"Dokunduğu şeyi altına çeviren şu felsefe taşını arıyordu ." Cümlesinde geçen isim tamlamasini gösteriniz?
Dokunduğu şeyi altına çeviren şu felsefe taşını arıyordu . Cümlesinde geçen isim tamlamasini gösteriniz? sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz?
10. Sınıf
Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap : ''Dokunduğu şeyi altına çeviren şu felsefe taşını arıyordu ." cümlesinde geçen isim tamlamasini gösteriniz
''Dokunduğu şeyi altına çeviren şu felsefe taşını arıyordu. ''cümlesindeki isim tamlaması felsefe taşıdır.
felsefe tamlayan
taşı tamlanan
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap :
Sözlükte FELSEFE TAŞI Nedir:
V.İ.T.R.İ.O.L. ile anlatılmaya çalışılan; içimizde arayıp bulabileceğimiz ezoterik bilgelik ve akıl taşıdır. Simya, hem doğanın ilkel yollarla araştırılmasına hem de erken dönem bir ruhani felsefe disiplinine işaret eden bir terimdir. Simya ile ilk olarak Mezopotamya, Eski Mısır, İran, Hindistan ve Çin'de uğraşılmıştır. Klasik Yunan döneminde Yunanistan'da, Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü coğrafyada, önemli İslam başkentlerinde ve daha sonra 19. yüzyıla kadar Avrupa'da simyaya ilgi duyulmuştur. Batı simyası her zaman, kökleri ünlü simyacı Hermes Trismegistus'a uzanan ve bir felsefi - spiritüel sistem olan Hermetizm'le yakından bağlantılı olmuştur. Simya ve Hermetizm, 17. yüzyılın önemli bir ezoterik ekolü olan Gül-Haç'ın doğuşunda etkili olmuştur.
Simyaya göre görünen iki element, Toprak ve Su, içlerinde görünmeyen iki elementi de barındırmaktadırlar: Ateş ve Hava. Simyada Platon döngüsü denilen kavrama göre elementler arasında sürekli bir de dönüşüm vardır. Ateş Havaya, Hava Suya, Su Toprağa ve Toprak Ateşe dönüşmekte olup bu döngü bu şekilde sürmektedir. Bir yazar, "Sadece felsefe taşını yapmayı bilen kişi, onunla ilgili sözlerin anlamını bilir." der. Simyada “İlk madde”yi elde etmek, tüm madenlerin türediği madde cevherini elde etmek değil, ruhsal varlığın ilk halini, yani maddi dünyada doğmadan önceki saf hali, saf şuur halini elde etmek anlamına gelir.
V.İ.T.R.İ.O.L. ile anlatılmaya çalışılan; içimizde arayıp bulabileceğimiz ezoterik bilgelik ve akıl taşıdır. Simya, hem doğanın ilkel yollarla araştırılmasına hem de erken dönem bir ruhani felsefe disiplinine işaret eden bir terimdir. Simya ile ilk olarak Mezopotamya, Eski Mısır, İran, Hindistan ve Çin'de uğraşılmıştır. Klasik Yunan döneminde Yunanistan'da, Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü coğrafyada, önemli İslam başkentlerinde ve daha sonra 19. yüzyıla kadar Avrupa'da simyaya ilgi duyulmuştur. Batı simyası her zaman, kökleri ünlü simyacı Hermes Trismegistus'a uzanan ve bir felsefi - spiritüel sistem olan Hermetizm'le yakından bağlantılı olmuştur. Simya ve Hermetizm, 17. yüzyılın önemli bir ezoterik ekolü olan Gül-Haç'ın doğuşunda etkili olmuştur.
Simyaya göre görünen iki element, Toprak ve Su, içlerinde görünmeyen iki elementi de barındırmaktadırlar: Ateş ve Hava. Simyada Platon döngüsü denilen kavrama göre elementler arasında sürekli bir de dönüşüm vardır. Ateş Havaya, Hava Suya, Su Toprağa ve Toprak Ateşe dönüşmekte olup bu döngü bu şekilde sürmektedir. Bir yazar, "Sadece felsefe taşını yapmayı bilen kişi, onunla ilgili sözlerin anlamını bilir." der. Simyada “İlk madde”yi elde etmek, tüm madenlerin türediği madde cevherini elde etmek değil, ruhsal varlığın ilk halini, yani maddi dünyada doğmadan önceki saf hali, saf şuur halini elde etmek anlamına gelir.