İşte Cevaplar
Cevap : Deyimlerin özellikleri
1-Kalıplaşmış söz öbekleridir. Yerleri değiştirilemez; bir kelime çıkarılıp, aynı anlama da gelse yerine başka bir kelime konamaz.
Örneğin: Akla karayı seçmek deyimi akla siyahı seçmek olarak değiştirilemez.
2-Bir araya gelirken, çoklukla kendi gerçek anlamlarından ayrı bir anlam belirtirler.
Örneğin: Ağzı var dili yok deyiminde kişinin dilinin gerçek anlamda olmadığı ifade edilmemekte, kişinin sessiz, sakin, kendi hâlinde, susan, derdini anlatmayan biri olduğu ifade edilmek istenmektedir.
3-Deyimler çoklukla mastar hâlinde olduklarından fiil çekimine girerler.
Örneğin: Alçak gönüllü olmak, al aşağı etmek,avcunu yalamak gibi.
4-Deyimlerin bir çoğu benzetme ve söz sanatları ile süslüdür. Anlatıma güzellik, canlılık ve çekicilik katmak için bu şekilde kullanılırlar. Genel kural niteliği taşımadıklarından, bu yönleriyle ata sözlerinden ayrılırlar.
Örneğin: Vakitsiz açılan gül çabuk solar. atasözü defalarca denenmiş,netleşmiş bir kuraldır. Ancak baklayı ağzından çıkarmak deyiminde genel bir kural yoktur.
5-Deyimler kısa ve özlü ifadeler taşırlar. Bir kavramı, bir düşünceyi, bir olayı az sözle belirtmek ya da daha etkili kılmak için kullanılırlar.
Örneğin: ağzını açıp gözünü yummak, ağzı kulaklarına varmak gibi.
6-Deyimler en az iki kelimeden oluşurlar. Bir kısmı kelime grubu bir kısmı da cümle hâlinde biçimlenmiştir.
Örneğin:ana baba günü,ayağını sürümek gibi.
7-Kimi ikilemeler de çoklukla deyim sayılmaktadır.
Örneğin: allak bullak, oldum olası gibi.
Diğer Cevaplara Gözat
1-Kalıplaşmış söz öbekleridir. Yerleri değiştirilemez; bir kelime çıkarılıp, aynı anlama da gelse yerine başka bir kelime konamaz.
Örneğin: Akla karayı seçmek deyimi akla siyahı seçmek olarak değiştirilemez.
2-Bir araya gelirken, çoklukla kendi gerçek anlamlarından ayrı bir anlam belirtirler.
Örneğin: Ağzı var dili yok deyiminde kişinin dilinin gerçek anlamda olmadığı ifade edilmemekte, kişinin sessiz, sakin, kendi hâlinde, susan, derdini anlatmayan biri olduğu ifade edilmek istenmektedir.
3-Deyimler çoklukla mastar hâlinde olduklarından fiil çekimine girerler.
Örneğin: Alçak gönüllü olmak, al aşağı etmek,avcunu yalamak gibi.
4-Deyimlerin bir çoğu benzetme ve söz sanatları ile süslüdür. Anlatıma güzellik, canlılık ve çekicilik katmak için bu şekilde kullanılırlar. Genel kural niteliği taşımadıklarından, bu yönleriyle ata sözlerinden ayrılırlar.
Örneğin: Vakitsiz açılan gül çabuk solar. atasözü defalarca denenmiş,netleşmiş bir kuraldır. Ancak baklayı ağzından çıkarmak deyiminde genel bir kural yoktur.
5-Deyimler kısa ve özlü ifadeler taşırlar. Bir kavramı, bir düşünceyi, bir olayı az sözle belirtmek ya da daha etkili kılmak için kullanılırlar.
Örneğin: ağzını açıp gözünü yummak, ağzı kulaklarına varmak gibi.
6-Deyimler en az iki kelimeden oluşurlar. Bir kısmı kelime grubu bir kısmı da cümle hâlinde biçimlenmiştir.
Örneğin:ana baba günü,ayağını sürümek gibi.
7-Kimi ikilemeler de çoklukla deyim sayılmaktadır.
Örneğin: allak bullak, oldum olası gibi.
Diğer Cevaplara Gözat