GESTALT teorisinde parça bütün ilişkisi
Bu sorunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz.
Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap : Kısaca : Aşağıdaki resme bak ağazı görürsün ama bakış açını değiştir yandan bak yada uzaklaş oradaki maymunu ve kaplanı görebilirsin. Bütüne baktığında ağacı parçaya baktığında maymunla kaplanı görürsün.
Detay: İnsan yaşantısının ve davranışının örgütlü, bütünsel özelliğini vurgulayan bu ekol, davranışların olduğu kadar bilişsel süreçlerin de temel, ilkel bileşenlerine indirgenerek anlaşılamayacağını, çünkü bütünün, kendisini oluşturan algısal parçalardan farklı olduğunu ve bu farklılığın, parçalar arasındaki örgütlenmeyle, ilişkilerle, düzenlemeyle oluştuğunu ve ancak bu terimlerle anlaşılabileceğini savunmuştur. Gestalt teorisine göre bütünü oluşturan parçaların işleyişi, bütünün kendisinin yapısıyla belirlenir; bütünlerin veya bütünlüklü sistemlerin davranışı, işlevleri açısından birbirinden ayrılamaz şeylerdir. Gestalt teorisi insan davranışını küçük, atomistik birimler yerine daha büyük analiz birimleri halinde incelemeye çalışır. Daha sonra bu büyük birimler (ya da bütünler), kendilerini oluşturan parçalarla ve diğer bütünlerle ilişkilendirilir. Örneğin karmaşık bir makineyi basit, temel bileşenlerine (şu kadar metalden, şu kadar telden, ahşaptan, kablodan, vb. oluşan bir şeye) indirgeyerek anlayamayız. Söz konusu makineye kendine özgü özelliğini kazandıran şey, parçalar arasındaki örgütlenme biçimidir, ilişkidir. Ya da beyaz kağıt üzerinde noktalardan oluşan bir ağaç resmi algısını, bileşenlerine, yani noktalara indirgeyerek anlayamayız. Ağaç resmi algısı, kendisini oluşturan noktaların algısından farklı bir şeydir. Günümüzde bu yaklaşım, ayrı bir ekol olarak değil, psikolojide özellikle algı süreçlerine ilişkin teoriler şeklinde ve sosyal psikolojide alan teorisiyle kendini hissettirmektedir.
Diğer Cevaplara Gözat
Detay: İnsan yaşantısının ve davranışının örgütlü, bütünsel özelliğini vurgulayan bu ekol, davranışların olduğu kadar bilişsel süreçlerin de temel, ilkel bileşenlerine indirgenerek anlaşılamayacağını, çünkü bütünün, kendisini oluşturan algısal parçalardan farklı olduğunu ve bu farklılığın, parçalar arasındaki örgütlenmeyle, ilişkilerle, düzenlemeyle oluştuğunu ve ancak bu terimlerle anlaşılabileceğini savunmuştur. Gestalt teorisine göre bütünü oluşturan parçaların işleyişi, bütünün kendisinin yapısıyla belirlenir; bütünlerin veya bütünlüklü sistemlerin davranışı, işlevleri açısından birbirinden ayrılamaz şeylerdir. Gestalt teorisi insan davranışını küçük, atomistik birimler yerine daha büyük analiz birimleri halinde incelemeye çalışır. Daha sonra bu büyük birimler (ya da bütünler), kendilerini oluşturan parçalarla ve diğer bütünlerle ilişkilendirilir. Örneğin karmaşık bir makineyi basit, temel bileşenlerine (şu kadar metalden, şu kadar telden, ahşaptan, kablodan, vb. oluşan bir şeye) indirgeyerek anlayamayız. Söz konusu makineye kendine özgü özelliğini kazandıran şey, parçalar arasındaki örgütlenme biçimidir, ilişkidir. Ya da beyaz kağıt üzerinde noktalardan oluşan bir ağaç resmi algısını, bileşenlerine, yani noktalara indirgeyerek anlayamayız. Ağaç resmi algısı, kendisini oluşturan noktaların algısından farklı bir şeydir. Günümüzde bu yaklaşım, ayrı bir ekol olarak değil, psikolojide özellikle algı süreçlerine ilişkin teoriler şeklinde ve sosyal psikolojide alan teorisiyle kendini hissettirmektedir.
Diğer Cevaplara Gözat
Sunum İçeriği
Cevap : Gestalt psikolojisinin temelini oluşturan düşünce, organizma kendini oluşturan parçaların örgütlenmiş bir bütünüdür, fiziksel ve kimyasal elementlere indirgenemez anlayışıdır. Gestalt psikolojisine göre bütün parçaların toplamından fazladır ve farklıdır.
Parça-bütün ilişkisi de algı sürecinde önemlidir. Algıladığımız nesneler uyarımlardan gelmiştir. Ancak, nesneler, uyarımların bir toplamı olarak algılanmaz. Örnek olarak bir resimde renk tonlarının tek başlarına anlamı yoktur. Resimde bir “bütünlük” oluşturacak biçimde düzenlendiklerinde bir anlam kazanır. İnsanlar, tıpkı bulmaca doldurur gibi görsel olarak algıladıkları uyaranlardaki boşlukları doldurarak örgütleme eğilimlidirler.
Parça-bütün ilişkisi de algı sürecinde önemlidir. Algıladığımız nesneler uyarımlardan gelmiştir. Ancak, nesneler, uyarımların bir toplamı olarak algılanmaz. Örnek olarak bir resimde renk tonlarının tek başlarına anlamı yoktur. Resimde bir “bütünlük” oluşturacak biçimde düzenlendiklerinde bir anlam kazanır. İnsanlar, tıpkı bulmaca doldurur gibi görsel olarak algıladıkları uyaranlardaki boşlukları doldurarak örgütleme eğilimlidirler.
