Cevap : Ne demiş atalarımız yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bir konuda yalan söylersek o yalan hayatımızın önüne geçer her zaman karşımıza çıkma şansı vardır ve başarılı olmamızı engeller. Örneğin arkadaşlarımızla geziye çıkıcaz ve birşeyi çok iyi bildiğimiz konusunda yalan söylersek daha sonra birlikte yola çıktığımız arkadaşlarımızı zorda bırakırız. Oysa yalan söylemeseydik o konuda belki araştırma yapıp yola çıkacaktık. Bu nedenle dürüstlük en iyi yoldur. Dürüst olan kişi kendine güven duyan ve doğru olanın peşinden gidecek kişidir ve hayat ona mutlaka güzellikler sunacaktır.

---

---

Diğer Cevaplara Gözat

Cevap : Doğruları söylemek kimi zaman cesaret gerektirir, zira varsa bir yanlışımız onun farkına varmışızdır ve insanların yanlışlarını söyleyebilmesi için cesur olmalıdır. Kimi zaman yalan bir çıkış yolu gibi görülebilir, ama birçoğumuz çok iyi oyuncular sayılmayız ve yanlışımızı saklayamayız, bununla birlikte yalan söylediğimiz için insanların güvenlerini de kaybederiz. Mark Twain'in bu konuyla ilgili çok hoşuma giden bir sözü var: ''Her zaman doğruyu söyle, ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın.''

Cevap : Yalan, gerçeğin karşıtı, kişinin doğruluktan ve dürüstlükten ayrılması, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermesi demektir. Bireyler arasında güven duygusunu ortadan kaldıran yalan ve hile; aileleri parçalayan, komşuluk ilişkilerini engelleyen toplumsal bir hastalıktır. Adaletin gerçekleşmesi için gerekli olan şahitlik kurumu, yalan yere yapılan şahitlikle zedelenir ve haklı ile haksızın ayırt edilmesi önlenir. Haklı hakkını alamaz, suçlu da cezalandırılamaz. Bu gibi durumlar toplumda huzursuzlukları artırdığı gibi, bir çok suçsuz insanın da sıkıntıya düşmesine neden olur. Bu yüzden yalandan kaçınmalıyız.Dürüstlüğün en iyi yol olduğunu unutmamalıyız  

Cevap : Dürüstlük en iyi yoldur. Bir işi başarmada yada bir hedefe ulaşmada en iyi yol, dürüst olmak doğruyu söylemektir. Yalan ve hile bizi kısa zamanda hedefe ulaştıracağını düşünsek de aslında ulaştığımız hedef, uzun vadede hüsran ile sonuçlanacak, yalancılığın en kötü yol olduğunu görecektir.
Bir dükkan sahibini veya bir esnafı düşünelim, bu esnaf dürüstlükten ayrılmıyor, malının eksik zayıf yönlerini de ortaya koyarak, az ama bu mala razı olanlara satıyor. Çevrede bu esnaf dürüst biri olarak bilinmekte ve sözüne güvenilmektedir. Sattığı ürünlerden yada hizmetlerden dolayı kimse dükkanına şikayete gelmemektedir. Bu esnaf her zaman kazanır, dürüstlüğün en iyi yol olduğunu ortaya koymaktadır.
Şimdi de tersi bir esnafı düşünelim, sattığı ürün yada hizmetlerin sürekli kusur ve eksikliklerini gizliyor, olmayan özelliklerinin varmış gibi göstererek ürün satıyor. Bu esnaf kısa zamanda çok ürün satıyor, ama bir süre sonra dükkanından şikayetçi eksik olmuyor çevrede bu esnafın dürüst olmadığı ürünlerin hep bozuk çıktığı söylentileri herkes tarafından duyuluyor. Belli bir süre sonra artık gerçekten çok iyi ürünler satsa da dükkanına gelen ondan alış veriş yapan kimse kalmıyor. Sonunda dükkanına kapatmak zorunda kalıyor. Dürüstlüğün en iyi yol olduğunu acı bir şekilde öğreniyor.