Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Gençlik ve gelecek konulu deneme

Gelecek de için de olsun

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    gokturk

    • 2020-06-03 15:11:09

    Cevap : Örnek 1

    Gençlik yılların da insanlarda cahil cesareti vardır. Olayların üzerine balıklama atlamaya hazırdırlar. Çünkü o yıllarda insan dünyada var olduğunun, birşey olduğunun, kendisinin de doğruları bildiğinin ve haklı olduğunun mücadelesini verir. Hep savunma mekanizmasını işletir ve bunu yaparken de etrafındaki insanları kırdığının, üzdüğünün farkında bile olmaz.

    İnsanlarda belli bir yaştan sonraki bilgi ve birikimin yanında, gençliğindeki enerjisi, azmi, hırsı, cesareti de olsa dünya, şimdikinden daha çok güzel olurdu diye düşünüyorum. Bizler hep değişken bir süreç içinde yaşıyoruz. Fikirlerimiz, düşüncelerimiz değişkenlik içinde. Şu an bize doğru gelen davranışı birkaç yıl sonra yanlış olarak değerlendirebiliyoruz. Bana kalırsa, gençliğin yarattığı dumanın yerini net görüntülerin, fikirlerin olmasını sağlamalıyız.

    Bu dönemin değerini bilip, gerekli bilgi birikimlerini doğru yerde, doğru alanda kullanabilmek için tecrübeli insanlardan faydalanılması gerektiği inancındayım. Bir düşünür gençlik ile ilgili şöyle der: “Gençlik çağı, bütün bir hayat boyunca faydalı olabilecek alışkanlıkların kazanılması için ciddi bir göstergedir, işarettir. Ama ne olursa olsun, kaç yaşına gelirsek gelelim, gönlümüzü genç tutmaya da ayrı bir özen göstermeliyiz. Ne de olsa gençler ümitle, ihtiyarlar hatıra ile yaşıyorlar.”

    İlk çocukluk döneminde kişinin, kendi ana-baba tutumunu değiştirmede ve çevresini belirlemede çok az gücü vardır. Kişi bilinçli bir seçim ve çabayla olumsuz deneyimlerini olumluya çevirebilir. Gençlik döneminde insanın kendisi hakkındaki düşüncelerinde arkadaşların etkisi, ailenin ya da büyüklerinkinden çok daha güçlü hale gelir. 

    Üniversite yıllarında öğrenciler, değerleri yeniden gözden geçirip kendi kimliklerini oluştururken, arkadaş etkisine daha açık hale gelirler. Bu bağlamda, kendinizi olumsuz hissetmenize yol açan arkadaşların sizin için uygun olmadığına karar verebilir, onlardan uzaklaşmayı seçebilir ve yeni olumlu arkadaşlıklar kurabilirsiniz. 

    Kendinizi değerlendirdiğiniz, kendi iç değer ve ölçütleriniz olsun ve gelişmenizi onlarla kıyaslayın. Başkalarıyla olan rekabetin sonucuna ya da toplumun genel geçer beklentilerine bağımlı kalmayın. Başkalarını da dinleyin ancak, onların fikirlerini doğrudan kabul etmek yerine, aklıseliminizle değerlendirmeyi öğrenin. Hiçbir konuda tek ve mutlak doğrular olmadığını sık sık kendinize hatırlatın. Başkalarının söylediklerinden çok kendi geliştirdiğiniz olumlu sesinize kulak verin. Yeni deneyimleri kazanıp kaybedilecek sınavlar olarak değil, bir şeyler öğrenmek için birer fırsat olarak görün. Böylece zorlayıcı yaşantılarda kendinizi yıpratmak yerine geliştirebilirsiniz.

    Örnek 2 

    Gençlik, insanın en verimli çağıdır. Güç ve enerji doludur. İnsan işte bu dönemde çalışıp para biriktirmeli, mal-mülk sahibi olmalıdır. Çünkü ihtiyarlayıp gücünü yitirdiği, çalışamadığı dönemde ona ihtiyaç duyacaktır. Elinde olduğu için de rahat yaşayacak ve sıkıntı çekmeden gün geçirecektir. 

    Her insan bebeklik, gençlik ve yaşlılık dönemlerinden geçmektedir. Her yaşın kendine özgü birtakım özellikleri bulunmaktadır. Gençlik kişinin çalışma azminin, sağlığının ve gücünün en fazla olduğu dönemken yaşlılıkta ise bu özellikler en aza inmektedir.

    Yaşlandığı zaman gücünü ve sağlığını kaybeden insan, kendisinde çalışacak azmi bulamaz. Bu nedenle yaşlı insanlar bu dönemlerini emeklilik dönemi ile geçirmektedir. Eğer bir kişi gençliğinde çalışıp birikim yapmaz ve yaşlılığını garanti altına almazsa bu insan yaşlılığında büyük zahmet çekecektir. Birikimi olmayan ve gençliğinde çalışmayan yaşlılar, yaşlılık dönemlerinde başkalarına muhtaç olmaktadırlar.

    Kişinin yaşlandığında rahat edilmesi için gençliğinde mutlaka çok çalışması ve birikim yapması şarttır. Gençliğinde yaşlılık dönemini düşünen insanlar ileride çok daha rahat ve mutlu bir hayat yaşamaktadır.

    Kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki, ihtiyarlayıp çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.
    Gençliğini boşa geçirmeyip ihtiyarlığı için para biriktiren kimse yaşlandığı zaman rahat eder. Her işini kendi isteği gibi yapar, yaptırır ve mutlu olur.

    Örnek 3 

    Gençlik, bir ülkenin en büyük umududur. Zira genç bireyler kendilerini ileriye götürecek işlere kalkistiklarinda ve bu işlerde başarılı olduklarında toplum da onlarla beraber ilerler. Örneğin genç bir öğrenci, yaşı önemli değil, bir fikir üretiyor, bu fikri geliştiriyor ve bir plana oturtarak somutlastirmak istiyor. Alın size yeni bir icat. Genç beyinler bunları düşündükçe yenileniyoruz, bilimde sanatta gelisebiliyoruz. İcat edilen bir akıllı telefonun genç beyin tarafından ortaya atıldığı, yine donanımlı gençlerin sayesinde eğitimli akillarla bu telefonlara sahip olduğumuz unutulmamalidir.

    Tum bunlar haricinde Mustafa Kemal ATATÜRK'ün "Bütün ümidim gencliktedir" demesi, gençlerin zihinlerinin berraklığına ve zamana yenik dusmemelerine dayanir. Bulunduğu zamanin kosullarindan sonuna kadar faydalanan genc butun gelismeleri berrak zihniyle harmanlayarak gelecek nesiller icin umut yaratacak yenilikler getirebilir, elbette bunu bilimin ışığında yapacaktır, yine aynı şekilde gelecek nesiller icin rehber olabilir ve onlarin da bilimi rehber almalarını tembihler.

    Nesiller bu şekilde bilinclendikce daha iyi daha güzel günlere uyanacagiz, çünkü dünya gençlere emanettir.

    Örnek 4

    Gençlik garip ve açıklanamaz bir olgu, hepimizin bildiği, oynadığı bir oyun aslında. Kimine göre geri gelmeyen o şahane yıllar, kimine göre kaybedilmiş bir vakit yükselen “ah”lar. Atatürk’e göre Ata’nın gelecekteki emellerini üstlenen kahramanlar. Gökyüzünde yaşamaktır gençlik. Kim ne derse desin bir kavak yelinin ardında tüm kötülükleri değiştirebileceğine inanmak. Hızla değişen bir dünyadır gençlik. Aşık olmak, hiç bitmeyecekmiş gibi yaşamak. Kurtuluşun kahramanı olmak, ilerlemenin anahtarı, Atatürk’ün emanetçisi, Ata’nın yılmayan askeri olmaktır.

    Çok değil, Kurtuluş Savaşı yıllarına dönüp bakmak bile yeterlidir gençliğin gücünü görmek için. Atatürk’ün ilkelerini kendine yol bilip devletin temellerini de çizmemiş miydi bu gençlik? Göz kamaştıracak kadar aydınlık bir Türkiye armağan etmemiş miydi bize? Geçmişin raflarını şöyle bir karıştırdığımızda çok şey var Atatürk ve O’nun gençlerine ait. Çünkü gençlik demek yarın demektir. Ben ise düşünüyorum şimdi, biz yarınlar yarınımızı kurtarabiliyor muyuz, koruyabiliyor muyuz? Bizim için savaşıp vatanı kurtaran, vatanı kırmızı kurdeleler ile bize sunmuş gençleri ne kadar hatırlıyoruz? Atatürk’ün bizler için yaktığı ışığa bakıyorum, birde gençliğimize. Aslında olumlu bir tablo göremiyorum. Nüfusça çok, nitelikçe boş bir gençlik. Hayatı sadece bilgisayar ve test kitapları arasında sıkışıp kalmış, sorgulamayı unutmuş bir gençlik, Atatürk’ün emanetini unutmuş bir nesil. Bir buz gibi kendini eriten, okumayı, konuşmayı unutmuş kendi kabuğunda ütopyaları ile yaşayan zulmedenleri korku ve hüzün ile izleyen, sesini çıkarmaya korkan bir gençlik. Kurtuluş Savaşı gençlerinden Atatürk’ün istediği gençlikten bir o kadar uzak bir gençlik. Batı’nın kölesi olmuş konuşmayı, giyinmeyi Batı’ya uyduran, uyuşturulmuş bir beyin aslında gençlik.

    Peki durum bu kadar mı kötü? Biz bu kadar mı uzaklaştık yolumuzdan? Buna rağmen ne zaman üniversitelerdeki buluşları görsem, tıpta ilerleme duysam ya da sporda başarılar okusam mutlu oluyorum. Korkusuzca soran birisini görsem ışık görüyorum birden. Ata’mızın ışığının sönmediğini hissediyorum. Atatürk’ün gençliğinin hala bir umudu olduğunu ve bu ışığı koruyacağını düşünüyorum. Ufuktaki güneşin ardından yürümek istiyoruz.



    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.