavvıflığı ve eserleri
Şeyh Bedreddin çapında ilmi düzey bakımından sadece Osmanlıların değil tüm İslam aleminin en önemli din bilginlerinden birinin kethüda seçtiği Börklüce Mustafa Tasvîrü'l- Kulûb adlı kitabı olan bir mutasavvıftı. Yakın zamana kadar Aydın kütüphanesinde mevcut bulunan kitabın mukaddimesinde medih ve sitayişle Şeyh Bedreddin'den bahsettiği gibi kendisininde Burhaneddin'in oğlu olduğunu tasvir etmektedir. Kaygusuz'un yanı sıra Bursalı Mehmed Tahir Bey, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde Börklüce'nin bir mutasavvıf olduğunu ileri sürmüştür. Tasvîrü'l- Kulûb'de Börklüce'nin tasavvuf, Arapça, Farsça ile Kur'ân-ı Kerîm ve hadislere hâkim olduğu anlaşılmaktadır.
Kaynakça
Kemal Derin : Kalplerin Işığı: Börklüce Mustafa, Destek Yayınları 2014
Yılmaz Gruda : Köylü Devrimci Börklüce Mustafa Berfin Yayınları, 2008
Ernst Werner : Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa Kaynak Yayınları
Michel Balivet : Şeyh Bedreddin Tasavvuf ve İsyan Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000
-* Abdülbâki Gölpınarlı, Melâmilik ve Melâmîler, Gri Yayın, İstanbul, 1992.
Dr. Mesut Keskin : Das Toleranzverständnis der anatolischen Heterodoxie am Beispiel Scheich Bedreddin Mahmud Israils, 2 cilt, Berlin 1999
Ege'de isyana zemin hazırlayan ortamın oluşması
Aydınoğulları'nda deniz cephesinde gaza herzaman ilk planda olmuş idarelerindeki Hıristiyanlara karşıda hoşgörüsüz olmuşlardır. İmparatorluk olma yolunda ilerleyen Osmanlılar ise Türk birliğini sağlamak adına bunun tam tersini yapıyorlardı. Yıldırım Bayezid ele geçirdiği Aydın ve Menteşe donanmalarıyla başta Karaburun karşısındaki sakız adası olmak üzere Ege adalarına egemen olma peşindeydi. Bu hedefi gerçekleştirmek için atılan adımlardan biride Anadolu'dan adalara buğday ihracının yasaklanmasıydı. Bu durum yöredeki her kesiminden halkı zor durumda bırakmıştı. Fakat bölge asıl felaketi Timur'un istilasıyla yaşadı. Tatarlar Aydın yöresini harabeye çevirdi. Ankaradan gelen Timur'un İzmiri zaptetmesi bölgeyi sıkıntıdan kurtarmadı fakat Timur'un, Yıldırım Bayezid'in koyduğu ticari kısıtlamaları kaldırması bölge ekonomisinin biraz canlanmasına sebep oldu. Bu durum yıllarca Osmanlıların gereksiz tedbirleriyle yokluk çeken halkın bilinçaltına yerleşmişti.
Osmanlı Devleti'nin 1402 yılında Ankara Savaşı'ndan mağlup çıkması ve Yıldırım Bayezid'in esir düşmesinin ardından Aydınoğulları yeniden bölgeye hakim olmuş yeni fethedilen İzmir ile birlikte genişlemişti. 1405'te yeniden Osmanlı idaresine giren bölge, Yıldırım Bayezid'in oğulları arasında süren taht kavgası ile birlikte ülkenin içinde bulunduğu iç savaş ortamınında ekonomik yükünü sırtında taşıyordu. Hem Anadolu hem de Rumeli ayaklanmalara oldukça müsait şartlara sahipti ve Osmanlı iktidarının zayıf düşmesi ile kargaşalık hüküm sürmekteydi.
Börklüce Mustafa'nın Karaburun'daki faaliyetleri
Börklüce Mustafa 14. yüzyılın sonlarında Aydın yakınlarındaki köyünü ziyaret eden Şeyh Bedreddin'in müridi oldu. Bir dönem Sisam Adasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Fetret Devrinde 1411-1413 yılları arasında Edirne'de Musa Çelebi'nin kazasker'i olan Bedreddin, Börklüce Mustafa'yı yanına kethüda olarak aldı. Fetret Devri sona erince Bedreddin İznik'e sürgüne gönderildi, Börklüce ise Aydın'a döndü. Burada Osmanlı idaresinden memnun olmayan köylüleri ve yoksul dervişleri etrafına toplayarak din ayrımı gözetmeyen bir anlayışla, paylaşımcı ve ciddi bir köylü hareketi örgütleyerek isyan etti.
Günümüzde Börklüce Mustafa'yı komünist fikirler uğruna isyan eden ilk kişi olarak görenler de vardır. Türkmenlere vaaz ve öğretilerinde; kadınlar müstesna, erzak, giyim kuşam, hayvan ve arazi gibi şeylerin hepsi herkesin müşterek malıdır diyen Börklüce etrafına topladığı köylülere "Ben senin emlakine tasarruf edebildiğim gibi sen de benim emlakime aynı suretle tasarruf edebilirsin" diyerek bireysel mülkiyet karşıtı bir öğreti yaydığı bilinmektedir. Börklüce'ye göre Hıristiyanların Allah'a inandığını inkar eden bir Türkmen, dinsiz demekti. Bu fikirlerin kendisine mi, Bedreddin'e mi ait olduğu net değildir.
İsyan
Börklüce, çeşitli kaynaklara göre etrafına 4.000 ila 10.000 kişi toplamıştı.Müslümanların İslam ayaklanması olarak da bilinir. Karaburun Yarımadası merkezli isyanın başlangıcında I. Mehmed'in Saruhan valisi İskender Paşa, Börklüce'ye karşı hareket ettiyse de Karaburun dar geçitlerinden ileriye geçemedi. Karaburunlular İskender Paşa'nının ordusunu yenilgiye uğrattılar. Bunun üzerine peygamberin ismini taşıyan Börklüce'ye, onun manevi gücüne inanan büyük kalabalıklar da katıldı. Bu topluluk müslüman türklerden ziyade hıristiyanlara meylettiler.
I. Mehmed bu ilk yenilginin ardından, Saruhan Beyi olan Timurtaş Paşazade Ali Beyi bütün Saruhan, Aydın kuvvetleriyle Karaburuna sevketti. Bu ordu da köylüler tarafından yenilgiye uğratıldı. Ali bey, maiyetiyle beraber Manisa'ya kaçarak hayatını kurtarabildi.
I. Mehmed durumdan haberdar olunca oğlu Murat ve veziriazam Bayezid paşayı, Rumeli ordusuyla Börklücê'nin üzerine gönderdi. Anadolu'dan da takviye kuvvetler toplayan Bayezid paşa dervişler tarafından tahkim edilen dağa ilerlerken ihtiyar, genç, erkek, kadın kime rastladıysa hepsini katlettirdi. Cehennem Vadisi bölgesinde kanlı çatışmalar gerçekleşirken Osmanlı ordusu bir taraftandan Sakız adası tarafındaki kaçış limanlarını tutuyordu. Etrafı çevrilen ve yandaşları büyük bir kıyıma uğrayan Börklüce, geriye kalanlarla Bülmüş Boğazı'ndan Azap Yeri'ne doğru çekilip ordan Sakız Adası'na kaçmayı denedi ama oraya vardığında denizin Osmanlı gemilerince tutulduğunu gördü. Şehzade Murad'ın maiyetindekilerin de birçok şehit verdiği mücadele sonunda Börklüce ve dervişleri daha fazla dayanamayarak dilin kuzeyine dağıldı. Artık gidecek yeri kalmayan Börklüce tutsak edilip Ayasluğ'a(Selçuk) getirildi. Börklüceye yapılan işkenceler onu fikrinden döndürmedi. Kollarından ayaklarından çarmıha çivilenerek bir devenin sırtına bağlanıp büyük bir alay ile şehirde gezdirildi. Kendisine sadık dervişleri gözü önünde katledilirken "İriş Dede Sultan, iriş!" (Yetiş Dede Sultan, yetiş!) dedikleri rivayet edilmiştir. Börklüce'nin Aydın'da, Şeyh Bedreddin'in Deliormanda, Torlak Kemal'in de Manisa'da boy göstermeleri, Fetret Devri'nden ayrı düşünülemeyen bu hareketlerin birbiriyle ilintili olsun ya da olmasın olayı daha geniş bir çerçeveye yerleştirmiştir.
Mutasavvıflığı ve eserleri
Şeyh Bedreddin çapında ilmi düzey bakımından sadece Osmanlıların değil tüm İslam aleminin en önemli din bilginlerinden birinin kethüda seçtiği Börklüce Mustafa Tasvîrü'l- Kulûb adlı kitabı olan bir mutasavvıftı. Yakın zamana kadar Aydın kütüphanesinde mevcut bulunan kitabın mukaddimesinde medih ve sitayişle Şeyh Bedreddin'den bahsettiği gibi kendisininde Burhaneddin'in oğlu olduğunu tasvir etmektedir. Kaygusuz'un yanı sıra Bursalı Mehmed Tahir Bey, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde Börklüce'nin bir mutasavvıf olduğunu ileri sürmüştür. Tasvîrü'l- Kulûb'de Börklüce'nin tasavvuf, Arapça, Farsça ile Kur'ân-ı Kerîm ve hadislere hâkim olduğu anlaşılmaktadır.
Kaynakça
Kemal Derin : Kalplerin Işığı: Börklüce Mustafa, Destek Yayınları 2014
Yılmaz Gruda : Köylü Devrimci Börklüce Mustafa Berfin Yayınları, 2008
Ernst Werner : Şeyh Bedreddin ve Börklüce Mustafa Kaynak Yayınları
Michel Balivet : Şeyh Bedreddin Tasavvuf ve İsyan Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000
-* Abdülbâki Gölpınarlı, Melâmilik ve Melâmîler, Gri Yayın, İstanbul, 1992.
Dr. Mesut Keskin : Das Toleranzverständnis der anatolischen Heterodoxie am Beispiel Scheich Bedreddin Mahmud Israils, 2 cilt, Berlin 1999