Gezi yazısı nedir
Bir yer hakkında gezi yazı yazmam gerekiyor
Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap : Gezi yazıları, tarif, coğrafya, dil, sanat ve sosyoloji gibi pek çok bilim dalı için de kaynak olma özelliği taşır. Örneğin, Evliya Çelebi’nin Seyahatname adlı eseri sayesinde, o dönemin dili, toplumsal yapısı ve tarihsel öğeleri hakkında bilgi sahibi olunmuştur.
Gezi yazısının özellikleri şunlardır:
Gezi yazılarında, gezilip görülen yerin bütün özellikleri ele alınır.
Gezilen yerin özellikle tarihî, coğrafî, tabiî ve sosyal nitelikleri belirgin şekilde anlatılır.
Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir özellik gösteren insanlar, tarihî ve tabiî güzellikler, farklı kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebî bir üslupla yazıya geçirilir.
Gezi yazılarında ayrıca yörenin dil, din, inanç, âdet, gelenek, görenekleri incelenir. Bölgedeki insanların düşünce yapısı ortaya konur.
Bölge, okuyucunun daha iyi anlaması açısından başka bölgelerle kıyaslanır.
Yazar, gezisi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızasında tutmak zor olduğu için gezi esnasında kısa notlar alır ve bunları hikâye eder.
Gezi yazısı gezilen bölge için belgesel bilgiler içerir. Bu bakımdan gezi yazısında yazar gözlemlerine yer vermeli, yanlış bilgiler aktarmamalıdır. Gezi yazısında gerçek bilgiler verilmelidir. Ancak gezi yazıları her şeye rağmen kişisel bir değerlendirme içerdiği için nesnel verilerden oluşan bilimsel bir belge niteliği taşımaz. Sadece fikir verici bir içeriğe sahiptir. Dış dünyayı yazarın gözüyle anlamaya yarar.
SAKLIKENT KANYONU
Saklıkent tam bir doğa harikası. Yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden bir tanesi. Akdağ’ın eteklerinde kayalar arasında yer alan Saklıkent’in suyu, yaz aylarının sıcak dönemlerinde bile ayaklarınızı donduracak soğuklukta. Biz de araçtan iner inmez, suya kim girer, kim girmez bahislerini açmıştık zaten. Saklıkent kanyonu yüzyıllar boyu akan kar sularının açtığı ve yaklaşık 100 metre yüksekliğinde, 18 km uzunluğunda bir kanyondur. Adrenalin sevenler bu kanyonda zorlu bir tırmanış ve yürüyüş ile ilerleyebilirler. Ama strese girmeden kanyonun tadını çıkarmak istiyorsanız, hemen girişte, yaklaşık 150 metre uzunluğunda ve kayalara monte edilmiş köprülerden yürüyerek köprünün sonunda buz gibi sular ile kucaklaşabilirsiniz.
Biz giriş yaptığımızda havanın da biraz kapalı olmasından dolayı kanyon oldukça serindi, dolayısıyla suya kim girer, kim girmez iddiaları oldukça kızışmıştı. Fatih Bey’in hatırlatmalarını, kanyonun büyülü atmosferi sayesinde unutmuş ve terliklerimizle suya atmıştık kendimizi. Böylelikle Aylin ve Sevim iddiayı kaybettikleri için çayları ısmarlamak, biz de akıntıya kendini kaptırmış giden Alper’in terliğinin arkasından koşmak zorunda kalmıştık… o andan itibaren artık Alper bir çolaktı
Saklıkent’ten ayrılmak çok zor oldu bizim için, ama rotamız başka bir cennet, “Kelebekler Vadisi” idi artık…
Diğer Cevaplara Gözat
Gezi yazısının özellikleri şunlardır:
Gezi yazılarında, gezilip görülen yerin bütün özellikleri ele alınır.
Gezilen yerin özellikle tarihî, coğrafî, tabiî ve sosyal nitelikleri belirgin şekilde anlatılır.
Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir özellik gösteren insanlar, tarihî ve tabiî güzellikler, farklı kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebî bir üslupla yazıya geçirilir.
Gezi yazılarında ayrıca yörenin dil, din, inanç, âdet, gelenek, görenekleri incelenir. Bölgedeki insanların düşünce yapısı ortaya konur.
Bölge, okuyucunun daha iyi anlaması açısından başka bölgelerle kıyaslanır.
Yazar, gezisi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızasında tutmak zor olduğu için gezi esnasında kısa notlar alır ve bunları hikâye eder.
Gezi yazısı gezilen bölge için belgesel bilgiler içerir. Bu bakımdan gezi yazısında yazar gözlemlerine yer vermeli, yanlış bilgiler aktarmamalıdır. Gezi yazısında gerçek bilgiler verilmelidir. Ancak gezi yazıları her şeye rağmen kişisel bir değerlendirme içerdiği için nesnel verilerden oluşan bilimsel bir belge niteliği taşımaz. Sadece fikir verici bir içeriğe sahiptir. Dış dünyayı yazarın gözüyle anlamaya yarar.
SAKLIKENT KANYONU
Saklıkent tam bir doğa harikası. Yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerlerinden bir tanesi. Akdağ’ın eteklerinde kayalar arasında yer alan Saklıkent’in suyu, yaz aylarının sıcak dönemlerinde bile ayaklarınızı donduracak soğuklukta. Biz de araçtan iner inmez, suya kim girer, kim girmez bahislerini açmıştık zaten. Saklıkent kanyonu yüzyıllar boyu akan kar sularının açtığı ve yaklaşık 100 metre yüksekliğinde, 18 km uzunluğunda bir kanyondur. Adrenalin sevenler bu kanyonda zorlu bir tırmanış ve yürüyüş ile ilerleyebilirler. Ama strese girmeden kanyonun tadını çıkarmak istiyorsanız, hemen girişte, yaklaşık 150 metre uzunluğunda ve kayalara monte edilmiş köprülerden yürüyerek köprünün sonunda buz gibi sular ile kucaklaşabilirsiniz.
Biz giriş yaptığımızda havanın da biraz kapalı olmasından dolayı kanyon oldukça serindi, dolayısıyla suya kim girer, kim girmez iddiaları oldukça kızışmıştı. Fatih Bey’in hatırlatmalarını, kanyonun büyülü atmosferi sayesinde unutmuş ve terliklerimizle suya atmıştık kendimizi. Böylelikle Aylin ve Sevim iddiayı kaybettikleri için çayları ısmarlamak, biz de akıntıya kendini kaptırmış giden Alper’in terliğinin arkasından koşmak zorunda kalmıştık… o andan itibaren artık Alper bir çolaktı
Saklıkent’ten ayrılmak çok zor oldu bizim için, ama rotamız başka bir cennet, “Kelebekler Vadisi” idi artık…
Diğer Cevaplara Gözat