Insan hakları ile ilgili hangi belge 1215 yılında kabul edilmiştir
insan hakları ile ilgili hangi belge 1215 yılında kabul edilmiştir sorusunun cevabı nedir?
İşte Cevaplar
Diğer Cevaplara Gözat
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Haziran 1948'de hazırladığı ve birkaç değişiklik yapıldıktan sonra 10 Aralık 1948'de, BM Genel Kurulu'nun Paris'te yapılan 183. oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir.
Bildirinin imzalanmasında, II. Dünya Savaşı'ndan sonra devletlerin, bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleşmesi de etkili olmuştur. Eleanor Roosevelt bu bildiriyi "Bütün insanlık için bir "Magna Carta (Magna Karta)" olarak tanımlamıştır. Bildirinin imzalandığı 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır.
Tarihi
Devletler, önceleri, baskıya dayanan bir anlayışla yönetilmekteydi. Bu anlayışa son vermek amacıyla 1215 yılında İngiltere Kralı'na kabul ettirilen bildiri olan Magna Carta, insan hakları kavramının ilk belgesi sayılır. İnsan hakları konusunda yayımlanan bir diğer önemli bildiri ise, Amerika'da yayımlanan Bağımsızlık Bildirgesi'dir. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi kavramlar, 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi'nden sonra yayımlanan "İnsan Hakları Bildirisi"nde gerçek yerini almıştır.
- Dünya Savaşı'ndan sonra devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler. Bunun bir nedeni de, insanlara özgürlük tanınmasının, devam ederse uygarlıkların sonu olabilecek savaşları da önleyebileceği düşüncesidir.
Bildirinin Hazırlanması ve İmzalanması
Bildiri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunca Haziran 1948'de hazırlandı. Yapılan kimi değişikliklerin ardından, 10 Aralık 1948'de Genel Kurulun Paris'te yapılan oturumunda kabul edildi. Oturumda, 6 sosyalist ülke çekimser kaldı. Bildiri, bu ülkeler ile Suudi Arabistan ve Güney Afrika Birliği dışında kalan ülkelerin oylarıyla kabul edildi.
Önemi ve İçeriği
Bu bildiriyle, yalnızca demokratik anayasalarla tanınan temel, medeni ve siyasi haklar değil; ekonomik, toplumsal, kültürel haklar da genel tanımlarla belirli hale gelmiştir. İlk grup haklar arasında yaşama, özgürlük ve kişi güvenliği gibi haklarla birlikte keyfi tutuklama, hapis ve sürgünden korunma, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde adil ve kamuya açık olarak yargılanma hakkı ile düşünce, vicdan, din, toplanma ve örgütlenme özgürlükleri bulunur.
Sosyal güvenlik, çalışma, eğitim, toplumun kültürel yaşamına katılma haklarıyla bilimsel ilerlemenin ürünlerinden yararlanma hakkı ise, bildiriyle getirilen yeniliklerdendir.
Hükümetler, Bildirge'de belirtilen insan haklarının evrensel ve etkili bir şekilde tanınmasını ve gözetilmesini güvence altına alan ilerici tedbirlere kendilerini ve insanlarını taahhüt ederler. Yasal olarak bağlayıcı olmasa da Bildiri, 1948'den bu yana çoğu ulusal anayasada kabul edilmiştir veya etkilidir. Ayrıca, artan sayıda ulusal yasa, uluslararası yasa ve antlaşmanın yanı sıra büyüyen bir ulusal kurumun da temelini oluşturmuştur.
Bir anlaşma olmasa da Bildirge, tüm üye devletleri bağlayan Birleşmiş Milletler Şartı'nda yer alan "temel özgürlükler" ve "insan hakları" kelimelerinin anlamını tanımlamak amacıyla açıkça kabul edilmiştir. Bu nedenle, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Birleşmiş Milletler'in temel kurucu bir belgesidir. Bildirge hükûmetler, akademisyenler, savunucular ve anayasa mahkemeleri ve tanınmış insan haklarının korunmasına ilişkin ilkelerine itiraz eden kişiler tarafından geniş bir biçimde atıfta bulunulmaya devam etmektedir. Ayrıca bu bildirgede uluslararası hukukta ilk kez, bildirgenin önsözünde "hukukun üstünlüğü" terimi kullanılmıştır.