Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Halk Şiiri

Bulmacada Halk Şiiri sorusunun cevabı nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2021-01-27 07:00:03

    Cevap :
    Bulmacada 'Halk Şiiri' nedir sorusunun cevabı:
    Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Halk Şiiri' sorusunun yanıtı birden fazladır. Bu nedenle bulmacanızdaki boşluk sayısına ve harf dizilişine göre aşağıdaki cevaplarımızdan birini seçmelisiniz.


    İşte cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 2 harfli ise cevaba OD yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba NİNNİ yazabilirsiniz.
    3. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba AĞIT yazabilirsiniz.
    4. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba MANİ yazabilirsiniz.
    5. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba KOŞMA yazabilirsiniz.
    6. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba VARSAĞI yazabilirsiniz.
    7. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba DESTAN yazabilirsiniz.
    8. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba SEMAİ yazabilirsiniz.
    9. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba TÜRKÜ yazabilirsiniz.
    10. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 9 harfli ise cevaba GÜZELLEME yazabilirsiniz.
    11. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 9 harfli ise cevaba KOÇAKLAMA yazabilirsiniz.
    Diğer Cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba Ateş yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba Mersiye yazabilirsiniz.
    3. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba Sagu yazabilirsiniz.
    4. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Engel yazabilirsiniz.
    5. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba Seğirdim yazabilirsiniz.
    6. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Epope yazabilirsiniz.
    7. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 12 harfli ise cevaba Semai Kahvesi yazabilirsiniz.
    8. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba Ara Nağme yazabilirsiniz.
    9. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 3 harfli ise cevaba Şen yazabilirsiniz.
    10. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 9 harfli ise cevaba Yiğitleme yazabilirsiniz.
    11. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Savaş yazabilirsiniz.
    OD kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Ateş (4 harfli)
    AĞIT kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Mersiye (7 harfli)
    2. Sagu (4 harfli)
    MANİ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Engel (5 harfli)
    KOŞMA kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Seğirdim (8 harfli)
    DESTAN kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Epope (5 harfli)
    SEMAİ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Semai Kahvesi (12 harfli)
    TÜRKÜ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Ara Nağme (8 harfli)
    GÜZELLEME kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Şen (3 harfli)
    KOÇAKLAMA kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Yiğitleme (9 harfli)
    2. Savaş (5 harfli)
    Alternatif Cevaplar: Manzume - Yır - Anı - Poem - Sühan - Nazım - Koşuk - Hande - Duygu - İmgeye - Hayale
    Sözlükte OD Nedir:
    Ateş:
    Sözlükte NİNNİ Nedir:

    Ninni (Özet)

     Ninni anonim halk şiiri ürünlerinden olup, en az iki üç aylıktan en çok üç dört yaşına kadarki çocukları kucağa alıp ya da beşiğe koyup sallayarak dinlendirmek, ağlamasını kesmek veya daha çabuk uyutmak için söylenen bir çeşit türkülerdir.

    Ninni Nedir

    Annelerin, bebeklerini sallayıp uyuturken veya ağladıklarında avuturken ezgi ile söyledikleri manzum (bazen de mensur) sözlere ninni denir. Annenin çocuğunu uyutmak için kendine özgü bir ezgiyle söylediği şiirlerdir. Belli bir kafiye ölçüsü olmadığı gibi, çoğu zaman dizeler arasında tam bir ölçü birliği de görülmez. Hatta ninnilerin dörtlükler halinde olmayanları da vardır.
     

    Ninnilerin Özellikleri

     1. Sözlü edebiyat ürünlerindendir.
     2. Ölçü, kafiye yapısı, mısra sayısı her zaman düzenli değildir.
     3. Çoğu zaman tek dörtlükten veya birden fazla dörtlükten oluşabilir. 7,8 veya 9’lu hece ölçüsü ile söylenir.
     4. Genellikle mısraların dördü de birbiriyle kafiyelidir. aaaa
     5. Dili sadedir.
     6. Genelde anonimdirler ama söyleyeni belli olan niniler de vardır.
     7. Genelde “ninni yavrum ninni” “uyusun da büyüsün ninni” gibi kalıplaşmış sözlere yer verilir.
     8. Anne çocuğuna ilişkin isteklerini, iyi dileklerini, kendi sevincini, üzüntülerini anlatır.
     

    Ninni Örnekleri

     1-
     Dandini dandini dastana
     Danalar girdi bostana
     Kov bostancı danayı
     Yemesin lahanayı
     Dandini dandini damama
     Kızlar gider hamama
     Hamamın yolu taşlıdır
     Kızım kara kaşlıdır.
     Dandini dandini dan kuşu
     Yüksek saraylar kuşu
     Çalım çırpım yuvası
     Şeker getir yavrumun babası
     Dandini dandini danadan
     Bir anadan bir babadan
     Bağışlasın Yaradan
     Nenni benim oğlum neni
     Babası beyler başı nenni
     Anası cevahir taşı neni
     Nenni benim oğlum neni
     Nenni dedim uyuyasın
     Kaymak verdim büyüyesin.
     Uyumuyor ben neydeyim
     Neneni yavrum nenni neni
     Nenni dedim yatasın
     Kızıl güle batasın
     Kızıl gül bir ağaçtır
     Duldasında yatasın
     Nenni der de uyuturum
     Uyutur da büyütürüm
     Ben yavrumu yürütürüm
     Nenni yavrum nenni nenni.
     Nesi var yavrumun nesi var
     Benim yavrumun uykusu var
     Uyusun da büyüsün neni
     Tıpış tıpış yürüsün neniNen çalar uyurdum neni
     Üstünü soyudurum neni
     Mevlam izin verirse
     Küçüksün büyüdürüm nenni
     

    2-
     Elma attım yuvalandı nenni
     Vardı beşiğe dayandı nenni
     İçinde bebek uyandı nenni
     
    Ak taş diye belediğim nenni
     Haktan dilek dilediğim nenni
     Tülbendime doladığım neni
     
    Kalaylı kazanda yemek pişiyor
     Oynayan bebeğe gönlüm düşüyor
     Bir fazla söylesem kocam boşuyor
     
    Yüce dağ başında höllük eleseydim
     Aynalı beşiğe oğlan beleseydim
     Al bayrak dike esdireydim
     Emmisin dayısın küstüreydim
     
    Dandil dandil danası var
     Bir kötüce anası var
     Yumaz başını kırkar saçını
     Yamru yumru kafası var
     
    Hu hu hu derviş
     Derviş bir gelin almış
     O da öpmeden ölmüş
     Cıngıllısı püsküllüsü … kalmış
     
    Dandini dandini dastana
     Danalar girmiş bostana
     Kov bostancı danayı
     Yemesin lahanayı
     Eee.. Eee.. Eeeh
     
    Dandili oğlum dandili
     Ulu Caminin kandili
     İmamların asası
     Küçük kürkün yakası
     Tüccarların kasası
     Güvalerin kesesi
     


    Sözlükte AĞIT Nedir:
    Ağıt, genellikle bir ölümün ya da acı, üzücü bir olayın ardından söylenen halk türküsüdür. Doğal afet'ler, ölüm, hastalık gibi çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili sözlerdir. Ağıt söylemeye ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denir. Ağıtın İslamiyet Öncesi edebiyattaki adı sagudur ve yuğ adı verilen cenaze törenlerinde okunur; divan edebiyatındaki adı ise mersiyedir.
     

    Türklerde Ağıt Geleneği

    Türklerde ağıt geleneği çok eskidir. Anadolu’nun hemen her yerinde söylenir. Ağıtlar yarı anonim folklor ürünleri arasında da sayılabilir. Türkçe’de 7, 8 ve 10 heceli ağıtlar yaygındır. En çok rastlanılanı 8 hecelilerdir. Gösteri bölümüyle tiyatro, söyleniş biçimiyle şiirseldir.
     
    Ağıtlar türkü ve destanla yakın ilişki içindedir. Erkeklerin söylediği ağıtlar varsa da ağıtları daha çok kadınlar söyler.
     

    Ağıt Örnekleri

    Doğu Anadolu Yöresi ağıtları

    Can evimden vurdu felek neyleyim
    Ben ağlarım çelik teller iniler
    Ben almadım toprak aldı koynuna
    Yarim diyen bülbül diller iniler
    Gider oldum Avşar ili yoluna
    Bakmam gayrı bu diyarın gülüne
    Karaları taksın çapar koluna
    Yağız atlı nice kollar iniler
    Dertli dertli Çukurova yolunu tut adam olun
     

    İç Anadolu Yöresi Ağıtları

    Aliihsan'ın Ağıdı [1]
    Gideceğim anamoğlu senin ardından,
    Ben ölürüm yiğit edem derdinden,
    Biriciktin kaldırdılar yurdundan,
    Anamın oğluda bir tek gardaşım,
    Ölesiye sana yanar ateşim.
    İhsan davar keser sağ eli kanlı,
    Ne bir dayı varda ne de bir emmi,
    Kasaplar içinde gül edem ünlü,
    Anamın oğluda gurban oluyum,
    Gül gardaşım ben yoluna ölüyüm.
    Kelep kelep gül edemin kekili,
    Anası gızından alır akılı,
    İç cepleri burcu burcu kokulu,
    Anamın oğlu da gurban oluyum,
    Gül gardaşım ben yerine ölüyüm.
    Saçlarını taramışlar tel gibi,
    Gardaşı yok emmisi yok el gibi,
    35 yaşında gonca gül gibi,
    Babamın oğlu da gurban olurum,
    Kalk gardaşım ben yerine ölürüm.
    Salhane’den gelir sırtı ceketli,
    Pazara giderdi eli sepetli,
    Gardaşa yananın kalmıyor aklı,
    Babamın oğlu da öldürdü beni,
    Gülleri açarken soldurdu beni.
    Gelmedi diyerek bana darılmış,
    Helâllaşmış bacısına sarılmış,
    Yaz gelirken beş guzudan ayrılmış,
    Geliyor bayramlar ışıyın vakti,
    Soğudu mu gül gardaşım bağrıyın tahtı.
     

    Kaynakça

    1.^ Emirdağ'dan Sultan Aktaş ağıdı

    Sözlükte MANİ Nedir:

    Mani, başta aşk olmak üzere hemen her konuda yazılabilen bir halk edebiyatı nazım türüdür. Çoğunlukla 7 heceli dört dizelik bir bendden meydana gelir. Ama dizeleri 4-5-8-10-14 heceli kalıplarla söylenmiş maniler de vardır. Birinci, ikinci dördüncü dizeler birbirleriyle kafiyeli, üçüncü dize serbesttir. Yani kafiye dizilişi aaxadır. Aaaxa düzeninde maniler de var. İlk iki dize hazırlık dizeleridir. Son iki dize ile anlam bağlantısı yoktur. Asıl anlatılmak istenen son iki dizede verilir. Maniler çok çeşitlidir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir.

    Manilerin Özellikleri

     1- Sözlü edebiyat ürünlerindendir.
     2- Genellikle bir dörtlükten oluşur. Ama mısra sayıları 5678 hatta 14 olan maniler de vardır.
     3- Kafiye düzeni aaxa şeklindedir.
     4- Anonim halk edebiyatının en yaygın şeklidir. Özellikle yüzük oyunları ve mangal sohbetlerinde söylenirler.
     5- Mani'nin birinci ve ikinci mısraları konuya giriş için hazırlık mısralarıdır. Asıl söylenilmek istenen 3. ve 4. mısralarda söylenir. 1. ve 2. mısralar tamamen de konu dışı değildir.
     6- Mani'nin birinci ve ikinci mısraları konuya giriş için hazırlık mısralarıdır. Asıl söylenilmek istenen 3. ve 4. mısralarda söylenir. 1. ve 2. mısralar tamamen de konu dışı değildir.
     7- Üçüncü mısranın serbest oluşu söyleme kolaylığı sağlar.
     8- Anlam bakımından bir bütünlük gösteren maninin başlıca karakteri kendi kendine yetmesidir.
     9- Manilerde konu sınırı yoktur. Genelde aşk toplum olayları ölüm iyilikler hasret evlat sevgisi vb. konuları işlenir. Not: Divan Edebiyatındaki tuyuğun karşılığıdır.

    Mani çeşitleri

    Maniler çok çeşitlidir. En çok kullanılanlar düz ya da tam mani, kesik mani, cinaslı mani, yedekli mani, artık mani’dir.

    1- Düz mani

    Yedişer heceli dört dizeden oluşur. Kafiyeleri çokluk cinassızdır.

    2- Kesik mani

    Birinci dizesi 7 heceden az anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri “aman aman” ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul maniLeri denir.

    3- Cinaslı mani

    Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.

    4- Yedekli mani

    Düz mani'nin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.

    Manilerin Edebiyatımızdaki Yeri

    Maniler, Anonim Halk Edebiyatı’nın en tanınmış folklorik ürünlerinden birisidir. Kafiye sırasına göre dağılımı (aaba) bakımından halk şiirleri içinde görülmeyen tek türdür.
     
    Maniler her türlü hayati olayları (Aşk, gurbet, hasret, kıskançlık, kırgınlık ve tabiat vb.) işleyen bir türdür. Mani, halk şiirinin nazım şekli bakımından en küçük olanıdır. Maniler, Halk edebiyatının bilinmeyen şairleri tarafından söylenmiş, halka mal olmuş kıymetli gönül yadigarlarıdır.Türk insanının mani söyleme geleneği, terkedilmeyen bir gelenektir. Evlerde, toplantılarda, köylerde karşılıklı mani söyleme yarışları yapılır ve böylece hayatlarını renklendirmeyi başarırlar. Türk insanının bu geniş tabaksının, duygularını manilerle dile getirmesi, çeşitli gönül ürperişlerinin böyle kısa öz ve kesin ifadeyle dile getirilişi; onun sevgi, aşk gibi konulardaki hassasiyetini ve fıtri zekasının işlekliğini gösterir.

    Mani Örnekleri

    Kesik Mani Örnekleri

    Karaca
    Aldım aşkın tüfeğin
    Vurdum bir kaç karaca
    Dünyada bir yâr sevdim
    Kaşı gözü karaca

    Dağ bana
    Bahçe sana bağ bana
    Değme zincir kâr etmez
    Zülfin teli bağ bana

    Ayağı
    Kuşlardan bir kuş gördüm
    Var başında ayağı
    Üstad manici isen
    Aç maniden ayağı

    Yedekli Mani Örneği

    Ağlarım çağlar gibi
    Derdim var dağlar gibi
    Ciğerden yaralıyım
    Gülerim çağlar gibi
    Her gelen bir gül ister
    Sahipsiz bağlar gibi

    Ne viran çeşme imiş
    Su içecek tası yok
    Yıkıldı viran gönlüm
    Yapacak ustası yok
    Şu vefasız dünyanın
    Ucu var ortası yok

    Deyiş Mani Örneği

    Adilem sen naçarsın
    İnci mercan saçarsın
    Dünya deniz olanda
    Gönlüm nere kaçarsın

    Ağam derim naçarım
    İnci mercan saçarım
    Dünya deniz olunca
    Ben kuş olup kaçarım

    Adilem sen naçarsın
    La'l ü gevher saçarsın
    Ben bir şahin olunca
    Yavrum nere kaçarsın

    Ağam derim naçarım
    La'l ü gevher saçarım
    Sen bir şahin olunca
    Ben yerlere kaçarım

    Adilem sen naçarsın
    La'lü gevher saçarsın
    Ben azrail olunca
    Kuzum nere kaçarsın

    Ağam derim naçarım
    La'l ü gevher saçarım
    Sen azrail olunca
    Ben cennete kaçarım

    Düz Mani Örneği

    Bostanlarda fasulye
     Anam gitti gezmeye
     Ben anamdan örendim
     İnce boncuk çizmeye
     
    Koyunum var karaman
     Gaybolursa araman
     Ben bir reçber kızıyım
     Şehirliye yaraman
     
    Dere boyu gidelim
     Koyun kuzu güdelim
     Sennen beni görmüşler
     İnkâr bayrım edelim
     
    Ak koyun kuzusuna
     Gün tutmuş postusuna
     Ne desen de ağlasam
     Arnımın yazısına
     
    Tren gelir öterek
     Kömürünü dökerek
     Ben anamdan ayrıldım
     Gözüm yaşım dökerek
     
    Tut yedim duttu beni
     Yârim unuttu beni
     Yarı yola varmadan
     Hıçkırık tuttu beni
     
    Ak tavuk aldın mı?
     Kümese koymadın mı?
     Kör olası gaynana
     Sen gelin olmadın mı?
     
    Kapelesi ketenden
     Yârim indi trenden
     Boynuna sarılayım
     Gülünü incelmeden
     
    Kayalar yarılmasın
     Yar bana darılmasın
     Yar bana darılıp da
     Ellere sarılması
     
    Çaya inesim geldi
     Şeker yiyesim geldi
     Ala gözlü ablamı
     Gene göresim geldi
     
    Su içtim kana kana,
     Sular akar yana yana,
     Yüzün bir gün görmedim,
     Bilmem gidem ne yana.
     
    Merdiven indirdiler,
     Atlara bindirdiler,
     Kızım seni kahır eline gönderdiler,
     Ağlar silinir silinir ağlar.
     
    Gelin geldi evimize,
     Şenlik kurdu köyümüze,
     Hoş geldin allı gelin,
     Sefa geldin pullu gelin.
     
    Baban carsıya vardı mı?
     Alını yeşilini aldı mı?
     Suda kızıma dedi mi?
     Haydı kızım kutlu olsun.
     
    Haydı kızım kınan kutlu olsun,
     Burada dilin tatlı olsun.
     Çağırın gelin kızın anasını
     Kızı gelin oldu görsün.
     
    Allah muradını verdi bugün,
     Anasını kızsız koyan
     Evlerini ıssız koyan,
     Testisini susuz koyan.
     
    Kahve doktum kuruna,
     El vurmayın durula,
     Yârime yar diyeni,
     Sol göğsünden vurula.
     
    Bayburt’a giden yollar
     Uzadıkça uzarlar,
     Geçme bizim kapıdan
     Eller bana kızarlar.
     
    Maşrapanın kalayı,
     Kızlar çeker halayı,
     Allah için söyleyin,
     Var mı askın kolayı.
     
    Suya bulgur ezerim,
     Hem ezer hem süzerim,
     Ben yarımın derdinden
     Deli olmuş gezerim.
     
    Hey hızara hızara
     Dalda elma gızara
     Beni sana vermizler
     Başka yerden giz ara
     
    Gayadan öküz bakar
     Öküzün arnı sakar
     Delikanlı dururken
     Sakallıya kim bakar
     
    Mendil aldım onbeşe
     Onu serdim güneşe
     Gitti yârim gelmedi
     Beni aldı telaşe
     
    Dağdan kestim kereste
     Kuş besledim kafeste
     Yârin hasta dediler
     Yetiştim son nefeste
     
    Karşıda ala inek
     Tüyleri benek benek
     Hiç boğazımdan geçmiyor
     Yarsız yediğim yemek
     
    Kuş kafese girmiyor
     Buna aklım ermiyor
     Hiç boşuna ah çekme
     Annem beni vermiyor
     
    Evleri sarı boya
     Gel yarim doya doya
     İç vereme tutuldum
     Gamıma koya koya
     
    Armut dalda bir iki
     Saydım baktım on iki
     On ikinin içinde
     Gök yazmalı benimki
     
    İnce yazma düreyim
     Aç koynunu gireyim
     Uyan uyan sar beni
     Yar olduğunu bileyim
     
    Tavanlarda tencere
     El vurmadım incire
     Gavur babam duymasın
     Çeker beni zencire


    Sözlükte KOŞMA Nedir:

    Koşma, Türk Halk edebiyatında doğa, aşk, ölüm, ayrılık, yiğitlik, toplumsal olaylar gibi konuların işlendiği en sık kullanılan şiir türü. Dörtlüklerden oluşur. Dörtlük sayısı genellikle 3, 5 arasındadır. Hece ölçüsünün 6+5 veya 4+4+3 duraklı 11’li kalıbıyla yazılır. Şair koşmanın son bendinde ismini ya da mahlasını söyler. Koşmalar dile getirilen duygular ve söylenişlerine göre koçaklama, güzelleme, taşlama, ağıt gibi isimler alır. Karşılıklı konuşma şeklinde yani “dedim” “dedi” diye başlayan dizelerle de söylenebilir. Bu tür koşmalara “mürâcaa” ismi verilir. Bütün kafiyeleri cinaslı olan koşmalara “tecnis” denir.

    Koşmanın Özellikleri

     1. Türk Halk edebiyatının en çok sevilen, en çok kullanılan nazım şeklidir.
     2. Dörtlüklerle söylenir.
     3. Dörtlük sayısı genelde 3 veya 5’tir.
     4. Koşmalarda en çok 11’li hece ölçüsü kullanılır. 4+4+3=11 ya da 6+5=11.
     5. Genelde yarım kafiye kullanılır.
     6. Kafiye örgüsü; ilk dörtlük; aaab, abab, aaba veya abcb şeklinde olup diğer dörtlükler cccb, dddb şeklindedir.
     7. Koşmada, tabiat güzellikleri, sevgi, ayrılık, yiğitlik, yakınma, ıstırap, eleştiri, hayata ait görüşler konu alabilir.
     8. Genelde şiirin içinde özellikle de son dörtlükte şairin mahlası bulunur.
     9. Dil sade, anlatım yalın ve içtendir.
     10. Koşmalar işlenen konulara göre çeşitli isimler alır. Bunlar aynı zamanda aşık edebiyatı nazım türleridir.

    Koşma Çeşitleri

    1. Güzelleme

    Doğa güzelliklerini sevgiyle içe içe işleyen lirik şiirlerdir. Kadın, at gibi sevilen varlıkları övmek için söylenen koşmadır.

     Örnek:
     Dinleyin ağalar medhin eyleyim
     Elma yanaklımın kara kaşlımın
     O gül yüzlerine kurban olayım
     Dal gerdanlımın da sırma saçlımın
     Noksanî

    2. Koçaklama

    Yiğitlik, kahramanlık, vuruşma konularını işleyen ve bu kavramları öven, koşma nazım şekliyle söylenen şiirlerdir.

     Örnek:
     Benden selam olsun Bolu Beyine
     Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
     Ok gıcırtısından kalkan sesinden
     Dağlar gümbür gümbür seslenmelidir
    Köroğlu

    3. Taşlama

    Toplumdaki bozuk yönleri, kişilerin eksikliklerini, zaafları eleştirmek için söylen koşmalardır. Bu şiirlerde şair son derece acımasızdır. Aksak ve eksik yönler açıkça eleştirilir.

    Not: Konu bakımından taşlamanın Divan Edebiyatındaki karşılığı hicviyedir.

    Örnek:
     Nesini söyleyim canım efendim
     Gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
     Arzuhal eylesem deftere sığmaz
     Omuzdan kesilmiş kolumuz bizim.
     Serdarî

    4. Ağıt

    Ölen bir kişinin ardından söylenen ve onun iyiliğinin, mertliğinin dile getirildiği koşmalardır.
     
    Not: Bunların dışında koşma nazım biçiminin kullanıldığı münferit ağıtlar da vardır.

    Örnek:
    Sefil baykuş ne gezersin bu yerde
     Yok mudur vatanın illerin hani
     Küsmüş müsün selâmımı almadın
     Şeydâ bülbül şirin dillerin hani
     Kağızmanlı Hıfzî


    Sözlükte VARSAĞI Nedir:
    Varsağı, özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir. İlk olarak Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkmenleri tarafından söylendiği için bu adla anılır. Güney Anadolu'da Maraş'tan Mersin'e kadar uzayan bölgede yaşayan Varsak Türkleri, Selçuklular zamanında Anadolu'ya yerleşmişlerdi. Varsağı, Varsak Türkleri'nin kendilerine özgü bir ezgiyle söyledikleri türkü biçimidir.
     
    Semaiye benzer, hece ölçüsünün en çok sekizli kalıbıyla yazılır. 4+4 duraklı veya duraksız olur. Kafiye şeması şöyledir: xaxa bbba ccca Semâiden ezgi yönüyle ayrılır. Varsağı yiğitçe bir havayla okunur. Çoğunlukla "bre", "hey", "hey gidi", gibi ünlemler yer alır. Bu ünlemlerin bulunmadığı varsağılar ezgisiyle fark edilir.
     
    Halk edebiyatında en çok varsağı söyleyen aşık, Karacaoğlan'dır.
     

    Varsağıların Özellikleri

     Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkmenlerine ait halk şairleri tarafından söylenen şiirlerdir.
     Özel bir bestesi vardır.
     Sekizli hece ölçüsü ile söylenir.
     Varsağıda hayattan ve talihten şikayet gibi konular da işlenir.
     Şiirin sonuna doğru mahlas kullanılır.
     Yaygın olmayan bir nazım şeklidir.
     En güzel örneklerini Karacaoğlan vermiştir.
     

    Varsağı Örnekleri

     Bre ağalar bre beyler
     Ölmeden bir dem sürelim
     Gözümüze kara toprak
     Dolmadan bir dem sürelim
     Amen hey Allahım aman
     Ne aman bilir ne zaman
     Üstümüzde çayır çemen
     Bitmeden bir dem sürelim
     Bana felek derler felek
     Ne aman bilir ne dilek
     Âhir ömrümüze helâk
     Etmeden bir dem sürelim
     Karacaoğlan der cânân
     Güzelim sözüme inan
     Bu ayrılık bize heman
     Ermeden bir dem sürelim
    Sözlükte DESTAN Nedir:

    Destan Nedir ?

    Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır. Bilinen en eski edebiyat türlerinden biridir. Mitoloji, efsane, folklor ve tarihi öğeler içerir. Destanlar ve destansı öyküler ilkçağlardan beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir.

    Destanların Ortak Özellikleri

    Hepsinde yarı tanrısal nitelikler taşıyan bir ya da birçok kahramandan söz edilir. Destan bu kahramanın eylemleri üzerine kurulmuştur. Olaylar çok geniş bir kozmik coğrafya üzerinde geçer. Bir destanın dünyası ortaya çıktığı zaman içinde düşünebilecek her şeyi barındıran bütünsel, çok yönlü bir dünyadır. Hemen bütün destanlarda uzun yolculuklar anlatılır. Çoğu destanda olaylara doğaüstü yaratıklar da katılır. Kişiler, olaylar, doğal varlıklar hep gerçek yaşamdaki boyutlarından daha büyük, daha zengindir. Özellikle sözlü destanlarda uzun anlatı, betimleme (tanımlama) ve konuşma bölümleri bulunur. Öykü içinde öyküye yer verilir. Törensel söyleyişler ve kamusal duyarlılık hakimdir. Gerçek yaşamın yansımaları da destanların içinde bazen realistik çoğu zaman da stilize edilmiş halde bulunur. Destan sahiplerinin yaşadıkları doğal çevreye ilişkin bilgiler edinmek mümkündür.

    Destan Türleri

    Destanlar temel olarak iki gruba ayrılır:

    A. Sözlü Destanlar

    Yazının henüz bulunmadığı ve yaygınlaşmadığı bir kültürde doğan ve kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıldıktan sonra yazıya geçirilen destanlardır. Ozan ve şarkıcıların değişik zamanlarda söylediği şarkı ve şiirlerin bütünleşmesi ve işlenmesiyle oluşturulurlar.

    Örnekler:
    ''Gılgamış:'' MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır. Bilinen en eski destandır. Babil ve Akad toplumlarınca da benimsenmiştir. Ama bugüne kalan en eksiksiz biçimi Sümer toplumunda ortaya çıkmıştır. Zalim Uruk kralı Gılgameş’in ölümsüzlük arayışını anlatır. Gılgameş ve arkadaşı Enkidu ile birlikte uzun arayışlardan sonra ölümsüzlük otunu bulur, ama bir yılana kaptırır.
    ''Ilyada ve Odysseia:'' MÖ 11-12’nci yüzyıllarda geçtiği sanılmaktadır. Homeros destanları olarak bilinirler. Yunan Yarımadası’ndaki Akhalar’ın, Anadolu’daki İon krallıklarına saldırısı ve Akha kral ve prenslerinin daha sonraki serüvenleri anlatılır. Özellikle Odysseia, Yunan Tragedyası ve Batı edebiyatının önemli bir kaynağıdır.
    ''Beowulf:'' Eski İngilizce halk destanı Beowulf
    ''Heldenlieder:'' Eski Almanca kahramanlık türküleri
    ''Nibelungenlied:'' Almanya
    ''Kudrunlied:'' Almanya
    ''Chanson de Geste:'' Fransa (kahramanlık şarkısı)
    ''Chanson de Roland:'' Frank kralı Charlemagne’ın savaşlarını anlatır
    ''El Cantar de Mio Cid:'' İspanya
    ''Mahabharata:'' Hindistan
    ''Ramayana:'' Hindistan
    ''Heike Monogatari:'' Japonya

    B. Edebi Destanlar

    Belirli bir yazar tarafından eski örneklere uygun olarak ve okunmak üzere kaleme alınmış destanlardır.

    Örnekler:
    '' Vergilius’un Aeneis’i:'' MÖ 29-19’uncu yüzyılları kapsar. Troyalı Aeneias’in uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Latin ülkesine gelerek Lavinium kentini kurması anlatılır. Lavinium sonradan Alba Langa ve Roma kentlerinin yerine kurulan ilk kenttir.
    '' Milton’un Kayıp Cennet'i (Paradise Lost):'' İnsanın cennetten kovuluşu ve tanrının şeytanla mücadelesini anlatır.
    '' Dante’nin İlahi Komedya'sı (La Divina Commedia):'' MS 1310-1321 yılları arasında yazılmıştır.
    '' Ariosto’nun Çılgın Orlando'su (Orlando Furioso):'' 1532'de yazılmıştır.
    '' Camoes’in Os Lusidas’ı:'' 1572'de yazılmıştır.

    Türk Edebiyatında Destan

    Asya kıtasının çeşitli bölgelerinde yaşayan Türk boyları arasında zengin bir destan geleneği vardır. Bilinen Türk destanları arasında en eskisi Yaradılış Destanı’dır. Altay Türkleri arasında söylenmektedir. V. Radlov tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir.
    * Alpamış Destanı Orta Asyanın bütününde bilinir; en cok basımı yapılmış destandır.
    * Saka Destanı İskit Türkleri’ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp Er Tunga ve Şu parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmut’u Divanü Lugati-t-Türk adlı eserinde yer almıştır.
    * Oğuz Kağan Destanı 14’üncü yüzyılda derlenmiş özet nitelikte bir metindir. Oğuz Kağan’ın doğumu ve üstün nitelikleri, askeri başarıları ve ülkeyi oğulları arasında pay edişi anlatılır.
    * Oğuz Türkleri’nden günümüze gelen tek destan metni ise Dede Korkut Kitabı’dır. Bayındır Han soyundan geldikleri sanılan Akkoyunlular’ın egemen olduğu Kuzeydoğu Anadolu’daki olaylar ve Müslüman Oğuzlar’ın yaşamı anlatılır.
    * Göktürk Destanları çeşitli parçalardan oluşmuştur. Bozkurt parçasında Göktürkler’in bir boz kurdun soyundan geldikleri, Ergenekon parçasında ise Ergenkon’a sığınmaları, çoğalıp buraya sığmayınca dağı eriterek dış dünyaya çıkmaları anlatılır. Köroğlu parçasında, göçebe Oğuzlar’ın Horasan ve Hazar’da İranlılarla savaşlarından sözedilir. Bunlardan biri de Ergenekon Destanıdır.
    * Manas Destanı’nda Kırgız Türkleri'nin putperest Kalmuk ve Çinliler’le savaşları vardır.
    * Anadolu Türk destanlarından Saltukname(Saltuk-nâme), Sarı Saltuk, Batı Anadolu ve Rumeli olayları anlatır.
    * Cengiz Han Destanı Moğol istilasından sonra Kıpçak bozkırlarında ve eski Uygurların yaşadığı bölgelerdeki olayları anlatır.
    * Timur Destanı Timur’un savaşları ve kişiliğine yer verir.
    * Danişmend Gazi Destanı’nda Türklerin Anadolu’yu ele geçirmeleri anlatılır.
    * Battal Gazi Destanı’nda da Anadolu’daki Türk-Bizans savaşları yer alır.

    Yapma (Suni) Destan Nedir

    Bir şairin, toplumu etkileyen herhangi bir olayı tabii destanlara benzeterek söylemesi sonucu oluşan destanlardır. Yazarı belli olan,daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara az yer veren bir destan türüdür. Doğal destandan temel farkı, anonim nitelik taşımamasıdır. Bir şair tarafından, doğal destanlara benzetilerek yazılır.

    Yapma Destanların Özellikleri

     - Yazarı bellidir
     - Yazılı destan türüdür
     - Yakın zamanda yer alan olaylar ele alınır
     - Olağanüstü olaylara ve kahramanlara az yer verilir

    Yapma Destan Örnekleri

    Dünyanın Başlıca Yapma Destanları

    Latin edebiyatı: Aeneis ( Vergilius ).
    Fransız edebiyatı: Henriade ( Voltaire ).
    Portekiz edebiyatı: Os Lusiadas ( Camoens ).
    İngiliz edebiyatı: Kaybolmuş Cennet (John Milton).
    İtalyan edebiyatı: Kurtarılmış Kudüs ( Tasso )
    İtalyan edebiyatı: Çılgın Orlando ( Ariosto )
    İtalyan edebiyatı: İlahi Komedya ( Dante ).

    Türk Edebiyatında Yapma Destan

    Kuvay-ı Milliye Destanı : Nazım Hikmet
    Üç Şehitler Destanı : Fazıl Hüsnü Dağlarca
    Çanakkale Destanı: Mehmet Akif Ersoy
    Satuk Buğra Han Destanı
    Cengiz-name
    Timur ve Edige Destanları
    Seyid Battal Gazi Destanı
    Köroğlu Destanı
    Genç Osman Destanı ( Kayıkçı Kul Mustafa )
    Selçukname (Yazıcıoğlu Ali)
    Firdevsi - Şehnâme

    Yapma Destan ve Doğal Destan Kavramları

    Benzerlikleri;
    - doğal dilden farklı bir dille oluşurlar
    - olağanüstü nitelikler ve kşiler vardır (mitolojik varlıklar vs...)
    - genelikle konuları kahramanlık, savaş, göçtür...
    - milletlerin tarihinde derin izler bırakan olaylar üzerinde oluşurlar.
    - manzumdurlar
    - devrik cümleler bulunur

    Farklılıkları;
    Yapma destanlarda;

    - söyleyenleri bellidir
    - yakın tarihimizde meydana gelmiş olaylardan ortaya çıkar
    - aşamalardan geçmez...
    Doğal destanlarda;
    - söyleyeni belli değildir
    - tarihin bilinmeyen dönemlerinde yaşanan olayları anlatır.
    - çeşitli aşamalardan geçer


    Sözlükte SEMAİ Nedir:
    Semai, halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir. Halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir. Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar. Çoğunlukla doğa, güzellik, ayrılık, kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler. Semainin hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü kullanılarak yazılanları da vardır.
     

    Semailerin Özellikleri

     Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar.
     Çoğunlukla doğa, güzellik, ayrılık,kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler.
     Semainin hece ölçüsünün yanında aruz kullanılarak yazılanları da vardır.
     Güney Anadolu’da yaşayan Varsak Türkmenlerine ait halk şairleri tarafından söylenen şiirlerdir.
     Özel bir bestesi vardır.
     8’li hece ölçüsü ile söylenir.
     Şiirin sonuna doğru mahlas kullanılır.
     Yaygın olmayan bir nazım şeklidir.
     Dili sade ve yalındır halkın günlük yaşantıda kullandığı deyim ve deyişlerden yararlanılır.
     Birçok yönüyle koşmalara benzerler.Aralarındaki tek fark olarak semailerin 8'li hece ölçüsüyle yazılmaları koşmaların ise 11'li hece ölçüsüyle yazılmalarıdır.
     En güzel örneklerini Karacaoğlan,Erzurumlu Emrah vermiştir.
     İlk dörtlüğü aaab abab aaba abcb şeklinde diğer dörtlükler dddb eeeb fffb şeklindedir.

    Semai Örnekleri

    Örnek 1
    İncecikten bir kar yağar
     Tozar Elif Elif diye
     Deli gönül abdal olmuş
     Gezer Elif Elif diye
     
    Elif'in uğru nakışlı
     Yavru balaban bakışlı
     Yayla çiçeği kokuşlu
     Kokar Elif Elif diye
     
    Elif kaşlarını çatar
     Gamzesi bağrıma batar
     Ak elleri kalem tutar
     Yazar Elif Elif diye
     
    Evlerinin önü çardak
     Elif'in elinde bardak
     Sanki yeşil başlı ördek
     Yüzer Elif Elif diye
     
    Karacaoğlan eğmelerin
     Gönül sevmez değmelerin
     İliklenmiş düğmelerin
     Çözer Elif Elif diye
    Karacaoğlan

    Örnek 2
    Bize nisbet mi sultânım
     Adûlarla salınırsın
     Yusuf misli cânım
     Sevildikçe alınırsın
    Erzurumlu Emrah


    Sözlükte TÜRKÜ Nedir:
    Hece ölçüsüyle yazılmış ve halk ezgileriyle bestelenmiş manzume:
    Sözlükte GÜZELLEME Nedir:

    Güzelleme, Aşık Halk Edebiyatı'nda kullanılan; konusu aşk ve sevgi olan lirik şiirlere verilen ad. Güzellemeler, semai ya da koşma nazım biçimleriyle yazılırlar.
     
    Güzellemeler coşku ve övgü içerikli şiirlerdir. Sevilen kişilere veya varlıklara karşı olan bağlılığı ifade etmek için yazılırlar. Güzellemelerde ele alınan konular ayrı ayrı ya da birlikte ele alınabilir.[1] Özele indirgendiğinde, temel güzelleme temleri: bir kadına, at gibi Türk kültüründe önemli yeri olan hayvan ya da varlıklara, doğaya... duyulan sevgidir. Bunun yanında güzellemeler özlem gibi düşünsel-estetik konuları da işler. Güzellemeler halk edebiyatında en çok tercih edilen türlerdendir. Bugün güzellemeler anlamsal boyutta özellikle adlandırma bazında modern edebiyata da tesir etmiştir. Örneğin Tuna'yı anlatan bir seyahat kitabına Tuna Güzellemesi[2] adı verilirken, İkinci Yeni şiirinin temsilcilerinden Cemal Süreya'nın anlam bakımından güzellemeye yaklaşan bir şiirinin adı da güzelleme[3]dir. Güzelleme yalnızca koşma biçimine mensup şiirler için kullanılan bir tabir olmayıp, anlamsal bir içeriği vardır. Bunun için güzelleme konularını işleyen semailer de güzelleme olarak değerlendirilir.[4] Güzelleme türünün en önemli temsilcisi olarak lirik söyleyişleriyle 17. yüzyıl halk ozanı Karacaoğlan kabul edilmektedir.[5] Karacaoğlan'dan örnek bir güzelleme incelersek:

    Güzelleme Örnekleri

    Kömür gözlüm ne salının karşımda,
    Gündüz hayalimde, gece düşümde.
    Bir güzelin sevdası var başımda,
    Yar sevdası çetin olur yaradan.[5]

    Görüldüğü gibi bu şiirde ozan yârini ne kadar sevdiğini lirik bir söylemle dile getirmiştir. İşte güzellemeler, anlatılan duyguyu lirik bir biçimde övgüyle anlatan Türk halk şiiri ürünleridir.

    Nasıl vasfedeyim güzelim seni
    Rumeli Bosna’yı değer gözlerin
    Dünyaya gelmemiş eşin akranın
    İzmir’i Konya’yı değer gözlerin

    Kimsede görmedim sendeki nazı
    Tunus Tırablus Mısır Hicaz’ı
    Kars’ı Kağızman’ı Acem Şiraz’ı
    Girid’i Yanya’yı değer gözlerin

    Yüzünde görünür Yusuf nişanı
    Yüzünü görenler çeker efganı
    Büsbütün Gürcistan Erzurum Van’ı
    Belh-i Buhaça’yı değer gözlerin

    Ruhsatı’m eyledim senin de mehdin
    Al yanaktan bir buse ver himmetin
    Yüzbin saraf gelse bilmez kiymetin
    Âhirî dünyaya değer gözlerin
    Ruhsati

    Güzellemelerin kafiye şeması

    abab / cccb / dddb / eeeb
    veya
    abcb / cccb / dddb / eeeb
    veya
    aaab / cccb / dddb / eeeb

    Kaynakça

     1.^ Feride Turan. "Türk Şiirinde Kullanılan Nazım Şekilleri ve Türleri". ss. 25. Erişim tarihi: 2011-10-5.
     2.^ Haluk Dursun (2004). Tuna Güzellemesi. Kubbealtı Yayınları. ISBN 9757663999, 9789757663997. Erişim tarihi: 2011-10-5.
     3.^ "Güzelleme". Erişim tarihi: 2011-10-5.
     4.^ Cemal Süreya Şiirinde Geleneğin Görünüşü. Dergâh. 2000. ss. 87.
     5.^ a b "Aşık Edebiyatı Nazım Biçimleri". Erişim tarihi: 2011-10-5.


    Sözlükte KOÇAKLAMA Nedir:
    Koçaklama, konusu savaş, yiğitlik ve kahramanlık olan Türk halk edebiyatı şiirlerine verilen ad. Nazım biçimi koşmadır. Birimi dörtlük. Koçaklama bir genel bir tür kavramından çok, yiğitlik ve meydan okuma içerikli şiirlere verilen addır. Yani koçaklama semaiye veya koşmaya özgü bir tür değildir; genel ve anlamsal bir kategoridir. Örneğin halk destanları da bir koçaklamadır. Kısacası koçaklamalar bir nevi epik kavramının halk şiirindeki yansımasıdır. Bunu TDK'nın tanımından da anlayabiliriz:
     "Halk edebiyatında biçimi ne olursa olsun, konusu yiğitlik, savaş, kahramanlık olan veya bir kahramanı öven, kahramanlık duygularını canlandıran şiir, yiğitleme."[1]
    Genel olarak Türk edebiyatına baktığımız zaman, yiğitlik belirten söylemlerin azımsanamayacak düzeyde olduğunu görürüz. Battalname gibi Divan edebiyatı geleneğinden beslenen ürünler dahil, bugün dahi hamasi bir anlayışla yazılan birçok modern şiire rastlamak mümkündür. Türk halk edebiyatına baktığımız zaman ise karşımıza iki tür koçaklama anlayışı çıkar. Bunlardan ilki duygusal koçaklama, ikincisi ise coşkun koçaklamadır.
     

    Koçaklama Çeşitleri

    Duygusal koçaklama

    Duygusal koçaklama, olayın psikolojik bir analize tabii tutularak kahramanlık yönlerinin yanında trajik yönlerinin de ön plana çıkarıldığı koçaklama türüdür. Bu tür eserlerde çoşkun bir yiğitlik teminin ardında duygu gizlidir. Birçok kahramanlık bildiren halk destanı bu ulamda incelenir. Kayıkçı Kul Mustafa'ya ait olan Genç Osman Destanı bu tür koçaklamaların güzel bir örneğidir. Eserde yalnızca hamasi duygular yoktur; Genç Osman'ın ölümünden sonraki asker ve padişah nazarında yaşanan üzüntü hali de tahlil edilmiştir. Duygusal koçaklamalar halk tarafından çok sevilen bir türü oluşturur, bunun için bu eserler genellikle halk hikâyesi oluşum sürecinin bir parçası haline gelir. Örneğin Genç Osman Destanı halk öyküsü oluşum süreci bakımından incelenen ilk eserlerden biridir.[2]
     

    Coşkun koçaklama

    Coşkun koçaklama, en yaygın koçaklama türüdür. Bu tür koçaklamalarda ozanın korkusuz ve meydan okuyan bir söyleyişi vardır. Gerek savaş meydanındaki kahramanlıklar gerekse mevcut düzene karşı yapılan başkaldırı bu yolla ifade edilir. Otoriteler tarafından çoşkun koçaklamaların en güzel örnekleri Köroğlu ve Dadaloğlu ait koçaklamalar olarak kabul edilir.[3] Köroğlu'nun bir koçaklamasını örnek olarak incelersek;
    Benden selam olsun Bolu Beyi’ne Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından kalkan sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir[4]
    görüldüğü gibi coşkun koçaklamalarda psikolojik bir sentezden çok bir meydan okuma ve korkusuz söylem üzerinde durulur.
     

    Koçaklama Örnekleri

    BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİ'NE
    Benden selam olsun Bolu Beyi'ne
     Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
     Ok gıcırtısından kalkan sesinden
     Dağlar seda verip seslenmelidir
     
    Düşman geldi tabur tabur dizildi
     Alnımıza kara yazı yazıldı
     Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
     Eğri kılıç kında paslanmalıdır
     
    Köroğlu düşer mi yine şanından
     Ayırır çoğunu er meydanından
     Kırat köpüğünden düşman kanından
     Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır
     
    Köroğlu
     

    Kaynakça

     1.^ "Koçaklama". Erişim tarihi: 2011-10-5.
     2.^ Alptekin, Ali Berat (1997). Halk Hikayelerinin Motif Yapısı. Akçağ Yayınları. ss. 66.
     3.^ Sami Yıldız (2008). ÖSS Edebiyat. Güvender. ss. 51. ISBN 975-589-268-0.
     4.^ Birikim Dergisi (149-151. sayı). Birikim Yayınları. 2001.

    İlgili bulmaca soruları:
    1. halk şiiri nazım biçimleri
    2. halk şiiri
    3. halk şiiri örnekleri
    4. halk şiiri nedir
    5. halk şiiri hece ölçüsü
    6. halk şiiri nasıl yazılır
    7. halk şiiri nazım birimi
    8. halk şiiri kaça ayrılır
    9. halk şiiri nazım türleri
    10. halk şiirinin ölçüsü nedir


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Kolay Bulmaca Cevabı Bulma Robotu

    Cevap Yaz

    Bilgilendirme: Bulmaca sözlüğümüzde Haberturk, Hürriyet, Sözcü ve Posta gazetesinin günlük kare ve çengel bulmacalarının cevapları ve Bulmacahane, CodyCross, Words Of Wonders Guru, WOW Guru gibi bulmaca oyunlarının cevapları yayınlanmaktadır. Ayrıca diğer gazete bulmaca cevapları, bulmaca kitabı, çapraz, karışık bulmaca cevaplarınıda sözlüğümüzde bulabilirsiniz. Bulmaca sözlüğümüzden arama yaparak bulmaca sorunuzdaki cevabı kolayca bulabilirsiniz. Eğer cevap henüz sitemize eklenmemiş ise soru sor butonuna tıklayarak hemen cevap verilmesini sağlayabilirsiniz.

    Yakın zamanda para ödüllü online bulmaca çözebileceğiniz bulmaca servisimiz yayına alınacaktır. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak en iyi bulmaca çözenler listelerimiz olacak.

    Sözlüğümüzde cevabını bulabileceğiniz bulmaca çeşitleri: CodyCross bulmaca soruları, çengel bulmaca, kare bulmaca, sudoku bulmaca, rakam bulmaca, kelime şifre bulmaca, altıgen çengel bulmaca, halka bulmaca, sözcük avı, yapboz bulmaca, labirent bulmaca, mozaik bulmaca, resimli kelime bulmaca, 7 farkı bulun, lekare bulmaca ve kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları.

    Ayrıca bulmaca cevapları sözlüğümüzde aradığınız kelimenin eş anlamı, mecazen ve mecaz anlamları, eski dildeki karşılıkları, osmanlıca karşılıklarıi, zıt anlamlarını bulabilirsiniz.

    Unutmayın bulmaca çözmek zekanızı geliştirdiği gibi çağımızın en kötü hastalıklarından biri olan alzheimer içinde doktorlar tarafından en önerilen çözümlerden biridir. Şimdiden güzel, sağlıklı günler dileriz..



    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.