Türkiye'de çalışma hukuku açısından, işverenin iş sözleşmesini tazminatsız olarak feshedebilmesi için işçinin işverene ağır bir sebep vermesi gerekmektedir.

İşçinin ağır bir sebep oluşturduğu durumlar şunlar olabilir:

1. İşçinin işyerinde sürekli olarak iş disiplinini bozması,
2. İşçinin işyerinde sürekli olarak iş verimliliğini düşürmesi,
3. İşçinin işyerinde sürekli olarak işyerindeki diğer çalışanlarla anlaşmazlık çıkarması,
4. İşçinin işyerinde sürekli olarak işverenin talimatlarını yerine getirmemesi,
5. İşçinin işyerinde sürekli olarak işverenin maddi veya manevi zarara uğramasına neden olması.

Bu gibi durumlarda, işveren iş sözleşmesini tazminatsız olarak feshedebilir. Ancak, her durumda işçinin ağır bir sebep oluşturduğu değerlendirilir ve herhangi bir olumsuz davranışın iş sözleşmesinin feshi için yeterli olup olmadığına karar verilir.

Ayrıca, işçinin işverene zarar vermesi halinde iş sözleşmesinin tazminatsız olarak feshedilebilmesi için bu zararın ne kadar olması gerektiği yasal olarak belirlenmemiştir. Her durumda, işverenin zararını tazmin etmek için işçiye ödeme yapılması da mümkündür.

Türkiye'deki iş hukuku mevzuatına göre, işverenin işçinin maaşını ne kadar kesme hakkı olduğu belirli bir yüzdelik dilim ile sınırlandırılmamıştır. Ancak işveren, işçinin işyerinde yaptığı hatalar nedeniyle maaş kesintisi yapmak istediğinde, bu kesintinin makul ve orantılı olması gerekmektedir.

İşverenin maaş kesintisi yapabilmesi için işçinin açık bir ihlalde bulunmuş olması ve bu ihlalin iş sözleşmesinde belirtilen yükümlülükleri ihlal etmesi gerekmektedir. Örneğin, işçinin disiplinsiz davranışları, işyeri kurallarına uymaması, işyerindeki ekipmanları veya kaynakları kullanması, işyerine ait bilgileri kötüye kullanması veya işyeri malzemelerine zarar vermesi gibi durumlarda işveren, işçinin maaşından bir kesinti yapabilir.

Ancak, işverenin yapacağı kesinti miktarı, işçinin maaşının ne kadarını kesebileceği konusunda yasal bir sınır belirtilmemiştir. İşveren, yapacağı kesintinin makul ve orantılı olduğundan emin olmalı ve işçinin iş sözleşmesindeki haklarını ihlal etmemelidir. Aksi takdirde, işçi işveren aleyhine dava açabilir ve iş mahkemesinde işverenin keyfi kesinti yaptığı ispat edilirse, işveren işçiye kesinti yapılan maaşın geri ödenmesi de dahil olmak üzere tazminat ödemek zorunda kalabilir.

Sonuç olarak ortaya çıkan zararın işçinin 30 günlük ücreti ile ödeyemeyeceği bir zarar olması gerekiyor. Çünkü 4857 sayılı İş Kanunu’nun İşverenin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı başlıklı 25. Maddesinin II- (ı ) bendinde, işverenin malı olan veya malı olmayı da eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti ile karşılanamayacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hususu düzenlenmiştir.