Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

English Proverbs (İngilizce Atasözleri)

English Proverbs (İngilizce Atasözleri)

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Deniz mavi

    • 2021-01-16 18:17:52

    Cevap :

    İngilizce Atasözleri:

    1. "You can’t make an omelette without breaking some eggs first" (Anlamı : Yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın. Yani bazen bazı şeyleri başarmak için birilerini incitmek ya da kırmak zorunda kalabiliriz. )
    2. "A leopard can’t change its spots." (Anlamı : Huylu huyundan vazgeçmez.)
    3. "Better late than never." (Anlamı : Geç olsun güç olmasın.)
    4. "Every cloud has a silver lining."(Anlamı : Her şeyde/işte bir hayır vardır. )
    5. "The pen is mightier than the sword." (Anlamı : Kalem kılıçtan keskindir.)
    6. "Fortune favors the bold." (Anlamı : Şans cesur olandan yanadır. Cesurca istediklerinin peşinden giden insanlar, güvenli bir şekilde yaşamaya çalışan insanlardan daha başarılıdır.)
    7. "Hope for the best, but prepare for the worst." (Anlamı : En iyiyi umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol.)
    8. "The early bird catches the worm."(Erkenci kuş solucanı yakalar.Anlamı : Erken kalkan yol alır)
    9. "You can’t judge a book by its cover."(Anlamı : Kimseyi dış görünüşüne göre yargılayamazsın)
    10. "Practice makes perfect"( Anlamı: Pratik yapmak mükemmelleştirir.Yani bir konuda ne kadar çok pratik yaparsan o kadar iyiye gidersin.)
    11. Action speak louder than words (Eylem sözcüklerden daha yüksek sesle konuşur. Bizdeki " lafla peynir gemisi yürümez" e benzer.)
    12. Easy come, easy go (Kolay gelen, kolay gider.Anlamı:  Bizdeki karşılığı “Haydan gelen, huya gider”)
    13. Don’t judge a book by its cover(Bir kitabı kapağına göre yargılama. Anlamı: Bir kitabın sadece dış görünüşüne bakarak içeriği ile ilgili hüküm verme yani "Kimseyi dış görünüşüne göre yargılama".)
    14. Never look a gift horse in the mouth (Armağan edilen atın ağzına(dişine) bakılmaz.Anlamı: Burada hediye gelen herhangi bir şeyde kusur aranmaması gerektiği ile ilgili nasihat veriliyor.)
    15. If it ain’t broke don’t fix it. (Kırılmadıysa tamir etme.Anlamı: Bunun özeti; fazla kurcalama. Kırık değilse tamir etme, çünkü zaten sağlam olan işleyen bir düzeni tamir edeyim derken bozabilirsiniz. Hem zaten sağlamsa tamire de ihtiyaç yok.)
    16. The grass is always greener on the other side of the fence (Çitin diğer tarafındaki çim her zaman daha yeşildir.Anlamı: Aynı şeyin bizde bulunmasına rağmen başkasındakinin daha değerli görünmesi durumunda kullanılır. "Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" ile benzer anlam taşır.)
     


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    mountaingoat

    • 2021-01-16 18:24:07

    Cevap :

    “You can’t judge a book by its cover.”

    Anlamı: Kimseyi dış görünüşüne göre yargılayamazsın.

    “You can’t make an omelette without breaking some eggs first.”

    Anlamı: Yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın. Yani bazen bazı şeyleri başarmak için birilerini incitmek ya da kırmak zorunda kalabiliriz. 

    “A leopard can’t change its spots.” 

    Anlamı: Huylu huyundan vazgeçmez. Can çıkar huy çıkmaz. “bir huy, alışkanlık edinmiş kişiyi bu huyundan, alışkanlığından vazgeçirmek için ne denli uğraşılsa boştur, insanın huyu değişmez” anlamında söylenir.

    “Every cloud has a silver lining.”

    Anlamı: Her şeyde/işte bir hayır vardır. “olan biten her işi, başka biçime sokmak elimizde olmadığına göre, iyiye yormak gerekir, bu insanı kötümser olmaktan kurtarır” anlamında söylenir. 

    “The grass is always greener on the other side of the fence.”

    Anlamı: İnsanlar sahip olmadıkları şeyleri gözlerinde büyütür ve daha çok isterler. Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.

    “Two wrongs don’t make a right.” 

    Anlamı: İki yanlış bir doğru etmez. Yani size kötü şeyler yaptığı için birisinden intikam almaya çalışmanın yalnızca daha fazla kötü şey yaşamanıza neden olacağını söyler.

    “The pen is mightier than the sword.” 

    Anlamı: Kalem kılıçtan keskindir. Yazı gücünün, bilginin, düşünce gücünün, kaba kuvvetten daha ezici bir güç olduğunu vurgular.

    “When in Rome, do as the Romans.” 

    Anlamı: “Romadayken, bir romalı gibi yap.” Daha çok yurtdışına çıkıldığında, farklı yaşayan insanlarla karşılaşıldığı zaman, oraya ayak uydurmak ve onlar nasıl yaşıyorsa öyle yaşamak anlamında kullanılan söz.

    “The squeaky wheel gets the grease.” 

    Anlamı: “Gıcırtılı tekerlek yağ alır.” Eğer bir şey hakkında şikâyetçi olursanız daha iyi bir hizmet alabilirsiniz. Eğer sabırla beklerseniz, kimse size yardımcı olmayacaktır. Türkçe de daha çok “Ağlamayan çocuğa meme vermezler.” şeklinde kullanılır.

    “Fortune favors the bold.” 

    Anlamı: Şans cesur olandan yanadır. Cesurca istediklerinin peşinden giden insanlar, güvenli bir şekilde yaşamaya çalışan insanlardan daha başarılıdır.

    “Hope for the best, but prepare for the worst.” 

    Anlamı: En iyiyi umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol.

    “Better late than never.” 

    Anlamı: Geç olsun güç olmasın. Amaca geç ulaşmak, hiç ulaşamamaktan daha iyidir. 

    “Birds of a feather flock together.”

    Anlamı: İt ulur, birbirini bulur. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. İnsanlar kendilerine benzeyen kişilerle beraber vakit geçirirler.

    “Keep your friends close and your enemies closer.” 

    Anlamı: Dostlarını yakın, düşmanlarını daha yakın tut. Eğer bir düşmanınız varsa ona açık bir savaş ilan etmektense, arkadaşınız gibi davranın. Bu sayede sizin için ne planladıklarını öğrenebilirsiniz.

    “The early bird catches the worm.”  

    Anlamı: Erken kalkan yol alır. Yapacakları işe erken girişenler kazançlı olurlar, işlerinde ilerlerler.


    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.