Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

  • Tarih
  • 3 yıl önce
  • 3 Cevap

Devletin tarihsel gelişimi

devletin tarihsel gelişimi

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-12-08 03:33:53

    Cevap : İlk insan toplulukları uzun bir süre devletsiz, sınıfsız ilkel-komünal bir yaşam sürmüşlerdir. Devlet olgusunun insanlık tarihinde ortaya çıkışı; sınıflar mücadelesinin başlamasıyla ve egemen olan sınıfın kendi çıkarlarını korumak, üretimde kurduğu sistemin siyasal-hukuksal-ideolojik üst yapısını kurmak, ezilenlerin gözünde meşruiyet kazanmak amacıyla oluşturulmuştur. Devletin ortaya çıkışı; toplumun farklı kesimlerinin bir araya gelip anlaşmasıyla, uzlaşmasıyla oluşmamıştır, tam tersine iki farklı çıkara sahip olan sınıfların çatışmasının sonucu olarak, egemen sınıf bu çatışmayı hafifletmek, kendi kurmaya çalıştığı sistemin devamını sağlamak, kendini toplumun çıkarlarını temsil ettiği konusunda toplumu ikna etmek amacıyla kurumsallaşmasının bir sonucudur.

    O halde devletin ortaya çıkışı; toplumun gönüllü bir birliğinin sonucu değil, toplum içindeki üretenler ile üretime el koyma, üreticileri kendi hesabına çalıştırıp zenginliğini sürdürme amacında olan asalak sınıf arasındaki çatışmaların sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2020-12-08 03:37:40

    Cevap :

    DEVLET NASIL ORTAYA ÇIKMIŞTIR?

    "Devlet özgürlüklerin teminatıdır." (Friedrich Hegel)
    "Devlet toplumsal iradenin ürünüdür." (Jean-Jacques Rousseau)

    Bireylerin oluşturduğu toplumdaki düzeni, bireysel vicdanlar sağlayamaz. Çünkü vicdanın zorlama ve yaptırım gücü yoktur.
    Bundan dolayı toplumsal yaşamda bireylerin ihtiyaç ve isteklerini, ilişkilerini ve haklarını düzenleyen kurallara, yasalara ve bunları uygulayacak kurumlar üstü bir kurama gereksinim vardır. Buna göre devlet, amacı sosyal düzenin, adaletin, toplumun iyiliğinin sağlanması olan, belli bir toprak parçası üzerinde yerleşmiş bir insan topluluğuna dayanan ve bu topraklar üzerinde bulunan her şey üzerinde nihai meşru kontrole sahip, siyasi örgütle (hükûmet) donanmış sosyal bir organizasyondur.

    “Devlet nedir?” sorusuyla ilgili bu açıklamaları yaptıktan sonra şimdi devletin ortaya çıkışıyla ilgili siyaset felsefesinin diğer
    önemli bir sorusuna geçelim:

    “Devlet nasıl ortaya çıkmıştır?” Bu soruyla ilgili olarak düşünce tarihi boyunca devletin doğanın bir devamı olduğunu ve
    yapay bir varlık olduğunu ileri süren iki farklı görüş ortaya atılmıştır.

    1. Devletin Doğal Bir Varlık Olduğunu Savunanlar

    Bu yaklaşıma göre devlet diğer canlılar gibi büyük bir organizmadır.

    Platon: İnsan ve devlet birbirine benzer insan mikro organizma devlet ise makro organizmadır. Devletteki toplumsal sınıflar insanda bulunan bazı yetilerin karşılığıdır.Platona göre insanın tek başına kendine yetememesi başkalarına ihtiyaç duyması toplumun oluşmasına sebep olur.

    Örneğin: İşçi sınıfı insandaki beslenme güdüsüne koruyucular sınıfı insandaki irade ve cesarete yöneticiler sınıfı ise insandaki akla karşılık gelir.

    Farabi: Bütün insanlar ihtiyacı giderebilme konusunda yardımlaşmaya ve birlikte bulunmaya muhtaçtır. Kendi türüyle bir arada bulunmak diğer canlılarda olduğu gibi insanında doğasında vardır. Bundan dolayı Farabi insan için “Sosyal ve siyasal hayvan(canlı)” tanımını yapmıştır

    İbn-i Haldun: İbn-i Halduna göre toplum insanların birbirine muhtaç olmasından dolayı ortaya çıktığı halde devlet insanı toplumdaki diğer insanların saldırı ve zulmünden korunmak için kurulmuş bir müessesedir.”Mukaddime” adlı eserin de insanın toplumsal yönü kadar hayvan yönü de belirtir.İşte devlet ve onun koyduğu kurallar insanı diğer insanların hayvani yönlerinden korur.Böylece insanlar için kendi cinslerinden bir yasakçıya sahip olmayı ona baş ğme doğal bir zorunluluk olarak ortaya çıkar.

    2. Devletin Yapay Bir Varlık Olduğunu Savunanlar

    Bu görüşe göre devlet insanların oluşturduğu yapay bir varlıktır. İnsanlar kendi aralarında anlaşıp uzlaşarak toplumu ve devleti meydana getirirler.

    Thomas Hobbes: “Leviathan(Tevrat’ta adı geçen bir devin ismi)” adlı eserinde belirttiği gibi doğa durumunda birbirinin kurdu olan insanlar bir sözleşme ile hak ve özgürlüklerini kendi iradeleriyle devlete tek taraflı devrederek kargaşa ve savaşa son verip güvenlik içinde yaşamak istemişlerdir. Ortak iradenin bu isteği devleti yapma bir kurum olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur.

    John Locke: Locke’ta toplumun kuruluşuna sözleşmeye dayandırır. Locke’un devleti onu kuran toplumun amaçlarının gerçekleştirilmesinde sadece bir araçtır. Siyasal toplum ve siyasal güç sözleşme sonucu olduğu için yönetilenlerinde onayına sahip olacaktır.Siyasal güç mülkiyet hakkını korumak için kurulduğundan bunun ortadan kaldırılması düşünülemez.Aksi halde siyasal otoritenin meşruiyeti ortadan kalkacak ve halkın direnme hakkı doyacaktır.Locke kuvvetler ayrılığı ilkesini de vurgulamıştır.

    Jean Jacques Rousseau: “Toplumsal sözleşme” adlı eserinde insanın özgür olarak doğduğunu ama sonra her yerde zincire vurulduğunu söyler. İnsan bu durumdan ancak sözleşme ile katıldığıkendi özgür iradesiyle onayladığı ve bağlandığı bir devlet meydana getirmekle kurtulabilir.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Viento

    • 2020-12-07 11:24:29

    Cevap :
    1. Mutlak Monarşi
    2. Egemenliğin Sınırlandırılması
    3. Ulusal Egemenlik
    4. Ulus-üstü Egemenlik
    5. Kentsel Egemenlik



    Devlet hakkında yapılan tartışmalarda daha çok egemenlik üzerinde
    yoğunlaşılmıştır. Devlet tanımlanırken veya en iyi devlet aranırken
    sorgulanan kavram hep egemenlik olmuştur. Bunun için önce insan
    egemenliği sorgulanmıştır. Çünkü insan doğasında iyiyse onun
    egemenliğini kısıtlamaya gerek yoktur. Eğer doğasında kötülük varsa
    egemen güç tarafından kısıtlanmalıdır. Yeniçağda ise bu arayış yerini
    egemenliğin kime verileceği sorusuna bırakmıştır. Yeniçağın sosyal
    olayları egemenliği ulus devletlere bırakırken, yakın çağın sosyal
    olaylarıysa ulus-üstü egemenleri ortaya çıkarmıştır. Modern Çağ da ise
    egemenlik, uluslararası sermayenin egemenliğinden etkilenmiş ve
    aşınmıştır.

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.