Endüstri devrimi neden Osmanlı devletinde görülmedi
Osmanlı devletinde endüstri devriminin olmamasının sosyolojik, psikolojik ve ekonomik nedenlerini yazar mısınız?
Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap : Osmanlıdaki tımar sistemi, ahilik teşkilatı ve devlet anlaşıyışı bunu engelledi. Ahilik sistemi küçük esnafın hep varlığını sürdürmesini sağladı ve büyümelerini engelledi. Tımar sistemide aynı şekilde.
Osmanlı pek sanayi ile uğraşmadı ve askerin içine de esnaflığın, zanaatkârlığın girmesine önem verilmedi, hatta müsaade edilmedi. Kanuni'nin atının nalı düşmesi üzerine bir askerin "Ben bunu yaparım" deyip ata nal çakması üzerine "askerin içine esnaf karışmış!" diyerek bu adamın asker ocağından çıkarılmasını emrettiği bilinmektedir.
Fatih döneminde topları Türkler imal ederken daha sonraları askerin kullandığı her şeyi yabancılar yapar hale geldi. Hatta ünlü camilerin ve sanat yapılarının çoğunun mimarları, mühendisleri, ustaları hep yabancı (yani tebea içindeki gayri müslimler) idi. Matbaayı Osmanlıya bir hayli zaman sonra getirenin de yabancı kökenli İbrahim Müteferrika olduğunu anımsamak gerekir. Osmanlının son döneminde ayakkabıcı, duvarcı, demirci, kalaycı, hatta tüccar, bu esnaf takımının % 90'ı gayri müslim tebea idi. Osmanlı sadece askerliği düşünmüş ama ekonomiyi gayri müslimlere, Ermenilere, Rumlara kaptırmış. Bir kere bu yöne girilince artık geri dönüşü kolay olmamış ve bu gidiş yıkımı hazırlamıştır.
Diğer Cevaplara Gözat
Osmanlı pek sanayi ile uğraşmadı ve askerin içine de esnaflığın, zanaatkârlığın girmesine önem verilmedi, hatta müsaade edilmedi. Kanuni'nin atının nalı düşmesi üzerine bir askerin "Ben bunu yaparım" deyip ata nal çakması üzerine "askerin içine esnaf karışmış!" diyerek bu adamın asker ocağından çıkarılmasını emrettiği bilinmektedir.
Fatih döneminde topları Türkler imal ederken daha sonraları askerin kullandığı her şeyi yabancılar yapar hale geldi. Hatta ünlü camilerin ve sanat yapılarının çoğunun mimarları, mühendisleri, ustaları hep yabancı (yani tebea içindeki gayri müslimler) idi. Matbaayı Osmanlıya bir hayli zaman sonra getirenin de yabancı kökenli İbrahim Müteferrika olduğunu anımsamak gerekir. Osmanlının son döneminde ayakkabıcı, duvarcı, demirci, kalaycı, hatta tüccar, bu esnaf takımının % 90'ı gayri müslim tebea idi. Osmanlı sadece askerliği düşünmüş ama ekonomiyi gayri müslimlere, Ermenilere, Rumlara kaptırmış. Bir kere bu yöne girilince artık geri dönüşü kolay olmamış ve bu gidiş yıkımı hazırlamıştır.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : Osmanlı Devletinde sanayi devriminin yapılamamış olmasının temel nedenleri, Osmanlı bir asker devletiydi. Askerin vazifesi de savaş.
Bundan dolayı Osmanlı pek sanayi ile uğraşmadı ve askerin içine de esnaflığın, zanaatkârlığın girmesine önem verilmedi, hatta müsaade edilmedi. Kanuni'nin atının nalı düşmesi üzerine bir askerin "Ben bunu yaparım" deyip ata nal çakması üzerine "askerin içine esnaf karışmış!" diyerek bu adamın asker ocağından çıkarılmasını emrettiği bilinmektedir.
Fatih döneminde topları Türkler imal ederken daha sonraları askerin kullandığı her şeyi yabancılar yapar hale geldi. Hatta ünlü camilerin ve sanat yapılarının çoğunun mimarları, mühendisleri, ustaları hep yabancı (yani tebea içindeki gayri müslimler) idi. Matbaayı Osmanlıya bir hayli zaman sonra getirenin de yabancı kökenli İbrahim Müteferrika olduğunu anımsamak gerekir. Osmanlının son döneminde ayakkabıcı, duvarcı, demirci, kalaycı, hatta tüccar, bu esnaf takımının % 90'ı gayri müslim tebea idi. Osmanlı sadece askerliği düşünmüş ama ekonomiyi gayri müslimlere, Ermenilere, Rumlara kaptırmış. Bir kere bu yöne girilince artık geri dönüşü kolay olmamış ve bu gidiş yıkımı hazırlamıştır.
Cevap : Osmanlı devletinin yapısına baktığımızda ise ekonomik ve mali yapı olarak tamamen kapitalist sisteme aykırı olan TIMAR sisteminin varlığını görürüz.. Bu sistemde osmanlı askerlerine belli miktarlarda toprak verilir.. Asker o toprağı tasarruf hakkına sahiptir.. Ayrıca "reaya" denen köylü kesime de işlemesi için toprak verilir..Toprak mülkiyeti devlete aittir (özel mülkiyet yok) ..
Toprağı işleyen "Reaya" denen köylülere ortalama 60-120 dönüm toprak verilir... Devlet vergisini de sipahiler araclığıyla toplar..Bu köylü bu toprağı işleyip çok kazansa ve daha fazla toprak istese bile devlet ona daha fazla arazi vermez.. Sadece o kadar toprağı kendisi için işleyebilir.. ayrıca köylüler toprakları gelişigüzel terkedemezler.. 3 yıllık peşin vergilerini öderlerse toprakları bırakabilirler..
Görüldüğü gibi Osmanlı tımar sistemi tatmamiyle özel mülkiyetin olmadığı, emeğin ve sermayenin tamamen devlet kontrolünde olduğu bir sistemdir.. 3yıllık peşin vergi hükmü ile de köylülerin topraklarını terkedip şehirlere göçmesi engellenmeye çalışılmıştır.. Yani Kapitalizmin tam tersi bir sistem sözkonusu...
Toprağı işleyen "Reaya" denen köylülere ortalama 60-120 dönüm toprak verilir... Devlet vergisini de sipahiler araclığıyla toplar..Bu köylü bu toprağı işleyip çok kazansa ve daha fazla toprak istese bile devlet ona daha fazla arazi vermez.. Sadece o kadar toprağı kendisi için işleyebilir.. ayrıca köylüler toprakları gelişigüzel terkedemezler.. 3 yıllık peşin vergilerini öderlerse toprakları bırakabilirler..
Görüldüğü gibi Osmanlı tımar sistemi tatmamiyle özel mülkiyetin olmadığı, emeğin ve sermayenin tamamen devlet kontrolünde olduğu bir sistemdir.. 3yıllık peşin vergi hükmü ile de köylülerin topraklarını terkedip şehirlere göçmesi engellenmeye çalışılmıştır.. Yani Kapitalizmin tam tersi bir sistem sözkonusu...