Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Iletişimi etkileyen faktörlerle ilgili tiyatro oyunu

iletişimi etkileyen faktörlerle ilgili tiyatro oyunu

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-05-06 12:28:38

    Cevap : 1- Aile İçi İletişim
    Mehmet: 5 yaşında, zaman zaman hırçın, zaman zaman içe kapalı, ağlayan, pasif, anneye aşırı bağımlı, kendi başına bir iş yapamayan, oyun oynayamayan, arkadaşları tarafından dışlanan, hoşnutsuz bir çocuktur.
    Ayşe: 8 yaşında, okula giden, okul başarısı düşük, sessiz ve korkak, anneye aşırı bağımlı, kurallara uyan, sürekli büyüklerinin
    dediğini yapan ve kendi başına bir iş yapamayan bir çocuk. 
    Hatice: 25 yaşında, pasif, kocasına aşırı bağımlı, sinirli, fiziksel şikayetleri olan, sürekli ağlayan, gergin, kaygılı bir anne.
    Recep: Hiç gülmeyen, çocuğunun kendi istediği gibi olmasını isteyen, ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılayan ancak duygusal yaklaşımı olmayan bir baba.
    Mehmet: 70 yaşlarında, sinirli, herşeyin kendi istediği gibi olmasını isteyen, torununa karşı aşırı ilgili ve bağımlı bir dede.
    İçerik: Ev ortamında tüm aile bireylerinin birarada bulunduğu akşam yemeğinde, anne sofrayı hazırlamaya çalışmaktadır
    Anne -sessizdir.
    Mehmet-Yemeği beğenmeyerek babsı ve dedesinin ses tonunu taklit edip “ ben bunu yemek istemiyorum” der.
    Anne- Öfkesini çocuğuna yansıtarak “çabuk yemeğini ye, zaten çok geç oldu, hemen uyu” der.
    Ayşe: Mehmet’e dönerek “tabi çabuk yemeğini ye ve uyu. ben dersimi yapacağım” der.
    Mehmet dedesine dönerek “ama benim uykum gelmedi, dede bak ne diyorlar” der
    Dede: anneye dönerek “daha saat kaç ki, bu çocuğu erkenden uyutamazsın, o zaten tıpkı bana benziyor, erkenden uyumayı sevmez” der.
    Baba anneye “bu evde babam ne derse o olur, çok konuşma” der.
    Anne:  önüne bakarak “bak komşunun oğlu cemal yemeğini yiyor, erkenden yatıyor, ne kadar gürbüz!, bizimki cılız, onun içinde hep arkadaşlarından dayak yiyor”yemek biter, sofra toplanır, Ayşe dersini yapmaya başlar, anne mutfaktadır, dede ve baba televizyon seyreder, Mehmet ablasının kitapları ile oynar.
    Ayşe: kardeşine “yine kitaplarımı yırtacaksın, senin yüzünden hep öğretmenim bana kızıyor, bıktım senden” der ve vurur.
    Dede ve baba birlikte Mehmet’e” sana kaç defa, ablan ders çalışırken rahatsız etme dedik, ne söz dinlemez bir çocuksun” der.
    Mehmet ağlayarak annesine koşar, annesi “sana uyu demedim mi, hiç benim sözümü dinlemiyorsun der ve onu yanından iter.
    Mehmet köşeye oturup bağırarak ağlar.
     
    Olumlu Drama
    Mehmet: 5 yaşında, kendine güvenen, zaman zaman hırçın, isteklerini ifade edebilen, aktif, anne, babaya, kardeşe ve dedesine bağlı, kendi kendini oyalayabilen, arkadaşları tarafından sevilen, mutlu bir çocuktur.
    Ayşe: 8 yaşında, okula giden, okul başarısı yüksek, konuşkan, aile bireyleri, arkadaşları ve öğretmeni ile olumlu iletişim kurabilen, kurallara uyan, kendini ifade edebilen bir çocuk. 
    Hatice: 25 yaşında, çocuklarına iyi  örnek olabilen, destekleyici, sakin, olaylara olumlu yönlerden bakabilen, çocuklarına, eşine ve diğer aile bireyleri ile sosyal çevresine karşı ilgili bir anne. .
    Recep: Çocuklarının ayrı bireyler olduğunun farkında olan, ailesiyle ve sosyal çevresiyle olumlu iletişimi olan, güleryüzlü, kendine güvenen bir baba.
    Mehmet: 70 yaşlarında, sevimli, torunlarına sık sık olumlu hikayeler anlatan, onlarla birlikte olmaktan mutlu olan, destekleyici, torunlarına anne ve babalarının davrandığı şekilde davranan  bir dede

    İçerik: Ev ortamında tüm aile bireylerinin birarada bulunduğu akşam yemeğinde, anne sofrayı hazırlamaya çalışmaktadır
    Dede-( televizyonda haberleri izlemektedir.) anneye “kızım televizyonun sesini biraz aç, duyamıyorum”.  
    Baba  “hadi acıktım artık sofra hazır, çocuklar ellerinizi yıkadınız mı?”
    Anne -yemekleri dağıtarak, bugün hepinizin sevdiği yemekleri pişirdim“
    Mehmet- Yemeği ile oynar, yemez bu arada “ ben bugün futbol oynadım ve 1 gol attım”
    Anne- Aferin sana, ama yemeğini yersen daha güçlü olursun, hadi yemeğimizi bitirelim”
    Ayşe: Mehmet’e dönerek “Haydi Mehmet, yemeğimizi bitirelim, sonra birlikte ders çalışırız.
    yemek biter, sofra toplanır, Ayşe dersini yapmaya başlar, anne mutfaktadır, dede ve baba telavizyon seyreder, Mehmet ablasının yanında boyama kitaplarıyla oynar.
     
    *Çocuğumuz taklit ederek öğrenmeye başlar. Çocuğa bakan kişilerin olumlu modeller olması onun sağlıklı gelişimi için çok önemlidir.
    *Çocuklarımızın olumsuz özelliklerini değil, olumlu özelliklerini ön plana çıkaralım.
    *Hata değil çare bulalım
    *Sakin oynayan çocukla ilgilenelim, yaramazlığı ile ilgimizi çekemeyeceğini gören çocuk ilgimizi güzel ve olumlu davranışları ile çekebileceğini öğrenir.
    *Olumlu ifadelerle yaklaşmak çocuğun yaptığı işe dört elle sarılmasını ve çevresini, şevkle, zevkle keşfedip sizinle paylaşmasını sağlayacaktır.
    *Çocuğumuzun yeterlik alanlarını ne kadar geliştirebilirsek, duygusal ve davranışsal sorunları da o derecede azalacaktır.
    *Her çocuk birbirinden farklı özelliklere sahiptir.
    *Çocuğumuzun mesajlarına sinyallerine duyarlı olalım.  
    *Çocukla ilgilenen kişilerin çocuğa karşı tutarlı davranışlar göstermeleri ve benzer mesajlar vermeleri sağlıklı kişiliğin gelişiminde önemlidir.

    2-Olumsuz Drama:  
    Olumsuz tipleme:
    Ahmet: 30 yaşlarında, sinirli, karşısındakileri sürekli yargılayan ve hep karşısındakilerde hatayı arayan bir kişi.
    Elif: 30 yaşlarında, sürekli gergin, sürekli fiziksel şikayetlerini ön planda tutan, sürekli yorgunluk hisseden bir ev hanımı.
    Alper: 4 yaşında, sessiz, içe kapanık, annesine düşkün, babası ile iletişimi iyi olmayan bir çocuk.
    Veysel: İş yeri arkadaşı, öfkeli, sürekli çalışan bir kişi.
     
    İçerik:
    Ahmet bey işine gitmek üzere hazırlanmaktadır. Elif hanım her zaman olduğu gibi hasta, yorgun bir şekilde eşine kahvaltı hazırlamaya çalışmaktadır. Alper henüz uyumaktadır.
    Ahmet Bey eşine: “Bu evde aradığımı hiç bulamıyorum, nasıl bir kadınsın, hep dağınıksın, bıktım senden” diye öfkeyle bağırır.
     
    Elif: “Yine ne arıyorsun, zaten hastayım, şimdi çocuğu uyandıracaksın”

    Ahmet Bey: Çabuk çorabımı bul, yine geç kaldım, erkenden kalkıp kıyafetlerimi hazırlamıyorsun, akşama kadar evdesin ne yapıyorsun”

    Elif öfkeyle gelip, çorabını eşine fırlatır, akşama kadar hasta halimle hem bu evle, hem çocuğunla uğraşıyorum, hala sana yaranamadım”. Bu sırada Alper kapının kenarında altına kaçırmış ve ağlamaktadır.

    Ahmet: “Çocukla ilgilen fazla konuşma, yine bak altını ıslattı, kalkınca bu çocuğu tuvalete götürmeyi bilmiyorsun?“

    Elif: “Yinemi çişini yaptın bıktım artık senin çişinden, git pijamanı çıkar“

    Ahmet öfkeyle evden ayrılır ve iş yerine sinirli, gergin olarak gelir. Saat bir hayli geç olmuştur.  Masasının üzeri evraklarla yığılıdır. Odadaki arkadaşlarından biri Müdür’ün kendisini aradığını ve yanına gelmesini istediğini söyler.

    Ahmet: “Ne yapacak sabah sabah beni, her işi ben mi yapacağım, siz sabahtan beri ne iş yaptınız?”

    Veysel Bey: “Her sabah aynı şeyi yapıyorsun, buradan hoşnut değilsen, kendine çalışacak başka yer bul”

    Ahmet Bey müdürün yanına girer, güzü kızarık, başı önünde ve “ özür dilerim, çocuğu doktora götürdüm, aradım ama arkadaşlar size söylememişler” 
     
    Olumlu  tipleme:
    Ahmet: 30 yaşlarında, neşeli, konuşkan, olaylara olumlu yönlerinden yaklaşan, ailesi ve arkadaşları tarafından sevilen bir kişi.
    Elif: 30 yaşlarında, komşuluk ilişkileri iyi olan, eşi, çocuğu ve sosyal çevresi ile ilgili bir ev hanımı.
    Alper: 4 yaşında, yaratıcı, kendini oyalayabilen, düzenli ve konuşkan bir çocuk.
    Veysel: Sinirli, sürekli çalışan ve yargılayıcı bir kişi.

    İçerik: Ahmet bey işine gitmek üzere hazırlanmaktadır. Elif hanım her zaman olduğu gibi neşeli bir şekilde eşine kahvaltı hazırlamaktadır. Alper henüz uyumaktadır.
    Ahmet Bey eşine: “Yine çorabımı bulamıyorum.İşe geç kaldım. Bana yardımcı olsana” .
    Elif: “Geliyorum şimdi bulurum kahvaltıyı hazırladım sen çayını içedur .”
    Elif çocuğu kaldırmak üzere odaya gider. severek çocuğu kahvaltıya getirir Ahmet bey çocuğunu öper neşe içinde kahvaltılarını yaparlar.
    Ahmet  evden ayrılır ve iş yerine gelir. Güleryüzle oda arkadaşlarına “günaydın” der. Çalışmaya başlar.
    Veysel Bey: Geç kalmıştır,  sinirlidir. bağırarak konuşmaya başlar.”Bütün dosyaları masama yığmışsınız benim işim zaten başımdan aşkın herkes benim üstüme geliyor” der
    Ahmet Bey  Veysel istersen gel biraz oturalım, sinirlisin konuşalım mı?

    *Şuçlamadan, yargılayıcı sözlerden çok yapıcı öneriler kişilerarası iletişimi güçlendirir.
    *Kişilerarası ilişkide kırıcı konuşmadan, aşırı genellemelerden, içeriği kaybetmekten ve olumsuz sözlü ve sözsüz mesajlardan kaçınılmalıdır.
    *İlişki içinde olunan kişilerden o kişilerin özelliklerine uygun gerçekçi beklentilerde bulunulmalıdır.
    *Tartışmalarda konunun içeriğini katbetmeden, geçmişe ve geleceğe yönelik başka sorunlara girmeden, tartışmayı başlatan  konu üzerinde odaklaşılmalıdır.
    *Kişilerin biribirlerine zaman ayırmaları, dinlemeleri ve anlamaya çalışmaları ilişkiyi güçlendirir. 


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.