Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Boz eşek hikayesinde eserin planı nedir ?

Boz eşek hikayesinde eserin planı nedir ?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    esoes

    • 2021-01-27 08:14:34

    Cevap : Boz Eşek” hikâyesi 1919 yılında yayımlanan Memleket Hikâyeleri adlı kitapta neşredilmiştir.

    Eserin Planı:

    Dikkatini İstanbul’un dışında yaşayan Anadolu insanına çevirmiş bir hikâye kitabı olarak değerlendirilebilir. Hikâyelere mekân olarak seçilmiş Anadolu kasabalarının gerçekle olan ilişkisi bir tasarı mesafesindedir. Bir başka ifadeyle, burada anlatılan kasabalar ve içinde yaşayan insanlar, gerçekten hareketle kurulmuş bir başka gerçekliğin ürünüdürler.

    Anadolu insanının saflığını ve temizliğini anlatmak için kaleme alınmış bir hikâyedir. Merkezde hayatını sürdüren insanların yozlaşmışlığına dikkati çekmektedir. Burada, bürokrasiye yöneltilmiş bir eleştirinin varlığından da söz edilebilir. Denilebilir ki bu metnin zihniyeti okuyucunun dikkatini merkezden taşraya çekme, taşrada yaşayan insanı, hikâyenin merkezine koyma ve Millî Mücadele dönemindeki yeni insan arayışına bir model olarak gösterme gayretidir.


    Olay Örgüsü: Anadolu’nun bir köyünde yaşayan Hüsmen Ağa ve bu köyün halkına Tanrı misafiri, ihtiyar, güçsüz, hasta ve yaşlı bir adam gelir. Yanında da eşeği vardır. Yaşlı adamın rahatsızlığı aniden artar. Ölürken kuşağındaki sekiz altınla eşeğini Hicaz’a vakfettiğini vasiyet eder. Köy halkı, yaşlı adamın yanında getirdiği
    Boz Eşek’e dinî bir vazifenin objesi gibi bakmaya başlar. Hüsmen Ağa yorucu ve uzun yola rağmen eşeği kasabaya götürüp hükümete teslim etmek ister. Fakat Kabak Kadı’nın İstanbul’da olduğunu öğrenir. Kaymakam
    ve jandarma onu iki hafta oyalar. Hüsmen Ağa da köyüne döner. İki hafta sonra tekrar kasabaya gider. Kaymakam ve jandarma, Hüsmen Ağa’yı tekrar başlarından savarlar. Çünkü Kabak Kadı henüz İstanbul’dan dönmemiştir. Üçüncü yolculuğun dönüşü yine “Hüsmen Ağa önde, eşek arkada” olur. Böylelikle iki buçuk ay geçer. Boz Eşek köyde serbest bir şekilde dolaşmakta ve hayatını sürdürmektedir. Hüsmen Ağa kasabaya son gidişinde eşeği kaymakamlığa ancak emanet eder. Kaymakamlıktaki yetkililer bu eşeğin vakfedileceğine dair söz vererek olayla ilgileneceklerini söylerler. Köylüler yazılan belgelere, basılan mühürlere bakarak eşeğin
    Hicaz’a gittiğine inanırlar ve dinî bir vazifenin ağırlığını taşıyan vicdanları rahatlar. Fakat olayın yılında alışveriş için kasabaya giden Hüsmen Ağa, pazar yerinde Kabak Kadı’yı Boz Eşek’e binmiş olarak görür.


    Zaman ve Mekân:
     Olayların geçtiği zaman, yaşanılan zaman ile aynı doğru üzerindedir. Geri dönüşlere, iç monologlara vb. zamanı ve mekânı büken tekniklere yer verilmemiştir. Mekânlar, ayrıntılı olmasa da okuyucunun zihninde belirecek
    kadar tasvir edilmiştir. Okuyucu kasaba ve köy arasındaki farkı görebilmektedir. Bu hikâyedeki çatışma unsurunun gerçekleştiği zemin, kasaba ve köy ikiliği üzerinde kurulmuştur. Dikkat çekici bir yön olarak, köy ile şehrin mukayese edilmediği; köy ile köye daha yakın bir yerleşim merkezi olan kasabanın kıyaslanması ele 
    alınabilir. Bunun nedeni köyde yaşayan Anadolu halkının saflığının vurgulanmak istenmesidir. Kasabada görev yapan yetkililer, oraya şehirden atanmışlardır ve Anadolu coğrafyasını görev yapmak için değerli bir yer olarak görmemektedirler.Anadolu kasabaları, onlar için bir tembellik ve vakit geçirme yeridir. Memleket Hikâyeleri’ni oluşturan hikâyelerin mekânlarına bu dikkatle bakıldığında, benzeri örnekler ile karşılaşmak mümkündür. Kabak Kadı’daki bozulmanın nedenini de burada aramak doğru olur.

    Tema:
    Bu hikâyenin teması, açıkça görüldüğü gibi kamu alanındaki bürokrasiyi eleştirmektir. Saf ve cahil olarak addedilen Anadolu köylüsü, görev bilincine sadık kalmış; ancak kurum yetkilileri, onların bu sadakatini kötüye kullanmışlardır. Burada karşı karşıya getirilen iki farklı insan tipinden doğan bir çatışma söz konusudur. Bu çatışma bir problem olarak ele alınmış ve hikâye de bu minval üzerine kurulmuştur.

    Dil ve Üslup:
    Maupassant tarzı hikâyede olay örgüsü, yazarın işaret etmek istediği, seçilmiş bir çatışma üzerine kurulur. Olayın ortaya çıkmasında rol alan seçilmiş kişiler vardır. Zaman ve mekân, kişileri ve olayı oluşturan çatışmayı ön plana çıkarmak, kişilerin yaşam şartlarını ve bu yaşam şartlarının karakterler üzerindeki etkilerini gösterebilmek için düzenlenmiş, tasvir edilmiştir. Yaşanan gerçeklikten gücünü alan bir kurmaca, itibarî bir âlem vardır.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.