Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

  • Tarih
  • 3 yıl önce
  • 3 Cevap

Hindistan'da toplumu sınıflara ayıran sisteme ne adı verilir

Hindistan’da toplumu sınıflara ayıran sisteme ...... ........... adı verilir sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz?

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2021-02-13 09:29:21

    Cevap :
    Bulmacada 'Hindistan'da toplumu sınıflara ayıran sisteme ne adı verilir' nedir sorusunun cevabı:
    Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Hindistan'da toplumu sınıflara ayıran sisteme ne adı verilir' sorusunun yanıtı birden fazladır. Bu nedenle bulmacanızdaki boşluk sayısına ve harf dizilişine göre aşağıdaki cevaplarımızdan birini seçmelisiniz.


    İşte cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba KAST yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 11 harfli ise cevaba KAST SİSTEMİ yazabilirsiniz.

    Diğer Cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Kasıt yazabilirsiniz.

    KAST kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Kasıt (5 harfli)


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2021-02-13 09:29:21

    Cevap :
    Bulmacada 'Hindistan'da toplumu sınıflara ayıran sisteme ne adı verilir' sorusunun cevabı olan 'KAST - KAST SİSTEMİ' kelimesinin sözlükte eş anlamı nedir:
    KAST kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Kasıt (5 harfli)
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2021-02-13 09:29:21

    Cevap :
    Sözlükte KAST SİSTEMİ Nedir:
    Kastlar Kast biçimindeki tabakalaşma sisteminde eşitsizlik, tamamen kalıtımsaldır. Hindistan'ın Hindu kastları, bu tabakalaşmanın tipik örneğidir. Sistemin başlıca özelliği, belirli tabakalardaki üyeliğin bireylerin kendilerine verilmesi ve aynı geleneksel mesleğe sahip olmalarıdır. Doğuştan kazanılır ve değiştirilemez. Yaşamı boyunca bir kimsenin toplumsal durumunu kimse değiştiremez. Örneğin evlenmeler, aynı kast içinde olmalıdır. Kast sistemi, ekonomik farklılaşma ile açık bir biçimde bağlı olunan genel bir özelliğe sahiptir. Teorik olarak dört geleneksel Varna ya da kast vardır. Bunlar: Brahmans (Rahipler, öğretmenler), Kshatriyas (Savaşçı ve asilzadeler), Vaishyas (Tüccar ve zanaatkarlar) ve Sudras (Köylüler ve el işçileri) dir. Bunların dışında kast dışı milyonlarca dokunulmaz harijanslar vardı. Hint kast sistemi, üç bin yıl geriye giden bir geçmişe sahiptir. Hindu dini ile içiçe girmiş bir sistemdir. 1901 yılındaki sayımda 2000 den fazla "Jati" denen yersel olarak dağılmış kast alt bölümleri saptanmıştı. Bu yüzden uygulamada çok karmaşık bir sistemdir. Alt bölümler de kapalı, endogam ve doğuştan edinilmiş birimlerdi. Çocuklar babalarının kastından başka bir kasta geçemezler. Kast sisteminin ortaya çıkışı ile ilgili açıklamaları Bottomore şöyle özetliyor:19 "Kastın ortaya çıkardığı sosyolojik sorun, bu kendine özgü toplumsal tabakalaşma tipinin varlığı ve sürekliliğini açıklamaktadır. Açıklanması iki biçimde aranabilir; ya tarihsel olaylar bakımından ya da bugün Hint toplumunda bulunup başka yerlerde bulunmayan bazı öge ve öğeler bakımından. Herhangibir tarihsel açıklama, bilginin bugünkü durumunda spekülatif olmaya mahkûmdur ve değeri yeni tarihsel araştırmalara yöneltmekten ibaret kalır. Şimdiye dek ortaya atılan en makul açıklamalardan birisi, J.H. Hutton tarafından ileri sürülmüştür. Ona göre kesin sınıflanmalarıyla Hindistan'ı istila eden Ârîler, toplumsal tabakalaşma ilkesini getirmişlerdir. Esasen bundan önce de toplum özel kabile gruplarına ayrılmıştı. Bu gruplar gıda ile ilgili yasaklara tabî idiler. Bu yasakları, kendileri ve diğerleri arasındaki toplumsal mesafeyi korumak için kabul etmişler ve takviye etmişlerdir. Böylece, birbiriyle karışmayı reddeden tabakalaşmış gruplar, ilkesi takviye edilmiştir ve evvela gıda ve sonradan temas yoluyla kirlenme kuramına dayanan sihirsel ve dinsel doktrinin yarattığı güçlü bir yaptırım vücuda getirmiştir." "Kastın ikinci bir açıklanışı, Hint toplumunun kendine özgü yapısı ile ilgili olan açıklamadır. Bu açıklama, Jati (Kast alt bölümü) ve Varna (Kast) arasındaki ilişkiye dayanır. Modern kast araştırıcıları, eski dinsel edebiyatta yorumlanan Varna sisteminin majik ve dinsel düşüncelerle ilgili rolü üzerinde durdular. M.N. Srinivas, Karma ve Dharma anlayışlarının kast sistemine bağlı hiyerarşi düşüncesini geniş ölçüde güçlendirmeye büyük katkısı bulunduğunu ileri sürmektedir. Karma, bir Hinduya, bir muayyen kast bölümünde doğmuşsa bu kastta doğmaya layık olduğunu öğretir. Dharma ise, kastın gerektirdiği görevleri öğretir. Kirletilme kavramı, "Kast sisteminde esastır" der, ve kastlararası her çeşit ilişki onun hükmü altındadır. Bununla beraber K.M. Panikkar, Jati ve Varna arasındaki ayrımdan kast sisteminin Hint dininde bir temele dayanmadığını ileri sürmüş ve daha çok Hint geleneksel hukukundan ve Hindistan tarihinin çoğunda görülen merkezî siyasal otoritenin zayıflığından çıktığım kanıtlamaya çalışmıştır." "Fakat kast sisteminin korunmasında önemli olabilecek başka faktörlere dikkatin çekilmesine rağmen başlıca özelliği, Hinduizmin yeniden yorumlanması için bir girişimdir. Gerçekte kastlar ve bunların alt bölümleri, doğrudan doğruya Varna (Kast) sistemiyle ilgilidir. Srinivas'ın işaret ettiği gibi, Varna sistemi, herhangibir bölgenin on binlerce alt kastın yer bulabilecekleri bütün Hindistan'ı içine alan bir çerçeve oluşturur. Aynı zamanda genel olarak kabul edilmiş değerler ve saygınlık ölçeğini temsil eder. Panikkar'ın hukuk ve dinin etkisi arasında yaptığı ayrım benimsenemez. Çünkü Hindu geleneksel hukukuna dinsel düşünceler egemendir. Karma, dharma ve kirletilme kavramları gerek dinsel gerek hukuksal düşüncede egemen bir yer almış olup, ikisi birden kast sistemini destekleyen güçlerin kuşkusuz en büyüklerinden birini oluşturan bir öğretidir". "Öyleyse, kast sisteminin açıklanışmın, toplumsal tabakalaşma hakkında bir genel teorisi, Hindu dininin kendine özgü özellikleri ve muhtemelen Hint toplumunun coğrafî durumu ve geleneksel ekononin korunması gibi diğer öğeleri içine aldığı sonucuna varabiliriz." Kast düzeninde şu özellikler bulunmaktadır.20 "(1) Zorunlu saygı ve aşağı kastın yukarı kasta karşı saygıda kusur etmesi durumunda derhal cezalandırmaya gidilmesi. (2) Aşağı kasta doğuştan bir aşağılık niteliğinin verilmesi; böylece aşağı kast, davranışları nasıl olursa olsun aşağıda kalmaktadır. (3) Yukarı kast erkekleri, hem kendi kastlarından, hem de aşağı kastlardan kadınlarla evlenebildikleri halde, aşağı kast erkekleri yukarı kast kadınlarıyla evlenemezler. (4) Aşağı kastın bu konumlarına karşılık sahip oldukları ileri sürülen kazançlar, aşağı kast üyelerinden çok, yukarı kast üyelerince ileri sürülmektedir. (5) Geçmişin kastlar arasında bir uyum çağı olarak algılanması ve bunun, aşağı kast insanlarının hoşnutsuzluğuna yol açan dış kışkırtmalar sonunda bozulduğunun düşünülmesi. (6) Aşağı kast üyelerinin, aşağı konumlarının meşruluğunu zımnen reddetmeleri". , A.B.D.'deki zencilerin de bir kast düzenini oluşturdukları, kimi sosyologlarca belirtilmektedir. Fakat buradaki zenciler Hint kast sisteminden oldukça farklıdırlar.21 A.B.D. de kast denilebilirse sadece beyaz ve siyahtan ibaret iki kast mevcuttur. Oysa Hindistan'da çok kastlı bir düzen vardır. Hindistan'da aşağı kast üyeleri kast düzenini kaldırmaktan çok, yeni bir biçimde sınırlamak istemelerine rağmen A.B.D.'de aşağı kast, kast düzenine son vermeyi ister. Hint sisteminde kast, dinsel bir nitelik taşır. A.B.D. de böyle bir nitelik yoktur. Kast düzeni Hint hükümetince 1949 da biçimsel olarak kaldırıldı. Fakat bu yasal kaldırılış büyük kentlerin dışında çok az etkisini gösterdi. Bununla birlikte kentlerde kast sistemi ortadan kalkmaktadır.22 KAST SİSTEMİ ve EĞİTİM Brahmanlar, sistemin en üstünde bulunan rahipleri ve öğretmenleri oluşturmaktadırlar. Bunlar, dinsel bilgiyi öğretmekte idiler. Görevleri, ilâhî rehberlik altında toplumsal düzeni korumaktı.23 Dinsel eğitim yanında her kast, kendi uğraşı alanına göre eğitimini sağlamakta idi. Bugün kentlerde tüm dinsel yasaklar kalkmıştır ve çeşitli kast üyeleri hızla değişen sanayileşme koşullarına yavaş da olsa intibak etmektedirler. Çeşitli kast üyeleri bugün fabrikalarda ve okullarda modern ulaştırma sistemi sayesinde yakın fiziksel temasa kaçınılmaz olarak sürüklenmişlerdir. Hint hükümeti bugün "Dokunulmazlara" karşın bütün ekonomik ve eğitsel ayrımı ortadan kaldırmakta, fırsat eşitliğini sağlamaktadır. Yapılan birçok araştırmalar da önemli değişmeleri ortaya koymaktadır. 24 Eşit şartlarla olmamakla beraber zenginlik ve eğitim, yukarı kastlara olduğu kadar aşağı kastların üyelerine de açılmıştır. Bununla birlikte kast düşüncesini kentsel kesimde bile silip atmak mümkün olamamaktadır. Bottomore yapıtında bu konuda şöyle diyor:25 "Kast düşüncesinin hüküm sürmesi hakkında bazı bilgileri K.M. Kapadia'nin Bombay Eyaletindeki yüksek öğrenimli öğretmenler üzerinde yaptığı bir araştırmadan elde ediyoruz. Onun araştırması, öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun kastlar arası evlenmeleri -kendi çocukları için bile- benimsediklerini göstermekle beraber kast düşüncesine duygusal bağlılığı ve endogamiyi sürdürecek birçok öğelerin de mevcut olduğunu gösterir. Örneğin kast içinde kasta ait örgütlerin kurulması ve hayırseverlik amacı ile yapılan eylemler sık sık görülür. Birçok kastlar dergiler yayınlamakta ve toplumsal törenler düzenlemektedirler. Öğretmenlerin üçte biri kast dergisine abonedirler ve kastın toplumsal eylemlerine katılmayı istemektedirler. Kapadia, grubun % 42'sinin kast düşüncesine oldukça sıkı bir biçimde bağlı oldukları sonucuna varır." Hindistan'daki kastların eğitimle ilişkisini de ele alan Bottomore, bu konudaki gözlem ve araştırmaları şöyle özetliyor:26 "Eski Hindistan'da, örgün öğretim, Brahmanlar tarafından sağlanırdı. Öğrenciler beş yaşında ilk eğitime başlarlar, ilk olarak alfabe öğrenirlerdi. İlköğretime her yaştaki çocuk devam edebilirdi. Bundan sonra saç kesilme töreni, daha sonra da bir toplumsal hayata başlama töreni cereyan ederdi. Bunun için de normal yaş, Brahman kastı için 8, Kshatriya için 11 ve Waisya için ise 12 idi. Tüm eğitsel sistem, öğrenme ya da öğretimden çok, hayata ağırlık veren bu eski öğrencilik sistemine dayanmakta idi. Bu sistem, öğretmen ve öğrencinin aym evde yaşadıkları ve ruhsal bağlarla bağlı oldukları sürekli kişisel ilişkiye dayanmakta idi... Öğrenci, bu törenden sonra yeni bir hayata başlar, burada öğretmeni tarafından yeniden yaratılır ve çift disipline tabi tutulurdu. -Fiziiksel ve ruhsal- Bununla beraber bu eğitim sistemi, nüfusun az bir bölümüne yayılmış olup başlıca dinsel doktrinlerin aktarılması ile uğraşan ve geniş ölçüde laik öğretimi dışarda bırakan bir kalıtımsal rahipler grubu tarafından yürütülürdü. Yüzyıllar boyunca, öğrenim hazineleri ve Hindu hayatının önderleri olan Brahmanlar, kutsal metinler üzerinde düşünerek bunları işlemeye ve dinsel kurumlar hakkındaki araştırmalarını, tols ve Vidyalayas ve Chatuspathis, birbirini takip eden kuşaklara vermeye devam ettiler. Teknik beceriler esas olarak aile ve mesleksel grup yoluyla gayri resmî ve pratik yollardan veriliyordu. Bu durum çağdaş bilim ve sanayinin ortaya çıkmasından önce bütün toplumlarda genel olarak mevcut bir durumdu. Fakat Hindistan'da dinsel eğitimin üstünlüğü ,Batı ya da islâm, ya da Çin toplumlarında olduğundan daha fazla idi." "Moğol imparatorluğunun çökmesi ile ortaya çıkan düzensizlik, eğitim sisteminde bozulma ve daralma meydana getirdi ve sonradan Hindistan'da kurulan ingiliz egemenliği lıernekadar eğitimsel gelişmeyi olanaklı kıldı ise de yeni sorunlar da meydana getirdi, ingiliz yöneticileri ilkin geleneksel Hindu okullarını desteklediler ve yeni okullar ve kolejlerin kurulmasına yardım ettiler. Fakat 1835'de alınan bir kararla hükümetin Hindistan'da Avrupa edebiyatı ve biliminin geliştirilmesi ve öğreüm aracının ingilizce olması ve Eğitim Fonunun sırf ingiliz Eğitimi için kullanılmasını gerçekleştirmesi istendi. Bu siyaset, aralarında Raja Ram Mohan Roy gibi Hintli reformcuları ve genellikle ticaretle uğraşan orta sınıf tarafından desteklendi. Fakat D.P. Mukerji'nin ifade ettiği gibi bu politika, yukarı sınıfları toplumun diğer sınıflarından daha da ayırdı. Eğitim sorumluluğunu taşıyanlar, 1854 Eğitim Kararında yineledikleri gibi, amaçları, "halkın bütün sınıflarına Avrupaî bilgiyi yaymak" idi. Fakat aynı zamanda ay m yöntemlerle çalışmaya devam etmeyi kastediyorlardı. Bu amaç, öğretimin yüksek dallarında ingiliz Dili yoluyla aksettirilmelidir. Halkın büyük kitlesinde ise o kitlenin dilleri yoluyla aksettirilmelidir." Bundan başka uygulamadaki çaba, daha çok üst ve orta sınıfların eğitimi üzerinde gösterildi. Yeterli bir ilk öğretim sisteminin kurulmasında ise nisbeten az bir ilerleme kaydedildi. Böylece 1881-1882'de 5 ve 12 yaşları arasındaki 10 erkek çocuktan biri ve 250 kız çocuğundan birinin okula devam ettiği öngörüldü. Bunların çoğu o kadar kısa bir süre devam ediyorlardı ki okuma yazmayı sürekli bir biçimde öğrenemiyorlardı. 1939 'da nüfusun % 90'ı hâlâ eğitilmemiş durumda idi. Kuşkusuz bu sebeple eğitim sistemi nüfusun üst sınıfları ile kitleler arasındaki artan boşluğu korumaya ve daha da genişletmeye yaradı ve bu ayrımı bir dil ve genel kültür ayrımı durumuna getirerek daha da derinleştirdi." "Hindistan'da bağımsızlığın elde edilmesinden beri eğitsel imkânların yayılmasında hatırı sayılır bir gelişme meydana gelmiştir. Köy okullarının ve alt tabakaları oluşturan kastların çocukları için eğitsel imkânların gelişmesiyle eğitime girişte hatırı sayılır derecede eşitlik sağlanmıştır. Bununla beraber hâlâ, zikre değer eşitsizlikler vardır; Gandhi'nin fikir ve el işçiliğinin birleşmesi hakkındaki düşünceleri içine alan temel eğitim, çocukların çoğu için sağlanmıştır. (Çoğu, eğitimin ilk aşamasından sonrasına geçemezler). Fakat Hint toplumunun üst sınıfları hâlâ çocuklarını İngiliz tipi gramer ve özel okullara gönderirler".27 "...Hindistan'da İngiliz eğitim sistemi, eksikliklerine rağmen, aşağı kastların üyeleri için yüksek eğitim fırsatlarının ilk kez gerçekleştirilmesinde son derece iyi bir etki yapmıştır. Bilimin gelişmesi ve toplumsal değişmenin hızlanması aynı zamanda eğitsel kurumlarda dav-, ranış kalıplarını etkilemiş ve bunlara bazı modern toplumlarda hoşgörücü ya da deneysel karakter vermiştir. Bu da belki, ergen ve yetişkinlerde amaçsızlığı doğurabilir. Bir taraftan sıkı gelenekler ve davranış ölçünleri, diğer taraftan da hoşgörüye, değişmelere karşı intibak ve serbest araştırma ruhu arasında bir dengeye varmak güçtür. Çağdaş eğitimin aslî işlevi olan toplumsallaştırmadaki (Başka toplumsal etkilerin de sebep olduğu) başarısızlıkları, bütün sanayileşmiş toplumlarda hüküm süren gençlik sorunlarında açıkça görülebilir. Hindistan gibi henüz hızlı bir değişme dönemine girişen bir ülkenin had bir biçimde böyle güçlüklerle karşılaşması pekâlâ mümkündür. Gerçekten, toplumsal değerler hakkında kuşaklar arası zıtlıklar, geleneksel evlenmelere karşı direnme, öğrenci itaatsizliği ve genel çocuk suçluluğu gibi olaylar Hindistan'da çok belirlidir."28 "... Bugünkü Hindistan'ın eğiticilerinden birinin söylediği gibi: "Öğretmenler geçmişte hernekadar yoksul ya da güçsüz idilerse de saygınlık görüyorlardı. Oysaki çağdaş Hindistan'da nakdî standartlara pek aşırı bir değer verilmektedir."29 "Hindistan'da İngiliz eğitimi lâik karakterinden dolayı sık sık eleştirilir. Esasta dinsel olan Hint karakterine yabancı kalmakta, dinsel ve ahlâksal öğretimin, eğitimin gerekli bir parçası olduğuna değin mevcut inanca ters düşmekte idi. Gençlerin yaşlılığa saygınlığının bir azalışı ya da yok olması, anababalarm çocukları ve öğretmenlerin öğrencileri üzerindeki doğal otoritelerinin yadsınması, dinsel ve toplumsal yaptırımların geniş ölçüde saygısızlıkla karşılanması ve ahlaksal gevşekliğin gelişmesi gibi bütün bu olaylar bu eğitime bağlanır. Fakat bağımsızlığın başarılmasından beri uygulama sonunda daha başka ve çok daha genel nitelikte etkilerin de söz konusu olduğunu göstermiştir. Hinduizm ile çağdaş bilim arasında herhangi genel bir çatışma olmayabilir. Fakat kuşkusuz, bilime dayanan endüstriyel bir toplumun hayat biçimi ile Hinduizm'e sıkıca bağlı geleneksel hayat biçimi arasında bir çatışma vardır. Hindistan'daki son eğitsel planlama gerçeklikte eğitimin lâik yönü üzerinde ve çağdaş bilgiyi yaymakta direnmekle, ahlâk ve dinsel öğretim sorunlarını bir tarafa bırakmakla, geniş ölçüde İngiliz sistemini örnek almıştır."30 ONUNCU BÖLÜM NOTLARI 1 Mayer, K.: Class and Society, s. 3. 2 Mayer, a.g.e., s. 4. 3 Miller, Hand-Woock, R.: Social Foundations of Urban Education, s. 64. 4 Miller and Woock, a.g.e., s. 65. 5 Bottomore, e.g.e., s. 195 5a. Tan, M.: Toplumbilime Giriş, s. 77. . 6 Robeıtson, I.: Lenski's Theoıy of Stratification, in Encyclopedia öf Sociology, s. 157-158. 7 Robertson. a.g. madde, s. 158. 7a. Duverger, Maurice: Siyaset Sosyolojisi, s. 249-250. 7b. Duverger, Maurice: a.g.e., s. 255. 8 Bottomore, T.B.: Sociology, s. 179. 9 Tezcan, M.: Türklerle İlgili Stereotipler ve Türk Değerleri, s. 40. 10 İslam Ansiklopedisi, Abid Maddesi, I. cilt, 1950. 11 İslâm Ansiklopedisi, a.g.m. İla. Osmanlı Toplum Yaşayışı ile ilgili belgeler bilgiler: Kölelik, Tarih ve Toplum, sayı 1. Ocak 1984 12 Yurdaydın, H.: İslam Tarihi Dersleri, s. 64. 13 Bottomore, a.g.e., s. 181 14 Rosenberg, H.D.: Feudalism, in Encyc. of Sociology, s. 110. 15 Mayer, a.g.e., s. 17. 16 Kıray, M.: Toplum Yapısındaki Temel Değişimlerin Tarihsel Perspektifi: Bugünkü ve Yarınki Türk Toplum Yapısı, Mimarlık Semineri. 17 Sjoberg. G.: The Preindustrial City, s. 299. 18 Sjoberg, a.g.e., s. 301. 19 Bottomore, a.g.e., s. 184. 20 Lundberg, Schrag, Larsen, a.g.e., s. 410. Türkçe çevirisi, I. cilt. 21 Lundberg ve diğerleri, a.g.e., s. 111. 22 Roberstson, lan: Indian Caste System, in Encycl. of Sociology, s. 136. 23 Maycr, a.g.e., s. 14. 24 Mayer, a.g.e., s. 16. 25 Bottomore, a.g.e., s. 186. 26 Bottomore, a.g.e., s. 246-255. 27 Bottomore, a.g.e., s. 250. 28 Bottomore, a.g.e., s. 251-252. 29 Bottomore, a.g.e., s. 253 . 30 Bottomore, a.g.e., s. 253-254
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.