İşte Cevaplar
Cevap : Kamyon hikayesinde talihsiz kahramanı olan delikanlı hayatında ilk defa bindiği bir kamyonda yolculuğa çıkar. “Birçok defa gördüğü halde hiç içine binmediği bu acayip şey, çıkardığı gürültü ve insanı sersem eden hızıyla, ciğerlere ve beyne dolan sıcak benzin kokusu ile birdenbire korkunç bir kılık alan bu makine ona anlaşılmaz bir ürkeklik veriyordu.”. Kamyon kasasında yolculuk yapan delikanlının “benzi sapsarıydı. Bunun yarısı alışmadığı bir şeyde hızlı hızlı götürülmenin verdiği heyecan
ve korkudan, yarısı da başka bir şeyden geliyordu.”
Burada sözü edilen başka şey, aslında delikanlının yarısını peşin verdiği yol ücretinin geriye kalan yarısını ödeyemediğinde başına nelerin geleceğini bilmemesidir. Bu tür bir bilinmezlik delikanlıda huzurluğa neden olur ve onun kaygılanmasına zemin hazırlar.
Genç işçi, cebinde para olmadığı halde yaptığı bu yolculukta iki olası senaryo ile karşılaşacağının bilincindedir. Ya parası olmadığı için şoför tarafından çok feci bir şekilde dövülecek ya da İzmir’e yaklaştıkları zaman kamyondan usulca inip kimseye görünmeden kaçacak. Şoför tarafından tartaklanmayı göze alamayan genç işçi, İzmir’e varır varmaz gizlice kaçmaya karar verir. Bu aslında ikilemde kalan kişinin yapmak zorunda kaldığı bir tür tercihtir, “kişi, tehdide karşı bir direnişi olası görmeyebilir veya buna inanmayabilir. Veya kaçışın tercih edilir bir alternatif olduğunu düşünebilir ve kaçış olanaklı olduğunda, her zaman zarar verici olan bir mücadelenin risklerinden kaçınmak”daha mantıklı olabilir. Sonuç olarak her tercih ötekinden vazgeçmeyi beraberinde getirdiği için bu durum kaygıya neden olur. Kaygılı olan delikanlı, kaçış planını hayata geçirmek için uygun zamanı beklemeye başlar.
Bu sırada aklını kurcalayan birtakım sorulara yanıt bulmaya çalışır. Kaçtığı anlaşıldığında jandarmalar tarafından bir kaçak olarak aranıp aranmayacağı ve onlar tarafından dövülüp dövülmeyeceği konusunda kaygılanır. Bu yüzden kamyon “ilerledikçe büyüyen bir korku”ya kapılır. “Bu kamyon, bu gitgide gözünde büyüyen, bütün hislerine alışamadığı ve ezici tesirler yapan korku makinesi kendisini bir kıskaç gibi” yakalar. Kamyonun “ön sıralarda oturan efendilerin hep kendisine baktıklarını, biraz kımıldasa yakasına yapışacaklarını” zanneder. Bu nedenle hiç suç işlemediği halde bir suçluymuş gibi davranmaya başlar. “Suç işlediği için değil, suçlu olarak görüldüğü için kaygılanan birey, bu yolla suçlu olur.”. Dolayısıyla suçluluk duygusu hisseden delikanlıda üst benlik kaygısı görülür. İzmir’e yaklaşan kamyon yavaşlayınca delikanlı, “gözleri dönmüş, korkudan titreyerek, kendini dışarıya, yolun üstüne” atar. Bu durum delikanlının panik halinde olduğunu gösterir. Çünkü paniğe kapılan kişiler genellikle “nereye gittiklerini bilmeden kaçmaya çalışırlar.”. Delikanlı da hareket halinde olan kamyondan kaçmaya kalkışırken dengesini kaybeder ve kendini yerde bulur. Yere düşer düşmez uçuruma doğru sürüklenir. Böylelikle aşırı kaygının beraberinde getirdiği korku delikanlıyı hayattan koparır.
Diğer Cevaplara Gözat