Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Eylül romanında çatışmalar

Eylül romanında catismalar nelerdir?

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Hypatia

    • 2020-02-28 14:40:51

    Cevap : Eylül Romanında; Evli bir kadın olan Suat’la Necip’in aşkları ve estetik ile etik arasında sıkışan içsel çatışmaları irdelenecektir.

    Eylül romanı, psikolojik tahlillerin ağır bastığı bir romandır. Romanda imkansız bir aşkın bu aşkı yaşayan kahramanlar üzerinde kurduğu psikolojik baskı, mekân insan bağlamında ele alınır. Mekânın bireyin iç dünyasında oluşturduğu yönelimler ve ruhsal çatışmalar anlatılırken kahramanların iç dünyaları okura bütün yönleriyle sunulur. Roman kahramanlarının duyguları estetik bir zeminde anlatılırken etik olgusu da göz ardı edilmez.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Zeus1 Takipçi
    Cevap Yaz Arama Yap

    Hera

    • 2020-02-28 10:14:02

    Cevap :

    Mehmet Rauf'un kaleme aldığı Eylül Romanındaki belli başlı çatışmalar şunlardır;

    -Süreyya ve Suat arasındaki arzu her geçen gün azalmakta, fakat aralarındaki samimiyet artmaktadır. (s. 21)

    -Hacer ve Fatin arasında gerçekleşmiş bir evlilik varsa da kimileri Hacer’e Necib’i münasip görmektedir. Hacer, Suat’ın mutluluğunun yanında kendisinin evlilik hayatını, boşa harcanmış olarak kabul etmektedir. (s. 47)

    -Suat, kocasıyla Necib’in eğlenmek üzere köşkten ayrılmalarını bir yandan arzulamakta, bir yandan da kocasını olası tehlikelere karşı kıskanmaktadır. Suat kocasının can sıkıntısına yenilip kendisini ihmal edeceğinden de endişe etmektedir.

    -Necib, Suat-Süreyya evliliğine imrenerek bakmakta, fakat kendisine Suat gibi bir eş rast gelmeyeceği fikriyle evlilik düşüncesinden tekrar uzaklaşmaktadır. (s. 53)

    -Süreyya boğazı sevmektedir, fakat köşkte ailesiyle yaşamak zorundadır. Öte yandan Suat için de köşkten kurtulmayı istemektedir. Suat ise kocasının aksine deniz gezintilerini sevmemekte; hatta kayık gezilerinde başı dönmekte, midesi bunalmaktadır. (s. 129)

    -Yalıya taşındıktan sonra Suat, Süreyya’nın sürekli yalıda durmasını arzular fakat Süreyya bunu istemez. (s. 78)

    Suat, bir gezintide bir gelin alayına rast gelir. Kendi evliliğinin mesut ilk zamanlarının bir daha geri gelememek üzere gidişine üzülür. Suçun “idaresi kimsenin elinde olmayan” hayatta olduğunu ilk kez fark eder. (s. 184, 185)

    -Yalıda geçirilen ilkbahar ve yaz aylarından sonra başlangıçta Süreyya kışı da yalıda geçirmeyi arzulamaktadır. Fakat ekimde bu isteğinden vaz geçip köşke dönme niyetini dile getirir. Hacer tehlikesinden korkan Suat ise kışı da yalıda geçirmeyi teklif eder. Suat azarlanırcasına reddedilir. Bu sayede ikili, bütün hayatlarının ilk kavgasını yaşamış olur. O andan itibaren Suat, kocası Süreyya’yı bir düşman gibi görmeye başlar. Şimdiye kadar da böyle miydi, diye hayret eder. Kocasını bencil ve soğuk bulur. Onu, “bir kadının ömründe mümtaz ve sevimli bulduğu bir adam tarafından sevilmek isteyeceği kadar” sevmediği sonucuna varır. Onu Necib’le kıyaslar ve sevgisiz bulur. İçinde intikam arzusu uyanır. (s. 329-335)

    Konağa taşındıklarında da artık bir “meta” olarak niteleyeceği ev halkına, kendisinin öyle kolayca ezilecek sıradan bir kadın olmadığını göstermek arzusuyla tertipler yapmaya koyulur, fakat Hanımefendi’nin yanına çıkar çıkmaz bu düşüncelerinden vaz geçer. Beyefendi, Fatin ve Hacer’den artık iğrenmeye başlayan Suat, Süreyya’nın nasıl olup da öylesi haksız yere öfkelenip etraftakilere hakaretler yağdıran bir babanın oğlu olduğuna şaşar. (s. 340, 351, 352)

    -Çocuklarını kaybetmek, Suat-Süreyya çiftinde derin bir yara açmıştır. Suat tekrar doğurmak konusunda ise büyük bir korku, dayanılmaz bir korku duymaktadır. (s. 33)

    Necib’in kendisini aldattığını düşünüp tekrar Süreyya’ya sığınan Suat, mesut olmaya çalışmanın da bir cesaret olacağı düşüncesiyle içinde bir de çocuk arzusu duymuş, “Oh bir çocuğum olursa o zaman hayatımı ne kadar seveceğim. İşte o zaman mesut olacağım”, “Asıl kabahatim, asıl eksiğim bir çocuktu…” diye düşünmüştür. (s. 410, 411)

    Bknz: Mehmet Rauf Eylül Romanı İncelemesi

    Zeus1 Takipçi
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2020-05-06 11:12:15

    Cevap : A) DIŞ YAPI İNCELEMESİ 

    Eserin Adı: Eylül 
    Yazarı: Mehmet RAUF 
    Basım Yeri ve Tarihi: İkbal Kitaphanesi-1925 
    Kaçıncı Baskı Olduğu: 3. Baskı 

    B) İÇ YAPI İNCELEMESİ 

    1. KONU YÖNÜNDEN 
    Eserin Konusu: Aşktan başka kaygıları olmayan çalışmayı ayıp sayan,hazır yiyici kişilerin yaşamı ele alınmıştır. 
    Yazarın konuya bakış açıları: Hep aşk hep şiddetli aşk,hep şiir ve musiki 
    Eserin ana olayı: Suad,Süreyya ve Necip üçlüsü arasındaki aşk-sadakat-evlilik üçgeninde,bu insanların ruhsal çözümlemesi yapılmıştır. 
    Yazarın Ana Düşüncesi: 
    Eserin Planı: ilk bölüm giriş,2 den 20 bölüme kadar gelişme,21 ve 22 sonuç bölümüdür. 

    2. YAZILIŞ TEKNİĞİ YÖNÜNDEN 
    1. Eserin Yazılış Tekniği ağır bir dil kullanılmış 
    2. Eserin Çeşidi Tahlil Romanıdır. Edebi Akıma Göre Realizm 
    3. KAHRAMANLARI YÖNÜNDEN 
    1. Kahramanları Suad,Süreyya,Necip,Hacer 
    2. Kahramanların Ruhsal Özellikleri Süreyya yaşadığı yeri beğenmeyen bir adamdır.Diğer kahramanların özellikleri belirtilmemiş. 
    3. Kahramanlar Arasındaki Bağlantılar Suad ile Süreyya evlidir.Necip,Süreyya’nın halasının oğludur.Hacer, Süreyya’nın kardeşidir. 
    4. kahramanlar Yüksek kültürlü kişilerdir.Yaşanılan olaylarla sosyal tabaka arasındaki ilişki İstanbul kültürlü bir şehirdir ve kahramanlarda kültürlü kişilerdir. 
    5. yazar kahramanları seçerken gerçek yaşamda karşımıza çıkabilecek tipler olmasına dikkat etmiştir. 
    6. olaylar karşısında kahramanların durumları: 
    7. kahramanların adlarıyla kişileri arasında bir benzerlik YOKTUR. 
    4. YER VE ZAMAN YÖNÜNDEN 
    1. Olay İstanbul’da geçer.taş ocağına yapılan bir yalı ve yağmur yağınca her yer çamur oluyor. 
    2. olay ortaya konulunca yer, olaya uygun bir biçimde ele alınmaktadır. 
    3. kahramanların sosyal ve kültürel yapılarıyla,olayın geçtiği yer arasında uyum vardır. 
    4. Olayların akışında zaman kırılmaları yoktur.Zaman belli bir düzenlilik içerinde sunulmaktadır. 
    5. DİL VE ANLATIM YÖNÜNDEN 
    1. eserin dili anlaşılır nitelikte değildir. 
    2. yazar,sözcükleri kullanırken seçici davranmıştır. 
    3. yazar,konuşmalarda ve anlatımlarda dili yerine göre güzel kullanmıştır. 
    4. Anlatım üçüncü kişi ağzından yapılmaktadır. 
    5. yazarın dil ve anlatımı,yaşadığı dönemle uygunluk göstermektedir. 
    6. anlatımda akıcılık nasıl sağlanmıştır? 
    6. YAZARIN KİŞİLİĞİ YÖNÜNDEN 
    1. Yazar,Servet-i Fünun Edebiyatını benimsemiştir. 
    2. Yazarın edebi kişiliğinde en belirgin özelliği ağır bir dil kullanması ve gerçekçi olması. 
    3. yazarın romanlarında işlediği belirgin bir konu vardır.Konusu gerçekçiliktir. 
    4. yazarın önemli eserleri:Ferda-yı Garâm,Eylül,Genç Kız Kalbi,Kadın İsterse,Aşıkane
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.