Ekonomik Güç Nedir
Ekonomik Güç Nedir
Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap : Ekonomik Güç
Bir ülkenin sahip olduğu bütün ekonomik kaynakları ile bu kaynakların işletilmesi, her türlü mal ve hizmetin üretilebilme kapasitesi ve uluslararası ticaretteki yeri vb. unsurlar ekonomik gücü oluşturur.
Atatürk’ün “Efendiler! Milletimiz burada belirlediğimiz büyük zaferden daha önemli bir görev peşindedir. O zaferin anlaşılması milletimizin iktisat alanındaki başarılarıyla mümkün olacaktır. ... Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadını düşünmüş olmasın. Memleket ve istiklal savunması için varlığı gerekli olan bütün kuvvetler ve araçlar ekonominin genişleme ve açılmasıyla mükemmel olabilir.”sözünden de anlaşılacağıüzere güçlü ve bağımsız bir devlet ancak güçlü bir ekonomi ile sağlanır. Millî gücün tüm unsurlarının gelişip güçlenmesi için gereken maddi ve parasal ihtiyaçlar, ekonomik güç tarafından karşılanır. Bundan dolayı ekonomik güç siyasi gücün en büyük yardımcısıdır. Ekonomik yönden güçlü devletler, hem iç siyasette hem de uluslar arası ilişkilerde söz sahibi olurlar. Aynı zamanda devlet, millete karşı olan görevlerini yerine getirebilmek için de ekonomik güce sahip olmak durumundadır.
Bir ülkenin, ekonomik gücünün yüksek olabilmesi için öncelikle kaynakları devamlı ve yeterli olmalı, ülkenin endüstriyel kapasitesi, sanayi alt yapısı ve nitelikli insan gücü bulunmalıdır. Teknoloji ve bilişimde dünya standartlarına ulaşılmalı ve ihracat miktarını artırılmalıdır.
Diğer Cevaplara Gözat
Bir ülkenin sahip olduğu bütün ekonomik kaynakları ile bu kaynakların işletilmesi, her türlü mal ve hizmetin üretilebilme kapasitesi ve uluslararası ticaretteki yeri vb. unsurlar ekonomik gücü oluşturur.
Atatürk’ün “Efendiler! Milletimiz burada belirlediğimiz büyük zaferden daha önemli bir görev peşindedir. O zaferin anlaşılması milletimizin iktisat alanındaki başarılarıyla mümkün olacaktır. ... Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadını düşünmüş olmasın. Memleket ve istiklal savunması için varlığı gerekli olan bütün kuvvetler ve araçlar ekonominin genişleme ve açılmasıyla mükemmel olabilir.”sözünden de anlaşılacağıüzere güçlü ve bağımsız bir devlet ancak güçlü bir ekonomi ile sağlanır. Millî gücün tüm unsurlarının gelişip güçlenmesi için gereken maddi ve parasal ihtiyaçlar, ekonomik güç tarafından karşılanır. Bundan dolayı ekonomik güç siyasi gücün en büyük yardımcısıdır. Ekonomik yönden güçlü devletler, hem iç siyasette hem de uluslar arası ilişkilerde söz sahibi olurlar. Aynı zamanda devlet, millete karşı olan görevlerini yerine getirebilmek için de ekonomik güce sahip olmak durumundadır.
Bir ülkenin, ekonomik gücünün yüksek olabilmesi için öncelikle kaynakları devamlı ve yeterli olmalı, ülkenin endüstriyel kapasitesi, sanayi alt yapısı ve nitelikli insan gücü bulunmalıdır. Teknoloji ve bilişimde dünya standartlarına ulaşılmalı ve ihracat miktarını artırılmalıdır.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : Bir ülkenin sahip olduğu bütün ekonomik kaynakları ile bu kaynakların işletilmesi, her türlü mal ve hizmetin üretilebilme kapasitesi ve uluslararası ticaretteki yeri vb. unsurlar ekonomik gücü oluşturur.
Atatürk’ün “Efendiler! Milletimiz burada belirlediğimiz büyük zaferden daha önemli bir görev peşindedir. O zaferin anlaşılması milletimizin iktisat alanındaki başarılarıyla mümkün olacaktır. ... Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadını düşünmüş olmasın. Memleket ve istiklal savunması için varlığı gerekli olan bütün kuvvetler ve araçlar ekonominin genişleme ve açılmasıyla mükemmel olabilir.”sözünden de anlaşılacağıüzere güçlü ve bağımsız bir devlet ancak güçlü bir ekonomi ile sağlanır. Millî gücün tüm unsurlarının gelişip güçlenmesi için gereken maddi ve parasal ihtiyaçlar, ekonomik güç tarafından karşılanır. Bundan dolayı ekonomik güç siyasi gücün en büyük yardımcısıdır. Ekonomik yönden güçlü devletler, hem iç siyasette hem de uluslar arası ilişkilerde söz sahibi olurlar. Aynı zamanda devlet, millete karşı olan görevlerini yerine getirebilmek için de ekonomik güce sahip olmak durumundadır.
Bir ülkenin, ekonomik gücünün yüksek olabilmesi için öncelikle kaynakları devamlı ve yeterli olmalı, ülkenin endüstriyel kapasitesi, sanayi alt yapısı ve nitelikli insan gücü bulunmalıdır. Teknoloji ve bilişimde dünya standartlarına ulaşılmalı ve ihracat miktarını artırılmalıdır.
Atatürk’ün “Efendiler! Milletimiz burada belirlediğimiz büyük zaferden daha önemli bir görev peşindedir. O zaferin anlaşılması milletimizin iktisat alanındaki başarılarıyla mümkün olacaktır. ... Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadını düşünmüş olmasın. Memleket ve istiklal savunması için varlığı gerekli olan bütün kuvvetler ve araçlar ekonominin genişleme ve açılmasıyla mükemmel olabilir.”sözünden de anlaşılacağıüzere güçlü ve bağımsız bir devlet ancak güçlü bir ekonomi ile sağlanır. Millî gücün tüm unsurlarının gelişip güçlenmesi için gereken maddi ve parasal ihtiyaçlar, ekonomik güç tarafından karşılanır. Bundan dolayı ekonomik güç siyasi gücün en büyük yardımcısıdır. Ekonomik yönden güçlü devletler, hem iç siyasette hem de uluslar arası ilişkilerde söz sahibi olurlar. Aynı zamanda devlet, millete karşı olan görevlerini yerine getirebilmek için de ekonomik güce sahip olmak durumundadır.
Bir ülkenin, ekonomik gücünün yüksek olabilmesi için öncelikle kaynakları devamlı ve yeterli olmalı, ülkenin endüstriyel kapasitesi, sanayi alt yapısı ve nitelikli insan gücü bulunmalıdır. Teknoloji ve bilişimde dünya standartlarına ulaşılmalı ve ihracat miktarını artırılmalıdır.
Cevap : Atatürkçü düşüncede milli güç unsurlarından biri olan “Ekonomik Güç” ile ilgili yazı:
Ekonominin toplum hayatında büyük önemi vardır. Çünkü bir ülkedeki üretim, dağıtım ve tüketim ihtiyaçlarıyla ilgili her faaliyet ekonominin konusu içinde yer alır. Büyük Önder Atatürk’ün Cumhuriyetin ilk yıllarında söylediği şu söz güçlü bir ekonominin gerekliliğini en güzel şekilde ifade etmektedir, “İktisaden zayıf bir millet, sefaletten kurtulamaz; güçlü bir medeniyete, refah ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal felaketlerden yakasını kurtaramaz.”
Osmanlı Devleti’nin yıkılışında en büyük payın ekonomideki çöküş olduğunu iyi bilen Atatürk, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ekonomik kalkınmanın şart olduğunu belirterek, siyasal bağımsızlık kadar ekonomik bağımsızlığa da büyük önem vermiştir. Milli bir ekonominin mutlaka tesis edilmesinin zorunluluğunu her fırsatta dile getiren Atatürk, Türkiye’nin hür, bağımsız ve daha kuvvetli olabilmesi için milli ekonominin zorunluluğuna dikkati çekmiştir. Topluma yön veren en önemli etkinliklerden olan milli ekonomi, Atatürkçülüğün temel hedeflerindendir.
Ekonominin toplum hayatında büyük önemi vardır. Çünkü bir ülkedeki üretim, dağıtım ve tüketim ihtiyaçlarıyla ilgili her faaliyet ekonominin konusu içinde yer alır. Büyük Önder Atatürk’ün Cumhuriyetin ilk yıllarında söylediği şu söz güçlü bir ekonominin gerekliliğini en güzel şekilde ifade etmektedir, “İktisaden zayıf bir millet, sefaletten kurtulamaz; güçlü bir medeniyete, refah ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal felaketlerden yakasını kurtaramaz.”
Osmanlı Devleti’nin yıkılışında en büyük payın ekonomideki çöküş olduğunu iyi bilen Atatürk, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ekonomik kalkınmanın şart olduğunu belirterek, siyasal bağımsızlık kadar ekonomik bağımsızlığa da büyük önem vermiştir. Milli bir ekonominin mutlaka tesis edilmesinin zorunluluğunu her fırsatta dile getiren Atatürk, Türkiye’nin hür, bağımsız ve daha kuvvetli olabilmesi için milli ekonominin zorunluluğuna dikkati çekmiştir. Topluma yön veren en önemli etkinliklerden olan milli ekonomi, Atatürkçülüğün temel hedeflerindendir.