Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Dünyanızın katmanlarını dıştan içe doğru

Dünyanızın katmanlarını dıştan içe doğru

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Hypatia

    • 2015-05-28 08:22:32

    Cevap : Dünyanızın katmanlarını dıştan içe doğru sıralayınız

    Hava Küre
    Su Küre
    Taş Küre
    Ateş Küre
    Ağır Küre


    HAVA KÜRE  (ATMOSFER)
    Dünyayı saran gaz tabakasıdır,hava küre adına verilir. Atmosferdeki değişik gazlar yer çekiminin etkisiyle çeşitli yükseltilerde tutulur.Yer çekiminin bittiği yerde atmosfer de biter.Uzay boşluğu başlar.Atmosferi oluşturan gazlar yer çekimi etkisiyle ağırlıklarına göre iç içe küreler biçiminde bulunurlar.Ağır gazlar (iki oksijen -azot-iki kobalt) gibi yere yakın alt tabakalarda hafif gazlar ise üst tabakalarda yer alır.( Yerden 9km yükseltiden sonra yaşamaya yetecek oksijen bulunmaz.17-18km sonra ise oksijen oranı iyice azalır ve bu katlarda ateş yakacak kadar bir oksijen kalmaz.)

    Atmosferin kalınlığı, Dünyanın ekseni etrafında dönmesine bağlı olarak,kutuplarda az ekvatorda daha fazladır.Ortalama kalınlığı 10.000km kadardır.

    ATMOSFERİN ROLÜ

    1)- İçerdiği oksijen aracılığı ile yaşama olanak tanır.
    2)- Özellikleri sayesinde, Dünyanın fazla ısınmasını ve fazla soğumasını önler.
    3)- Güneşten gelen kısa dalgalı zararlı ışınları süzerek dünyayı yaşanır hale getirir.
    4)- Hava akımları yolu ile güneş alan yerlerin çok sıcak,olmayan yerlerin çok soğuk olmasını önler.Eğer atmosfer olmasaydı güneş alanı yerlerin tam olarak aydınlık ve çok sıcak,gölge yerlerin ise tam karanlık ve soğuk olması gerekirdi.
    5)- Güneşten gelen enerjinin uzaya dönmesini önleyen bir örtü görevi görür.Atmosfer aynı zamanda güneşten gelen ışığın yansıyıp dağılarak gölge yerlerinde aydınlık olmasını sağlar.

    1)- TROPOSFER :

    Atmosferin en alt tabakasıdır.ortalama13km kalınlığındaki troposfer yerden ekvatorda 16km kutuplarda 6km yüksekliktedir.troposferin kalınlığındaki değişme sıcaklıkla ilgilidir.(Ekvatorda ısınan hava genleşerek yüksektir.Kutuplarda ise soğuyan hava ağırlaşarak alçalır.)
    * Atmosferdeki gazların %75′i bu katman dadır.
    *Bütün meteorolojik olaylar burada görülür.
    *Su buharının tamamı buradadır.
    *Atmosfer aşağıdan yukarıya doğru ısındığından,yükseldikçe sıcaklık 100m. de 0,5 santigrat derece düşer.
    *Su buharı troposferin dışına çıkmadığından bütün iklim olayları burada görülür.
    *Yükseldikçe ısı düştüğünden su buharı troposferin dışına çıkmaz.

    2)- STRATOSFER :
    *Sıcaklık her yerde -50 santigrat derecede sabittir.
    *-Yatay hava hareketleri görülür.
    *Su buharı olmadığından bulut oluşmaz.

    3)- MEZOSFER :

    a)-Ozonosfer:oksijen güneş ışıklarının etkisiyle (2oksijen) bünyesine bir molekül oksijen daha alarak (3oksijen) ozonu oluşturur.
    Güneşten gelen canlılar için zararlı olan kısa dalgalı (mor ötesi,ultravole) ışınları ozon tarafından tutulur.
    b)-Kemosfer:
    * Yer yüzünden yükselen gazların bir kısmı lutra vole ışınlarının etkisiyle iyonlarına ayrılır.İyonlaşma sonucu ısı arttığından sıcaklık 100santigratderece çıkar.
    *Güneşten gelen zararlı ışınların bir kısmı da burada tutulur.

    4)- İYONOSFER :

    * Gaz moleküllerinin lutra vole ışınlarının etkisiyle parçalanarak iyonlarına ayrışması sonucunda açığa çıkan enerji sıcaklığın 200 santigrat derece aşamasında yol açar.
    * Atmosferdeki gazlar bu katmanda iyonlarına ayrılır.
    * İyonosfer in üst katına “Egzosfer” denir.
    * Egzosfer den sonra uzay boşluğu başlar.




    SU KÜRE ( HİDROSFER )
    Okyanuslar ve denizler:Okyanuslar kıtaları birbirinden ayıran çok büyük su kütleleridir. Denizler ise okyanusların kıta içlerine doğru uzanan kollarıdır. Okyanus ve denizleri birbirinden ayıran en önemli etmenler şunlardır:
    * Derinlik
    * Kapladıkları alan
    * Tuzluluk
    * Akıntı sistemleri
    * Sıcaklık
    * Karaların fiziksel özelliklerinde etkilenme

    Her adanın belli bir kıtanın malı ve parçası sayılması gibi, her denizde belli bir okyanusun parçasıdır. Bu nedenle denizleri,okyanusla meydana getirdiği bağlantıya dayanarak üç kısma ayırırız.
    a)- Kenar denizler:Okyanusların hemen yanında, kıtalara sokulmuş körfezler durumundadır. Örneğin; umman denizi vb.
    b)- Karalar ve kıtalar arasında kalmış denizler: Bu tip denizlere en güzel örnek Akdeniz’dir. Okyanusla bağlantısı,bir eşik meydana getiren dar bir boğaz iledir. Afrika, Avrupa ve Asya kıtaları arasında kalan Akdeniz geniş anlamda Marmara, Karadeniz ve zad denizi de içine alır.
    c)-Kapalı denizler: Bunlar aslında suları tuz olan göllerdir.Çünkü okyanusla hiçbir bağlantısı yoktur. Hazar denizi gibi.

    Deniz sularının fiziksel ve kimyasal özelikleri:
    Tuzluluk: Bir litre deniz suyunda erimiş halde bulunan madensel tuzların gr olarak ağırlığıdır. Örneğin: okyanusların ortalama tuzluğu 35’tir,denildiğinde, 1litre okyanus suyunda 35gr çeşitli erimiş madde bulunduğu anlaşılır.
    Deniz suyundaki başlıca kimyasal maddeler şunlardır:
    Sodyum klorür: %78,32
    Potasyum klorür: %1,69
    Magnezyum klorür: %9,44
    Magnezyum sülfat: %6,40
    Kalsiyum sülfat: %3,94,
    Toplam : 99,79
    Deniz suyunun tuzluluk oranı sıcaklığa bağlı olarak değişmektedir. Sıcaklık buharlaşmaya bu da tuzluluk oranın artmasına yol açar.Deniz suyu tuzluluk oranı ortalama %35tir. Deniz suyu tuzluluğunu çok azda olsa denize dökülen akarsular ve yağışlarda etkiler. Deniz suyu tuzluluğu en fazla olan deniz %65 ile Kızıldeniz, en az olan denizde %01 ile Baltık denizidir.

    Yurdumuz da Akdeniz’den, Karadeniz’e doğru gidildikçe enleme bağlı olarak tuzluluk oranının azaldığı görülür. Aynı durum gidildikçe de gözlenir.




    Taş Küre
    LİTOSFER Yeryuvarı dıştan içe doğru çeşitli bileşim ve fiziksel özelliklerdeki kalın katmanlardan yapılmıştır. Bu katmanlardan herbiri küresel şekillidir. En dıştan içe doğru sırasıyla atmosfer (hava küre), biyosfer (canlı küre), hidrosfer (su küre) ve litosfer (kayaç küre) yer alır.

    Litosfer’in altında ise, Pirosfer ve Barisfer bulunmaktadır. Litosferde Si ve Al maddelerinin yoğunluğundan, bu tabakaya Sial adıda verilir. Barisfer + Pirosfer = Endosfer adı verilir. Yeryüzünün 100 km derinliğinden başlayarak manto içindeki kayaçlar sağlamlıklarını büyük ölçüde kaybedecek kadar yüksek sıcaklığa ulaşırlar. Kayaçların karamela veya zift gibi plastik, kolayca şekil değiştirebilen hale geldikleri bölgelere Astenosfer (zayıf küre) denir.
    Astenosfer 350 km. derinliğe kadar uzanır.Astenosfer üzerinde dışa doğru yaklaşık 100 km. kalınlığında katı yer katmanını oluşturan kayaçlar, plastik astenosferden daha sert ve rijittir.Bu sert dış bölgeye Litosfer(kayaç küre) denir. Litosfer, okyanus tabanlarında yaklaşık 70 km, kıtalarda ise 100 km. kalınlıkta olabilir. Levha (plaka) adı verilen ve büyük kırık zonlarıyla sınırlanan çok sayıda mozaik şeklindeki parçalardan oluşmuştur.Yeryuvarında litosferik levhalar, yine üst mantoya ait olan ve 70-100 km. derinden başlayıp 200 km. derine kadar inen ve düşük hız zonu olarak nitelenen astenosfer üzerinde yüzer durumdadır.

    Şimdi bu ön bilgiden sonra yeryuvarın yapısını ve levha hareketlerini biraz detaylıca irdeleyelim: Yerküre’nin içi ile ilgili bilgilerimiz en üst katmanlar dışında ikinci elden. Yerbilim (jeoloji) çalışmaları ile yapısı anlaşılmaya çalışılan Yerküre’ye ait bilgilerin çoğu, sismik dalgaların incelenmesi sayesinde elde ediliyor. Depremler sonucu oluşan doğal veya bilim adamlarının oluşturduğu yapay sismik dalgaların, farklı yapılardaki katmanlarda farklı davrandıkları biliniyor. Yerküre içinde hareket eden bu dalgaların davranışlarının incelenmesi sonucunda Yerküre’nin iç yapısı anlaşılabiliyor.

    Yerküre’nin merkezinde katı haldeki nikel ve demirden oluşan İç Çekirdek (Inner Core) bulunuyor. Bu çekirdeği çevreleyen Dış Çekirdek (Outer Core) ise, içindeki sülfür ve oksijen nedeniyle ergime noktası düştüğü için sıvı halde bulunan nikel ve demirden oluşuyor. 4.5 milyar yıldır soğumasına rağmen hala çok sıcak olan çekirdek, Yerküre’nin manyetik alanının oluşmasındaki etken. Daha sonra gelen ve Alt Manto ve Üst Manto diye ikiye ayrılan Manto (Mantle) ise, kısmen ya da tümüyle eriyik durumdaki kayaçlardan oluşan magmayı içeriyor. Demir, magnezyum, silikon ve oksijence zengin mineralleri içeren Manto’dan sonra, bu katmanların en incesi olan ve okyanuslar ile kıtaları barındıran Yerkabuğu (Crust) bulunuyor.

    Oksijen ve silikonca zengin Yerkabuğu’nda, okyanus tabanlarını oluşturan bazalt, en çok bulunan kayaç. Kıtalardan oluşan kabuk kısmı ise bazalt ile daha az yoğun olan granit, kumtaşı, kireçtaşı gibi kayaçları barındırıyor. Yerküre’nin üst katmanları fiziksel olarak ayrı bir bölümlemeyle de incelenebilir. Litosfer (taşküre) adı verilen sert katman, Yerkabuğu ve Üst Manto’nun en üst kısmından oluşur. Astenosfer ise Litosfer’in altındaki, plastik özellikleri gösteren akışkan Üst Manto bölümüdür. Litosfer tek parça değildir, okyanus ve kıtaların sınırlarından farklı şekilde levhalara bölünmüştür.

    Manto katmanı, yeryüzündeki hareketliliğin en büyük nedenidir. Manto’nun alt bölümleri üst bölümlerine göre çok daha sıcaktır. Burada oluşan konveksiyonda, daha sıcak olan magma yükselir, soğur, katılaşır ve Üst Manto’daki daha soğuk kayaların batmasına neden olur. Batan bu kayalar, tekrar ısınır, ergir ve yükselir. Henüz tam anlamıyla modellenemeyen bu devinim, Litosfer’deki levhaların hareket etmesine neden olur.




    Ateş Küre Nedir
    Yer kabuğunun altındaki tabakadır. Sıcaklığı ortalama 2000 santigrat derecedir. Bu katman, yer kabuğunun ergimiş maddelerle çok sıkışmış gaz ve buharların bir karışımıdır.

    Büyük oranda demir, magnezyum ve kalsiyum içerir. Çekirdeğin etrafındaki sıcaklığı 3700 derece, yerkabuğuna yakın yerdeki sıcaklığı ise 870 santigrat derece kadardır.

    Yanardağların oluşmasında etkilidir. Bu tabakadaki yüksek sıcaklık ve basınçtaki erimiş maden, yer kabuğundaki çatlaklardan ya da zayıf noktalardan dışarıya doğru püskürerek büyük zarar verir.




    Ağır Küre
    Üzerinde yaşadığımız yer yuvarlağı. Güneş sisteminin gezegenlerdendir. Güneşten uzaklık bakımından üçüncü (Güneşten ortalama uzaklığı 149.481.000 km.), bu sistemdeki büyüklüğü bakımından beşinci (yüzölçümü 509.200.000 kilometrekare) dir. Dünyanın ağırlığı 5.977 trilyon ton, hacmi 1.082.841.310.000 kilometreküp, ekvatordaki çemberi 40.076. 423 metre, ekvatordaki çapı 12.726 kilometredir. Dünyada yaşayan insanların sayısı 2.995.000.000 dur.
    Dünyanın oluşu : Dünyanın oluşu hakkında birçok teoriler vardır. Bunların en önemlilerinden! biri olan KantLaplace teorisine göre, Dünyanın güneşten kopmuş, yuvarlak ve kızgın ateş; halinde bulunan bir parça olduğu sanılmaktadır. İlkin dünyanın, güneş ve öbür gezegenlerle birlikte bir kütle halinde bulunan bir parça olduğu sanılmaktadır.İlkin dünya, güneş ve öbür gezegenlerle birlikte bir bütün kütle halinde bulunuyordu. Merkezi parlak olan bu kütlenin çevresi gaz ve buhar moleküllerinden yapılmıştı. Bu büyük kütle, çok soğuk olan uzayda dönerken, sahip olduğu ısının bir kısmını çevresine dağıtarak soğumağa başlıyordu.
    Bu soğumanın etkisi ile, bu kütlenin bazı cisimleri yoğunlaşmağa başlamış, gaz tabakası da, merkez kısmına yaklaşmış ve hacmi küçülmüştür. Böylece merkezin etrafında bir halka meydana gelmiş, yoğunlaşma sebebiyle kütlenin dönme hareketinin hızı artmıştır. Dönme hızı artan bu kütlenin dış yüzeyinin bütün kısımları aynı zamanda soğuyup yoğunlaşmamış, bazı kısımları gaz kitleler halinde konarak çok uzaklara gitmiştir Bu gaz kütleler, esas kütlenin çekim kuvvetinden kurtulamadıkları için bunun çevresinde dönmeğe başlamışlardır. Halkalar koptukça bu kütle (yani güneşin) nin hacmi küçülmesine başlamışlardır. Halkalar koptukça bu azalmıştır. Hızın azalması ile sonradan kopan halkalar, öncekiler kadar büyük olmadıkları gibi, çok uzaklara da gidememişlerdir.
    İlk kopan ve kütlenin çevresinde yer alan parça Plüton olmuş, sırasıyla Neptün, Uranüs, Satürn, Jüpiter, Merih (Mars), Dünya, Venüs, Merkür, birbirini takip etmişler. Böylece dünya, gezici yıldızlar arasında, güneş kütlesinden kopup ayrılan yedinci dereceden bir gezegen olmuştur.
    Zamanla ,soğuma sonucu her gezegende çeşitli cisimlerin bir noktada toplanmalarıyla bir çekirdek meydana gelmiş ,bu çekirdek, çevredeki gaz halkanın yoğunlaşmasıyla büyümüş, böylece, gezegenler bazı noktalarda, yoğunluk sıralarına göre, güneş çevresinde dizilerek, aynı yön ve dönme hızı ile hem eksenleri etrafında, hem de bir elips olan yörüngeleri üzerinde dolanmaya başlamışlardır. Sonradan, bu gezegenler de, aynı mekanik olayların, etkisiyle bir ya da birçok uydular (peyk) meydana getirmişlerdir.


    Diğer Cevaplara Gözat
    Dünyanızın katmanlarını dıştan içe doğru

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.