Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Görme engelli çocukların tercih ettikleri oyun türleri

Sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2023-04-07 04:04:10

    Cevap : Görme engelli çocukların tercih ettiği oyun türleri arasında genellikle somut eylemlerle ifade edilen oyunlar yer almaktadır . Özellikle kırmızı rengi tercih ettikleri bilinmektedir. Grup oyunları ve dış mekan oyunları da tercih edebilirler. Ancak, engelin tipine ve düzeyine göre tercihler de değişebilir. Bunlar üzerine yapılmış araştırmalar mevcut olmakla birlikte, görme engelli çocukların bireysel tercihleri de önemlidir ve standart bir cevap vermek zordur.

    Görme engelli çocukların tercih ettiği oyun türleri, dokunma ve işitme duyularına dayanan oyunlar olabilir. Ayrıca, takım çalışmasına ve iletişime dayalı oyunlar da ilgi çekici olabilir.

    Örneğin, dokunma duyusuna dayalı bir oyun olarak, "dokunarak hayvanları tanıma" oyunu yapılabilir. Bu oyun için, birçok farklı hayvanın dokusunu tanıtan çeşitli malzemeler (örneğin, tüylü, pullu, pürüzlü vb.) kullanılabilir. Çocuklar, malzemeleri hissederek hayvanları tahmin edebilirler.

    İşitme duyusuna dayalı bir oyun olarak, müzikli oyunlar, hikaye anlatma ve kelime oyunları gibi oyunlar önerilebilir. Örneğin, bir grup çocuk, bir hikaye anlatıcısı tarafından anlatılan hikayeyi dinleyerek, hikayenin gidişatına ilişkin tahminlerde bulunabilirler. Ayrıca, kelime oyunları veya şarkı söyleme yarışmaları da ilgi çekici olabilir.

    Takım çalışmasına ve iletişime dayalı oyunlar arasında ise, çeşitli takım binaları ve iletişim oyunları önerilebilir. Örneğin, bir grup çocuk, bir araya gelerek, bir yapı inşa etmek için birlikte çalışabilirler. Ayrıca, bir "iletişim tüneli" oyunu da oynanabilir, bu oyun sırasında, çocuklar birbirleriyle sadece sözcükler kullanarak, bir taraftan diğer tarafa mesaj iletirler.

    Görme Engelliler İçin Örnek Oyunlar:

    1. OTURUM:

    Çocukların içinde bulundukları çevreye dikkatle bakmalarını sağlamak ve gözlem becerisini arttırmak. Çocukların çevrelerindeki kişilere yada nesnelere karşı farkındalıklarını artırmak. Çocukların görsel hafızalarını geliştirmek.

    Bunun için uygun oyunlar:

    1. Çevremin Farkındayım:

    Çocukların bulundukları çevreye bir dakika boyunca bakmaları istenir. Sonra gözlerini kapatmaları istenir ve bulundukları ortamla ilgili şu sorular sorulur.
    Ayşe’nin yanında kim oturuyor?
    Kimin gözlüğü var?
    Sınıfta kaç pencere var?
    Kimin giysisinde kırmızı var?
    Oyunun sonunda insanların tıpkı bu oyunda olduğu gibi çevrelerine dikkatle bakarak insanlar, nesneler ve olaylar hakkında birçok özelliğin farkına varabilecekleri belirtilir (Dinkmeyer ve Dinkmeyer, 1982).

    2. Nesi Var?:

    Çocuklara nesi var oyununun oynanacağı belirtilir. Çocuklardan birine odada bulunan bir nesneyi yada gruptan bir kişiyi aklında tutması istenir. Diğerlerinden ise bulundukları çevreye bir dakika boyunca bakmaları ve sonra gözlerini kapatmaları istenir. Çocuk tuttuğu şey hakkında diğer üyelere küçük ipucu verir ve diğer üyeler gözleri kapalı iken Nesi Var? Diye sorarak onun ne tuttuğunu bulmaya çalışır. Her çocuk aklından bir nesne tutana dek oyun devam ettirilir.

    2. OTURUM:

    Çocuklara grup kuralları ve insanları gözleyip dinlemenin önemi anlatılır. Çocuklara iyi bir dinleyici olmanın hem iyi bir öğrenci hem de iyi bir arkadaş olmak için gerekli bir beceri olduğu söylenir. Çocuklar birini dinlerken konuşan kişinin yüzüne ve gözlerine bakacaklar, çocuklar birini dinlerken başlarını sallayarak “evet” diyerek dinlediklerini gösterecekler, çocuklar konuşan kişi sözünü bitirdikten sonra konuşmaya başlayacak.

    1. Alo:

    Çocuklara telefonda konuşmak ile yüz yüze konuşmak arasındaki farklar sorulur. “hangisinde karşımızdaki kişinin bizi dinleyip dinlemediğini anlayabiliriz” diye sorulur. Bunun nedenleri üzerinde konuşulur. Yüz ifadesinin ve beden duruşunun önemi vurgulanır. Dikkatli dinleme ve dikkatsiz dinlemenin özelliklerinden söz edilir.

    2. Kulaktan Kulağa:

    Çocuklardan daire oluşturmaları istenir. Çocuklardan biri kendine söylenen cümleyi diğerinin kulağına fısıldar. Diğeri de yanındakinin kulağına aynı sözü fısıldar. Bu şekilde ilk olarak fısıldayan kişiye gelene kadar devam eder. Daha sonra ilk cümleyi tekrar eden kişi kendine gelen cümleyi gruba söyler ve öğretmen öğrenciye ilk söylediği cümle ile son gelen cümleyi karşılaştırıp doğru olup olmadığını söyler. Daha sonra gruba uygulama hakkında sorular sorulur ve tartışılır.

    3. OTURUM:

    Bu oturumda öğretmen çocuklara insanların duygularını nasıl anladıklarını sorar. Öğretmen insanları dinleyerek yüz ifadesine, ses tonuna ve duruşuna bakarak duygularını anlatabileceklerini belirtir. “insanları dinleyerek duygularını öğrenebiliriz, bazen insanlar neler hissettiklerini hemen söylerler, bazense insanların duygularını anlamak için çaba sarf etmek gerekir, bu nedenle böyle durumlarda kişilerin yüz ifadelerine, duruşlarına, seslerinin tonuna bakmak gibi sözsüz mesajlarına dikkat etmek gerekir” şeklinde açıklama yapılır.

    1. Sessiz Sinema:

    Farklı duyguları gösteren resimli kartlar bir kutunun içerisine konur. Öğretmen kartlardan birini seçerek, gruba karttaki durumu ve duyguyu sözsüz davranışlarla vermeye çalışır. Çocuklar neler olduğunu ve hangi duygunun yaşandığını bulmaya çalışırlar. Sonra çocuklar da sırasıyla öğretmenin gösterdiği karttaki duyguyu arkadaşlarına aynı şekilde anlatmaya çalışır. Çocukların duygularını anlatırken kullandıklarını sözsüz davranışları hakkında grup üyeleriyle incelenir. İnsanların duygularını nasıl yansıtması konusunda bilgi verilir.

    2. Duygu Tekerleği:

    Üzerinde kızgınlık, heyecan, utanç, telaş, üzüntü, sıkıntı, aşk, korku, kıvanç vb. resimlerinin gösterildiği bir tekerlek hazırlanır. Çocuklar sırayla tekerleği çevirirler ve önlerinde duran duygu hakkında kendisine sorulan soruları yanıtlarlar. “daha önce böyle hissettin mi?, böyle hissetmene sebep neydi?, böyle hissettiğinde nasıl göründüğünü bize göster?”

    4. OTURUM:

    Bu oturumda uygun şekilde dikkat çekmenin ve bir oyuna yada etkinliğe katılmanın uygun yolları üzerinde duracakları anlatılır. Çocuklar verilen bir durumda uygun olan dikkat çekme yollarını söyleyebilecekler ( soru sorarak vb.), verilen bir durumda dikkat çekmek için hangi zamanın uygun olduğunu söyleyebileceklerdir.

    1. Beni Fark Et:

    Çocuklara hangi durumlarda başkalarının dikkatini çekmek isteyebilecekleri sorulur. Öğretmen soru sormak, bir grup etkinliğine katılmak, izin istemek yada bir kişiyle tanışmak gibi örnekler verir. Bu örnekler resimli kartlarla panoya asılır. Daha sonra öğretmen dikkat çekmenin bir beceri olduğunu söyler. Dikkat çekmenin uygun olabileceği davranışlar konusunda öğrencilerin fikirlerini alır ve uygulamalı olarak çocukların bir başka öğrencinin dikkatini çekmesi yaptırılır. Saldırgan çocuk, olumlu çocuk, çekingen çocuk tiplemeleriyle çocukların başka çocukların dikkatini çekmeleri istenir. Bu tiplemelerden olumlu olanlar ile ilgili olarak öğrencilerle konuşulur. Daha sonra “söz hakkı için öğretmeninden söz iste, top oynarken arkadaşından pas iste, yoldan geçen satıcıyı çağır” gibi örnekler yapılarak dikkat çekmenin uygun modelleri öğrencilere gösterilir.

    5. OTURUM:

    Öğretmen bu oturumda istediğimiz ancak uygun olarak bir grubun oyununa katılamadığımız ve grup bireylerinin dikkatini çekemediğimiz durumlar hakkında kısa açıklama yapar. “Hepimizin kendini yalnız hissettiğimiz durumlar olmuştur. Bazen etkinliğe katılmak isteriz ancak buna izin vermeyebilirler. Bu oturumda, arkadaşlarımız tarafından kabul edilmediğimiz durumlar, nedenleri ve neler yapabileceğimiz üzerinde duracağız”. Bu oturumda özellikle bir gruba girmede güçlük çeken zihinsel engelli bireylerin arkadaşları tarafından dışlandıklarında neler yapabileceklerine örnekler verilir.

    1. Ne Yapılır?:

    Çocuklara şu öykü okunur. “Arkadaşları Cem’in onlarla gezmesine, oyunlarına katılmasına izin vermiyorlardı. Bu durumda cem, bazen bahçede bir köşeye çekilip tek başına oturuyor, bazense sessizce ağlıyordu. Bazen Murat’ı da oyunlarına almıyorlardı. Murat ise sinirlenip oyunlarını bozuyor yada devamlı onlara laf atıyordu”. Öğretmen çocuklardan ikisini seçer. Biri Murat’ı, diğeri Cem’i sözle ve davranışlarla canlandırırlar. Sonra her iki çocuğa da kendilerini nasıl hissettikleri sorulur. Gruba Murat ve Cem’in başka neler yapabilecekleri sorulur. Etkinlik zihinsel engelli çocuğun yerine geçen normal çocuklara da aynı şekilde yaptırılıp normal çocukların neler hissettikleri sorularak zihin engelli çocukları anlaması ve o çocukların arkadaşlarıyla birlikte oyun oynamaya katılmalarının zor olduğunu, özellikle bazı yetersizlikleri olan çocuklarda oyuna girmede daha da zorlandıkları ve bu gibi durumlarda neler hissettikleri ve neler hissedebilecekleri konusunda bilgi verir.

    2. Kendi Kendine:

    Öğretmen çocuklara şu öyküyü okur. “Ayşe ve Can saklambaç oynayan arkadaşlarına katılmak isterler. Fakat arkadaşları oyuna başladıkları için onları oyuna alamayacaklarını söylerler. İkisi de oyuna alınmamıştır. Ayşe bir köşeye çekilip bütün gününü ağlayarak ve kendine acıyarak geçirir. Can ise bulduğu kutulardan kendisine bir ev yaparak oynamaya başlar”. Bu olay rol yaparak grup tarafından canlandırılır. Öğretmen Ayşe’yi canlandıran çocuğa oyuna kabul edilmediğinde ne hissettiğini sorar. Zamanını ağlayarak geçirdiğinde sonunda ne olduğu tartışılır. Daha sonra Can’ı canlandıran çocuğa neler hissettiğini sorar. Kendi kendine eğlenmenin yolunu bulmanın sonuçları üzerinde konuşulur. Diğer çocuklara böyle bir durumda yapabilecekleri şeyleri ve neler hissedebilecekleri sorulur. Çocukların oyuna kabul edilmesinin nedenleri ve bunların diğer çocuklara yansınması konusunda bilgiler verilir.

    6. OTURUM:

    Öğretmen bu oturumda kızgınlık ve alay edilme ile başa çıkma becerileri üzerinde durulacağını belirtir. Öğretmen çocuklara “hepimizin yaşamında bizi kızdıran olaylar olur. Bazen bizimle dalga geçildiğinde yada bize istemediğimiz bir şey yapmamı için ısrar edildiğinde kendimizi çaresiz hissederiz. Bazen kızgınlığımızı denetleyebiliriz. Bazense kızgınlığımıza yenik düşeriz. Bu oturumda bu tür durumlarla nasıl başa çıkabileceğinizi öğreneceksiniz”. Çocuklar kendilerine verilen rahatsız edici durumlarda kızgınlıklarını nasıl denetleyebileceklerini öğrenecekler, kızgınlıklarını denetleyemeyip kırıcı olduklarında özür dilemeleri gerektiğini öğrenecekler.

    1. Kızma Birader:

    Çocuklara, kızdığımız zaman kendimizi denetlemenin yolları olduğu söylenir. “Seni kızdıran kişiden uzaklaş, yalnız kal, dışarı çık ve yüzünü yıka, derin nefes al, seni mutlu edecek bir şey düşün, seni ne kızdırdı ise bunu oldukça sakin bir ses tonu ile karşındakine söyle, nasıl davranman gerektiğini düşün”. Çocuklara bu durumları kullanabilecekleri oyunlar oynatılır. Bu sıralanan maddeleri yapmaları istenir. Özellikle engelli bireyin toplumda karşılaştığı sosyalleşme sorunları zerine örnek olay oynatılır ve bu oyun sonunda normal çocukların engelli bireye gösterdikleri alay geçme ve engelli bireyi kızdırma davranışlarının sonuçları üzerinde çocuklarla konuşulur. Engelli çocuğun yetersizliğini gösteren bir örnek olay normal çocukların onlar gibi olmasını sağlayacak oyun oynandıktan sonra normal çocuğa onu kızdıran durumun ve kendisine geçilen alayın sonuçları üzerinde durulur.

    7. OTURUM:

    Bu oturumda uzlaşma ve arkadaşça tutumlar üzerinde durulacağı belirtilir. Özellikle farklı özellikler gösteren bireyler olarak her insanın diğer kişilerden ayrılan özelliklerinin olduğu ve bu özelliklerin farklılığından kaynaklanan ortak nokta bulma zorluğu insanlara bazı durumlarda zorluklar yaşatabilir. Bazı durumlarda bizim sevmediğimiz bir özelliği diğeri sevebilir. Bize garip gelen durumlar diğerlerine normal gelebilir. Bu nedenle diğer bireylerle olan ilişkilerimizde olumlu durumlar yaşayabilmek ve toplum içinde kendimizi mutlu hissedebilmek için diğer bireylerle olumlu ilişkiler kurmaya, uzlaşmaya, arkadaşça geçinmeye ihtiyacımız olduğu belirtilir. Çocukların aynı durumlar karşısında insanların farklı hissettikleri ve düşünebildikleri, kendilerinden farklı düşünce ve durumlara saygıyla yaklaşmaya ve insanlarla arkadaşça geçinmeye ihtiyacımız olduğu anlatılır.

    1. Bir Buket Yapalım:

    Çocuklardan kendilerine dağıtılan çiçek resimlerini kesmeleri istenir. Daha sonra her çiçeğin ortasına kendi resimlerini yapıştırmaları istenir. Her yaprağın üzerine yapmaktan hoşlandıkları durum yada olayları gösteren resimli kartlar yapıştırmaları istenir. Tamamlanan çiçekler teker teker bir panoya asılarak bir buket oluşturulur. Sonra gruptaki her bir üyenin farklı özellikleri üzerinde konuşulur ve insanların farklı özellikleri sayesinde toplum bireylerinin birbirlerine yardımcı oldukları üzerinde konuşulur.

    8. OTURUM:

    Çocukların bazı durumlarda arkadaşlarına yardım etmelerinin, onlara cesaret verici sözler söylemenin ve sıra beklemenin, arkadaşlıkları güçlendirecek davranışlar olduğunu ve bunun insana zevk verdiğini belirtir. Oturumda bu beceriler üzerinde durulacağı belirtilir.

    1. Yardım Eden Eller:

    Her çocuğa bir el resmi, kürdan ve küçük miktar kil verilir. Çocuklardan kil parçalarını sıralarının köşelerine yerleştirmelerini ve önlerindeki el resimlerini bununla süslemeleri istenir. Öğretmen, çocuklara özellikle yapıştırma işlemi sırasında birbirinden yardım isteyebileceklerini söyler. Etkinliğin sonunda yardım isterken ve verirken neler hissettiklerini sorar ve bu durum üzerinde konuşulur.

    2. Acil Yardım:

    Her çocuğa içinde büyük boncuklar olan kutular verilir. Bunları ellerinin tersiyle taşımaları ve sınıf içinde gezinmeleri istenir. Öğretmen onlara “hızlı, yavaş, ileri, sıçra” gibi yönergeler veriri. Kutusu yere düşen oyuncu donar. En yakında bulunan arkadaşı ona kendi boncuklarını düşürmeden yardım etmeye çalışır. Hepsini topladıktan sonra ayağa kalkarak yürümeye devam ederler. Oyun sonunda yardım edenlere ve yardım alanlara bunun nasıl bir duygu olduğu sorulur ve yardım etme üzerinde konuşulur.

    9. OTURUM:

    Bu oturumda çocuklara paylaşmanın ve işbirliği yapmanın arkadaşlık ilişkilerini geliştirecek davranışlar olduğunu, oturumda bu beceriler üzerinde duracaklarını belirtir.

    1. Göster Kendini:

    Öğretmen çeşitli konuları içeren resimli kartlar göstererek her birinin bir konuyu seçmeleri istenir. Öğrenci seçtiği konuyu arkadaşlarıyla paylaşacaktır. Grupla paylaşılabilecek konular: bildiği bir oyunu gösteren kart, söyleyebileceği bir şarkıyı gösteren kart, birine yüksek bir yerden bir nesneyi almayı gösteren kart olabilir. Grupla paylaşmanın ardından çocuklara neler hissettikleri sorulur ve günlük yaşamda neleri paylaştıkları ve neleri paylaşabilecekleri konuşulur.

    10. OTURUM:

    Öğretmen bu oturumda kendi ve başkaları hakkında olumlu düşünme ve ifade etme becerileri üzerinde durulacağı belirtilir.

    1. Kendi Reklamım:

    Her çocuk sırayla yerinden kalkar ve kendi reklamını yapar. Bunlar çok basit özellikleri söylemek ve yapabildikleri şeyleri söylemek olabilir. Bu özelliklerden söz ederken kendilerini piyasada satılan bir ürünmüş gibi kısa bir reklam programıyla izleyicilere tanıtmaları istenir. Başkalarını kötülemeden niçin kendilerini seçmelerini gerektiğine yönelik özellikleri söylemeleri konusunda öğrencilere bilgi verilir. Her çocuk programı bitirdikten sonra grup tarafından alkışlanır. Öğretmen “kendi hakkımızda olumlu şeyleri fark etmek ve bunu söylemek kendimizden memnun olduğumuzu kendimize güvendiğimizi gösterir. Bunları fark etmek kendimizi iyi hissetmemizi sağlar” der. Oyunun sonunda çocuklara neler hissettikleri sorulur.

    Daha sonra öğretmen çocuklara insanların kendilerinde gördükleri olumlu özellikleri yansıtan durumları karşılarındaki bireylerde de görmeleri gerektiğini söyler ve onlara “onları nasıl gördüğümüz bakış açımıza bağlıdır. Bu bakış açılarından ilki insanların bizi kızdıran yada sıkan yanlarını görmektir. İkinci yol ise çevremizdekilerin olumlu ve güçlü yanlarını görmek ve bunu dile getirmektir. İki yolu kullanmanın etrafımızdakilerle daha iyi geçinmemizi sağlayacağını belirtir.

    2. Oyun “Fotoğrafta kim var?”

    Öğretmen, çocukların vesikalık fotoğraflarını bir torba içine koyar. Çocuklardan, bir
    tane fotoğraf almalarını ve incelemelerini ister. “Fotoğrafta kim var?” adlı oyun oynanır. Bir
    çocuk seçilir. Çocuğa hep birlikte “Fotoğrafta kim var?” diye sorulur. Seçilen çocuk, elinde
    bulunan fotoğraftaki arkadaşını tanıtır.
    Tanıtırken de “Kısa saçlı, gözlüklü, kahverengi saçlı bir erkek var.” gibi bilgiler verir.
    Diğer çocuklardan tahminde bulunmaları istenir. Oyun oynarken “kız arkadaş, erkek
    arkadaş” şeklinde vurgulamalar yapılır.
    İşitme engelli çocuklarda psikomotor, bilişsel dil, sosyal duygusal gelişim alanlarını ve
    kendi bakımlarını, becerilerini geliştirici etkinlikler olarak müzik, oyun, drama etkinliklerinin
    yanı sıra resim-el işi etkinliklerine de yer verilmesi önemlidir. Böylece işitme engellilerin
    estetik duygusu gelişir. Çocuk duygularını ifade etme olanağı bulur ve yeteneğinin farkına
    vararak öz güvenini geliştirir.

    3. Oyun

    Çocuklar bir kukla yardımı ile minderlere “u” şeklinde oturtulur. Tekerleme
    söylenerek öğrencilerin dikkatleri çekilir.
    Tekerleme
    Kalemim yok. / Silgim yok. / Sınıfı geçtim. / Haberim yok. / Çarşıya gittim. / Leblebi
    aldım./ Burnuma kaçtı. /Hapşuu! / Ha ha ha hapşuu!
    Tekerleme birkaç kez hep birlikte tekrar edildikten sonra bilmece torbasından bilmece
    kartları çekilir. Çocukların kolayca cevabı bilebilmesi için ipuçları verilir. Doğru cevaplar
    pekiştirilir. Ardından aydınger kâğıdına önceden çizilmiş olan “ küçük deniz kızı” isimli
    hikâye tepegöz yardımı ile anlatılır. Hikâyede geçen olay ve kahramanlar hakkında sorular
    sorulur, hikâye hakkında sohbet edilir.

    4. DOKUN TANI-KOKLA TANI

    Masanın üzerine çeşitli şekil, koku ve büyüklükteki nesneler yerleştirilir. Gruptan bir öğrenci seçilerek gözleri bağlanır. Masadaki nesnelerden birini eline vererek bu nesneyi tanıması istenir. Bu çalışma, diğer çocuklarla da yapılarak neler hissettikleri sorulur.

    5. KÖREBE

    Çocuklardan biri ebe olarak seçilir ve gözleri bağlanır. Diğer çocuklar ebenin etrafında dolaşarak çeşitli sesler çıkarırlar. Gözleri bağlı olan ebe, sesin geldiği yöndeki oyunculardan birini yakalamaya çalışır. Yakaladığında başarılı sayılır ve yakalanan kişinin ebe olmasıylaoyun devam ettirilir.

    6. HAYDİ, ŞİMDİ YAKALA

    Çocuklardan biri ebe seçilir ve bacağına plastik bir sopa, çok sıkı olmamasına dikkat edilerek bacağın arka kısmında kalacak şekilde bağlanır. Ebe, bu şekilde gruptaki arkadaşlarını yakalamaya çalışır. Yakalanan grup elemanı ebe olur. Oyun bu şekilde sürdürülür. Oyunun sonunda, oyundeğerlendirilirken çocuklara ebe olduklarında bacaklarındaki sopa nedeniyle ne gibi engellerle karşılaştıkları, koşamadıkları, hatta yürümekte zorlandıklarında neler hissettikleri sorulur.

    Ayıca gruptaki diğer çocukların, engelli çocuğa yardım etmelerini sağlayan oyunlar da geliştirilebilir. Örneğin sınıfta tekerlekli sandalye kullanan bir çocuk varsa, önce çocuklar iki gruba ayrılır. Tekerlekli sandalyedeki çocuk da gruplardan birine dahil edilir. Diğer gruptaki çocuklardan biri, oyuncak el arabası ya da üç tekerlekli bisiklete bindirilir. Böylelikle her iki grupta da tekerlekli sandalyeli grup elemanı olması sağlanır. Gruplardan belli uzaklığa iki oyuncak sepeti konur. Her iki gruba da eşit sayıda top ya da küçük oyuncaklar verilir. Grup elemanları, kendilerine verilen bu oyuncakları sırayla tekerlekli sandalyedeki arkadaşını iterek kendi grubuna ait oyuncak kovasına belli sürede taşımaya çalışacaktır. Bu oyunda tekerlekli sandalyedeki grup elemanları, gruba ait oyuncağı taşıma ve kovaya atma görevini üstlenir. Süre dolduğunda hangi grubun kovasında daha çok oyuncak varsa o grup galip sayılır.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.