Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Italyan müziği türü bulmaca

Bulmacada Italyan müziği türü sorusunun cevabı nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-10-21 23:42:02

    Cevap :
    Bulmacada 'Italyan müziği türü' nedir sorusunun cevabı:
    Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Italyan müziği türü' sorusunun yanıtı birden fazladır. Bu nedenle bulmacanızdaki boşluk sayısına ve harf dizilişine göre aşağıdaki cevaplarımızdan birini seçmelisiniz.


    İşte cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 3 harfli ise cevaba CAZ yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba BAROK yazabilirsiniz.
    Diğer Cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 10 harfli ise cevaba Etkileyici yazabilirsiniz.
    BAROK kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Etkileyici (10 harfli)
    Sözlükte CAZ Nedir:
    cazın kökeni caz (jazz) müziği her ne kadar 1880' lerde new orleans'ta gelişmeye başladıysa da aslen kökeni afrika' dır. sömürgenin yaygın olduğu dönemlerde amerika'ya getirilen siyahlar buraya kendi kültürel müziklerini de getirmişlerdir. burada köle olarak çalışırken tarlalarda söyledikleri şarkılar cazın temeli olmuş ve 1920'lerin başında new york, los angeles ve chicago'da yapılan kayıtlarla son şeklini aldı. o zamanlar birçok değişik akım cazın ortaya çıkışında yol gösterici olmuştur. bunlardan biri melodilerin ve akorların eşliğinde simgesel olarak özgürlüğe kavuşma çabalarıydı. bu akım bugün doğaçlama olarak tanımladığımız olaya liderlik etmiştir. bir diğeri ise, siyahi amerikalıların yarattığı blues ve ragtime gibi müzik türleriydi. caz müziğinin neden ve nasıl amerika'da ortaya çıktığını ve bu kadar farklı türde müziğin nasıl biraraya geldiğini anlayabilmek için, afrikalıların kölelik amerika'sındaki yaşamlarına göz atmamız gerekir. afrikalı köleler amerika'ya getirildikleri zaman yanlarına müzik aletlerini almalarına izin verilmemişti. ama onlar müzikal zevklerini ve geleneklerini yanlarına almışlardı. afrikalıların yüzyıllar önce yaptığı bu hareket, avrupa müziğinin neden afrika kökenli amerikalılar tarafından çalındığında daha farklı duyulduğunu biraz da olsa anlamamıza yardımcı olabilir. örneğin bazı köleler avrupa kökenli kilise müziklerini, yöresel müzikleri ve dans müziklerini kendi müzik zevk ve geleneklerine uyacak şekilde değiştirdiler. onların çocukları da atalarının müzikteki bu davalarının peşinden gittiler. böylelikle bu müziksel tercih nesilden nesile devam etti. caz neden new orleans'da ortaya çıktı? king oliver creole bandfransızlar 1718 yılında new orleans' a yerleşmeye başladılar ve 1719 yılında yüz kırk yedi siyah köle buraya getirildi. 1722 yılının başında new orleans'ta kölelik tamamen yayılmamıştı, hala özgür siyahlar vardı. 1763 yılında fransızlar louisiana topraklarını ispanyollara hediye ettiler. ancak 1769 yılına kadar ispanyolların kuralları bu topraklar üzerinde tam olarak geçerli olmadı. daha sonrasında gelen ispanyol kurallarına rağmen, fransızların dilleri ve gelenekleri hep ön plandaydı. 1801'de ispanyollar louisiana'yı fransızlara geri verdiler. ancak ispanyolların koymuş olduğu kurallar, 1803' te louisiana amerika birleşik devletleri tarafından fransızların elinden alınana kadar, geçerliliğini sürdürdü. ispanyolların bu topraklar üzerindeki etkisi bazı sosyolojik örneklerde göze çarpıyor. örneğin o yıllarda farklı etnik gruplardan insanların birbirleriyle evlenmeleri louisiana'da çok sık gerçekleşen bir olaydır. ayrıca ispanyol kuralları çok sayıda kölenin özgür kalmasını sağlamış, bu da özgür siyahların sayılarının artmasına neden olmuştur. 1800' lerin ortalarında siyah ve beyaz ırkın biraraya gelmesi, avrupa ve afrika geleneklerinin etkileşimlerine yol açmıştır. iki ırkın birleşmesinden oluşan bu yeni ırk creole toplum olarak bilinir ve creole'ler biraz afrikalı biraz da fransızdır. new orleans caz müziğinin ortaya çıkması için ideal bir yerdi. mississippi nehri'nin ağzının yakınında olan new orleans amerika için gelişmekte olan bir ticaret yoluydu ve bu nedenle o zamanlar ticaretin merkeziydi. ticari öneminin yanısıra bir liman şehri olduğu için buraya dünyanın heryerinden insanlar geliyordu ve new orleans günden güne kozmopolitik bir yerleşim merkezi şeklini alıyordu. bu kadar renkli bir yerin eğlence hayatı da çok renkliydi. new orleans'ta birçok bar vardı ve bu barlarda sık sık dans partileri yapılıyordu. new orleans' taki bu yoğun eğlence hayatının sonucu olarak, bölgedeki müzisyenlere birçok iş imkanı doğuyordu. bu dönemde canlı müziğe çok büyük bir istek vardı ve yeniliklere olan ihtiyaç devam ediyordu. bu istek ve ihtiyaaçlar müzisyenlerin yeni stiller yaratmalarına neden oldu. müzisyenler değişik ve garip yaklaşımları harmanladılar, gözden geçirip yeniden düzenlediler. bu gelişmeler cazın ortaya çıkışında büyük rol oynadı. caz orkestralarının/bandolarının kökeni o yıllarda orkestralar açıkhavada yapılan birçok aktivitede (piknik, spor etkinlikleri, politik konuşmalar) çalıyorlardı. dans etmek 19.yüzyılın en popüler aktivitesiydi. dans için orkestralar etkinliklerin öncesinde müzik yapmaya başlarlardı. bandolar bu tür aktiviteler için tercih ediliyorlardı. bandolarda üflemeli çalgılar (kornet, trombon vb.) haricinde sadece davul ve ziller yer alıyordu. kapalı salonlarda yapılan aktivitelerde büyük orkestralara ihtiyaç duyulmuyordu. bu tür yerler için "string band" denilen topluluklar seçiliyordu. bu topluluklarda, bandoların aksine üflemeli bir enstrüman yanında gitar keman bas ve piyano bulunuyor ve vurmalı çalgılar yer almıyordu. amerikan iç savaşından önce new orleans'ta bu tarz orkestralar vardı ancak savaşla birlikte bu orkestraların sayıları arttı. new orleans ve çevresinde otuza yakın orkestra vardı. bu orkestralar askeri marşların ve yurtseverlikle ilgili şarkıların çalındığı konserler veriyorlardı. bu dönemde, gerek brass band'lerin gerek te string band'lerin varlığı new orleans' ın orkestral gelenekleri için uyarıcı bir unsur olmuştur. 1800'lerin sonunda ragtime new orleans'ta çok popülerdi. rag kelimesi askeri marşların ve afro-amerikan banjo müziğinden alınmış ritimlerin birarada kullanıldığı müzik türü anlamına gelir. genellikle ragtime ilk olarak 1890'larda görülen, piyano için yazılmış müziklere verilen isimdir. bu tarzın en önemli sanatçısı scott joplin'dir(1868-1917). ragtime terimi sadece piyano için yazılan bir müzik olmanın dışında müziğe giriş devrini tanımlamakta da kullanılır. örneğin, 1890-1920 yılları arasında new orleans'ta ragtime piyanistlerinin yanısıra ragtime orkestraları, ragtime şarkıcıları ve banjo ile ragtime yapan müzisyenler vardı. bugün caz müzisyeni olarak adlandırdığımız müzisyenlerin birçoğu, o zamanlar kendilerini ragtime müzisyeni olarak tanıtıyorlardı. bu yüzden bazı müzikologlar ragtime'ın ilk caz stili olduğunu düşünürler. tutucu görüşlere göre ise, ragtime bir caz stili değildir. sadece biraz doğaçlama içerir ve cazın swing duygusundan oldukça uzaktır. bununla beraber ragtime'ın cazın habercisi olduğunu söylemek kaçınılmazdır... etkilerin birleşimi john philip sousa 1890'lar boyunca güney louisiana' nın tüm kasabalarında küçüklü büyüklü orkestralar vardı. bu orkestraların yaptığı müzik birçok etkiyi yansıtıyordu. yapılan müzik marş müziğini ve ragtime'ı biraraya getiren bir müzikti. john philip sousa, o dönem orkestra konserlerinde ragtime parçalarına yer veren en ünlü orkestra şefiydi ve ragtime piyanistleri sousa' nın marşlarını sık sık ragtime tarzında çalarlardı. diğer bir etki de new orleans' a gelen meksikalı orkestraların müziğiydi. bu orkestralardaki birçok meksikalı müzisyen new orleans ve çevresine yerleşti ve bunlardan bazıları burada müzik öğretmenliği yapmaya başladı. onların müziği new orleans'ta çok sevilip kabul gördü ve birçok trompetçinin stilini etkiledi. caz doğrudan orkestra müziğinden etkilenmiştir. 20. yüzyılın başlarında new orleans'a gönderilen askeri bandolar 1800'lerin ortalarında ortaya çıkan dansın biçimlenmesini sağlamıştır. bazen marşlar biraz yavaşlatılmış ve dans müziği olarak kullanılmıştır.daha sonra "two-step" adı verilen popüler bir dans ortaya çıkmıştır. ayrıca marşlarda bulunan model, eski zamanlara ait parçaların düzenlenmesinde yol gösterici oldu. sonunda askeri orkestralarda kullanılan pek çok sayıda enstrüman cazda da kullanılmaya başlandı. örneğin marş düzenlemelerinde kullanılan flüt ve pikolo caz klarnetçileri tarafından taklit edilmiştir. tipik marşların davul kısımları bir ya da üç vuruş çalınırken trampet daha keskin sesiyle iki ya da dört vuruş çalınmıştır. cazın dansla ilişkisi cazın new orleans'ta çok popüler olan rag ve blues'dan türediği çok sıradan bir düşüncedir. 1905-1915 yılları arasında ortaya çıkan grupları caz grubu olarak kabul edersek, new orleans'lı bandoların repertuarlarının çok az bir bölümü rag tarzındaydı ve on iki barlık blues parçaları beklenildiği kadar yaygın değildi. diğer taraftan caz repertuarları hakkında mevcut olan düşüncelerimiz ilk caz müzisyenlerinin müziğini yansıtmamaktadır. bugün yapılan caz müziğinin aksine; cazın ilk dönemlerinde insanlar cazı dans etmek için tercih ediyorlardı, sadece dinlemek için değil. bu müziğin vuruş formu ve ruhu dansçıların ilgisini çekiyordu. erken caz dönemi müzisyenleri repertuarlarını dansçılara eşlik edecek şekilde düzenlerlerdi. danstaki değişiklikler ve dansın genelde kazandığı popülerlik cazın evriminde çok etkili olmuştur. louisiana beşlisiyirminci yüzyılın başlarında new orleans'ta tören orkestraları ve dans orkestraları aynı müzisyenleri ve büyük ölçüde aynı repertuarları paylaşıyorlardı. öyle ki geçitlerde çalan müzisyenler geçit bittikten hemen sonra dans salonuna giderler ve enstrümanlarını değiştirip burada müzik yapmaya devam ederlerdi. salon dansçılarına eşlik eden bu gruplar keman, gitar, bas ve bir ya da iki nefesli çalgıdan meydana gelen orkestralardı. dansçılara eşlik edebilmek için müzisyenler değişik kaynaklardan çıkan müzikleri biraraya getirirlerdi. çoğu zaman zorlayıcı ritimlerde parçalar çalmaktan kaçınırlardı. bu yaklaşımlar cazın özünü oluşturmuştur ve bu dönem müzisyenlerinin çalış şekli "caz ne çaldığın değil, nasıl çaldığındır" düşüncesine önderlik etmiştir. diğer bir düşünceye göre ise; "caz, dansçılar için yazılan müzikten ortaya çıkarak büyüyen bir müziktir" şeklindedir. peki dansçılar için yazılan ve sonra şekil değiştirerek cazın gelişimini sağlayan bu müzik neydi ? o dönem müzisyenlerinin yaptığı müzik bugün new orleans cazı olarak da bilinen dixieland tarzıdır ve insanlar her ne kadar dixieland tarzını beyaz orkestra müziği olarak ayırsalar da, bu tarzın cazın ortaya çıkışındaki etkisi asla gözardı edilemez. doğaçlama müziğin önemli bir unsurudur ve sadece şimdiki avrupa müziğinde az kullanılmaktadır. doğaçlama biraz afrika müziği ama daha çok cazdan oluşur. müzikologlar afro-amerikanların doğaçlama geleneklerini afrika müziğinden aldıklarından çok emin değildirler. ilk önce müzik kültürlerindeki doğaçlamaya, yeni dünyaya katılan kölelerin ne gibi bir etkisi olduğunu düşünmek gerekir.örneğin gana'nın tipik davul yapısında baş davulcu işaret vermeden sorumludur. onun çaldığı bölüm diğer müzisyenlerinkinden daha değişkendir, dolayısıyla bu doğaçlama olarak varsayılabilir. madinka davul yapısında baş çalgıcının diğerlerine göre daha fazla doğaçlama yapma imkanı vardır fakat bütün grup üyeleri kendi bölümlerinde ufak tefek oynamalar yapabilirler. bazı afrika korolarında şarkıcılar koro liderinin kendi bölümlerinde değişik varyasyonlar yapmasına izin verirler. bu perspektiften bakıldığında görülmesi gereken şudur; her nasılsa bu çalışmalar bugünkü caz içerisinde bulunan doğaçlamaya yakın değildir. batı afrika şarkılarında ve afro-amerikan blues şarkılarında, kendi içinde gelişen doğaçlamalar çok çok detaylı melodi satılarının keşfedilmesiyle oluşmuyordu. bunun yerine müzisyenler yaratıcılıklarını baştan sona kadar devam eden tek bir sesle, zamanla, perdeyle ve müziğin başındaki ve sonundaki tınıyla oynayarak ortaya koyuyorlardı. doğaçlama sırasında müzisyenler, melodilerin ritimleriyle oynarlar, vuruşlar biraz daha erken veya geç başlatılır veya vurulan bir nota bir kere yerine birden fazla çalınabilir. benzeri şekilde bir nota başlatılır sonra yumuşatılır, sonra tekrar inanılmaz garip bir ses artışıyla yükseltilebilir. bazen bütün cümleler ritmi belirginleştirmek için değişik şekillerde yerleştirilir. bu "ritmik yerdeğiştirme" olarak bilinir. bu teknikler -pop müzikten etkilenmiş olmasına rağmen- hala afro-amerikan kökenli ilahilerde kullanılmaktadır. amerikada cazın oluşmaya başladığı zamanlarda, avrupa müzik geleneklerinde doğaçlama adına iyi gelişmeler oldu. doğaçlamayla müziği süslemek 20. yüzyılın başlarında konserlerde çok kullanılan bir yoldu ve bu uzun süre pop müzik ve folklorik müzikte de kullanıldı. 1800'ler boyunca konser piyanistleri bislerde sık sık doğaçlama yaparlardı. alman ve fransız klavye stillerinde doğaçlamaya "preluding" denir. 1923 yılının sonlarında müzisyenlerin doğaçlamadaki yaratıcılıkları orkestranın programı tarafından yönlendiriliyordu. bazı programlar konser sırasında spontane bir şekilde ortaya çıkardı. bu programların iskeletleri genelde basılmış düzenlemelerden oluşurdu. ilk bakışta bu düzenlemelerde birçok bölümün birbirine uymadığı görülür. trombonun kontür çizgileri, klarnetin obligatosu ve trompetin melodilerindeki varyasyonlar spontane bir şekilde çalınır. bunlara eşlik eden diğer melodiler ise yine yaratıcı müzisyenler tarafından doğaçlanır ve çeşitlendirilir. 1920'lerin sonunda doğaçlamaya olan ilgi doğaçlamanın boyutunu arttırmış ve bugün bilinen cazda kullanılan doğaçlamaya yaklaşmasında etkin olmuştur. kullanılan enstrümanlar ilk caz grupları enstrümanlarını nereden buluyorlardı peki ? avrupalı bandolar; trompet, trombon, klarnet, saksafon ve tubayı içeren orkestra modelini geliştirmişlerdi. 20. yüzyılın başında new orleans'ta bando enstrümanları kullanan birçok siyah ve beyaz orkestra vardı. bunlar parodiler, piknikler, danslar ve cenazeler için marşlar çalarlardı. yeni dünyaya köle sağlayan afrika bölgesinin trompet, klarnet ve saksafonu anımsatan aletleri yoktu. peki ya davullar? batı afrika'nın davulları günümüzde modern caz gruplarında bulunabilir ama ilk zamanlar cazda kullanılan davullar avrupa sitili bandoların kullandığı davullardı. davul yerine kullanılan "wood black" ve "cowbell" adlı perküsyon aletlerine en eski caz kayıtları dahil birçok kayıtta duymak mümkündür. bu aletlerin atalarının afrika olduğu düşünülse de, çinliler ve türkler benzer enstrümanların yeni dünyaya girmesine katkıda bulunmuştur. telli çalgılar söz konusu olduğunda da şunu görürüz ki en eski caz grupları afro-amerikan bir enstrüman olan banjoyu sık sık kullanmışlardır. ayrıca avrupa kökenli gitar da bu gruplar tarafından kullanılmıştır.
    Sözlükte BAROK Nedir:
    Barok Çağ, Otuz Yıl Savaşları’nı (1618-1648) içine alan bir dönemdir. Bilimadamları Newton ve Galileo, filozoflar Descartes ve Pascal. Edebiyatçılar Milton, Moliere ve Racine, ressamlar Rembrant, el Greco ve Velasquez bu çağda yaşamışlardır.

    Barok sözcüğünün Portekizce’de kullanılan barroco deyiminden türediği sanılmaktadır. Portekizce’de bu deyim “biçim yönünden hatalı inciler” için kullanılmaktaydı. Aynı sözcük İtalyanca’da barocco biçimini almış ve “inci süslemeler” için kullanılmaya başlanmıştır. Rönesans’ın yalın sanat anlayışı 16 ve 17. yy’larda yalınlıktan uzaklaştı. Mimari, heykel ve hatta resimde süsleme yaygınlaştı ve bu süslemeler bazen eserin temel yapısını ve kuruluşunu unutturacak derecede ağır basıyordu. 17. yy’dan itibaren sanat İtalya, Almanya, İngiltere ve Fransa’da Barok adı verilen, büyüklük ve gösterişin ağır bastığı yeni bir döneme geçmiştir.

    Sanat tarihinde Barok dönem deyimi, resim, heykel ve mimari alanlarında kullanıldı. Müzik tarihinde ise ancak 20.yy yazarları, Barok dönemi Geç Rönesans’dan ayırıp bağımsız bir dönem olarak incelediler. Aslında Rönesans’dan Barok döneme geçiş müzikte bazı unsurların geliştirilmesiyle biçimlendi. Barok dönemin ilk bestecilerinden olan C. Monteverdi ve G. Frescobaldi, yaşamlarının ilk dönemleri itibarıyla Son Rönesans Dönemi bestecileri arasında yer alırlar. İtalya’da D. Scarlatti, A. Corelli, A. Vivaldi; Fransa'da J. Baptiste Lully, F. Couperin, J. Philippe Rameau; Almanya'da G. Philippe Telemann, J. Sebastian Bach, H. Schütz; İngiltere'de G. Friedrich Haendel ve H. Purcell Barok dönemin doruğunu oluşturdular.

    Avrupa'da yaygınlaşan barok sanatta bir anlatım biçimidir. Aslında başlangıcı ve bitişi için kesin bir tarih verilemez ama 16. ve 18. yüzyılları arasında oluşup şeklini almış bir dönemdir. Mimarlık, müzik, resim ve heykelin etkileyici temalar altında birleştirilmesi amacını güder. Abartılı hareket duygusu ve net gözüken detayları ile dönemin müzik ve edebiyatında da kendini gösterir. Yoğun bir etki bırakan bu anlatım biçimi kendi alanında fazla eser verildiğinden bir dönem adı olarak anılmaya başlanmıştır. 1600'lerde roma'da kilise etkisinde doğmuşsa da tüm avrupa'ya yayılmıştır.

    Mimaride mimar louis le vau ve bahçeci andré le nôtre tarafından yapılan versailles sarayı, barok mimarisinin en tipik örneklerindendir. Bunun yanında resimde caravaggio, rembrandt, rubens, vermeer; heykelde gianlorenzo bernini; müzikte johann sebastian bach, antonio vivaldi, l'estro armonico, domenico scarlatti, georg friedrich handel, georg philipp telemann barok tarzında eser vermiş kişilere örnek teşkil edebilir.

    Barok Dönemin Özellikleri:

    1. Hiç boşluk bırakmaksızın çalınan birçok hareket. Birçok ses, armoni ve hatta melodi aynı anda çalınır, bu da pek boş anların olmamasına neden olur. Basso continuo ise bunun hiç kuşkusuz en önemli sebeplerinden birisidir.
    2. Dinamiklerin sürekli bir iniş çıkış göstermesi. Bunların bir anda olması.
    3. Klavsenin yoğun kullanımı
    4. Basso continuo
    5. Polifonik yaklaşımlar
    6. Füglerin sık kullanımı
    7. Birbirini tutmayan akorlar
    8. Sesler arasında ki kontrastlar
    9. İlk majör ve minör kuruluşlarının kullanımı
    10. Müzikteki seslerin ilk kez ayrı enstürmanlara ayrılması. Daha önceden(rönesans ve daha önceki dönemlerde) tek melodiyi tüm enstürmanlar ve sesler aynı anda verirlerdi. Barok dönemde bu değişti, orkestrasyon olayı ortaya çıktı.
    11. Enstürmanların birçoğu bugün kü en avantajlı şekillerini aldılar (örneğin kemanlar)
    12. Kemanlar en önemli enstürman haline geldi.
    13. Parçalar tek bir duygu altında yazılırdı
    14. Ritm değişiklik göstermez, eserler genellikle başladığı ritmle biterlerdi. Örneğin, adagio’yla başlamış olan bir şarkı asla allegro’ya geçmez, adagio’yla devam edip biterdi.

    Barok Sanat

    17.yüzyılda gelişen yeni sanat üslubu Rönesans devrinden ayrı, hatta ona tümüyle karşıt şekilde gelişmiş bir sanat usulüdür.Resim, heykel, mimari, müzik, edebiyat gibi sanat dalları içine alan ve yepyeni bir üsluba sahip olan bu yeni oluşuma “Barok sanat” adı verilmiştir. Barok sanatının keşfedilmesi 20.yüzyılda olmuştur ve bu sanat Katolik ruhunda biçimlendiği için “karşı reformasyon sanatı””Kunst der Gegenreformation” olarak adlandırılmıştır.Barok devri Rönesans devrine karşıt olarak daha açık ve serbest bir üsluba sahiptir. Özellikle edebiyat ve plastik sanatlarda aşırı süsleme, ölüm korkusu ve yaşam sevinci, bu dünya ve öte dünya düşüncesi gibi antitez, karşıtlık içeren konulara büyük ilgi duyulmaktadır ve bu karşıtlık barok eser ve yapıtlarında kendini göstermektedir. Böyle bir üsluba sahip barok sanatında “diyalektik gerilim ilişkileri” söz konusudur.

    Barok Müzik

    Barok dönemde müzik kontrast (karşıtlık) kavramı içinde gelişir. Bu dönemin müzik eserlerinde aynı tınıdaki çalgılar adeta birbirleriyle savaşırcasına ve karşıtlık oluşturarak kendilerini gösterirler. Karşıtlıklar üzerine kurulan Barok müzikte ritmik yapıda da büyük gelişmeler olur. Vurgular Rönesans devrinden farklı olarak abartılmıştır. Bu dönemde doğan opera ve kantatlar günümüzde de olduğu gibi abartılı bir tarzda seslendirilmiştir.

    Barok döneminin en gözde klavyeli çalgıları (kendisinden sonra gelecek çağın gözdesi olacak piyanodakinin aksine nüans olanağı olmayan) klavsen (cembalo, harpsichord) ve (piyanonun bir önceki basamağı olan) klavikordlar olmuştur. Ayrıca yaylı çalgı olarak viyoller yaygındır Viola da gamba (bacak viyolü - çello'nun atası) ve viola da braccia (kol viyolü - kemanın atası) en yaygın viyol türleridir.

    Dönemin ünlü bestecileri:
    Monteverdi (Barok dönem'i başlatan operası Orfeo ile ünlüdür)
    Lully
    Purcell (ilk İngiliz operası olan Dido and Aeneas'ı yazmıştır)
    Corelli
    Torelli (ilk konçertoyu yazmıştır)
    Scarlatti (555 klavsen sonatı yazmasıyla ünlüdür)
    Vivaldi (Dört Mevsim) keman konçertoları ile ünlüdür)
    Tartini (Şeytan Trili isimli keman sonatıyla ünlüdür)
    Rameau
    Couperin
    Telemann (Tafelmusik - Sofra Müziği isimli süitleri ile ünlüdür)
    Bach (Brandenburg konçertoları ile ünlüdür)
    Handel (Messiah oratoryosuyla ünlüdür)

    Barok mimari

    Versailles Sarayı
    Schönbrunn Sarayı, Viyana

    Versailles Sarayı

    Barok döneminde Paris’in kraliyet gücünü temsil eden Versailles Sarayı her prensin örnek aldığı bir yapı olarak göze çarpar.Barok devri yapıları prenslerin sahip oldukları kudreti gösterirler. Prenslerin bu yüzden malikanelerine verdikleri önem ve onlara harcadıkları para muazzamdı. Aynı zamanda bu dönemin binaları yaratıcının sanatsal gücünün ve mimari anlayışının da bir göstergesiydi.Bu dönemde sanat doğayı taklit etme değil, aksine onu biçimlendirme olarak anlaşılmıştır.Bu dönemde yapılan barok sarayları, fıskiyeli havuzları, görkemli heykelleri, bahçeleri, süslü ve muazzam salonları, duvar işlemeleri, tanrı ve mitoloji konulu resimleri bu dönemin mimarisinde yer alan temel unsurlardı. Bu dönemin şaşaalı görünüşü Barok mimarisinde kendini net olarak belli eder. Viyana, Potsdam, Dresden, Würzburg, Salzburg gelişmelerini bu dönemin prenslerinin mutlakiyetçi rejimlerine borçludur. Parklar içine kurulan görkemli şatolara halkın değil girmesi yaklaşması bile yasaktı. Kim saraya dahil değilse tebaa(kul) sayılıyordu. Bu göz kamaştırıcı ve süslü yapılar bu dönemden başka hiçbir dönemde bu kadar zerafete ve görkeme sahip olmamıştır.Bu dönem mimar ve yapıları şöyledir: Carlo Maderno, Francesco Borromini, Gian Lorenzo Bernini: Palazzo Barberini, Roma; 1625-1633. Francesco Borromini: San Carlo alle Quattro Fontane,Roma; 1634-1667 Baldassare Longhena: Palazzo Pesaro ,Venedig; 1650 Louis Le Vau, Charles Lebrun, Jules Hardouin-Mansart: Versailles Sarayı, Versailles; 1678-1684 Salomon de Brosse:Palais du Luxembourg , Paris; 1621-1662 Jules Hardouin-Mansart: Dôme des Invalides , Paris; 1676-1706 Elias Holl: Augsburger Rathaus; 1615-1620 Johann Lucas von Hildebrandt: Belvedere Sarayı, Viyana

    Kompestela Katedrali ve Aşk Çeşmesi

    Barok Resim

    Barok dönemi resim sanatı hem duvar hem de tuval üzerine yapılan resimleriyle Rönesans döneminden farklılık gösterir. Barok resimlerinde de tavan resimlerinde mimari çizimler boy gösterir. Rönesans dönemi resimlerindeki açıklık, düzlük, algılanabilirlik yerini duvar yüzeyinin görünmez şekilde işlenişine, derinlik etkisi uyandıracak şekilde çizilmesine bırakmıştır. Roma’daki San Ignazio Kilisesi tavanı böyle derinlik uyandıran bir çalışmaya örnek olarak verilebilir.

    Barok dönemi ünlü ressamlarından olan Tintoretto Maniyerist bir sanatçıdır ve resimlerinde Maniyerizm’den etkilendiği açıkça görülür. Barok dönemi resimlerinde Maniyerizm’in katkısının olduğunu söylemek aslında yanlış olmaz.Tintoretto’nun resimlerinde diyogonal bir düzenleme söz konusudur.Böyle bu sayede günümüz İsa’nın ışıldayan o haleli başına doğru kayar ve gerilere gider. Öte yandan Barok devri resim sanatının babası olarak görülen Caravaggio bu dönemde önemli ve değerli eserler bırakmıştır. İsa’nın Mezara Konuluşu (Vatikan) adlı yapıtında sağda ellerini acıyla kaldırmış azizeden başlayarak sola doğru kademeli olarak sıralanıp eğilen figürlerin hareketi, ısa’nın sarkan koluyla mezar taşına ulaşmaktadır. Hareket hem acıyı hem mezara konuluşu ifade etmekte, gerek ortadaki kırmızı şal gerek ustalıklı gölge-ışık kullanımı dramatik bir etki oluşturmaktadır. Caravaggio gerçekçi bir ressamdır. Çoğu birer işçi olan azizleri nasırlı ellerle ve çamurlu ayaklarla resimlemekten çekinmemiştir. Bu yüzden kiliseyle sık sık anlaşmazlığa düştüğü bilinir. Sanatçı Golyat’ın Başını Kesen Genç Davud (Gallerie Borghese, Roma) adlı resminde ise uyumlu hareketler, etkileyici yüz ifadeleri ve başarılı gölge-ışık kullanımıyla seyirciyi ürperten güçlü bir dramatik görünüm yaratmayı başarmıştır.

    17.yüzyılın Barok dönemin İspanya’da boy gösteren bir diğer ünlü Barok ressamı da Valezquez’dir. Velázquez bir saray ressamıydı ve çağdaşları tarafından “büyücü” diye adlandırılan sanatçının tablolarına yakından bakınca kalın renk lekelerinden başka bir şey görülmüyordu. Ama tablodan üç adım uzaklaşıldığı zaman her şey anlaşılıyordu, figür bu teknikle sağlanan büyüleyici bir renk ve ışık titreşimiyle canlanıyor, sanki soluk almaya başlıyordu. Bu özelliği en iyi gösteren örneklerden biri de Kraliçe Mariana’ nın Portresi’dir (Louvre, Paris)...

    Caravaggio - Işık ve gölgenin resmidir barok

    Barok Edebiyat

    Barok Dönemi Alman edebiyatı
    1600’lü yıllarda Almanya’da edebiyat konu ve üslup yönünden karışıklık içindedir. Bununla bağıntılı olarak da bu durumu ortadan kaldırıp düzene sokmak çabaları vardır. Bu dönemde Barok edebiyatçıları bu bağlamda büyük uğraş vermişlerdir. Özellikle özgün yapıtlar ortaya çıkarmak, Almanca’yı edebi bir dil boyutuna getirmek, taklitçiliğin dışına çıkarak özgün eserler verebilmek için çaba harcamışlardır.Bu edebiyatçıların başında Martin Opitz gelir ki Almanya’da Barok devri asıl olarak onunla başlar diyebiliriz. Barok devri kendinden önce dine kendinden sonra ise felsefeye dayalı, reformasyon ve aydınlanma arasında gelişmiş bir devirdir. Edebiyatta ağırlık nazım ve dramdadır. Barok devrinde nazımda(lirik) genel olarak konu ölüm düşüncesidir. Bu döneme göre ölüm kaçınılmazdır ve hayat fanilikten ibarettir. Sone bu dönemde etkin olan lirik biçimidir. Özellikle bu alanda Andrea Gryphius ve İtalyan Petrus de Vinea Barok dönemi sonesinin belirleyici isimleridir. Andrea Gryphius’un sone tarzındaki eserleri kaydadeğerdir. Dinsel boyutta çok fazla sayıda eseri vardır ve bunları “Sonn- und Feiertagsonette” adlı kitabında toplamıştır. Şiirlerinin çoğu da yine dini boyuttadır ve duayı andırırlar. Gryphius eserlerini genelde dini mistik bir tarzda ve ölüm korkusu, öte dünya konularını ele alarak işler.

    Roman ise daha çok burjuva konularına yönelen humarist roman doğrultusunda ilerler. Özellikle romanda epik kahramanlar yerini, kendisi, hayat tarzı ve dünya hakkında düşünen onları alaya alan bir anlatıcıya bırakır. Bu bağlamda İspanyol edebiyatında ün salmış olan komik roman(Schelmenroman) Cervantes’in Don Quijote’u Alman romanına örnek olur.

    Dil cemiyetleri
    Öte yandan Barok devrinde Almanca’yı yabancı dillerin etkisinden (İspanyolca, Fransızca, Latince…) kurtarmak için seferberlik başlatıldı.Bu bağlantıda Almanca yazmak ve Almanca!yı arılaştırmak düşüncesiyle hareket edildi. Bu amaca yönelik olarak dil cemiyetleri kuruldu. 1617’de kurulan “Die Fruchtbringende Gesellschaft”,”Palmenarden”, 1644’de kurulan “Pegnitzschäfer” ve “ Gekränte Blumenorden” bunlara örnek olarak verilebilir. Bunların içinden önemli olarak bahsedebileceğimiz “Die Fruchtbringende Gesellschaft” üyelerini asillerden ve burjuvalardan almıştır. Palmenarden dil kurumu Almanca’nın Fransızca etkisinden kurtulmasını, onu arı bir dil sayesinde kültür dili seviyesine yükseltmek niyetindeydi. 1642 yılında “Deutschgesinnte Genossenschaft” dil cemiyetinin kurucusu olan Zesen Yunan Tanrıça adlarına Almanca adlar verdi. Bundan başka Martin Opitz ise bu konuda bir de kuramsal kitap yazarak edebi dilin Almanca olması için uğraşlar verdi. BU devirde Almanca edebi duygudan yoksundu ve çoğu edebi eserler taklitten ibaretti, ilkel ve çocuksu eserler ortaya konuluyordu. Bu dil çalışmalarıyla birlikte özgün eserler verilmeye çalışıldı. Bu dönemde yapılan poetik çalışmaları barok devrinde kaydadeğer çalışmalardı. Bu çalışmalarda edebiyatın tekniğini saptamış ve bunları bire ders kitabı olarak hizmete sunmuş önemli poetikçiler vardır. Bunlar: Martn Opitz-“Buch von der deutschen Poeterei” Harsdörfer-“Poetischer Trichter” Zesen-“Hochdeutscher helikon" Buchner-“Verskunst” Schottel-“Teutsche Sprachkunst"
    İlgili bulmaca soruları:
    1. italyan müziği türü bulmaca
    2. italyan müziği türü


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Kolay Bulmaca Cevabı Bulma Robotu

    Cevap Yaz

    Bilgilendirme: Bulmaca sözlüğümüzde Haberturk, Hürriyet, Sözcü ve Posta gazetesinin günlük kare ve çengel bulmacalarının cevapları ve Bulmacahane, CodyCross, Words Of Wonders Guru, WOW Guru gibi bulmaca oyunlarının cevapları yayınlanmaktadır. Ayrıca diğer gazete bulmaca cevapları, bulmaca kitabı, çapraz, karışık bulmaca cevaplarınıda sözlüğümüzde bulabilirsiniz. Bulmaca sözlüğümüzden arama yaparak bulmaca sorunuzdaki cevabı kolayca bulabilirsiniz. Eğer cevap henüz sitemize eklenmemiş ise soru sor butonuna tıklayarak hemen cevap verilmesini sağlayabilirsiniz.

    Yakın zamanda para ödüllü online bulmaca çözebileceğiniz bulmaca servisimiz yayına alınacaktır. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak en iyi bulmaca çözenler listelerimiz olacak.

    Sözlüğümüzde cevabını bulabileceğiniz bulmaca çeşitleri: CodyCross bulmaca soruları, çengel bulmaca, kare bulmaca, sudoku bulmaca, rakam bulmaca, kelime şifre bulmaca, altıgen çengel bulmaca, halka bulmaca, sözcük avı, yapboz bulmaca, labirent bulmaca, mozaik bulmaca, resimli kelime bulmaca, 7 farkı bulun, lekare bulmaca ve kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları.

    Ayrıca bulmaca cevapları sözlüğümüzde aradığınız kelimenin eş anlamı, mecazen ve mecaz anlamları, eski dildeki karşılıkları, osmanlıca karşılıklarıi, zıt anlamlarını bulabilirsiniz.

    Unutmayın bulmaca çözmek zekanızı geliştirdiği gibi çağımızın en kötü hastalıklarından biri olan alzheimer içinde doktorlar tarafından en önerilen çözümlerden biridir. Şimdiden güzel, sağlıklı günler dileriz..



    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.