Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Hayvan çiftliği (George Orwell) felsefi özeti nedir?

Acilen cevaplarsanız sevinirim teşekkürler.
10. Sınıf

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2021-11-19 03:47:53

    Cevap :

    Kitabın Konusu:

    İngiltere’de bir çiftlikte hayvanlar, Bay Jones’un egemenliğinde yaşamaktadırlar. Yaşlı bir domuz olan Koca Reis, bir devrim planlar ve hayvanları birleşmeye çağırır. Kendisi devrim yapılmadan ölür ama konuştukları diğer hayvanlara devrimi aşılamıştır. Bay Jones (Çar) hayvanların yem saatlerini unutunca aniden isyan patlak verir. Umulmadık biçimde devrim yapılır. Çiftlik sahibi Bay Jones çiftlikten atılır. Çitfliğin en zekileri olarak bilinen domuzlar diğerlerine önder olur. Çiftliğin adı “Beylik Çiftlik” iken “HAYVAN ÇİFTLİĞİ” olarak değiştirilir. İki domuz Napolyon ve Snowball (kar topu) olaylarda başı çeker. Napolyon iri yarı, iyi konuşamayan, ancak otorite sahibi; Snowball ise etkili konuşan, parlak zekaya sahip biridir. İkisi , Koca Reis’in fikirlerinden “hayvanizm” adında bir öğreti ortaya koyarlar. Kamçıları, gemleri, burun halkalarını, zincirleri yok ederler ve aynı gün yedi emiri yazıp ahırın kapısına asarlar.

    Kitabın Ana Düşüncesi:

    Aklını kullanmayan hiçbir varlık için özgürlüğün değeri yoktur.

    Hayvan Çiftliği İncelemesi

    Hayvan Çiftliği incelemesi Kitap aslında hayvanlar üzerinden gerçeği yansıtmaktadır. Kitaptaki hayvanlar semboliktir ve arkasında ülkeyle insanları temsil eder. Kitap içerisinde yazar sert bir dil ile alay etmektedir. Birçok kısım sansürlenerek değiştirilmiştir ve buna rağmen hayvan çiftliği ana fikri değişmemiştir. George Orwell Hayvan Çiftliği Kısa Özeti ile okuyucuya anlatmak istediklerini anlatmıştır ve aynı zamanda akıcı bir dil ile romanı dile getirmiştir. Hayvan çiftliği yorum genel olarak, çarpıcı bir şekilde politik taşlamadır.

    Yedi Emir:

    1. İki ayak üzerinde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
    2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
    3. Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
    4. Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
    5. Hiçbir hayvan içki etmeyecek.
    6. Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.
    7. Bütün hayvanlar eşittir.
    Söz konusu çiftlik Rusya’yı temsil eder. Rus kraliyet ailesinin başı çar, yüzlerce yıllık monarşi geleneği ile sarhoş durumda gezinmektedir. Bu sırada Marks ve Lenin gibi komünistler fikirlerini yayarlar. Koca Reis, Marks, devrimden önce telkinler verir ancak devrim göremez. Rus Devrimi beklenmedik şekilde gerçekleşmiştir. Halkın ve ordunun komünizm gibi bir talebi yoktur. Lenin, Stalin, Troçki gibi önderler halkı galeyana getirip sosyalist bir düzen kurmak ister. Başlarda başarılı olamazlar. Ancak 1. Dünya Savaşı çıkınca çar halkını gütmekte zorlanır. Aynen hikayedeki Jones gibi halkı zapt edemez. Halk, öykünün kahramanları gibi, beslenemediği için isyan eder. Gerçek hayatta da komünistler bir fırsatı değerlendirip başkenti kontrol altına almış ve komünizmden haberi olmayan insanlara bunu zorla götürmüşlerdir. “Yedi emir” bunu anlatıyor olabilir. Halk, eşitlik ve özgürlük adı altında diretmeler yaşayınca buna karşı çıkmıştı. Bu yüzden tam otokratik bir yönetim ve demir yumruk sağlandı. Her şey bürokrasi ve emirlerle işler hale gelmişti.

    Beklenen devrim gerçekleşmiştir. Zamanla, Napoleon ve Snowball birbirini çekememeye başlayıp, ikisi de yeni düzenin tek adamı olmak istememektedir. Snowball çiftlikte elektrik üretimi için bir yeldeğirmeni yapılması gerektiğini söylediğinde Napolyon’un köpekleri tarafından çiftlikten sürülür. Ama buna rağmen yeldeğirmeni çalışmalarına başlanır. Napeleon değirmen fikrini kendisininmiş gibi tanıtır. Devrimin amaçlarından hızla uzaklaşılmaktadır; başlarda vaadedilen çalışma saatlerinin azalacağı yiyeceklerin artacağı söylenmiş ama çalışma saatleri artmış, verilen yiyecekler azalmıştır. Bu arada domuzlar da hızla şişmanlamaktadırlar. Hatta yatakta yatmakta, içki içmektedirler. Hayvanların eşitliği domuzlarca uygulanmaz ve domuzlar ilkeleri kendilerine göre değiştirirler.

    Snowball (kar topu), Troçki ve Lenin’den ögeler içerir. Bu önderler komünizmin masum taraflarını sembolize eder. Aslında toplum tasarımları onlara aittir ama Napolyon (Stalin) gibi fırsatçılar (Napolyon Bonapart da devrimin gücüyle diktatör olmuştu) zorla yönetime gelirler. Stalin zorbalığın üzücü bir örneğidir. Her ne kadar eşitlikçi ve adaletçi gösterilmeye çalışılsa da, tarihin en büyük zalimlerinden biridir. Olaya kendi açımızdan bir örnek vermek gerekirse: tarihte Türkleri en çok katletmiş kişidir. Zamanın Türki halkları yok edilmiş, milyonlarcası öldürülmüştür. Bunların hepsi eşitlik ve kardeşlik adı altında yapılmıştır. Diğer tüm Sovyet halklarına karşı girişilen çabalar bu romandaki Napolyon adlı domuzun temsiliyle canlanır.

    Büyük domuz, aldığı bir kararla, tavukların yumurtalarının çiftlik dışında satılacağını, tavukların kuluçkaya yatmalarını yasakladığını ilan ediyor, buna karşı çıkan tavukları, yetiştirdiği köpeklere öldürtüyor. Buna da bir kılıf bulunuyor ve kurallar iktidara göre değiştiriliyor.Büyük domuz, çiftlik içerisindeki hayvanlar arasında: “liderimiz” ,”Hayvanlar babası” , “Koyunlar hâmisi” , “Yavru hayvanların dostu” gibi üstün sıfatlarla anılıyor ve her türlü güzellikler ona atfedilmeye başlanıyor. Bir gün çiftliğe saldırı olur. Yabancı hayvanlar çiftliği işgal edip büyük gayretlerle yapılan yel değirmenini yıkıyorlar. Uzun mücadeleler sonucunda düşman püskürtülür ama ülke harap haldedir. Yine de Büyük domuzun yüce liderliğiyle kazanılmış gibi gösterilir. Hemen sonrasında duvardaki ilkeler değiştirilir ve bazı kurallar getirilir. Bunlar hayvanlar arası eşitliğe aykırı ve domuzları yüceltici tedbirlerdir. Hayvanlar, “Bütün hayvanlar eşittir” ilkesini hatırlayıp, “bu nasıl eşitlik” diye kendi kendilerine söylenmeye başlar. Hemen, ilkelerin yazılı olduğu duvarın yanına giderler. Boya kutusu, kırık bir merdiven ve duvarda yazı: “Bütün hayvanlar eşittir, fakat Bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir.”

    Komünizm, sosyalizmin sonraki aşaması olarak toplumun refah bir şeklini tasarlamaktaydı. Marks, Lenin bu fikre uygun olarak kapitalist ögeleri elemeyi savunmuşlardı. Stalin ise farklı bir yol denedi. Hitler ile müttefik olarak Avrupa’yı bölüştü. (Daha sonra kitapta anlatıldığı gibi, Hitler Rusya’nın yarısını işgal etti.) Ayrıca savaş esnasında ve sonrasında proleteryanın emeğini kapitallere peşkeş çekti. Kendini övmeyenleri düşman bildi. Tüm dünyada işçilerin duygularını sömürerek adalet ve eşitlik adı altında iktidar mücadelesine girişti. Bunu tenkit eden ve Lenin’in yolundan giden Troçki’yi de sürgünde öldürttü. Onun idaresinde Sovyetler güçte zirvesini yaşarken çöküşünü kesinleştirmiştir. Onunla beraber “bazıları daha eşit” olmuştur. 90’larda Sovyetler yıkıldığında altından çirkin bir kapitalizmin çıkması ve eski Sovyet ülkelerinin eşitsizlikle savaşması da bundandır.

    KARAKTERLER VE GERÇEKTEKİ KARŞILIKLARI

    Koca reis / old major : Karl Marks
    Animalism / hayvanizm : Sosyalizm
    Kartopu / Snowball : Leon Troçki
    Napoleon : Josef Stalin - Komünist lider
    Mr. jones : Çar İkinci Nicholas
    Boksör / boxer : Rus işçi sınıfı
    İhbarcı / squealer : propoganda
    Köpekler / dogs : KGB
    Mmollie : küçük burjuva
    Mr. frederick : Adolf Hitler
    Mr. pilkington: İngiltere-ABD- Churchill- Roosvelt
    Moses : Din
    Balbadem diyarı / sugarcandy mountain : cennet

    Karakterler kısa kısa

    · Napoleon
    Çiftliğin büyük lideri ve hayvanlar içinde en kudretlisi. Muhteşem bir domuzdur ve çiftlikteki tüm hayvanlar ona kulak verir. Denetime son derece düşkün bir domuzdur. Kendisine sigara ve içki tüketimi izni verip, yatakta uyuması ve insan giysileri giyebilme ayrıcalığı sağlar; böylece diğer hayvanlara eşitsiz muamele de yapmış olur. Diğer hayvanlar genellikle onun günah keçisi olurlar. Napoelon, Hayvan Çiftliği’nin sembolizmi içerisinde 'Yoldaş Stalin'i temsil eder.

    · Snowball
    O da bir domuzdur, ancak çiftlikteki geçmişi o kadar da eskiye dayanmaz. Hayvanlar için kahramanca mücadele eder ancak köpekler tarafından çiftlikten sürülür. Hem retoriği hem de yaratıcılığı daha gelişkindir onun. Troçki’yi simgeler.

    · Squealer
    O bir domuz. Mükemmel bir konuşmacı ve tüm hayvanlar onu dinler. Ne zaman kurallardan biri değiştirilecek olsa, bunun her şeyin daha iyi olması için gerekli olduğunu söylerdi. Squealer’ın cırtlak bir sesi vardı ve hayvanlara her zaman yalan söylerdi, çünkü Napolyon ona böyle yapması gerektiğini anlatmıştı. Kimi yorumculara göre Squealer, Sovyetlerdeki parti yanlısı Pravda gazetesini simgeler.

    · Boxer
    'En zekilerden sayılamayacak' türden bir at. Çok sıkı çalışırdı. Düsturu 'daha çok çalışacağım'dı; ve öyle de yaptı. Napolyon ne dediyse inandı. Boksör derdi ki: 'Napolyon haklı'. Çiftlikte çok saygı gören bir hayvandı çünkü herkesten çok çalışırdı. Çin’deki Boxer Ayaklanması’nı simgeler. Tıpkı Clover gibi, Boxer da Sovyetler’deki vasıf işçileri ya da Proleterya’ya karşılık gelir.

    · Clover
    Dişi bir at. Clover asla yakınmaz. Boksör için endişelenir ve onun hastalanacak kadar çok çalışmasını önlemeye çalışır.

    · Yaşlı Benjamin
    Nadiren konuşan yaşlı ve inatçı bir eşek. Çiftlikte olup bitenlerle çok ilgilendiği söylenemez. Benjamin uzun ömrünün tüm ayrıntılarını hatırlar ve işlerin bundan çok daha iyi ya da çok daha kötü olamayacağını bilir. Benjamin, yaşlı kuşağı, her yeniliğin karşısında olanları temsil eder. Her türlü yeniliğin geçici olduğunun farkındadır. Eninde sonunda eski sorunlar yeniden peydah olacaktır. 'Boşunalık tezi'nin somutlaşmış halidir de denebilir.

    · Moses
    Bir karga. Hayvanlara, öldüklerinde gidecekleri ve hayal ürünü bir yer olan Şeker Kaplı Dağlar’dan bahsedip durur. Bir ajan ve çok akıllı bir konuşmacı aynı zamanda. Hayvanlar ondan nefret eder çünkü hiç çalışmaz ve sadece öykü anlatır. Hayvanlardan bazıları ona inanır ve domuzların, diğer hayvanların ona kanmaması için çok uğraşması gerekmiştir. Moses, kiliseyi ya da daha geniş anlamda dini temsil eder.

    · Mollie
    Çiftliğin ana karakterlerinden biri. Önemi, yeni çiftlik düzenine muhalif olmasından kaynaklanmakta. Muhalifliği politik olmasından ileri gelmez: Derdi daha iyi bir hayat yaşayabilmek, şeker yiyebilmek vs. Orta-sınıf ideolojisine sahip beyaz yakalı işçileri temsil eder. Eskisi gibi şekerini alamayacaktır, çünkü artık işçiler arasında eşitlik vardır.

    · Muriel
    Clover için kuralları okuyan, bilgili bir keçi. Kendi adlarına karar alabilecek kadar eğitilmiş olan ve bu yüzden yöneticilere eleştiri yöneltebilecek düzeyde olan işçi kesimlerini simgeler. Ne yazık ki, Muriel karizmatik değildir ve Napoleon’la diğer domuzlara karşı çıkacak kadar da inançlı değildir.

    · Jones
    Çiftliğin sahibi; en azından başlangıçta! Çok fazla içki ve sigara içer. O kadar çok içer ki, hayvanlara bakmayı unutur. Köpekleri yaşlandığında, boyunlarına bir ip bağlayıp onları göle atar. Bay Jones’un Çarlık dönemini, hatta Çar II. Nikola’yı temsil ettiği söylenir.

    · Fredericks
    Hitler figürünün romandaki ve filmdeki karşılığı

    · Domuzlar
    Napoleon’u destekleyen bu grup, açıktır ki, parti örgütünü ve bürokrat sınıfı temsil eder. Kısacası Stalin’in yakın çevresini onlar meydana getirir. Onlar, diğer hayvanlardan farklı olarak, lüks ve bolluk içinde yaşarlar; kısacası denetlenmesine yardım ettikleri toplumun tüm nimetlerinden onlar faydalanır.

    · Köpekler
    KGB'yi (Sovyet Gizli Servisi) ve Satlin’in korumalarını simgelerler. Her türlü kovuşturma ve uzaklaştırma işinde onlar kullanılır. Pek konuşmazlar, ama etkilidirler. Napoleon onları kurnazca kullanır: Snowball (yani Troçki), değirmen konusunda yeni görüşünü aktaramadan sabahın köründe apar topar 'gizli' köpekler tarafından götürülür. Orwell bir yerde köpeklerin Napoleon’a, tıpkı önceki sahipleri Mr. Jones’a yaptıkları gibi sürtündüklerini ve kuyruklarını salladıklarını yazar.

    · Sıçanlar ve Tavşanlar
    Vahşi hayvanlar olarak da anılan bu hayvanlar, Menşevik hareketi simgelerler. Daha hemen kitabın başında, diğer hayvanlar, sıçan ve tavşanların 'yoldaş' olup olamayacaklarını oylarlar.

    · Güvercinler
    Güvercinler de propagandayı temsil eder: ama Rusya’daki değil, diğer ülkelere yapılan propagandayı.

    · Bay Jones’un Çiftliği
    Kısaca Kremlin’i simgelediği söylenir.

    · Değirmen
    Rus Endüstrisini temsil ettiği iddia ediliyor.

    · Foxwood Çiftliği
    İngiltere’yi simgeler

    · Pichfield Ciftliği
    Almanya’nın romandaki karşılığı

    · Değirmenin yıkılışları
    Beşer yıllık kalkınma planlarının başarısızlığa uğraması.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2021-11-19 03:53:38

    Cevap : Sonuç:
    Romandaki başkaldırıdan sonraki efendi, domuzlarla özdeşleşir. Zira Hegel’e göre kişiyi istediği
    şey belirler. Efendi olmayı isteyerek köleliğin devam etmesine göz yuman ve hatta ölümü bile göze
    alan domuzların efendi oluşunu romandaki son sahne açıkça ortaya koymaktadır. İnsanlarla aynı
    masada oturup kadeh kaldıran domuzlar efendi olmayı; başka bir ifadeyle efendi ahlakında var olan
    nihilizmi, unutmayı, yok saymayı istemiştir.

    İncelenen romanda geçen iki tür hayvan (domuzlar ve diğerleri) kendisini inşa ederken farklı
    olumlamalar kullanmışlardır. Domuzlar kendilerini var ederken; Hegel’in Efendi-Köle
    Diyalektiğindeki gibi efendiyi kendi bilincinde inkâr eder ancak efendiye itaat etmeye ya da efendi
    gibi davranmaya devam ederek efendiliği zamansal olarak ileriye taşır. Başka bir ifadeyle köle iken
    efendi olarak kendini var eder. Tecrübe ettiği efendinin bilincini arzu ederek ve ona benzeyerek
    kendi bilincini inşa eder. Diğer grup hayvanlar ise kendilerini, bizatihi içinde taşıdıkları potansiyel
    ile var ederler. Tecrübe ettikleri efendi bilincini iterek özgür bir bilince erişirler. Romandaki
    karakterlere ilişkin bu ayrım iş dünyasında somutlaştırılacak olursa; romandan hareketle iki tip
    çalışan vardır. Birincisi amirinden gördüğü aşağılayıcı, baskıcı ve hegomonik tavrı kendi astlarına
    göstererek kendini amirinin gölge bilinci olarak inşa eder. Ast olmayı reddederken, tamamen özgür
    bir bilinçten yoksun bir şekilde astlığını üstü gibi davranarak aşmaya çalışır. Bu durum, bir
    yozlaşmayı beraberinde getirir. İkinci grup çalışan ise amirinden gördüğü sömürücü ve zalimce
    muameleye karşı dururken; başka bir ifadeyle köleliği reddederken amirinden gördüğü bu tavırları
    da reddeder ve kendini içinde taşıdığı, diğer tüm dış etkenlerden bağımsız değerler ile var eder.
    Tamamen özgür bilinciyle; astlarıyla arasında eşitlikçi ve özgürlüğü onaylayan bir ilişki inşa eder.
    İsyandan önce çiftlik; aralarında babacan bir liderin bulunduğu görev kültürü ve destekçi kültür
    odaklı bir örgüt şeklindedir. Örgütte ast ya da üstün olmadığı, her bireyin düşüncelerini özgürce
    söylediği demokratik bir ilişki söz konusudur. Çiftliğin örgütsel yapı modeli yatay örgüt modelidir.
    İsyan öncesi Major hariç diğer tüm örgüt üyelerin kimlikleri örgüte ve Bay Jones’a bağlı ve bağımlı
    olan kimliklerdir. Kendilik bilinci olmayan, efendiye karşı eyleme geçecek praksis bilinci olmayan,
    kendi hakikatini efendinin iradesinde ve onun hizmetinde çalışmakta bulan tüm örgüt üyeleri
    bireysel varoluş bakımından özgür olmayan köle tavrı içerisindedir.

    Animalizm sürecinde görev kültürü ve destekçi kültür odaklı örgüt, yatay örgüt modeli olarak
    devam etmektedir. Ast üst ilişkilerine bakıldığında lider olarak seçilen Napoleon bir nevi kurmay
    yönetici konumundadır. Diğer hayvanların Napoleon’la ilişkisi isyan öncesinde olduğu gibi
    demokratik bir ilişkiye dayanmaktadır.

    Zamanla totaliter sistemin yerleştiği örgütteki örgütsel yapı; emir-komuta zincirinin sıkı bir
    şekilde takip edildiği, disiplinin önemsendiği, katı kuralların geçerli olduğu dikey yapıya
    dönüşmüştür. Örgütte liderin aldığı kararlar ve uygulamalar sorgulanmamakta, yasaklar ve
    cezalandırmalar ön plandadır. Dolayısıyla bu süreçte örgüt kültürü otokratik bir kültürdür.
    Domuzların insanlarla birlikte oturup iş yaptığı nokta domuzların kölelikten çıkmalarının
    altındaki arzunun efendiye benzeme arzusu olduğunu göstermektedir. Domuzlar efendiye karşı
    gelerek öz bilinçlerini yine efendi üzerinden kurgulamışlardır.

    HAYVAN ÇİFTLİĞİ ROMANINDAKİ AST ÜST İLİŞKİLERİNİN EFENDİ-KÖLE DİYALEKTİĞİ BAĞLAMINDA İNCELENMESİ
    Kerem BOZKURT, Ahmet GÜNAY, Rukiye ÇELİK
    1 yıl önce Z
    1. Bu kitapta, hayvanların insanlar gibi düşünme ve hareket etme yeteneklerine nasıl atıfta bulunuluyor?
    2. Bu kitapta, insanların hayvanları nasıl kullandığı ve sömürdüğü üzerine nasıl bir eleştiri var?
    3. Bu kitapta, demokrasinin ne anlama geldiğine dair nasıl bir yorum var?
    4. Bu kitapta, hayvanların insanlardan nasıl farklı olduğunu ve insanların hayvanları nasıl eşitleyemeyeceğini nasıl gösteriliyor?
    5. Bu kitapta, toplumun nasıl yönetilebileceği konusunda nasıl bir öneri var?
    1 yıl önce V Felsefi bi soru sorar mısın bu kitap ile ilgili?
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2022-12-23 03:24:41

    Cevap :

    "Hayvan çiftliği" George Orwell tarafından yazılan ve birçok yorum ve eleştiriye açık bir distopik roman. Roman, bir grup hayvanın bir tarım çiftliğinde bir diktatörlük kurduklarını anlatır. Hayvanlar, çiftlik sahiplenir ve insanların yerini alırlar. Ancak, zamanla, hayvanlar arasındaki ilişkiler değişir ve bazı hayvanlar diğerlerinden daha fazla güç ve etkinlik kazanır. Sonunda, çiftlikteki bütün hayvanlar eski insan sahiplenenlerin yönetiminde mutlu olurlar.

    Orwell, bu romanında sıradan insanların nasıl diktatörlükleri destekleyebileceklerini ve hatta onların kuruluşunda büyük rol oynayabileceklerini göstermeye çalışmıştır. Aynı zamanda, roman aynı zamanda insanların nasıl çok farklı olduğu konusunda bir uyarıda bulunur ve insanların birbirlerine karşı nasıl düşman olabileceklerine değinir.

    Orwell, "Hayvan çiftliği" romanında insanların nasıl yönetilebileceği ve nasıl manipüle edilebileceği konusunda da birçok fikir ortaya koymuştur. Bu roman, insanların nasıl kendi geleceklerini yönetebilecekleri ve nasıl diktatörlükleri önleyebilecekleri konusunda da birçok ders verir.

    Cevap Yaz Arama Yap




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.