Cevap :

Osmanlı Devleti'nde Divan-ı Hümayun, devlet işlerinin görüşüldüğü ve karara bağlandığı en yüksek kuruldu. Divan-ı Hümayun, padişahın başkanlığında toplanır ve padişahın onayı olmadan herhangi bir karar alınamazdı.

Divan-ı Hümayun'un üyeleri şunlardır:

1. Vezir-i azam: Divan-ı Hümayun'un başkanı ve padişahın birinci yardımcısıydı.
2. Kubbede altı vezir: Vezir-i azamdan sonra gelen ve padişahın yardımcısı olan kişilerdi.
3. Kazasker: İslam hukukunu uygulayan hakimdi.
4. Nişancı: Devletin resmi yazışmalarından sorumlu olan kişidir.
5. Defterdar: Devletin maliye işlerinden sorumlu olan kişidir.
6. Kaptan-ı derya: Osmanlı donanmasının komutanıydı.
7. Şeyhülislam: Osmanlı Devleti'nin dini lideri ve başmüftüydü.

Divan-ı Hümayun'un üyelerinin görevleri şunlardır:

1. Devlet işlerini görüşmek ve karara bağlamak: Divan-ı Hümayun, devlet yönetiminin her alanındaki meseleleri görüşür ve karara bağlardı. Bu meseleler, askeri konular, mali konular, idari konular, dini konular ve dış ilişkiler gibi çeşitli konuları kapsayabilirdi.
2. Padişaha danışmanlık yapmak: Divan-ı Hümayun üyeleri, padişaha devlet işlerinde danışmanlık yaparlardı.
3. Devletin yasalarını uygulamak: Divan-ı Hümayun üyeleri, devletin yasalarının uygulanmasından sorumluydu.

Divan-ı Hümayun, Osmanlı Devleti'nin en önemli kurumlarından biriydi ve devlet yönetiminde önemli bir rol oynamıştır. Divan-ı Hümayun, Osmanlı Devleti'nin uzun süreli varlığının önemli bir nedenidir.

Divan-ı Hümayun'un üyelerinin sayısı zaman içinde değişmiştir. 16. yüzyılda Divan-ı Hümayun'un 10 üyesi vardı. 17. yüzyılda Divan-ı Hümayun'un 12 üyesi vardı. 18. yüzyılda Divan-ı Hümayun'un 14 üyesi vardı. 19. yüzyılda Divan-ı Hümayun'un 16 üyesi vardı.

Divan-ı Hümayun, 19. yüzyılın sonlarında kaldırılmıştır.

---

---

Diğer Cevaplara Gözat

Cevap :

Divan-ı Hümayun, Osmanlı Devleti'nin en yüksek yönetim organıdır. Padişahın başkanlığında toplanan Divan-ı Hümayun'da, devlet yönetiminin tüm önemli konuları görüşülür ve karara bağlanırdı.

Divan-ı Hümayun'un üyeleri şunlardır:

1. Vezir-i azam: Divan-ı Hümayun'un başkanı ve devlet yönetiminin en üst düzey görevlisidir.
2. Kubbealtı vezirleri: Vezir-i azamın yardımcılarıdır.
3. Kazaskerler: Şeri davalara bakan askeri hakimlerdir.
4. Nişancı: Devletin resmi belgelerini yazan görevlidir.
5. Defterdar: Devletin mali işlerinden sorumlu görevlidir.
6. Şeyhülislam: Devletin dini işlerinden sorumlu görevlidir.
7. Kaptanı derya: Osmanlı donanmasının komutanıydı.
8. Yeniçeri ağası: Yeniçeri Ocağı'nın komutanıydı.
9. Rumeli Beylerbeyi: Rumeli eyaletinin valisi idi.

Divan-ı Hümayun üyelerinin görevleri şunlardır:

1. Devlet yönetiminin tüm önemli konuları görüşülür ve karara bağlanır.
2. Padişaha danışmanlık yapılır.
3. Ülkenin iç ve dış güvenliği sağlanır.
4. Ordunun ve donanmanın yönetimi sağlanır.
5. Devletin mali işlerinden sorumlu olunur.
6. Adalet sağlanır.

Divan-ı Hümayun, Osmanlı Devleti'nin en önemli yönetim organıydı ve devlet yönetiminde önemli bir rol oynamıştır.

Cevap : Vezir-i Azam (Sadrazam) : Padişahtan sonraki en yetkili devlet adamıdır. Padişahın mührünü taşırdı. padisahtan sonra devletin en büyük reisi ve hükümdarin mutlak vekili oldugundan, sözü ve yazisi padisahin iradesi ve fermani demekti.

Vezir  : Sadrazamdan sonraki en yetkili kişidir. Sadrazamın verdiği görevleri yapardı.

Kazasker  : Anadolu ve Rumeli’de olmak üzere iki ayrı kazasker bulunurdu. Adalet işlerine bakardı. Ayrıca kadı ve müderrislerin atamasını ya da görevden alma işini yapardı. Bugünkü yargı görevini yaparlardı.

Defterdar  : Anadolu ve Rumeli’de iki ayrı defterdar vardı. Rumeli’deki baş defterdardı. Maliye işlerini yapardı. Bugünkü Maliye bakanlığı görevini yürütürdü.

Nişancı  : Tapu, kadastro, fethedilen yerleri gelirlerine göre deftere kaydetmek işlerini yürütürdü.

Şeyhülislam  : Devlet’te iken verilen kararların İslam’a uygun olup olmadığına karar verir, bu karara fetva denirdi. Sadrazamla eşit rütbedeydi. Şeyhülislam, divan asli üyesi değildi, gerekli görülen konularda çağrılır ve fikri alınırdı.

Kaptan-ı Derya : Donanma ve denizcilikle ilgili işlerden sorumludur. İstanbul’dayken Divan toplantılarına katılırdı. Kaptan-ı Derya da asli üye değildi, gerekli görülen konularda çağrılır ve fikri sorulurdu..