Cevap :

İstiklal Marşı, Türkiye'nin bağımsızlığını kazandığı Kurtuluş Savaşı'nın zorlu döneminde, 1920 yılında yazılmıştır. Bu dönemde Türkiye, İstanbul hükümetinin kontrolünde olan Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve sonrasında işgal edilmesi ile karşı karşıyaydı. İşgal güçleri, ülkeyi parçalamayı ve Türk halkını yok etmeyi amaçlıyordu.

İşgal güçleri tarafından yapılan baskılar, Türk halkında birleşme ve mücadele ruhu oluşturdu. İşgal altındaki Türk halkı, milli mücadele için mücadele etmeye başladı ve çeşitli cephelerde savaşarak bağımsızlık için mücadele etti.

İşte bu dönemde, milli mücadele ruhunu yansıtan ve Türk halkının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini destekleyen bir milli marşa ihtiyaç duyuldu. İşte bu nedenle, 1921 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklal Marşı'nın yazılması için bir yarışma düzenlendi. Yarışmada, şair Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı "İstiklal Marşı" seçildi ve kabul edildi.

İstiklal Marşı, Türk halkının bağımsızlık mücadelesindeki azmini, birlik ve beraberlik ruhunu yansıtmaktadır. Bu marş, Türk milletinin zorlu bir dönemde verdiği mücadelenin sembolüdür ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ile birlikte milli marş olarak kabul edilmiştir.

---

---

Diğer Cevaplara Gözat

Cevap : İstiklal Marşı, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi sırasında yazılmıştır. Marşın yazıldığı dönemde ülke çok zorlu bir süreçten geçiyordu. Birinci Dünya Savaşı sonrasında işgal altındaki Anadolu topraklarında başlayan Milli Mücadele yıllarıydı. Ülke içinde ve dışında birçok zorlu sorunla karşı karşıya kalınmıştı. Ekonomik kaynaklar ve güçler azalmış, ordular yorgun ve tükenmişti. Halkın büyük çoğunluğu fakirlik içinde yaşıyordu. Ancak buna rağmen Türk milleti, Milli Mücadele için kenetlenmiş ve bağımsızlığı için savaşmıştır. İstiklal Marşı, bu zorlu süreçte verilen mücadelenin sembolü niteliğindedir. Marşın içeriği, Türk milletinin birlik, beraberlik ve vatan sevgisine vurgu yapar. Bu nedenle, İstiklal Marşı; o dönemdeki ülke şartlarına, Milli Mücadele ruhuna ve Türk milletinin ortak duygularına şahitlik etmesi açısından, tarihimizde önemli bir yere sahiptir.