İşte Cevaplar
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK RESSAMLARI VE RESİMLERİ
Şeker Ahmet Paşa (1841-1907): İkinci asker ressamlar kuşağından olan sanatçı, Türk resim sanatının çağdaşlaşma sürecine özellikler manzara çalışmalarıyla katkıda bulunmuştur. Uyumlu ve sevecen kişiliği nedeniyle“şeker” lakabıyla tanınan sanatçı, Sultan Ahmet Sanat Mektebindeki öğretmenliği sayesinde ilk resim sergisini açan ressamımızdır.
Osman Hamdi Bey (1842-1910): Ressam, arkeolog ve müzeci Osman Hamdi Bey, figürlü resmin ilk temsilcisidir. Sanayi-i Nefise Mektebi ve İstanbul Arkeoloji Müzelerinin kurulmasındaki katkıları, yaptığı arkeolojik kazılar ve bir ressam olarak taşıdığı sanatçı kimliğiyle tanınmaktadır. Yaptığı kazılarda İskender Lahdi’ni bulması Osman Hamdi Bey’e uluslar arası bir ün kazandırmıştır.
Hüseyin Zekai Paşa (1860-1919): İkinci asker ressamlar kuşağından Şeker Ahmet Paşa ve Süleyman Seyyid Bey ile birlikte 19. yüzyıl sonu Türk resim sanatının ilk ressam üçlüsünü oluşturur. Sanatçının eserlerinde doğaya yönelik bir gözlemcilik görülür. Kimi resimleri için fotoğraftan yararlanmakla beraber kendisini izlenimcilere yaklaştıran sanatçının açık hava çalışmaları da vardır. Şehir içi görüntüleri, perspektif açısından çok başarılıdır.
İbrahim Çallı (1882-1960): Türk izlenimcilerin önde gelen temsilcilerinden olan Çallı, bir sanatçı kuşağına adını vermiştir.
Renkleri kullanış tarzından dolayı eserlerinde çarpıcı, göz okşayan sıcak bir ortam vardır.
Yaşamının son yıllarında daha çok ölü doğalara yer veren Çallı’nın “Ata türk Portresi”, “Karda Yürüyen Adam”, “Hatay’ın Anavatana Hasreti”, “Çıplak” , “Rumelihisarı’ndan Boğaziçi” ilgi çekici resimleri arasındadır.
Feyhaman Duran (1866-1970): 1914 kuşağı ressamları arasında özellikle portre alanındaki başarısıyla ünlenen Feyhaman Duran, ilk Türk portre ressamı olarak nitelendirilir.
Yaşamının sonuna doğru figür ve portreyi bırakmış, daha çok çiçekleri ve betimlediği ölü doğalar yapmıştır. “Tabakhane Köprüsü” önemli eserleri arasındadır. Feyhaman Duran ve eşinin evleri müze haline getirilmiştir.
Hüseyin Avni Lifij (1886-1927): Simgesel anlatımdaki eserleriyle tanınan ressam, izlenimci anlayışın ışıklı yüzeylerini ve renk anlayışını benimsemiş, nesnelerin doğalarına sadık kalma açısından ise gerçekçi anlayışta eserler vermiştir. Sanatçı özellikle İstanbul’un çeşitli köşelerinde yaptığı manzaraları, duygulu bir anlatım taşır. Yağlı boyalarında kullandığı sarı, turuncu ve kırmızı tonları anlatımını daha da güçlendirmiştir. “Ağaçlar”, “Çalgıcı”, “Huzur”, “Alegori” (Resim 04.08), “Testili Kadın” gibi resimlerinin dışında kendi portreleri de bulunmaktadır.
Diğer Cevaplara Gözat