Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Fonksiyonalistlere göre toplumsal istikrarın sağlanması için gerekli unsurlar

fonksiyonalistlere göre toplumsal istikrarın sağlanması için gerekli unsurlar nelerdir

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    emrah07

    • 2021-01-08 13:10:37

    Cevap : Fonksiyonalistlere göre toplumsal istikrarın sağlanması için gerekli unsurlar nelerdir?
    Fonksiyonalizm, toplumsal ve kültürel olguların toplumsal-kültürel sistem içerisinde yerine getirdiği fonksiyonların çözümlenmesidir. Fonksiyonalizmde toplumun hiçbir kısmı bütünden ayrı olarak anlaşılamaz  ve toplum birbirleri ile ilişkili kısımlardan oluşan bir sistemdir. Herhangi bir kısımdaki değişim sistemin diğer kesimlerinde bir miktar dengesizliğe ve belli ölçüde de bütün olarak sistemin tekrar düzenlenmesine yol açar.

    Fonksiyonalistler, toplumun her parçasının diğer parçalarla tam bir uyum içinde olduğunu kabul ederler. Toplumsal istikrarın sağlanması için denge, ahenk ve bütünlük unsurları çok önemlidir ve toplumsal sistemin öğeleri fonksiyonel olarak karşılıklı ilişki içindedir. Fonksiyonalizm, toplumun en önemli fonksiyonunun bütünleşme olduğu kanaatindedir. Bu bütünleşmeyi gerçekleştirecek en önemli güç ise ortak değerler sistemidir. Çoğunluk tarafından kabul gören ilke ve amaçlardan oluşan ortak değerlerin bütünleşmeye yaptığı katkıyı hiçbir şey yapamaz. Fonksiyonalistler yine de mükemmel bütünleşmenin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini ancak dinamik bir dengenin sürekli egemen olacağını söylerler. Fonksiyonalistlere göre denge her zaman çatışmayı önleyen mutlak baskın durumdur. 
    Diğer Cevaplara Gözat
    Zeus1 Takipçi
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2021-01-09 16:03:06

    Cevap :

    Fonksiyonalistlere göre toplumsal istikrar, aşağıdaki gerekler ve fonksiyonların yerine getirilmesiyle sağlanabilir:

    Malların ve hizmetlerin dağıtımı: Fonksiyonalistler, serbest piyasa ve kâr arayışını öne çıkartan kapitalist sistemin malların ve hizmetlerin dağıtımı ile üretimin teşvikini yeterince iyi sağladığına inanırlar. Eğer yeni bir hizmet ve ürün için bir piyasa (talep) var ise bazı girişimciler büyük bir memnuniyetle onu keşfedecekler ve sonra ondan kâr elde edeceklerdir. Bir örnekle açıklamak gerekirse Federal Express Şirketi (şimdi adı FedEx), kargoların çok kısa bir sürede devredilmesi ihtiyacını duyan bir üniversite öğrencisinin fikridir. Daha sonra bu öğrenci, kendisini destekleyen bir finansör bularak fikrini uygulamaya geçirmiştir. FedEx bugün oldukça başarılı bir kargo şirketi olarak varlığını sürdürmektedir.

    Öte yandan merkezî/bürokratik yapılara sahip olan sosyalist ekonomiler, piyasanın taleplerine yeterince hızlı cevap veremezler çünkü bu sistemde insanlara risk almalarını ve yeni işler geliştirmelerini teşvik edecek yüksek kârlar sağlanmaz.

    Gücün ve Zenginliğin Üretimi: Fonksiyonalistler, ekonomi ve siyasal kurumlar arasında yakın bir ilişki olduğunu iddia ederler. Onlara göre bu ilişki, toplumun kaynaklarının yönlendirilmesinde etkinliği artırır. Örneğin kapitalist toplumlarda ekonomik başarı, bireylerin zenginleşmelerine ve bunu güce dönüştürmelerine imkân sağlar. Güç bireylere hükûmetleri etkileme imkânı verir, bu da yeni yatırım alanlarının bulunmasına yol açar. On dokuzuncu yüz yılın soyguncu baronları ekonomik ve siyasal gücün nasıl bir arada yürütülebileceğini göstermişlerdir. Örneğin John D. Rockefeller, Andrew Carnegie ve Andrew Mellon gibi kapitalistler, dev boyutlarda elde ettikleri servetleri güce dönüştürmeyi bilmişlerdir.

    Yenilik: Fonksiyonalist perspektife göre kapitalist toplumlar, sürekli yenilik içinde oldukları için çevrelerindeki değişime daha iyi uyum sağlamışlardır. Bunun sebebi ise işletmeler yeni hizmetler ve ürünler önererek müşteriler için sürekli rekabet hâlindedirler.

    Çatışma Kuramı

    İstikrar konusunu vurgulayan fonksiyonalist yaklaşımın aksine çatışma kuramları, ekonomik düzenin istikrarsızlığını vurgular. Hatta bazı çatışmacı yaklaşımlar, kapitalizmin kendisinin bir çelişki olduğunu iddia ederek uzun vadede kendi kendisini yok edeceğini iddia eder.

    Bilindiği şekilde çatışmacı yaklaşımın temellerini Karl Marks ortaya atmıştır. Marks ve diğer çatışmacı kuramcılar, serbest piyasanın sınıf çatışmasına ve iş gücünün yabancılaşmasına yol açtığına inanırlar. Bir bütün olarak ekonomik düzen söz konusu olduğunda çatışmacı kuramcılar, kapitalizmin ürettiği büyük ekonomik eşitsizliğe işaret ederler. Örneğin bugün Amerikan ailelerinin en zengin yüzde 10’luk grubu, nüfusun yüzde 90’ından daha fazla serveti ellerinde tutmaktadır. Ayrıca bu durum bir sorun olarak da algılanmamaktadır çünkü ideolojik olarak desteklenen kapitalizm, kazananları ve kaybedenleri meşrulaştırır. Yine bu yaklaşıma göre mevcut eşitsizlik gelecek kuşaklara da büyük ölçüde yansımaktadır.

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.