Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Eleştri Nedir?

Bu soruya açıklama yazılmamış..

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Mehmet Akbaba

    • 2020-05-11 21:09:19

    Cevap :

    Sözlük Anlamı; Noktalama ve / veya Tenkittir.

    Eleştri nedir?

    (Tenkit), sanat ve fikir eserlerini tarafsız bir şekilde inceleyen yazı türüdür.

    Tarihin çok eski devirlerinden beri insanlar sanat eserleri hakkında çeşitli görüşleri yazılarla belirtmişlerdir. Eski Yunanistan'da Aristarkhos, tarafsız tenkitleri ile ün salmıştır. Bugün de sanatın çeşitli dallarında (müzik, edebiyat, heykel, resim, tiyatro, vs.) verilen eserleri yazıları ile inceleyenler vardır. Tenkidin en iyi örnekleri Batı edebiyatında görülmüştür. Öteden beri iyi bir tenkit, tarafsızlık ilkesine en yakın olanı olarak kabul edilmiştir.

    Bir kimsenin kendi eleştirisini yazarken ortaya koyduğu esere“otokritik” veya “özeleştiri” denir. Eleştirinin amacı, iyi ve güzel olan sanat yapıtının değerini ortaya çıkarmak, sanatı iyi ve güzel olmayandan kurtarmak, kalıcı bir niteliğe kavuşturmaktır. Sanatçıyı daha güzel, daha güçlü, daha olgun, daha başarılı eserler yaratmaya teşvik etmektir. Okura, izleyiciye ve sanatçıya kılavuzluk yapmaktır.

    Eleştirmen, hangi sanat eserini eleştirecekse o sanat dalının gerektirdiği birikime sahip olmalıdır. Bu yüzden, eleştiri yazmak kolay bir iş değildir. Eleştirmen; bir eseri veya kişiyi şekil, ruh, konu ve anlatım bakımından inceler. Eleştirmen, eser hakkında okuyucuyu her yönden bilgilendirir. Hem okura hem de eserin yazarına kendini geliştirmesi için yol gösterir. 

    Eleştirinin özellikleri 

     Eleştirilen sanat eserinin kimin tarafından, hangi zaman ve çevrede, hangi şartlar altında yazıldığı dikkate alınır; yerli ve yabancı benzerleriyle karşılaştırması yapılır. • Eleştirilen bir sanat eseri konusu, dili, üslubu, tekniği, kahramanları, gözlem ve betimlemeleri bakımından değerlendirilir.

     Eleştirilen eserin sanatçısının orijinal görüş ve duyuşları saptanır. Eserin sanat dünyasına ne gibi bir katkı yaptığı ortaya konur.

     Bir sanatçı eleştiriliyorsa onun hataları, orijinal yanları belirtilir, sanatını geliştirmesi için yapması gerekenler açıklanır. 

     Eleştiriye konu olan eser, yalın bir dille tanıtılır. 

     Eleştirmen, eserin gerçek değerini, güçlü ve zayıf yönlerini, özünü ve önemini belirtir; yeni eserler için sanatçılara kılavuzluk eder. 

     Bir şiirin eleştirisini yapan kişi şair olmayabilir ama bu türün bütün özelliklerini çok iyi bilmeli, başka örneklerle karşılaştırarak şiirin gerçek değerini taraf tutmadan belirleyebilmelidir.

    ELEŞTRİ TÜRLERİ: 

    İzlenimsel (empresyonist) eleştiri:

    Edebi eserlerin okuyucu üzerinde bıraktığı etkilerden, izlenimlerden yola çıkılarak yapılan eleştirilere “izlenimci eleştiri” denir. İlkelerini ünlü Fransız edebiyatçı Anatole France (Anatol Frans)’ın belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk, algılama, değer ölçülerine göre incelediği eleştiri türüdür. Bu tür eleştirilerde öznel, kişisel yargılar ağırlıktadır. Bu nedenle günümüzde izlenimsel eleştiri edebiyat dünyasından pek rağbet görmez.

     Nesnel (bilimsel) eleştiri:

    Edebi eserlerin içerik, yapı ve üslupları üzerinde tarafsız olarak yapılan eleştirilere de “bilimsel eleştiri” denir. Bu eleştiri türünde, her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek ölçütler vardır. Eleştirmen, kişisel yargılara varmaktan kaçınmaya çalışır. Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, eseri tarafsız bir gözle değerlendirir. Eseri, ister beğensin ister beğenmesin, kendi duygularını işin içine katmadan, eserin sanat değerini ortaya koymaya çalışır.

    Konularına Göre Eleştiri Çeşitleri: 

    Tarihsel Eleştiri:

    Bir eserin yazıldığı döneme ve koşullar dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği ilkesine dayanan eleştiridir.

    Tarihsel eleştiri, ele aldığı eseri sadece tarihsel sınırlar içine almakla kalmaz; söz konusu eser hangi çağın ürünüyse onu, o çağ okurunun gözüyle anlamaya, incelemeye çalışır. Bu da ele alınan yapıtın yazıldığı çağın değerlerine ve ölçütlerine göre yargılanmasını, eleştirilmesini zorunlu kılar. Bu tür eleştiri yapılırken bir eserin, başarılı veya başarısız sayılması için, yazıldığı çağın beğenisini kazanıp kazanamadığına, amacına ulaşıp ulaşamadığına dikkat edilmesi gerekir.

    Bu eleştiri türü, özellikle geçmişte ortaya konmuş edebiyat eserlerini değerlendirmeyi hedeflediği için edebiyat tarihi çalışmalarında rağbet görmüştür.

    Not: Eleştirinin her türü, sanatçının ne yaptığını ya da yapmaya çalıştığını belirlemek için çaba harcar.

    Okur ve eser arasında bir köprü görevi üstlenen eleştirinin; açıklama, aydınlatma ve değerlendirme gibi işlevleri vardır.

    Okura Dönük Eleştiri:

    Bir eser, her okurda aynı etkiyi bırakmaz. Okur olarak bir eserden alacağımız tatlar farklı farklı olacaktır. Bu nedenle belirli kurallar konup nesnellikten söz edilemez. İşte tam bu noktada eleştirmen, bir eserin kendisinde uyandırdığı coşku ve duyguları anlatır. O, eseri değerlendirmek yerine, eserin bir okur olarak kendi duyguları üzerinde bıraktığı etkileri ifade eder. Bu eleştiri türüne okuru konu alan (izlenimci)  eleştiri adı verilir

    Topluma Yönelik Eleştiri:

    Edebiyat, varlığını topluma borçlu olan bir sanat dalıdır. Bu sebeple o, bir toplum içinde doğmuş ve toplumu yansıtan bir ayna olmuştur. Bundan dolayı bazı eleştirmenler; ele aldıkları, değerlendirdikleri eserleri, toplumdan yola çıkarak inceler. Bu eleştiri türüne toplumbilimsel eleştiri de denir. Bu eleştiri türü, bir eserin toplumsal koşullara bağlı olarak değerlendirilmesi gerektiği ilkesinden hareket eder.

    Toplumsal eleştiri, bir bakıma sebep-sonuç ilişkisinin edebiyata uygulanmasıdır. Bu eleştirinin türünün öncüleri; yazarın yaşadığı yerin, iklimin ve içinde bulunduğu koşulların dikkate alınması gerektiği düşüncesinden hareket etmişlerdir. Bu da eserin yazıldığı çağ veya dönemdeki başarısının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu sebeple de toplumsal eleştiri, edebiyatın toplumbilimde kaynak ve veri olarak kullanılması sonucunu doğurmuştur. Bu eleştirinin etkisiyle geçmiş çağlardaki bazı âdet, töre vb. konularındaki bilgiler sanat eserlerinden ayıklanmıştır.

    Sanatçıya Yönelik Eleştiri:

    Bir eleştirmenin, ele aldığı eseri değerlendirirken, sanatçının varlığını, onun eseri ile kişiliği arasındaki ilişkiyi esas alan eleştiriye sanatçıyı ele alan eleştiri (sanatçıya dönük eleştiri) denir.

    Bu eleştiri türünde, eseri açıklamak amacı ile sanatçının hayatı ve kişiliği üzerinde durulur; sanatçının kişiliğini ve dünyasını açıklamak için de eserleri incelenir. Bu yöntemlerden biri sanatçıya uygulanabileceği gibi, bir yazara her iki yöntemi de uygulamak mümkündür. Özellikle biyografik eserlerin sanatçıya dönük eleştiride önemli bir yeri vardır.

    Eseri Konu Alan Eleştiri:

    Bir eserin yapısını kavrayıp açıklamaya çalışan eleştiriye biçimci eleştiri (esere dönük eleştiri) denir. Anlatım tekniği, tema, olay örgüsü, semboller, kişiler ile kişiler arasındaki ilişkiler vb. teknikle ilgilidir ve bunlar eserin konusunu oluşturur. Eleştirmen, bunlar arasındaki ilişkiyi, eserin bütününe katkısını ortaya koymak için çabalar.

    Biçimci eleştiri sayesinde eserlerin gizli kalmış güzellikleri, derin anlamları, zenginlikleri gösterilmeye çalışılır. Eseri oluşturan malzemelerin bir yapı olarak nasıl karşımıza çıktığı ortaya konur. Bu sebeple bu eleştiri türünde sanat eserlerine uygun olan belli kalıplar yoktur. 

    Dünya edebiyatında eleştiri

    Eleştiri uzun zaman, “kusur bulmak” gibi algılanmıştır. Eleştiriyi kişiden kişiye değişen bir zevkin sonucu olmaktan kurtarmak, onu belli prensiplere göre değerlendirmek gerektiği fikri 19. yüzyıldan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle edebiyat akımları döneminde eleştiri, bir tür olarak karekteristik niteliklerini kazanmıştır. Eleştiri türü Avrupa’da Boielau, Sainte Beuve, Hippolyte Taine, Brunetiere, Jules Lamaitre, Anatole France, Remy de Gourmont, Gustave Lanson, Lessing, Hazlitt, Cariyle, Ruskun ve Belinski gibi sanatçılarla temsil edilmiştir.

    Türk edebiyatında eleştiri:

    Eleştiri türü Türk edebiyatına makale, fıkra, deneme ve sohbet gibi Batıdan Tanzimat Döneminde geçmiştir. İlk başlarda dil ile ilgili eleştiriler yazılmıştır. Sonra özellikle Namık Kemal ve Recaizade Mahmut  Ekrem, eleştiri türünün sınırlarını genişletmiştir. Türk edebiyatında ilk eleştiri yazısı Namık Kemal’in “Lisan-ı Osmaninin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir” adlı yazısıdır.

    İlk eleştiri eseri ise yine Namık Kemal’e ait olan ve Ziya Paşa’nın “Harabat” şiir antolojisini eleştirdiği eseri “Tahrib-i Harabat”tır. Servet-i Fünun edebiyatı döneminde ise Batı tarzında eleştiriler kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında ise eleştiri türünde eserleriyle Hüseyin Cahit, Cenap Şahabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, Mehmet Murat, Vedat Günyol, Tahir Alangu, Asım Bezirci, Rauf Mutluay, Metin And, Özdemir Nutku öne çıkan isimlerdir. 

    Eleştirinin diğer türlerden farkı

    Eleştiri, yaratıcı sanatların arasında değildir. Eleştiri, edebi esere veya başka sanatlara bağlı bir türdür. Eleştirinin varlığı, kendisi dışında bir sanatı gerektirir. Edebi eserin konusu bütün maddi ve manevi varlığı ile yazar, çevresi ve kainattır. Eleştirinin konusu ise sanat eseridir, bir başkasının yazdıklarıdır. Yani eleştiri, bir dil yapıt üzerine ikinci bir dil varlığıdır. Eleştiri, doğrudan kaleme alınmaz. Eleştirinin yazılabilmesi için ortada eleştirilecek kişi veya eser olmalıdır.

    Cümle içinde kullanımı

    Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir.

     



    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.