Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Dış kuvvetler nedir arkadaşlar

Bu sorunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz.

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Ugur

    • 2015-04-11 06:15:30

    Cevap : Dünyamızı Etkileyen Başlıca Dış Kuvvetler
    1.
     Rüzgarlar
    2.
     Akarsular
    3. Yeraltı Suları ve Kaynaklar
    4. Buzullar
    5. Gel-Git (Med-Cezir) Dalga ve Akıntılar   1. RÜZGARLAR Rüzgarlar, kopardıkları parçacıkları havalandırarak taşımak, bu parçacıkları çarptırarak aşındırmak ve gücü bitince de biriktirmek yoluyla yeryüzünde şekillendirme yaparlar.     Rüzgarların Etkili Olduğu Alanların Ortak Özellikleri Kurak ve yarı kurak olmaları. Bitki örtülerinin cılız olması. Günlük sıcaklık farkının fazla olması. Fiziksel çözelmenin etkili olması.   a. Rüzgar Aşındırma Şekilleri
    Rüzgarlar güçleri ölçüsünde yeryüzünden kopardıkları parçacıkları veya mevcut materyalleri sürükleyerek, havalandırarak taşırlar ve önüne çıkan engellere çarptırırlar. Bunun sonucunda kayaların yüzeyinde çizikler ve oyuklar oluşur. Aşınmaya karşı farklı dirençteki tabakalar üst üste oluşmuş ise bu oyuklar büyür  ve bazı şekiller meydana gelir. Bu şekillerin en sok görülenleriŞeytan Masaları (Mantar Kayalar) ve Şahit Kayalar‘dır.   b. Rüzgar Biriktirme Şekilleri
    Rüzgar biriktirme şekillerinden en yaygın olanı kumullardır. Kumullar, rüzgar hızının azaldığı alanlarda kum yığınları şeklinde meydana gelirler. Rüzgar yönünde uzanan kumul tepelerine boyuna kumul, rüzgara dik yönde olanlara da enine kumul denir. Hilal biçimindeki enine kumullarına da barkan adı verilmektedir. Kumul alanlarına yakın yerlerde oluşan ince toz birikintilerine ise lös toprakları adı verilmektedir. Rüzgar erozyonu, tarım alanlarındaki verimli toprakları süpürmektedir. Bu nedenle rüzgar erozyonundan topraklarımızı korumamız gerekiyor.   Rüzgar Erozyonundan Korunmak İçin Yapılabilecekler Kurak mevsimlerde topraklar sürülmemelidir. Toprağa otsu bitkiler ekilmelidir. Ağaçlandırmalar arttırılmalıdır. Tarlalar nadasa bırakılmamalıdır. Meralarda aşırı otlatma engellenmelidir. Hasattan sonra anızların yakılmaması gerekmektedir.     2. AKARSULAR Akarsuların sularının çıktığı yere kaynak denir. Akarsunun sularını boşalttığı yer ağız adını alır. Kaynakla ağız arasında uzanan, akarsuyun içinden aktığı çukurluk akarsu yatağıdır. Akarsuların kollarıyla birlikte sularını topladığı alana havza denir. İki türlü havza vardır. Bunlardan birincisi açık havzadır. Açık havza, sularını denize ulaştırabilen akarsulara denir. Buna örnek olarak Seyhan, Ceyhan Kızılırmak, Gediz, Fırat verilebilir. Kapalı havza ise sularını denize ulaştıramayan akarsulara denir. Buna da örnek olarak Van Gölü, Tuz Gölü, Göller Yöresi verilebilir. İki akarsu havasını birbirinden ayıran sınıra su bölümü çizgisi denir. Bir akarsuyun belli bir kesitinden 1 saniyede geçen suyun m3 cinsinden ifadesine akım (debi) adı verilir. Akarsuyun yıl içerisindeki debi değişikliği rejim adını almaktadır. İki türlü akarsu rejimi vardır. Birincisi düzenli rejimdir. Düzenli rejim, akarsuyun akımında yıl boyunca önemli bir değişiklik görülmemesi durumudur. İkinci rejim olan düzensiz rejim ise akarsuyun akımında yıl boyunca önemli miktarda azalmalar ve artmalar görülmesi durumudur.   a. Akarsu Aşınım Şekilleri
    Akarsuyun aşınım yapabilmesi için yatak eğiliminin fazla ve oluş hızının çok olması gerekir.    I. Denge Profili
       Akarsuların yatağını ağızdan kaynağa doğru geri aşındırarak düzleştirmesiyle oluşan iç bükey eğriye denge profili denir. Türkiye’de akarsular denge profiline ulaşmamıştır. Bunun nedeni ise Türkiye’nin bugünkü yer şekillerinin yakın bir dönemde oluşmuş olmasıdır. Ancak Ege Bölgesi’ndeki akarsular denge profiline yaklaşmıştır.
       II. Dev Kazanı
       Akarsuların şelale şeklinde aktığı yerlerde suların düşme alanında aşındırma ile oluşan çukurluklara dev kazanı denir.    III. Vadi
    Akarsuların derine ve yana doğru aşındırma yapması sonucu oluşan uzun çukur alanlara vadi Çentik (V) Vadi Boğaz (U) Vadi Kanyon Vadi Asimetrik Vadi Geniş Tabanlı Vadi      IV. Menderes
       Akarsu yatak eğiliminin az olduğu alanalrda akarsuyun salınımlar ve büklümler yaparak akması sonucu oluşan şekillerdir.
    Menderes Oluşturan Bir Akarsuyun Özellikleri Yatak eğimi azdır. Akış hızı azdır. Aşındırma gücü azalmıştır. Boyu uzamıştır. Hem aşındırma hem de biriktirme yapar.      V. Peribacaları
       Volkan tüflerinin yaygın olduğu bir arazide sellenme sonucu oluşmuş yer şekilleridir. Üstteki dirençli kayalar aşınmadığı için şapka şeklinde bir görünüm oluşmuştur. Ülkemizde en fazla Ürgüp, Göreme (Nevşehir) çevresinde görülür.
       VI. Peneplen
       Yer şekillerinin deniz seviyesine kadar aşındırılarak düzleştirilmesidir. Türkiye’de ova ve platoların yüksekte kalmasının sebebi 3. jeolojik zaman sonalarında peneplen haline gelen yerlerin tekrar yükselmiş olmasıdır.
       VII. Kırgıbayır
       Eğimin fazla, bitki örtüsünün seyrek olduğu milli, tüflü arazilerde sel sularının araziyi çok sık bir şekilde yarması ile oluşan şekillere kırgıbayır denir.
       VIII. Plato
       Akarsular tarafından derince yarılmış çevresine göre yüksekte kalmış düzlükler plato adını almaktadır.
      b. Akarsu Birikim Şekilleri
    Akarsuyun birikim yapabilmesi için yatak eğiliminin az olması ve bol miktarda alüvyon taşıması gerekir.    I. Birikim Konisi
       Dağlardan inen akarsu veya derelerin taşıdığı malzemeleri, dağ eteğinde eğiminin azalması sebebiyle yelpaze şeklinde biriktirmesi olayıdır.
       II. Dağ Eteği Ovası
       Birikinti konilerinin birleşmesi sonucu oluşan hafif dalgalı düzlüklerdir.    III. Dağiçi Ovası
       Etrafı dağlarla çevrili çukur alanlara inen akarsu ve derelerin taşıdıkları malzemeleri yatak eğimlerinin azaldığı yerde biriktirmesi sonucu oluşan düzlüklerdir.    IV. Taraça (Seki)
       Akarsuların önce biriktirmesi, sonra tekrar aşındırması sonucu ile oluşan basamak şeklindeki düzlüklerdir. Sekiler eski vadi tabanlarıdır.    V. Delta
       Akarsuların denize döküldüğü yerde taşıdığı malzemeleri biriktirmesiyle oluşan düzlüklerdir. Deltayaö rnek olarak Çukurova, Bafra, Çarşamba ve Göksu verilebilir. Deltanın Oluşabilmesi İçin Akarsuyun döküldüğü deniz sığ olmalıdır. Kıyı akıntısı olmamalıdır. Gel-git etkili olmamalıdır. Akarsu bol miktarda alüvyon taşımalıdır.      VI. Irmak Adası
       Akarsu yatak eğiminin azaldığı ve yatağın genişlediği yerlerde taşınan alüvyonların yatak içinde birikmesi ile oluşan şekillerdir.
        3. Yeraltı Suları ve Kaynaklar Yağışlarla yeryüzüne düzen suların bir kısmı yüzeyden akarken bir kısmı da yeraltına sızarak orada akış oluştururlar. Bunlara yeraltı suyu, yeraltı sularının kendiliğinden yeryüzüne çıktığı yerlere dekaynak adı verilir. a. Yeraltı Suları
    Türkiye, yeraltı suları bakımından oldukça zengindir. Jeolojik yapı ve yer şekilleri yeraltı sularının özelliklerini belirler. Kumlu ve çakıllı yapılarda bol miktarda yeraltı suyu bulunur. Ülkemizde özellikle kıyı bölgelerimizdeki ovalar ve deltalar, oldukça zengin yeraltı suyuna sahiptir. Ayrıca karstik alanlarımızda da yeraltı suyu oldukça fazladır.   b. Kaynaklar
    Artezyen Kaynaklar: Özellikle kıvrımlı yapılarda iki geçirimsiz tabaka arasında bulunan geçirimli tabakalarda basınçlı yeraltı suları birikir. Bu suların bulunduğu alanlar sondajla açılırsabu sular basınçlı bir şekilde fışkırır. Böyle kaynaklara artezyen kaynaklar adı verilir. Karstik Kaynaklar: Kireç taşlarının çatlaklarından sızan suların yeraltında toplanması ve bunları vadi tabanı ile yamaçlarında bol debili akması sonucunda oluşurlar. Karstik kaynaklar, kalkerli arazide oluştuğu için suları bol miktarda kireç içerir. Ülkemizde başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere karstik arazilerin bulunduğu alanalarda bol su çıkaran karstik kaynaklar bulunur. Fay Kaynakları: Fay hatlarındaki çatlaklardan yeryüzüne çıkan sıcak suların oluşturduğu kaynaklardır. Ülkemize fay kaynakları en çok Ege Bölgesi ve Güney Marmara Bölümü’ndeki grabenler boyunca görülür. Ayrıca Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde de bu tür kaynaklar oluşmuştur. Yamaç Kaynakları: Dağ ve vadi yamaçlarında geçirimsiz bir tabakanın yüzeyi kestiği yerlerde oluşurlar. Termak Kaynaklar ve Kaplıcalar: Yerin derinliklerine sızan sular yerin iç ısısının etkisiyle ısınarak yeryüzüne çıkarlar. Bu şekilde oluşan sıcak su kaynaklarına termal kaynak veya kaplıca adı verilir. Eğer bu kaynakların suyu çok sıcak ise ve basınçlı olarak yeryüzüne çıkıyorlarsa bunlaragayzer, suları az sıcak ise bunlara da ılıca denir. Sıcak su kaynakları aynı zamanda bileşimlerinde çözünmüş halde kimyasal madde bulundururlar. İçlerinde mineral bulunan bu sular maden suyu olarak adlandırılmıştır.     4. Buzullar Kutuplarda ve yüksek dağlar üzerinde yağışlar genellikle kar halinde olur. Sıcaklık çok düşük olduğu için yağan karlar erimeden üst üste birikir. Biriken bu karlara toktağan kar (kalıcı kar) denir. Yaz ve kış karla örtülü olan böyle yerlerin alt kısımlarına ise toktağan kar sınırı adı verilir. Karörtüsü başlangıçta yumuşak ve gevşektir. Ancak daha sonra soğuğun etkisi ve yağan karların sıkıştırması ile sertleşir. Buna buzkar denir. Buzkarlar daha sonra üst üste yağan karların basıncı ile iyice katılaşır ve buzul haline gelir. Binlerce km2 lik sahaları geniş ve kalın bir örtü gibi kaplayan buzullara örtü buzulu, dağların zirvelerinde oluşan buzullara da dağ buzulu denilmektedir. Ülkemizdeki buzullar dağ buzulu şeklinde oluşmuşlardır. Türkiye’deki buzul dönemi 4. jeolojik zamanda Dünya’daki iklim değişmelerinde bağlı olarak başlamıştır. Bu devirde özellikle ülkemizin yüksek yerleri buzullaşma olaylarından etkilenmiştir. Bundan dolayı 2000 metreden daha yüksek olan dağlarımız buzullarla kaplanmıştır.   a. Buzulların Aşındırma Şekilleri
    Buzul Vadisi: Buz örtüleri altında kalmış olan bölgelerde buzun yatağını aşındırıp derinleştirmesi sonucunda “U” şeklindeki vadilerdir. Hörgüç Kaya: Ana kayanın buzullar tarafından işlenmesi sonucunda oluşan kaya tepeleridir. Sirk Çanağı (Buz Yalağı): Dağ yamaçlarındaki bazı buzulların bulundukları alanı aşındırmasıyla oluşan çanaklardır. Buzullar bazen eriyince bu çanaklar sularla dolarak sirk göllerini meydana getirirler.   Türkiye’deki Buzulların Aşındırma Şekillerinin En Çok Görüldüğü Dağlar Toroslar’da Bey Dağları, Sultan Dağları, Bolkar Dağları ve Aladağlar. Göller Yöresi’nde Davras ve Dedegöl Dağları. Doğu Anadolu Bölgesi’nde Mescit, Yalnızçam, Bingöl, Buzul, Süphan, Sat ve Ağrı Dağları İç Anadolu Bölgesi’nde Erciyes Dağı Marmara Bölgesi’nde Uludağ Karadeniz Bölgesi’nde Kaçkar ve Giresun Dağları   b. Buzulların biriktirme Şekilleri
    Moren (Buzultaş): Buzulların aşındırdıkları malzemeleri biriktirmesiyle oluşurlar. Ortalama kalınlıkları 50 – 60 metre kadardır. Drumlin: Buzulların taşıyıp biriktirdiği materyallerin buzulun, alt kısmındaki erimeler sonucu meydana gelen dereler tarafından işlenmesiyle oluşan birikintilerdir. Sander Ovası: Eriyerek çekilen buzul sularının oluşturduğu düzlüklerdir. Ülkemizde buzul birikim şekillerinden sadece morenler bulunur. Ancak bunlar da pek yaygın değildir. Çünkü morenlerin büyük bir kısmı akarsular tarafından taşınmıştır.   5. Gel-Git (Med-Cezir) Dalga ve Akıntılar a. Gel-Git (Med-Cezir)
    Özellikle Ay’ın ve Güneş’in çekim gücü etkisiyle okyanuslarda görülen alçalma – yükselme hareketleridir. Ay, Dünya’ya Güneş’ten daha yakın olduğu için gel- git oluşumundaki etkisi daha fazladır. Ay ve Güneş aynı doğrultuda oldukları zaman çekim güçleri birbirine eklenir ve kabarma daha fazla olur. Buna Büyük Gel-Git denir. Ay ve Güneş birbirlerine dik doğrultuda oldukları zamanlarda çekim güçleri birbirini zayıflatır ve kabarma daha az olur. Buna da Küçük Gel-Git denir. Suların kabarma ve çekilme düzeyleri arasındaki dikey yükselti farkına gel – git genliği denir. İç denizlerde genlik az iken (30 – 80 cm) kıyı denizlerde fazladır. (8 – 20 m) Gel-Git Etkisi Sonucunda Akarsu ağızlarında delta oluşumu engellenir. Akarsu vadilerinin ağızlarının tıkanması önlenir. Kıyı kirlenmesi önlenir. Haliçler oluşur. Deniz yükseldiği zaman akarsualrın ağız kısımlarına sokulur ve haliç şekli meydana gelir. Bu çeşit kıyılara estuar kıyılar (haliç tipi) denir. Watt Kıyıları oluşur. Deniz, belli aralıklarla alçalıp yükselince kıyı çizgisi değişir. Deniz alçalınca ortaya çıkan deniz yükselince ortadan kalkan bu kıyılara Watt Kıyıları denir. Türkiye’nin çevresindeki denizler iç deniz olduğu için gel – git genliği azdır. Bu nedenle ülkemiz kıyılarında gel – gitin etkisi hissedilmez. b. Dalgalar
    Dalgalar, deniz yüzeyindeki salınım hareketlerdir. Dalgaları Oluşturan Nedenler Dünya’nın dönmesi. Rüzgarlar. Depremler. Denizaltı heyelanı. Volkanizma. Deniz dibindeki depremlere ve volkanik faaliyetlere bağlı olarak dalgalara tsunami dalgalarıdenir. c. Akıntılar
    Deniz yüzeylerindeki suların bulundukları yerlerden başka alanlara doğru taşınmasına akıntı denir. Akıntıların oluşmasına neden olan faktörler aşağıdaki gibidir.    I. Yoğunluk Farkı: Sıcaklık farkı ve tuzluluk farkı olarak ikiye ayrılır.
    Sıcaklık Farkı: Yoğunluğu fazla olan soğuk sular alttan sıcak su alanlarına doğru, yoğunluğu az olan sıcak sular üstten soğuk su alanlarıan doğru akarlar.
    Tuzluluk Farkı: Yoğun olan tuzlu sular alttan tatlı su bölgelerine doğru, yoğunluğu az olan tatlı sular ise üstten tuzlu su bölgelerine akarlar.    II. Seviye Farkı: Beslenme kaynakları fazla olan denizlerin seviyeleri beslenme kaynakları az olan denizlere göre fazladır. Örneğin İstanbul ve Çanakkale boğazlarındaki akıntılar gibi.    III. Sürekli Rüzgalar: Okyanus ve denizlerdeki akıntıların en önemli nedeni sürekli rüzgarlardır. Rüzgarların süresi ve şiddeti akıntıların etkili olma süresi ve alanını etkiler.    IV. Gel-Git Olayı: Deniz ve okyanuslardaki akıntıların oluşum sebeplerinden birisi de gel – git olayıdır. Gel – gitin etkili olduğu kıyılarda şiddetli akıntılar buna bağlı olarak aşınım ve birikim şekilleri oluşur. d. Türkiye’de Dalga ve Akıntıların Oluşturduğu Kıyı Şekilleri
    Falezler (Yalıyazarlar): Yüksek kıyılarda dalgaların etkisiyle kıyıların alt kısımları aşındırılır ve bazı oyuklar oluşur. Bu oyuklar büyüdüğü zaman tavanları çöker ve denize dik kıyılar meydana gelir. Bu dik kıyılara falez yada yalıyar adı verilir.

    Ülkemizde falezler en çok Karadeniz kıyılarında oluşmuştur. Çünkü en dik kıyılarımız Karadeniz kıyılarıdır. Hopa – Sarp kıyıları ile Cide – İnebolu kıyıları arasında ve şile çevresinde falezli kıyıların en tipik örnekleri görülür. Akdeniz’de Teke ve Taşeli kıyılarında da falezler oluşmuştur. Kıyı Kumsalları (Plajlar): Dalga ve akıntıların etkileriyle kıyıdan koparılan malzemeler bir middet ve sürtünme sonucu iyice ufalanır ve incelir. Dalgalar ve bu küçülen malzemeleri alçak kıyılarda biriktirirler. Sonuçta kıyı kumasalları yani plajlar oluşmuş olur. Kıyı Okları ve Kordonları: Dalgalar ve kıyı akıntıları taşıdıkları materyalleri özellikle koyların kenarında biriktirirler. Sonuçta kıyılarda çıkıntılar oluşur. Bunlara kıyı oku denir.  Kıyı okları zamanla daha da genişler ve uzar. Bunalra da kıyı kordonu adı verilir. Kıyı okları ve kordonları en belirgin olarak Çukurova, Göksu, Çarşamba ve Bafra deltalarında oluşmuştur. Lagünler: Koyların önünde oluşan kıyı kordonları zamanla koyun önünü tamamen kapatır ve denizle olan bağlantısını keserek deniz kenarında bir göl oluşumuna neden olurlar. Böyle oluşan göllere lagün ve deniz kulağı denir. Türkiye’deki bütün delta ovalarında küçük lagünler oluşmuştur. Ayrıca Büyük ve Küçük Çekmece Gölleri ile Durusu Gölü birer lagündür. Tombololar: Kıyı yakınındaki bir adanın bir kordonla kıyıya bağlanması sonucu yarım adalaratombolo denir. Türkiye’de Güney Marmara kıyılarındaki Kapıdağ Yarımadası tomboloya örnek olarak verilebilir. e. Başlıca Kıyı Tipleri
    Fiyort Kıyılar: Buzul vadilerinin sular altında kalması sonucu oluşan kıyılardır. Bu kıyı tipine en güzey örnek İskandinav Yarımadası’nın Atlas Okyanusu kıyılarıdır. Dünya’nın en büyük fiyordu Norveç’teki Soğne fiyordudur. Fiyort Kıyılar Türkiye’de görülmez. Skyer Kıyılar: Buzulların aşındırdığı tepeciklerle veya buzulların biriktirdiği moren yığınlarıyla şekillenmiş kıyılar sular altında kalınca yüzlerce adacık ortaya çıkar. Bu tür kıyılara Skyer kıyılar denir. Baltık Denizi’nin Kuzeydoğu’sunda bu tür kıyılar görülür. Türkiye’de görülmez. Ria Tipi Kıyılar: Platoları yaran derin vadilerin sular altında kalmasıyla oluşan kıyılardır. Dünya’da en güzel örnekleri Güneybatı İrlanda ve Kuzeybatı İspanya’da görülür. Ülkemizde de Güneybatı Ege kıyıları, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Haliç, Ria tipi kıyılara örnektir. Liman Tipi Kıyılar: Alçak kıyılardaki geniş vadilerin sular altında kalması ve bunların önünün kıyı setleriyle kapatılması sonucunda oluşmuştur. Dünya’daki en iyi örnekleri Ukrayna’nın Karadeniz kıyılarında görülür. Ülkemizde de örnek olarak Büyük ve Küçük Çekmece kıyıları gösterilebilir. Dalmaçya Tipi Kıyılar: Deniz sularının kıyıya paralel uzanan dağlar arasındaki çukurluklara dolmasıyla oluşan kıyılardaki. Dünya’daki en iyi örneği Adriyatik Denizi kıyılarında görülür. Ülkemizde de Kaş (Antalya çevresinde bu tür kıyılara rastlanır. Haliç (Estuar) Tipi Kıyılar: Gel – git olayı sonucunda akarsu ağızlarının aşındırılmasıyla oluşan ve huniye benzeyen kıyılardır. Dünya’nın en büyük halici Hamburg halicidir. Bunun yanında Londra, Elbe, Wesser, Thames, Evoş, Bordeaux ve Weischel haliçleri de Dünya’nın önemli haliçlerindendir. Bu haliçlerin hepsi aynı zamanda gelişmiş birer limandır. Türkiye’de görülmez. Boyuna Kıyılar: Dağların denize paralel uzandığı yerlerde boyuna kıyılar görülür. Bu kıyılarda girinti – çıkıntı son derece fazladır. Ege kıyıları bu tiptendir.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Dış kuvvetler nedir arkadaşlar

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Gulnur_8

    • 2015-04-11 06:19:00

    Cevap : Dış kuvvetler

    Rüzgarlar Akarsular Yeraltı Suları Buzullar Dalgalar, Akıntılar ve Gelgit
    Enerjisini güneşten alan kuvvetlere dış kuvvet denir. İç kuvvetler büyük yeryüzü şekillerinin oluşmasını sağlar. Dış kuvvetler ise bu şekilleri aşındırarak biçimlendirir. Yerkabuğunu sürekli aşındıran dış kuvvetler, aşındırdıkları materyalleri çukur alanlarda biriktirirler. Hem iç kuvvetler hem de dış kuvvetler etkisini çok yavaş gösterirler. Ancak bazı dış kuvvetlerin etkisi bizler tarafından da gözlenebilir. Örneğin heyelan olayı aniden gelişen ve milyonlarca tonluk kütlelerin yer değiştirdiği bir olaydır. Dış kuvvetler iklim koşullarına göre etkisini gösterir. Örneğin; çöl bölgelerinde rüzgar, orta kuşak iklimlerinde yağmur, soğuk iklimlerde buzullar etkilidir.
     
    Dış kuvvetler nedir arkadaşlar

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.