Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

  • Tarih
  • 9 yıl önce
  • 3 Cevap

Derebeylik nedir

Derebeylik nedir? Derebeylikler ne zaman nasıl kuruldu? Etkileri ve önemi nedir? Nasıl yıkıldı? Derebeylik ile feodalite aynı şey mi?

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-04-06 15:39:13

    Cevap : Derebeylik nedir (Özet) : Özellikle batı avrupa'da toprağı ve üzerinde yaşayan köylüleri tek bir kimsenin malı sayan orta çağ siyasî düzeni, feodalite..

    Derebeylik nedir (Kısa Kısa) :
    Orta çağda bir yönetim sistemi. Bu sistem, derebeyinin idaresi altında bulunmaktadır. Derebeyi, ailesinden kendisine kalmış geniş topraklar üzerinde hükmetmek yetkisine sahip olduğu gibi, bu topraklarda yetişen her türlü ürünün de sahibi bulunmakta idi.

    Avrupa'da Orta çağda yaygın bir yönetim şekli olan ve bütün Orta çağ Avrupasına “Derebeylik çağı” dedirtecek kadar bir özellik kazanan derebeyiliğin meydana gelmesinde, başlıca sebepler şunlar olmuştur:
    a) Göçebe kabileler (Keltler, Slavlar, Germenler) göçebeliği bırakarak ekime elverişli topraklara yerleştiklerin de, bu topraklar, göçebe kabilelerinin başkalarının malı durumuna gelmiştir.
    b) Avrupa'da krallıklar kurulup yeni yeni devletler meydana gelince, geniş topraklar, krallar tarafından, savaşlarda yararlık gösteren komutanlara ve krala bağlı kimselere dağıtılmıştır.
    c) Küçük toprak Sahipleri, kendilerini korumak amacı ile, topraklarını büyük toprak sahibi olanların emrine vermişlerdir.
    d) Parası olanlar, geniş toprak sahibi olmak yolunu kolayca bulmuşlardır.
    e) Küçük toprak sahiplerinin elinde olan toprakların çoğu, zamanla, büyük toprak sahiplerine devredilmiştir. Böylece, geniş toprak sahibi olarak beliren bu yeni sınıf, toprakları üzerinde çalışanlarla, zamanla hukuki bir takım bağlar kurmuşlardır. Derebeyi, kendi topraklarında çalışan ve her türlü toprak işlerini gören köylülerden, yetiştirilen ürünün belli bir nisbetini almış derebeyi ile topraklarda çalışanlar arasında böylece hukukî bir bağ kurulmuştur.

    Zamanla büyük bir kuvvet kazanan derebeyleri, topraklarına ve topraklarında çalışanlara diledikleri gibi hükmetmek durumuna geldikleri gibi devletin bütünlüğünü de tehlikeye sokabilecek özellik kazanmıştır.

    İlk zamanları, geniş toprakların işletilmesi ve bu toprakların sahibi ile bu topraklarda çalışanların, kısmen belli hukuk düzenleri içinde yaşayabilmeleri şeklinde bir yönetim olan derebeylik, aradan uzun zamanlar geçmesi ile, özelliği ve amacını değiştirmiştir. Derebeyleri kudretlerini arttırdıkça bu kudretlerini, topraklarında çalıştırdıkları köylüler aleyhinde kullanmağa ve onları sömürmeğe başlamışlardır. Bu sömürmenin sonucu Avrupa'da XVIII. yüzyılın sonlarına doğru yer yer köylü ayaklanmaları belirmeğe başlamış derebeylik eski kudretini kaybetmiş ve şeklini değiştirmiştir.
    Türklerde Derebeylik (Osmanlıda Derebeylik)
    Türklerde, Batıda olduğu gibi bir derebeylik yönetimi olmadığı halde, geniş toprakların, devletin yetkilileri tarafından komutanlara ,askerlere ve başka kimselere verilmesi ile, böyle bir sistemin kurulmasından söz edilebilir.

    Çeşitli yollarla geniş topraklara sahip olanlar ve bunların çocukları, bu topraklar üzerinde, kayıtlayıcı hükümler içinde söz sahibi olmuşlardır.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Derebeylik nedir

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Beste

    • 2015-04-06 15:39:57

    Cevap : Orta Çağ Avrupası'nda, Kavimler Göçü'nün Avrupa'da meydana getirdiği karışıklıklar yüzünden, halkın ve büyük toprak sahiplerinin kendilerini emniyete almak için güçlü, nüfuzlu kişilerin himayesine girmesi ile oluşan hiyerarşik ilişki bağına, toprağa dayalı yönetim biçimine feodalite (derebeylik) denir. Sözcük anlamı Latince ''feodum'' (tımar) anlamı taşır. ''Değeri olan taşınabilir mal''dır. Fransa'da Frank Karollenj İmparatorluğu'nda ortaya ilk kez çıktı.
     
    Kavimler Göçü her alanda olduğu gibi Avrupa’nın siyasal yaşamını da etkiledi. Krallıklar, Kavimler Göçü sırasında sahip oldukları toprakları ve bu topraklarda yaşayan insanların hak ve hukuklarını savunamadılar. Sürekli yağmalar ve savaşlar, halkın krallara olan güvenini sarstı. Krallar eski Roma kanun ve kurallarının birleştirerek yeni kanunlar yaptılar. Kavimler Göçü’nde rol alan kavimlerin kurdukları barbar krallıkları, il karşılığı olan kontluklara ve kontlukları da daha küçük yönetim bölümlerine ayırdılar. Barbar şefleri buralarda görevlendirerek onlara araziler, şatolar verdiler. Böylece Avrupa’da derebeylik (feodalite) adında temeli eşitsizliğe dayalı bir siyasal yönetim biçimi (rejim) ortaya çıktı. Savaş ve yağmalarda her şeyini kaybeden halk, özgürlüklerin  en kutsalı “yaşama özgürlüğü”nü devam ettirebilmek için; mantıksızlıklarla dolu bu sisteme sıkı sıkıya bağlandı.
     
    Zamanla, kral ve soylu kişiler (senyör-dük–kont), ellerinde bulunan arazileri , bağlılık yemini alarak kendilerine hizmet eden emrindeki kişiler arasında paylaştılar. Böylece feodalitenin (derebeylik) temeli olan , “himaye “ ve “tımar (fiyef)  sistemi doğmuş oldu. Bağlılık yemini ederek himaye altına alınan kimseye “vassal”, himaye eden senyöre de “süzeren” denildi. Senyörler, bağlılıkları nedeniyle vassallara kira karşılığı toprakların işleme hakkını vermeye başladı. IX. yüzyıldaki senyörler ve vassallar arasındaki hiyerarşi düzeni böylece derebeylik rejimini ortaya çıkardı.

    Senyörler, büyük korunaklı şatolarda ve kalelerde yaşarlar; askeri birlikler tarafından korunurlardı. Feodal düzenin en önemli özelliklerinden biri de buydu. Feodalite bir rejim olarak Orta Çağ Avrupası'na özgüydü. Kavimler Göçü'nün bir sonucuydu. Ortaçağ boyunca devam etmişti. Fakat XV. yüzyılda barutun ateşli silahlarda kullanılmasıyla sona ermeye başladı. Feodalite rejiminin zayıflaması ve yıkılmaya başlaması mutlak krallıkların güçlenmesine yol açtı. Yeni Çağ başında ise Almanya haricinde tüm Avrupa'da feodalite rejimi yıkıldı. Yakınçağ içinde de Almanya'da ortadan kalktı. 

    Derebeylik sisteminde, Avrupa’da birbirlerinden ayrı hak ve ayrıcalıklara sahip sosyal sınıflar vardı.

    Bunlar:
    1. Soylular (asiller, kontlar, baronlar,  viskontlar , şövalyeler): Doğma büyüme soylu kişilerdi. Orta Çağ Avrupası'nın en imtiyazlı sınıfıydı. Bunların siyasal ve askeri hakları vardı. Başka işler yapmazlardı. İngiliz feodallerin 1215 Magna Carta'yı Kral Yurtsuz John'a kabul ettirmeleri siyasal etkinlikleri ve güçlerini göstermesi bakımından değer taşır. 
     
    2. Rahipler (kilise ve papalık örgütü):Roma’ da oturan Papa’ya bağlı din adamlarıdır. Bunlar da üstün bir sınıftır. Derebeyleriyle ortak çalışarak halk üzerinde etkinliklerini birlikte sağlamışlardı.
     
    3. Burjuvalar: Kentli anlamında da kullanılabilir. Ancak ticaretle uğraşan ekonomik hakları bulunan topluluktur. Yalnız sosyal , siyasal ve hukuksal pek fazla hakları yoktu.
     
    4. Köylüler: Derebeylik yönetiminde çoğunluğu oluşturan en kötü durumda bulunan halk kesimiydi. Bunlara “serf“ (köle köylü)  de denir. Özgür değillerdi. Serfler , senyörler ve kilise teşkilatı tarafından  sürekli kullanılan ve sömürülen bir gruptu.
    Derebeylik nedir

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Mehmet

    • 2015-04-07 13:05:57

    Cevap : Derebeylik nedir?
    Ortaçağın Batı Avrupası’nda temeli toprak olan sosyolojik, ekonomik ve siyasi idarelere verilen isim. Kelime Türkçeye Osmanlı Devletinin son zamanlarında, tercümeyoluyla, feodalite karşılığı olarak girmiştir
    Feodalite idaresi Roma ve Germen toplumlarını yabancı baskılardan, merkezi idarelerinin otoritelerini kaybetmesinden dolayı karışıklıklar içinde bulunmasından doğmuştur. İktisadi faaliyetlerin zayıflayıp her türlü alış verişin azaldığı dönemde toplumlar parçalandı. Daha sonra da birbirleriyle ortak bazı menfaatlar karşılığında bütünleştiler. Bu ilk olarak Loirne ve Meuse arasındaki havalide görüldü. Buradan Almanya, Kuzey ve Güney İtalya, Kuzey İspanya, İngiltere, Latin devletlerine yayıldı. Dokuzuncu yüzyılda başlayıp 15. yüzyılda ömrünü tamamlayan derebeyilik rejiminin mal varlığına, kuvvetine göre bir hiyerarşisi ve buna göre de ünvanları vardı.
    Derebeyliğin esasında, kuvvetli ve yüksek bir askeri güç ile bunun emri altında çalışan bir köylü topluluğu vardır. Askeri gücün sahibi devlet değil, senyör denen ve kale hakimi olan derebeyidir. Mal ve toprak senyöründür. Köylülere toprak verip onlardan karşılığında ürün ve her türlü hizmeti isteyen odur. Adli işlere de bakan senyörün, Türk ve islam devletlerinde görülmeyen haklara sahip olması ona kadın ve erkeğe gayri insani davranma yetkisi de veriyordu. Tabii ki bunlar hep, devlet otoritesinin boşluğundan faydalanıp kendi başına buyruk olmalarından kaynaklanıyordu. Senyörün hizmetine kabul olunan insanlar onun malı olur, hiçbir hak iddia edemezlerdi. Kulluğa kabulde İncil’in üzerine yemin edilerek inanç bakımından da senyöre bağlanırdı. Baş senyörün ünvanı süzerendir. Kendine bağlı vasallar vardır. Vasal süzerenin yanında bulunduğu gibi, bir bölgede toprak verilerek başka yerde de bulunabilirdi. Vasal ayrıca bölgesinin gelirini süzerene yardım ve öğüt borcu karşılığında muntazam gönderirdi. İhaneti halinde bölge elinden alınıp cezalandırılırdı. Senyörler de süzerene bağlıdır. Bir süzerenin emrinde bir kaç senyör vardır. Bunlardan sancağı olana sancaklı senyör denir. Doğrudan doğruya krala bağlı olan Captal "Baş tımarcı" veya baron olur. Senyörlerin toprağa bağlı prenslikleri vardır. Bunlar kralın kendilerine emanet ettiği toprağı zorla alan kontlardır. Birkaç kont birleşip Duka (Duc= yönetici komutan) ve Marki (Hudut bölgesi yöneticisi, komutan) adını alırdı. Kral, derebeylik idaresinin en üst makamıdır. Kimseye kulluğu yoktur. Maiyetindeki kuvvetleriyle kamu gücünü meydana getirip, imkanlarıyla adalet ve savunma hizmetlerini yerine getirmeye çalışırdı.
    Derebeylik savaşçılarına şövalye denirdi. Vazifeleri süzerenlerin emrinde başka şövalyelerle savaşmaktı. Bu durum içte anarşi çıkardığından, Avrupa’da ortaçağda kaba kuvvetin zaferi hakimdi ve
    halk kendisini idare edenlere güvensizlik içindeydi.
    Avrupa derebeylikten, kralların otoriteyi tesis edip, merkezi bir idare kurmalarıyla kurtulmuştur. Bu da uzun bir zamanda yavaş yavaş olmuştur. Avrupa’da fikir akımlarının yayılmasıyla derebeylik büsbütün ortadan kalkmıştır.

    Sözlükte "derebeylik" ne demek?
    1. Derebeyi olma durumu.
    2. Özellikle batı avrupa'da toprağı ve üzerinde yaşayan köylüleri tek bir kimsenin malı sayan ortaçağ siyasal düzeni, senyörlük, feodalite.
    3. Derebeyi yönetimindeki bölge.
    Cevap Yaz Arama Yap




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.