Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Demokrasi ideoloji midir neden?

Bu soruya açıklama yazılmamış..

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-11-18 18:08:31

    Cevap : Demokrasi bir yaşam biçimidir ve bir ideoloji değildir fakat demokrasi fikrinin üzerine kurulmuş sosyal demokrasi bir ideolojidir. Demokrasiye uygun bir yönetim şekli ise cumhuriyettir.

    Diğer Cevaplara Gözat
    elnino061 Takipçi
    3 yıl önce E Mesaja bakar mısınız?
    3 yıl önce Z İdeolojiler demokrasi kavramını kullanabilirler ama demokrasiyi bir ideoloji yapmaz. ideoloji dediğimizde bir yerin veya yaşam biçiminin her alanda yönetimine dair birbirini destekleyen fikirler kümesi olması lazım. Sosyal demokrasi dersen bu bir ideolojidir ama demokrasi tek başına bir ideoloji değildir.
    3 yıl önce Z Yani şöyle düşün demokrasi dediğimizde bir yönetim şekli yada yönetime dair bir fikir gelmez, bir ekonomik yapıdan söz edilemez. Yönetime dair fikirler kümesi yoktur. Sadece düşünce ve ifade özgürlüğü ile bir yer yönetilemez iktidara yönelik bir fikir barındırmıyor ki..
    3 yıl önce E Ama demokrasi resmi ideoloji sayılaz mı
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2020-11-18 17:57:01

    Cevap :

    İDEOLOJİ NEDİR? 

    İlk defa Antonio Tracy 1754-1836) tarafından kullanılan ideoloji (Idea-logy) fikir-bilimi anlamına gelmektedir. Ideoloji kavramı bir çok farklı anlama gelmekle beraber siyaset bilimi literatüründe üzerine hem fikir olunan bazı önemli tanımları aşağıdaki gibidir;

    1-) Toplumun benimsediği ve kullandığı anlam, sembol ve değerlerin üretim süreci

    2-) Bir toplumsal gruba ait fikirler kümesi.

    3-) Siyasi İktidarı meşrulaştırmaya hizmet eden fikirler. 

    4-) Toplumsal çıkarları savunan fikirler. 

    5-) Fikri Yaklaşım 

    6-) Toplumun, sistemin mevcut durumunu tenkit edip nasıl olması gerektiğini belirten çabalardan doğma siyasi ve sosyal doktrin

    İdeoloji Teorisi: İdeoloji teorisi ya da kuramı, bir bilinç formasyonu olarak ideolojinin yapısı, işleyiş mekanizmaları, ideolojinin fonksiyonları ve öteki (toplumsal) bilinç biçimleriyle (bilim, felsefe, din vs) ilişkilerini ve ayrımlarını konu edinen ve kuramsal olarak bu alanı açıklamaya çalışan teorik çabaların toplamını ifade eder. Tek tek ideolojilerle ilgilenmektense, genel olarak ideoloji denilen şey ile ilgilenir.  

    İDEOLOG: Bir grubun, bir siyasi partinin temel görüşlerini belirleyen, öğretisini ortaya koyan kişi. 
     
    Sağ ve Sol 

    Modern Batı toplumlarında siyasi yelpaze, genel olarak sağ-sol ekseninde tarif edilir. Bu geleneksel siyasi yelpazede muhafazakarlık, teokrasi ve faşizm sağ eksene ve sosyalizm ile komünizm sol eksen üzerine uçlara doğru sıralanır. 

       SOL                               Orjin                                  SAĞ

      ----------------------------------------------------------------

       Komünizm           Sosyalizm                 Liberalizm            Muhafazakarlık                Faşizm

    Sağ- Sol ayrımı, Fransız İhtilali dönemine dayanır. 1789’da farklı grupların oluşturduğu Meclis’in (Tiers etat) ilk toplantısındaki oturuş düzeni söz konusu ayrımın başlangıcını yansıtır. Kralı destekleyen aristokrat ve ruhban sınıfı kürsünün sağına, üçüncü tabaka olan burjuvaları destekleyenler ise sola oturmuştur. Benzer oturuş düzeni sonraki toplantılarda da sürdürülmüştür. Böylelikle sağ, muhafazakarları ve monarşiden yana olanları, sol ise değişim ve eşitlikten yana olanları temsil eden sıfatlara dönüşmüştür.

    At Nalı Modeli  (Sayfa 109) 

                  Komünizm                                  Faşizm         
     

      

       Sosyalizm                                                        Muhafazakarlık

                                                      Liberalizm                  

     SOL SAĞ
    Ekonomiye Devlet Müdahalesi Devletin ekonomiye müdahale etmemesi (Lasisez Faire: Bırakınız Yapsınlar, Bırakınız Geçsinler)
    Devletin Ekonomik Eşitliğe Öncelik vermesi Devletin Ekonomik Eşitliğe Öncelik vermesi
    Ahlaki Konulara Devlet Müdahalesinin Asgari düzeyde olması

     

    Ahlaki konularda Devletin           Müdahaleci olması
    Devletin Sosyal Konularda (Sağlık, emeklilik, eğitim) sorumluluk Üstlenmesi Sosyal Konularda Devletin rolünün azaltılması ve bu alanın özel sektöre ve topluma bırakılması
    Adil Gelir Dağılımı Adil Rekabet Şartları
    İnsan ve Toplum doğasının değişebilir olduğuna inanmak  İnsan ve toplum doğasının sabit olduğunu düşünmek

    İDEOLOJİLER 

    1-) LİBERALİZM

    1. En geniş anlamıyla liberalizm kişisel hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla devletin sınırlandırılmasını isteyen bir ideolojidir.
    2. Liberal ideoloji din ve inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, seyahat özgürlüğü, teşebbüs ve mülkiyet özgürlüğü gibi özgürlüklerin yasal güvenceye bağlanmasını savunur. Bunu sağlayacak mekanizma ise anayasacılık ve kuvvetler ayrılığı ile çoğulculuğa dayalı bir siyasi sitemdir.
    1. Liberalizm bireyi ve bireyin tercihlerini her şeyin merkezine yerleştirir. Birey temel bir değerdir ve topluluktan önce gelir.
    2. Özgürlük; eşitlik ve adalet gibi prensiplerin önünde olmalıdır.
    3. Birey hiçbir sınırlama olmadan özgürce hareket edebilmelidir. Bunun için hukuk düzeni bireyin temel hak ve özgürlüklerini garanti altına almalıdır.
    4. Liberal bir düzende devlet ancak bireyin hak ve özgürlüklerini korumakla görevlidir. “En az yöneten hükümet en iyi hükümettir” sözü liberalizmin devlet felsefesini yansıtır.

    Önemli Liberal Düşünürler 

    1. John Stuart Mill 
    2. John Locke 
    3. Immanuel Kant 
    4. Adam Smith 
    5. John Rawls 
    6. Isaiah Berlin

    Muhafazakarlık 

    1. Fransız ihtilali sonrasında ortaya çıkan büyük siyasal ve sosyo-ekonomik dönüşümlere duyulan tepkiler muhafazakar düşüncenin özünü oluşturmaktadır. Bu bakımdan muhafazakarlık ortaya çıkış itibariyle ancien regime’ e dönüş isteği olarak yorumlanabilir.
    2. Sosyalizm, liberalizm ve milliyetçilik gibi akımların karşısında muhafazakarlığın temel kaygısı deleneksel toplumsal değerlerin korunmasıdır.
    3. Muhafazakarlık geleneğin, denenmiş ve doğruluğu kanıtlanmış toplumsal ve siyasal değerleri içerdiğini öne sürer. Bu yüzden gelenek sürdürülmelidir.
    4. Muhafazakarlığa göre; toplum için değer taşıyan şeyler soyut prensipler, aklın buldukları değil, pratiklerdir.
    5. İnsan doğası kusurludur. İnsanın bu kusurlu tabiatı ancak ortak ahlaki değerlerle düzeltilebilir.
    6. Bireysel tercihleri ile baş başa kalan insan doğruyu bulamaz. Bu yüzden muhafazakarlık hiyerarşik ve disiplinli bir toplum özlemine sahiptir.
    7. Aile toplumun temel taşıdır. Devletin görevi aile ile birlikte toplumsal ahlak değerlerini korumak ve devamını sağlamaktır.

    Önemli Muhafazakar Düşünürler 

    1. Edmund Burke 
    2. Milton Friedman 
    3. Eric Hoffer 
    4. Micheal Oakeshott

    Sosyalizm 

    Kapitalizme bir tepki olarak 19. yy da ortaya çıkan sosyalizmin temel felsefesi sosyal adalete dayanmaktadır.

    İlk yıllarda, fabrikasyon üretiminin yaygınlaşması karşısında iş olanaklarını yitiren zanaatkarların çıkarlarının bayraktarlığını yapan sosyalizm zamanla büyüyen sanayiye bağlı olarak sayıları çoğalan işçi sınıfının ideolojisi olmuştur.

    Sosyalizmin temel amacı ortak mülkiyete dayalı bir toplum idealine ulaşmaktır.

    1.  Kendi içerisinde bir çok farklı akımı barındıran sosyalizm 20 yy’ a gelindiğinde zamanla ortak mülkiyet anlayışından uzaklaşarak kapitalist sistemi köklü bir devrimle değiştirmek yerine; işçi sınıfının çalışma koşullarında ve ücretlerinde belirgin iyileştirmeler yaparak bu sınıf ile kapitalist toplumu uzlaştırma arayışına girmiştir.

     

    Marksizm 

    1. Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından savunulan Marksizm, ideolojik alanda esas olarak sınıflar savaşımı teorisini ortaya atan ve bu savaşımın zorunlu sonucu olarak proletarya diktatörlüğüne ve oradan da toplumsal eşitlik ve özgürlük dünyası olan komünizme varılacağını öngören bir öğreti olarak tanımlanır. Marks göre toplumsal ve tarihsel süreçteki değişimlerin temel nedeni ekonomidir. Dolayısıyla sosyo-ekonomik koşullar tarihi belirleyen temel faktörlerdir. Bu koşullar altında son kertede tarih kaçınılmaz olarak işçi sınıfının burjuvaya karşı devrimine şahit olacak ve toplumlar özel mülkiyetin olmadığı sınıfsız, savaşsız bir toplum olan komünizme geçecektir.
    2. Sosyo-ekonomik koşullara göre kapitalist toplumda, üretim araçlarını elinde bulunduran burjuva ve üretim araçlarından mahrum kalan proleterya arasındaki temel çatışma (çelişki) toplumun içinde bulunduğu durumu yansıtmaktadır.
    3. Toplumu sınıf analiziyle açıklayan Marks’a göre alt yapı’daki ilişkiler üst yapıyı belirler. Alt yapıya ait olan Burjuva-Proleterya denklemi üst yapının kurumlarını belirler.
    4. Emekten başka satacağı bir şeyi olmayan proleteryanın, üretim araçlarına sahip burjuva tarafından proleteryanın ürettiği artı değere kapitalistin el koyması proleteryanın sömürülmesine yol açmaktadır. 
    5. Toplumun alt yapısında (yani temelinde) cereyan eden bu olay üst yapıdaki kurumlara da yansımaktadır.
    6. Devlet, siyaset, hukuk, din, eğitim, ideoloji gibi kavram ve kurumlar, üretim aracına sahip burjuvanın çıkarlarını savunmak için burjuva tarafından icat edilmiş ve onların çıkarına göre devamı sağlanmaktadır. 
    7. Burjuva sınıfıyla- işçi sınıfı arasındaki çelişkiden kaynaklanan gelir eşitsizliğinden dolayı kapitalist ile işçi sınıfı arasındaki uçurum artacak ve dolayısıyla emeğinden başka birşeyi olmayan işçinin bilinçlenip isyan etmesiyle beraber kapitalist sistem yıkılıp yerini tarihi bir zorunluluk olan önce sosyalizm ve sonrasında ise komünizm alacaktır.

     

         Marx sosyo-ekonomik çelişkilerin kendisini aşağıdaki toplumsal yapılar şeklinde gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceğini öngörür: 

    1. İlkel komünizm: Kabile topluluklarının birlikte yaşayışı. Özel Mülkiyetin olmadığı, sınıfsız toplum.
    2. Köleci toplum: Kabileler gelişerek şehir devletlerini oluşturur, aristokrasinin doğuşuna tanıklık eden bu toplumda özel mülke sahip olanlar ortaya çıkarak toplum sınıflara ayrılmaya başlar. 
    3. Feodalizm: Aristokrasi iktidarı, serfin lord tarafından sömürülmesi. Bu dönemin sonuna yol açan dönemde paranın kullanımın yaygınlaşmasıyla beraber oluşan  tüccar sınıfı kapitalistlere evrilir. 
    4. Kapitalizm:  İktidarda kapitalistler vardır,  üretim emeğini kiralamak durumundaki proletarya (İşçi Sınıfı) tarafından gerçekleştirilir 
    5. Sosyalizm: Sınıf bilinci kazanan işçiler devrimle iktidarı ele alır ve üretim araçlarını kamulaştırır. 
    6. Komünizm:  Tüm dünyada sosyalist iktidarların başa gelmesi sonucu Sınıfsız ve devletsiz toplum oluşur. 

     

    Önemli Sosyalist ve Marksist Düşünürler 

    1. Robert Owen 
    2. Henri De Saint-Simon 
    3. Karl Marx 
    4. Friedrich Engels 
    5. Vladimir Lenin

    Anarşizm 

    Liberaller, Sosyalistler ve Muhafazakarlar kendi sistemleri içerisinde farklı da olsa devlete belirli roller biçerken, anarşizmin özü toplumun kendi kendine ayakta kalmasına ve devletin ortadan kaldırılmasına dayanır. Bu varsayım genelinde anarşizm genelde 3 temel iddiaya dayanmaktadır.

    1-) İnsan Doğası rasyoneldir ve kendi aralarında yaşanması muhtemel çatışmaları akılları sayesinde herhangi bir otoriteye gereksinim duymadan çözebilecek seviyededir ya da bu seviyeye getirilebilir.

    2-) Hakimler, polisler, askerler, politikacılar, ve diğer kamu görevlileri devlet vasıtasıyla toplumu sömüren ve kendi çıkarlarının peşinde olan bir yönetici sınıfı oluştururlar.

    3-) Herhangi bir otorite insanın özgürlüğü ve mutluluğu önündeki en büyük engeldir.

    Özetle; etimolojik olarak eski Yunanca’da hükümetin olmaması anlamına gelen anarchaia; insanın varlığını kısıtlayan her türlü otoritenin karşısındadır ve kurulmasını istediği toplumsal düzen barış ve uyum ilkeleri temelinde sömürünün olmadığı, işbirliğinin hakim olduğu bir düzendir.

    Önemli Anarşist Düşünürler 

    1. Mihail Bakunin 
    2. William Godwin 
    3. Pierre-Joseph Proudhon 
    4. Pyotr Kropotkin 
    5. Max Stirner

    Faşizm 

    1. Faşizm, ilk olarak Benito Mussolini tarafından Ulusal Faşist Parti'nin kurulmasıyla ortaya çıkan, 20. yüzyılın başlarında Benito Mussolini'nin sistemini örnek alarak doğan nasyonal sosyalizm ve falanjizm gibi akımlarla güçlenen; otoriter devlet üzerine kurulu bir radikal milliyetçi yönetim sistemidir.
    2. Faşizm, Fransız İhtilali Sonrasında ortaya çıkan akılcılık, eşitlik, özgürlük, bireysellik gibi temel değerleri savunmakta olan Batı Siyasal Düşüncesine karşı geliştirilmiş, otorite ve devleti kutsayan bir öğretidir. 
    3. Faşizmde bireylerin yerini organik bir bağla birbirine bağlamış devleti ve milleti için kendisini feda eden insanlardan oluşan milli birlik ve dayanışma almıştır. 

     

    Faşizmin temel İlkeleri 

    1-) Seçilmiş bir ulusal topluluğun diğer tüm ırk, grup ve azınlıklardan üstün olması, 

    2-) Mutlak bir önderin liderliğinde bireyin devlete tamamen boyun eğmesi 

    3-) Parlamenter Demokrasinin Reddi 

    4-) Barışçı enternasyonalizme karşı  çıkış 

    5-) Yayılmacı ve istilacı bir dış politikanın ulusun kaderi gibi görülmesi

    Faşizm’de Önemli İsimler 

    1. Benito Mussolini
    2. Adolf Hitler 
    3. Carl Schmitt 
    4. Francisco Franco 

    SÖZLÜK 

    Falanjizm: 1933 yılında Jose Antonio Primo de Rivera tarafından İspanya'yı ele geçirmeye çalışan İspanyol komünistlere karşı geliştirilen, en çok Francisco Franco tarafından uygulanmış otoriter-kralcı faşist ideolojidir.

    Ancien Regime: Eski Düzen. Genel olarak Fransız İhtilali’nden önceki mutlakiyetçi yapıya işaret etmek için kullanılır.

    Patriotizm: Vatanseverlik, Yurtseverlik.

    Kuvvetler Ayrılığı: Yasama, yürütme ve yargı kurumlarının her birinin birbirinden bağımsız olması. Bu görüş Fransız Düşünür   La Brède et de Montesquieu tarafından savunulmuştur. 

    Anayasacılık: Devletin temel fonksiyonlarının, iktidarın sınırlarının, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin anayasa ve ilgili yasalar tarafından belirtilmesi ve ilgili kurumların da bu yasal çerçeve içinde hareket etmesi gerektiğini ileri süren görüş. 

    Laissez-faire (Bırakınız Yapsınlar): Ekonomik aktivitelerin her türden devlet müdahalesinin uzağında yapılmasını öngören ve serbest pazara duyulan aşırı güvene dayanan doktrin. 
     
     

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.